durr_
New member
- Katılım
- 18 May 2007
- Mesajlar
- 104
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
valla infatuate
aradım ama bulamadım inş bu konu da yoktur
burda da konu bulmak bostancı da petrol bulmak gibi yaa:goz:
> > Toprak temizdi.
> >
> > Gokyuzu ve hava temizdi. Bize sunduklari da. Biz de temizdik.
> >
> > Pazardan peynir almak risk degil, sokak saticilari dosttu. Onlarla
> >selamlasiyorduk.
> > Merhabanin hatiri vardi.
> >
> > Hijyen, kalite ve garantinin belgesi iste bu merhaba idi. Sutcumuz,
> >yogurtcumuz, sebzecimiz vardi. Hal hatir sordugumuz, hangi zeytinden
> >hoslandigimizi bilen, iyi peynirden bizi haberdar eden bakkalimiz vardi.
> >
> > Simdi. Simdi potansiyel tehlike olarak goruldugumuz ve ustumuz
> >arandiktan sonra girdigimiz super marketlerin on binlerce cesidinin
> >arasinda "merhaba"dan mahrum alis veris yapiyoruz.
> > Labirentin icinde raflarda sekiller, mesajlar ve imajlar var.
> >
> > Reklâmlar bizi zaten kodlamistir onceden; algiliyor ve aliyoruz. Isminin
> >basinda hiper, super ve mega gibi sifatlarin bulundugu magazalarda, oraya
> >ne kadar cok giderseniz gidin, guvenlik gorevlileri, reyon sorumlulari ve
> >kasiyerlerle muhabbet kuramazsiniz. Market arabalaridir orada size en cok
> >tanidik gelen.
> >
> > Insan bazen laf atmak ister "isler nasil gidiyor" veya "hayirdir bugun
> >sol on tekerin gicirdiyor" diye. Insanin hayatinda kalabaliklar cogaldikca,
> >yalnizliklar da cogaliyor. Bakkallarin gidisiyle, sokaklarin ruhu da gitti.
> >
> > Ve lezzetler de gitti. Yilin on iki ayi muhtesem goruntusuyle arzi endam
> >eyleyen sanal domatesler gibi. Domates mevsimini kaybettigi gunden beri,
> >cok seyi kaybettik. Hâlbuki domates onemlidir. Mevsimi bittiginde gidisine
> >uzulmek, yoklugunda ozlemek zamani geldiginde kavusmaya sevinmek cok
> >onemlidir. Kokusu cok onemlidir. Yoresi ve lezzeti de. Her yore bir baska
> >domates, bir baska domates lezzeti demektir. Artik yorenin adi; sera.
> > Sadece domates mi? Ekmek mesela. Ekmek, ekmek gibi kokmuyor. "Bir dilim
> >ekmek" anlamini yitirdi. Ekmegi kesemiyorsunuz. Gercek bir dilim gibi bir
> >dilim cikmiyor.
> >
> > Vitaminlerle sisirilmis, kus gibi hafif ve lezzetsiz.
> >
> > Cay mesela. Cay, cay gibi kokmuyor. Seylanla Turk cayini, tomurcukla cay
> >cicegini karistirarak formuller uretiyor ve telef oluyoruz.
> >
> > Evet. Simdi, brokoliyle tanistik, dort mevsim domatesle ve daha neler
> >neler.
> > Imkânlar artti, cesitler artti. Simdi her sey her zaman var. Ama bu
> >hengâmenin, bu hayat duzeninin neticesi hamburgerle bas basa kalisimizdir.
> >
> > Simdi her sey, her zaman var ve her sey kiymetsiz.
> > Bir super marketten alisveris yapmaya calismak, sevdiginiz birini
> >bulamayinca telesekretere not birakmak gibi aslinda. Ikisinde de
> >muhatabiniz yok, icinizden konusursunuz; sizi duyan olmaz.
> >
> > Bu cagin cilvesi herhalde. Kalabaliklarin icinde yalnizligi yasamak ve
> >bundan keyif almaya calismak. Ama vakumlu, dondurulmus, hijyenik ve
> >ambalaji guzel hayatimizda eksIk bir seyler var. Onemli bir seyler.
> >
> > Domatesin tadi gibi. Bir merhabanin hatiri gibi...
> >
aradım ama bulamadım inş bu konu da yoktur
burda da konu bulmak bostancı da petrol bulmak gibi yaa:goz:
> > Toprak temizdi.
> >
> > Gokyuzu ve hava temizdi. Bize sunduklari da. Biz de temizdik.
> >
> > Pazardan peynir almak risk degil, sokak saticilari dosttu. Onlarla
> >selamlasiyorduk.
> > Merhabanin hatiri vardi.
> >
> > Hijyen, kalite ve garantinin belgesi iste bu merhaba idi. Sutcumuz,
> >yogurtcumuz, sebzecimiz vardi. Hal hatir sordugumuz, hangi zeytinden
> >hoslandigimizi bilen, iyi peynirden bizi haberdar eden bakkalimiz vardi.
> >
> > Simdi. Simdi potansiyel tehlike olarak goruldugumuz ve ustumuz
> >arandiktan sonra girdigimiz super marketlerin on binlerce cesidinin
> >arasinda "merhaba"dan mahrum alis veris yapiyoruz.
> > Labirentin icinde raflarda sekiller, mesajlar ve imajlar var.
> >
> > Reklâmlar bizi zaten kodlamistir onceden; algiliyor ve aliyoruz. Isminin
> >basinda hiper, super ve mega gibi sifatlarin bulundugu magazalarda, oraya
> >ne kadar cok giderseniz gidin, guvenlik gorevlileri, reyon sorumlulari ve
> >kasiyerlerle muhabbet kuramazsiniz. Market arabalaridir orada size en cok
> >tanidik gelen.
> >
> > Insan bazen laf atmak ister "isler nasil gidiyor" veya "hayirdir bugun
> >sol on tekerin gicirdiyor" diye. Insanin hayatinda kalabaliklar cogaldikca,
> >yalnizliklar da cogaliyor. Bakkallarin gidisiyle, sokaklarin ruhu da gitti.
> >
> > Ve lezzetler de gitti. Yilin on iki ayi muhtesem goruntusuyle arzi endam
> >eyleyen sanal domatesler gibi. Domates mevsimini kaybettigi gunden beri,
> >cok seyi kaybettik. Hâlbuki domates onemlidir. Mevsimi bittiginde gidisine
> >uzulmek, yoklugunda ozlemek zamani geldiginde kavusmaya sevinmek cok
> >onemlidir. Kokusu cok onemlidir. Yoresi ve lezzeti de. Her yore bir baska
> >domates, bir baska domates lezzeti demektir. Artik yorenin adi; sera.
> > Sadece domates mi? Ekmek mesela. Ekmek, ekmek gibi kokmuyor. "Bir dilim
> >ekmek" anlamini yitirdi. Ekmegi kesemiyorsunuz. Gercek bir dilim gibi bir
> >dilim cikmiyor.
> >
> > Vitaminlerle sisirilmis, kus gibi hafif ve lezzetsiz.
> >
> > Cay mesela. Cay, cay gibi kokmuyor. Seylanla Turk cayini, tomurcukla cay
> >cicegini karistirarak formuller uretiyor ve telef oluyoruz.
> >
> > Evet. Simdi, brokoliyle tanistik, dort mevsim domatesle ve daha neler
> >neler.
> > Imkânlar artti, cesitler artti. Simdi her sey her zaman var. Ama bu
> >hengâmenin, bu hayat duzeninin neticesi hamburgerle bas basa kalisimizdir.
> >
> > Simdi her sey, her zaman var ve her sey kiymetsiz.
> > Bir super marketten alisveris yapmaya calismak, sevdiginiz birini
> >bulamayinca telesekretere not birakmak gibi aslinda. Ikisinde de
> >muhatabiniz yok, icinizden konusursunuz; sizi duyan olmaz.
> >
> > Bu cagin cilvesi herhalde. Kalabaliklarin icinde yalnizligi yasamak ve
> >bundan keyif almaya calismak. Ama vakumlu, dondurulmus, hijyenik ve
> >ambalaji guzel hayatimizda eksIk bir seyler var. Onemli bir seyler.
> >
> > Domatesin tadi gibi. Bir merhabanin hatiri gibi...
> >