MeRaK EtMe AtaM ! BiZ BuNLaRı YaPMaDıK

Leke

Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Kurduğun Cumhuriyet, ekonomik anlamda tam bağımsız! Temelini attığın tesisler “küresel sermayenin” eline geçmedi!
Ne iç, ne de dış borcumuz yok!
Kişi başına düşen gelirimiz, dünya standartlarının bile üstünde!
Ve en önemlisi: ekonomik dinamiklerin, bağımsızlığımızı garanti altına aldığı bir ortamda; tesis ettiğin Cumhuriyet değerleri tam bir koruma altında!
Sermaye piyasamızın yüzde 72’si yabancıların elinde değil!
Bankacılık sektörünün yüzde 51’i yabancı kontrolünde hiç değil!
“Düşük kurun” nedenleri ile sonuçlarını ayırt edebilecek “finansal entelektüel” birikimimiz var!
Siyasetçi, “finansal entelektüel” zümre eksikliğinden faydalanarak; “sıcak paranın yarattığı” kısa süreli “cenneti” siyasi rantını maksimize etmek için kullanmıyor!
“Ekonomimizi IMF’ye”, “dış siyasetimizi Avrupa Birliği ve Amerika’ya” endekslemedik!
IMF ile milletimizin menfaatlerini korumak adına pazarlık etmesi gereken bakanımız, aynı zamanda İngiliz vatandaşı değil!
Üretim reflekslerimiz kaybolmadı! Sıcak paranın bastığı kur ile “üreten dinamikler” kesinlikle “ithalatçı” olma yoluna girmiş değil. Üretiyoruz!
Dış politikada alınması gereken kararlar, güvenlikte atılması gereken adımlar, devletin en yetkili makamlarında aman “piyasa bozulmasın” diye geciktirilmiyor. Piyasa devleti olmadık!
Vatandaşların yabancı bankalara borcu 50 milyar doları aşmadı!
İç ve dış borç son 5 yılda dolar bazında, Cumhuriyet tarihinden fazla artmadı!
Bir yıllık bütçemizde faiz gideri “eğitim ve sağlık” harcamalarımızın “10 katı” değil!
Sıcak para, ülkenin “ekonomik reflekslerini” çürütmüyor!
“Avrupa Birliği ne der?” kaygısı ile Hava Kuvvetlerimiz’i “terörist unsurlara karşı kullanılamıyor” değiliz!
Deniz Kuvvetlerimiz’e ait bir muhrip “müttefik bir ülke tarafından” vurulmadı! İçinde onlarca seçme subayımızı taşıyan uçağımız “ilk uçuşunda” düşmedi! Ve en önemlisi askerlerimizin başına çuval geçirilmedi!
15 askerimizin şehit olduğu gün en yetkili ağızlarımız; “Sayın Başkan ile 1 ay sonra görüşeceğim, gerekeni yapacağız” açıklaması yapmadı!
Askerlerimizin “şehit olduğu” dakikalarda “el konduğu için devlet kontrolünde olan” televizyon kanalımızda “dansöz oynatılmadı!”
Vatandaşlarımızın bir bölümü “seve seve ölüme” giderken, bir bölümü “malı götürme” sevdasına düşerek; “hangi toprakta yaşadığını bile umursamadan” kendilerine doları “efendi” edinmediler!
Askeri personelimizin “maaş bilgileri” olan bankanın tamamını askerlerimizi şehit eden “mayını üretenlere” kredi desteği veren “yabancı bankalara” satmadık!
Merak etme ATAM! Biz bunların hiçbirini yapmadık! Sana ve silah arkadaşlarına “sadık kaldık” ve en önemlisi kurduğun Cumhuriyetin özünden “asla ayrılmadık!”
Sen rahat uyu, zira biz burada daha rahat “uyuyoruz”...
Hepimize “iyi uykular”...


Yiğit Bulut

Yorumsuz . körü körüne bir partiye sempatizan olanlar okumalı bence .
 
evet bunların hepsini bir parti yaptı
Körür körüne demek bu olsa gerek bundan önce uyu uyu bu gün kalk ne yaptınız siz de.
sen uyurken neler oldu neler.
 
Hükümet için ellerinde en önemli gerekçe olarak ekonomiyi görenler,önemli bir ekonomist olan bu yazıdan bir anlam çıkartabileceklermi?Ben sanmıyorum.
 
Bence sorgulamaya geçmişten başlanmalı.Türk siyaset tarihini,liderlerini,bürokratlarını ve hatta hatta dokunulmazların hepsini sorgulamalı.
Sorgulamalı ki;
geleceğimiz olan çocuklarımıza işte tam bağımsız diyebileceğimiz TÜRKİYE bırakalım.
 
Siz uyumaya,bizde yolumuza devam edelim.
Millet size dersinizi verdi ama siz anlamak istemiyor hala ders vermekten bahsediyorsunuz.
Devam edin şikayet mektuplarınıza.
 
Siz uyumaya,bizde yolumuza devam edelim.
Millet size dersinizi verdi ama siz anlamak istemiyor hala ders vermekten bahsediyorsunuz.
Devam edin şikayet mektuplarınıza.

Siz uyanıksınız ya yeter.Bırak biz uyuyalım.Neyin uyanıklığı o ayrı bir konu.Gerçek uyuyanı zaten tarih yazacaktır.Hitler de,Mussolini de demokrasiyle iş başına gelmişlerdi ve ikiside arkalarında hep kalabalıklar buluyorlardı ve şimdi ise tarih onları yargılıyor. Ayrıca, Ne dersinden bahsediyorsun ki Baykal'a ders vermiş olabilirsiniz,Bahçeliye de vermiş olabilirsiniz ama bizim gibi siyaset değil,toplumsal çıkarları ve idealler peşinde koşanlara ise emperyalizme kayıtsız şartsız teslim olan sizlerin verebileceği hiç bir ders olamaz ve aslında burada bizler ders veriyoruz bu konuda ama malesef sizlerin ders almaya pek niyetiniz yok.Kurunun yanında yaş da yanar örneği,yaş olarak bizlerde yanınızda yanmayalım diye uğraşıyoruz ama verdiğimiz çaba sanırım sizler için nafile olacak gibi görünüyor.Görünen o ki umutsuz vakalar olarak görünüyorsunuz.
 
1938 den beri yan gelip yattık,
Devrimleri rafa kaldırdık,
AB kapılarında ağlandık,
Bir alt üst gidiyor, kimliğimizi yitirdik,
Dini siyasete, siyaseti dine alet ettik,
Doğayı katlettik, çevreyi kirlettik, Türkçeyi tükettik
İti çakalı, haini döneği düşmanı; sen kovdun
Biz baş tacı ettik,
Sen Batıdan bilim alın dedin biz akıl ve icazet aldık....
Her sene izindeyiz der dururuz
Tek bildiğimiz böylesine bir durmak işte,
Affet bizi .....
 
Bu konuda ben sözü Aziz NESİN'e bırakıyorum.

Ata'm Izindeyiz!

Atam, hala yasiyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Alti oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!

Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!
Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
'Atam, Atam...' derler ama,
Bir adiniz var sizin de...

Halkçilikla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de...
Çoktanberi sahteciler,
Agir çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalniz,
Amerikan dövizinde!

Sorma Ata'm, halimizi,
Hal mi kaldi anlatacak...
Iste geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptik, izindeyiz!

Sanayide henüz daha,
Cafer için lazim diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçecegiz Avrupa'yi
Ama simdi izindeyiz!

Hocamiz var, hacimiz var,
Uçan kusa borcumuz var,
El oglunun agzindayiz!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!

Evet, dogru söylemissin:
'Türk milleti çaliskandir! '
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!

Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün degil, bu yil degil,
Çoktan beri izindeyiz!

Ilerledik Ata'm öyle,
Simdi görsen tanimazsin:
Amerikan tarzindayiz!
Arasan da bulamazsin,
Otuz yildir izindeyiz!

Aziz Nesin


Aziz Nesin 30 yıl demiş ama aslında şimdi 70 yıl olarak değiştirmek gerekir.
 
Bu bağnazlıkla nereye kadar ?



Bu sözlerimiz AKP’ye oy atan tüm vatandaşlaradır;

Çanakkale Savaşı ile başlayan ve 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla resmen ilan edilen İstiklâl Savaşı ile Türk evladının mübarek kanı üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en ağır kuşatması ile karşı karşıya bulunmaktadır. 2007’ye geldiğimizde ise AB+D yönetiminin her isteği emir telâkki edilir olmuş, her alanda 84 yılın kazanımları olan Türk Devleti’nin bütün “kırmızı çizgileri” resmen ihlâl edilmiş hatta yok edilmiştir.

1938’de Başbuğ Atatürk’ün ebediyete intikali ile başlayan “milli şef” döneminde; ilk iş ders kitaplarından, devlet dairelerinden, paralarımızın üstünden Başbuğ Atatürk ve bozkurt resimleri kaldırılmış Türk Milleti’nin hafızası silinmeye çalışılmıştır. 1944 yılında Türk Milliyetçileri’ne yapılan zulüm ile de yıllarca sürecek bir dava, asıl mesele “resmen” ortaya çıkmıştır: Türk vatanında Türk’ü yok etmekÖ 1960 yılında yaşanan ihtilâl, sürgünler ve idamlarla desteklenen süreç sonunda gelinen 1980 yılında ise cephelere ayrıştırılan Türk Milleti tarihinin en büyük kargaşası içinde bir tercihe zorlanmıştır. Bu gün de aynen geçerli olan tercih açıktır: “Ya teslimiyetçilik, ya milliyetçilik…”

1944 ve 1960 yıllarında yaşananlarla CHP’nin sola kaymasından sonra Atatürk’ün askeri Alparslan Türkeş önderliğinde başlayan Milliyetçi Hareket, siyasal ve fikri manada milliyetçilik noktasında “tek merkez” olmuştur. Sağ-sol, komünist-faşist, laik-antilaik gibi kutuplaşmalarda her zaman “merkez” olan ve duruşunu hiç bozmayan MHP bu gün de “Türk Milleti’nin merkezinde” durmaya ısrarla devam etmektedir.

1980’de durum kontrolden çıkınca oluk oluk akan kana rağmen “şartların olgunlaşması” beklenerek sahnelenen ihtilal sonrasında, “esarete ve mandacılığa hayır” diyen Türk milliyetçileri “yine” işkencelere ve idamlara yollanmışlardır. Sistem ve yerli işbirlikçileri ile, vatan evlatlarının büyük mücadelesine yine kan bulaşmıştır.

Menderes döneminde “Marshall yardımları” adı altında başlayan, Demirel ve Özal döneminde “IMF ve Dünya Bankası politikaları adı ile” aynen ve arttırılarak devam eden Düyun-u Umumiye politikaları, ekonomik borçlandırılma / kültürel yozlaştırılma ve her alanda teslimiyet süreci Sayın Erdoğan’ın AKP’si ile zirve yapmıştır.

AKP’nin iktidar olma sevincini sadece siz kutlamıyorsunuz, Amerika’sı, Yunan’ı, Rum’u, PKK’sı, vesayresi, tarihteki tüm dibe çöküşümüz için fırsat kollayan oluşumlar, AKP iktidarını desteklemekte ve kutlamakta. Amerika demokrasimizi övüyor, büyük lütuflarda bulunuyor büyük müttefikimiz. Tıpkı, PKK’ya silah yardımında bulunduğu, AKP’nin teröre olan toleransını bildiği üzere, özellikle onu desteklediği gibi. Neden, her fırsatta Türkiye’yi bölmeye çalışan dış güçler, bu hükümeti istiyor diye hiç düşündünüz mü ? Hayır, düşünmezsiniz; çünkü siz partizansınız, takım tutar gibi parti tutanlardansınız.



Demokrasi kazandı, cumhuriyet kazandı diyorsunuz. Cumhuriyet’in temel niteliklerini “RP” zamanında çiğnemeyen adamları mı kalmış bu soysuzların ? Sayın Başbakanımız “Ya laik olacaksın ya Müslüman” sözünü, Sayın Dışişleri Bakanımız ise Cumhuriyet’i istemiyoruz başlıklı demecini Times gazetesine vermemiş miydi ? “Laiklik” Cumhuriyet’in en büyük temel niteliklerinden ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden değil midir ? Neden şimdi görüşler değiştirilmiş gibi aksedilmeye, bu saf, temiz ve gerçekleri gösterilmeyen halka onlarca “Ulusa Sesleniş” konuşmalarıyla kabul ettirilmeye çalışılıyor.



Sana soruyorum sayın çiftçi, “Ananı da al git” diyen zihniyeti ne diye barındırıyorsun hâlen ülkende ? Sizlere soruyoruz şehit aileleri, evlatlarınıza “kelle” diye hitap edenleri neden hâlen başımıza getiriyorsunuz ? O şerefsizi İmralı’da besleyenleri ne zaman hak ettiği yere koyacaksınız ? Her şey bir çuval kömür için mi esnaf vatandaşlar ? Bu taassupkâr tutumunuz, at gözlüğü ile dolaşma vakti ne zaman son bulacak ? Dinin savunuculuğunu mu yapıyor sanıyorsunuz ? Hatayı anlamanız için illâki yurdumuzun dört bir yanı yeniden mi düşmanlarla sarılması gerek ? Biz sürekli Mustafa Kemâl Atatürk gibi mucizeler mi bekleyeceğiz ?



Başbakan Erdoğan, azdırdığın terörün, şehit kanlarının, ümit verdiğin bölücülüğün, yağmaladığın milli servetlerin hesabını çok yakında vereceksin. Sayın Başbakan’a sesleniyorum: Milliyetçi Hareket’in geçmişi, Türk milletine bağlılığın ve sevginin tarihidir. Sen onların geçmişi ile uğraşacağına, kendi geçmişine bak. Sen değil misin Cumhuriyetin değerlerine karşı çıkan, şehide ’kelle’, katile ’sayın’diyen, çiftçiye ’al ananı git’diyen, PKK’nın demokratik cumhuriyet zırvası projesini ortaya koyan, Türkiyelilikten bahseden? Sen değil misin, vatanını bölmeye çalışanlarla kol kola giren? Sen tüccarlık yaparken, sinsi sinsi Cumhuriyetle hesaplaşırken, Milliyetçi Hareket’in şerefli mensupları Türk vatanı ve devleti için bedel ödüyordu. Sen önce azdırdığın bölücülüğün hesabını ver. Sen önce sattığın vatan topraklarının bedelini öde.



AKP iktidarı ile milli kimlikte tahribat yaşanmış, Türk Milliyetçiliğine düşman tavrı takınılmıştır. Bu bize Osmanlı’nın son dönemlerini hatırlatıyor Sayın Başbakan ! Kıymetlerimizi Dubai şeyhlerine pazarlamıştır, varlıklarımızı Ermeni diasporasına terk etmek istemiştir. En karlı kuruluşlarımızdan olan Petkim’in bir ucu Rumlarda bir ucu Ermenilerde olan sermayeye teslim edilmesi de AKP iktidarının gerçek niyetini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Milli varlıklarımız özelleştirme adı altında yabancılaştırılmıştır.

Hele son günlerde, seçime 15 gün kala bu ne aceleciliktir. Bu ne kıymet, değer bilmezliktir. PETKİM'i niçin satıyorsun? Haydi diyelim satmak zorundasın, bula bula sözde Ermeni soykırımı iddiasıyla Türkiye'nin ümüğünü sıkmaya çalışan Ermeni diasporasının finans babasını mı buldun?" Satın Başbakan satın, elde avuçta ne varsa yabancıya devredin, peşkeş çekin. Ancak unutmayın, bu halk bilinçlendiğinde sizi oraya çıkardığı gibi indirmesini de bilecektir.



Erdoğan’ın iktidarı zamanında hiçbir banka batmamış, bununla da övünüyor. 57. Hükümet döneminde kurulan bankalar öyle kötü yönetilmiş, devletin ve milletin yükünü arttıracak hâle gelmişti ki satılmak zorundaydı. Hepsi kapatıldı, peşkeş çekmek için satılmadı hiçbir yere, sen sattıklarının hesabını ver Sayın Erdoğan ! Ülkede bu şartlar altında bankaların batması zaten mümkün değildir ki , Türk Milleti borçlandırıldıkla bankalar büyümekte. Bankaların %36’sı da sayenizde Yunanlılar başta olmak üzere yabancıların eline geçmiş. Sen kimsin be Yunanistan, Türkiye’deki bankalara sahip oluyorsun ? Bu soygun ortamında bankalar neden batsın ? Ama unutulmasın ki başka batanlar yok değildir. Dükkânlarını siftahlemeden kapatan esnaf, namuslu işadamları ve sanayiciler batmaktadır. Kamyonunun tekerini döndüremeyen nakliyeci batmaktadır.



Başbakan Türkiye'yi 4 yıl 8 ayda uçurduğunu söyleyip övünmektedir. Sanal zenginlik ve başarı masalını tekrar edip durmaktadır. Emrinde olan basın, emrinde olan medyayla. Ya TOKİ'nin düzenlediği mitinglerde, ya da televizyonun her saatinde Türkiye'yi cumhuriyet döneminde hiç kimse bir şey yapmamış, gelmiş geçmiş 57 hükümet hiçbir şey yapmamış, ne varsa bugün Tayyip Erdoğan elindeki bir sihirli değnekle 84 yılın birikimini geldiği gün yapmış. Böyle bir saçmalık olur mu? Böyle bir vefasızlık olur mu? He sen yaparsın, zaten Mustafa Kemal Atatürk’ü de hiçe sayan sen değil misin. Her gün bir vatan evladı şehit olmaktadır. Ve bu kara tablonun önünde duran başbakana göre Türkiye uçmaktadır. Türkiye AKP ile gerçekte uçurumun kenarına getirilmiştir



Türk milletinin kardeşliğini bozanları unutacak mısınız? Manevi değerler üzerinden yapılan ucuz siyaseti unutacak mısınız? Ülkemizi yoksulluğa ve yolsuzluğa mahkum edenleri unutacak mısınız?



Geçenlerde açıklandı ki Türkiye kendi ürettiği elektriği yarı fiyatına Barzani'ye veriyor. Duymuşsunuzdur. İşte Başbakan'ın neden operasyon yapamadığının en güzel izahı buradadır. Aşiret reisi orada terörist üretsin, üstümüze salsın, vatan evlatları

şehit edilsin, sen elektrik üret, yarı fiyatına teröriste ikram et. İşte

başbakanın büyüyen Türkiyesi burada. Kendisi ya hava alanında görülüyor, ya havada görünüyor. 3-5 tane basın mensubuyla sanki 789 bin kilometre kare toprak alanında konuşacak yer bulamamışlar da 8 bin fit yukarıda sohbet ediyorlar. Demek ki uçan sadece ve sadece Başbakan. Kimin malını kime veriyorsan. Santral bu milletin, kaynak bu milletin, üreten bu millet. Millete pahalı, başkasına ucuz. Senin terörle mücadele zihniyetin bu.



Türkiye’de Lozan delinmiş, Sevr hortlatılmış, kardeş kavgası körüklenmiş, üniter yapı, milli devlet ve vatanın bölünmezliği tartışılır hâle gelmiştir. Sen oyunu AKP’ye verdikten sonra bunların hiç birine karşı çıkamazsın ! Artık sen bunları kabul ettin. Sürekli medya ile içli dışlı olanlar, satılmış medyası ile “Medya Maymunluğu” yapmaya devam ededursunlar, biz Atatürk’ün “Bursa Nutku” nu daha unutmadık, unutturmayız.
 
yahu yaram depreşti unutma unutturma
eline sağlık herkes her şeyi bilmeli
 
Halkın %47 si yanlış biliyo yüzde bilmem kaçına tekamül edenler doğru biliyo.
Yeter be attığınız iftiralar suyun üstünde bile değil artık göklere çıktı.
Pkk dan dem veriyorsunuz, mecliste ne işi var dtp nin diyorsunuz Leyla zana denen ilk milletvekili pkk lı yı meclise siz getirmedinizmi? (Erdal inönü başbakanlığında) Şimdi kalkıpta yok bu böyle yok bu şöyle demenizin hiçbir anlamı yok. Bir diğeride halkın bankalara olan borcu falan fıstık Adamlar kaynak sağlamışlar ne güzel iş yapmak isteyenlere kobi desteği adı altında 100bin ytl kredi verildiğinide örnek verin o zaman. Hiç değilse türkiye iş bankası gibi hisse senetlerinin artışı azalışı ile halkın madur kesimlerini hiç dipaltı etmiyorlar. iş bankası kuruluşu gereği tamamiyle chp nin değil bunu iyi biliyorsun devletin parasını neden vermiyorsunuz? (yanlış biliyorsun diyenler iş bankası kuruluş iç tüzüğünü okuyunuz) Bu vatandaşın hakkına gasp değilmi? Deniz baykal bile gerçekleri görmeye başladı. Sayısız karşıt örnek verebilirim.
Buna körü körüne bağlanma diyorsunuz Herşey ortada oy oranları genel bütçe ve faiz artış oranları, Tansu, Mesut yılmaz ve deniz baykalın muhalefet olduğu her hükümet döneminin zamanlarıyla kıyaslayınız.

Şefaat Hz.Muhammed (s.a.v) efendimize, alimlere ve şehitlere verilmiştir. Allah'a emanet olun forumdaşlarım.
 
Geri
Üst