- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Bundan bir süre önce Zafer Mutlu'ya ait olan okulun binası yıkıldı... Onca kaçak bina sapasağlam dururken sıra okulların açılmasına kısa süre kalan Kemer Koleji'ne mi gelmişti... Belli ki bu 'şahsi' bir yıkım kararıydı. Apar topar karar verilmiş ve harekete geçilmiş...
Zafer Mutlu hükümete muhalif yayınlarıyla tanınan Vatan gazetesinin kurucusu. Bir süre önce gazetesiyle birlikte kendisi de hükümetin hiç hoşlanmadığı Doğan Grubu'na katıldı...
Tesadüf mü?
***
Vatan gazetesinin yayın yönetmeni Tayfun Devecioğlu'nu ifade vermek için Emniyet'e çağırmışlar. Devrimci Karargah Örgütü'yle ilgili bir soruşturma kapsamında... Bundan bir süre önce Vatan gazetesinden bir editör de gözaltına alınmıştı; hala içeride.
Şimdi gazetenin genel yayın yönetmenini de ifade vermek için Emniyet'e çağırıyorlar...
Bu soruşturma aylardır sürüyor... Bir türlü sonuç alınamıyor...
Sizce Zafer Mutlu'nun okulunun yıkılmasıyla Tayfun Devecioğlu'nun ifadeye çağrılması arasında hiç ilişki yok mu?
***
Bir süre önce yazmıştım... Rekabet Kurulu üyeleri bir sabah Hürriyet ve Milliyet gazetelerine baskın yapıp reklam departmanından yüzlerce sayfa belgenin fotokopisini almışlar, bir tam gün mesai yapıp her yeri didik didik etmişlerdi...
İşin ilgin yanı, birinci kattaki reklam departmanında Rekabet Kurulu üyeleri, beşinci kattaki patronlar katında da Maliye müfettişleri inceleme yapıyordu.
Binayı en tepeden tabana kuşatmak psikolojik bir baskı göstergesi değil mi?
Zafer Mutlu, Tayfun Deveciğlu vak'alarıyla bu incelemeler birbirinden bağımsız olabilir mi?
***
Dün medya ani bir haberle sarsıldı... Doğan Grubu'na rekor bir vergi cezası kesildi... Geçen kış yine bir ceza kesilmişti, şimdi onun üç katı bir ceza daha kesildi.
Doğan Grubu'na eski parayla ne kadara tekabül ettiğini hesaplayamadığım miktarda bir toplu fatura çıktı: 4.5 milyar TL.
Bu apaçık bir batırma girişimidir... Doğan Grubu'nun elindeki bütün mallara el koymak, şirketlere sahip olmak, medyayı ele geçirmek için kesildi bu astronomik ceza.
Doğan Grubu'nu 'bitirme andı' yürürlüğe kondu...
Bu ceza, Zafer Mutlu'nun okulunun yıkılmasından, Tayfun Devecioğlu'nun sorgulanmasından, medya binalarının 'denetlemeyle' kuşatılmasından farksız mı?
***
Biz medya çalışanları bir baskı rejiminde altında gazetecilik yapmaya çalışıyoruz çoktandır... Giderek, bu işi yapabileceğimiz mecralar azalıyor, sesimizi duyuracağımız kanallar kapanıyor ve kıstırılıyoruz...
Doğan Grubu'na yapılan, sağdan, soldan, alttan, üstten düpedüz bir baskıdır... Dört bir yanımız çevrilerek gözümüzün önünde bir medya grubu yok edilmek için uğraşılıyor...
Ey Cemaat'in askeri, söyle bakalım, bu yüzden mi 'medyada tasfiye' tartışması açtın?
Mesleğimiz içindeki bazı arkadaşlar 'Türkiye demokratikleşiyor' diyor... Bu mudur demokrasi ve özgülükten anladığımız; basının susturulması, herkesin tek üniforma tipine indirgenmesi, herkesin aynı dili konuşması mı?
Bu kadar aleni tezgahlanan bu oyunu görmüyor musunuz? Hangi demokrasiden, özgürlükten söz ediyorsunuz?
Bu işi yapmak giderek zorlaşsa, sesimizi kısmak için mücadele verseler de, birileri gidişatı görmese de, göz yumsa da...
Birilerinin artık doğru bildiğimizi söylemekten vazgeçmemiz gerekiyor...
Gerekirse 'vuruşarak çekilme' yöntemine başvurarak...
Oray Eğin
Guguk Devleti Türkiye'den Aydın Doğan'a Rekor vede Kanunlara Aykırı Ceza'yı çok iyi yorumlamış
Zafer Mutlu hükümete muhalif yayınlarıyla tanınan Vatan gazetesinin kurucusu. Bir süre önce gazetesiyle birlikte kendisi de hükümetin hiç hoşlanmadığı Doğan Grubu'na katıldı...
Tesadüf mü?
***
Vatan gazetesinin yayın yönetmeni Tayfun Devecioğlu'nu ifade vermek için Emniyet'e çağırmışlar. Devrimci Karargah Örgütü'yle ilgili bir soruşturma kapsamında... Bundan bir süre önce Vatan gazetesinden bir editör de gözaltına alınmıştı; hala içeride.
Şimdi gazetenin genel yayın yönetmenini de ifade vermek için Emniyet'e çağırıyorlar...
Bu soruşturma aylardır sürüyor... Bir türlü sonuç alınamıyor...
Sizce Zafer Mutlu'nun okulunun yıkılmasıyla Tayfun Devecioğlu'nun ifadeye çağrılması arasında hiç ilişki yok mu?
***
Bir süre önce yazmıştım... Rekabet Kurulu üyeleri bir sabah Hürriyet ve Milliyet gazetelerine baskın yapıp reklam departmanından yüzlerce sayfa belgenin fotokopisini almışlar, bir tam gün mesai yapıp her yeri didik didik etmişlerdi...
İşin ilgin yanı, birinci kattaki reklam departmanında Rekabet Kurulu üyeleri, beşinci kattaki patronlar katında da Maliye müfettişleri inceleme yapıyordu.
Binayı en tepeden tabana kuşatmak psikolojik bir baskı göstergesi değil mi?
Zafer Mutlu, Tayfun Deveciğlu vak'alarıyla bu incelemeler birbirinden bağımsız olabilir mi?
***
Dün medya ani bir haberle sarsıldı... Doğan Grubu'na rekor bir vergi cezası kesildi... Geçen kış yine bir ceza kesilmişti, şimdi onun üç katı bir ceza daha kesildi.
Doğan Grubu'na eski parayla ne kadara tekabül ettiğini hesaplayamadığım miktarda bir toplu fatura çıktı: 4.5 milyar TL.
Bu apaçık bir batırma girişimidir... Doğan Grubu'nun elindeki bütün mallara el koymak, şirketlere sahip olmak, medyayı ele geçirmek için kesildi bu astronomik ceza.
Doğan Grubu'nu 'bitirme andı' yürürlüğe kondu...
Bu ceza, Zafer Mutlu'nun okulunun yıkılmasından, Tayfun Devecioğlu'nun sorgulanmasından, medya binalarının 'denetlemeyle' kuşatılmasından farksız mı?
***
Biz medya çalışanları bir baskı rejiminde altında gazetecilik yapmaya çalışıyoruz çoktandır... Giderek, bu işi yapabileceğimiz mecralar azalıyor, sesimizi duyuracağımız kanallar kapanıyor ve kıstırılıyoruz...
Doğan Grubu'na yapılan, sağdan, soldan, alttan, üstten düpedüz bir baskıdır... Dört bir yanımız çevrilerek gözümüzün önünde bir medya grubu yok edilmek için uğraşılıyor...
Ey Cemaat'in askeri, söyle bakalım, bu yüzden mi 'medyada tasfiye' tartışması açtın?
Mesleğimiz içindeki bazı arkadaşlar 'Türkiye demokratikleşiyor' diyor... Bu mudur demokrasi ve özgülükten anladığımız; basının susturulması, herkesin tek üniforma tipine indirgenmesi, herkesin aynı dili konuşması mı?
Bu kadar aleni tezgahlanan bu oyunu görmüyor musunuz? Hangi demokrasiden, özgürlükten söz ediyorsunuz?
Bu işi yapmak giderek zorlaşsa, sesimizi kısmak için mücadele verseler de, birileri gidişatı görmese de, göz yumsa da...
Birilerinin artık doğru bildiğimizi söylemekten vazgeçmemiz gerekiyor...
Gerekirse 'vuruşarak çekilme' yöntemine başvurarak...
Oray Eğin
Guguk Devleti Türkiye'den Aydın Doğan'a Rekor vede Kanunlara Aykırı Ceza'yı çok iyi yorumlamış