Medieval II: Total War Oyunu İndir

wahit17

New member
Katılım
29 Ara 2007
Mesajlar
148
Reaction score
0
Puanları
0
Şimdi bu yazıyı okuyan herkesin hayat meşgalesi ile ilgili kafasının içerisinde düşünmesini engelleyen ne var ise unutmasını rica ediyorum. Düşüncelerimizi arındırdıktan sonra üç kez derin nefes alıp verelim. Bunu yapıyoruz çünkü iyi düşünebilmek için gerekli. Nefesimizi aldıktan sonra hafifçe geriye yaslanalım fakat yazıyı görebilecek uzaklıkta olmanız lazım. Önemli noktaya gelmiş bulunuyoruz! Tarihin tozlu sayfalarında bir padişah olduğunuzu düşünün; devletin sorumlulukları sizin üzerinizde, halkınızın sorunları, devletler arası politikanız, savaş alanında ölen şehitlerin verdiği evlat acısı, yeni veliahdı belirleme tereddüdü ve büyük sıfatının bile yetersiz kalacağı birçok önemli sorumluluk… Evet, gözlerimizi kapatıp bu durumu beş dakika düşünelim… Düşünmek bile yetmiyor bu duyguları anlamaya, öyle değil mi? Oysa şanlı ecdadımız binlerce yıl bu sorumlulukların üstesinden gelmeyi başarmış ve tarihin her sayfasına imzasını atmıştır. Siz de bir Alparslan, Fatih Han, Timur Han, Richard, Joan of Arc, Papa, El Cid, Konstantin, Selahaddin Eyyübi, Kızıl Erik, Barborossa, Batu Han veya adını yazamadığımız diğerleri gibi önemli bir kahraman olmak ve tarihi yeniden yazmak istemez misiniz? Zaman makinesine gerek yok, sizlere bu duyguları yaşatacak yegâne oyun olan Medieval II: Total War’ı inceledim.
Medieval’ın Türkçe’mizdeki karşılığı ortaçağdır. Yani isminden anlaşılabileceği gibi oyunumuz Ortaçağ döneminin en önemli zamanlarını içermektedir. Oyunun ismi yanında bulunan “II”nin nedeni ise ilk çıkan Medieval`ın grafiksel olarak çığır açmış bir şekilde tekrar piyasaya sürülmesidir. Yani korkmaya gerek yok, bu bir devam oyunu değil. Bizim bildiğimiz tarihte ortaçağın bitişi Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul`u fethetmesiyledir fakat Avrupalılar bunu kabul etmiyorlar! Onlara göre ortaçağın bitişi Rönesans akımının başlamasıdır bu yüzden oyunumuzun tarih dilimi 1080 – 1530 arasıdır. Kısacası neden bitiş tarihi 1453 değil diye düşünmeyin.
Bu tarih dilimleri arasında hüküm sürmüş ve dünyaya namını duyurmuş Timurlular’dan tutun İngilizler’e hatta Aztekler’e kadar toplam da 21 devlet oyunda yerlerini almış yönetilmeyi bekliyor. Fakat gelişigüzel istediğimiz devleti seçemiyoruz. Ne yazık ki ilk olarak Kutsal Roma Germen, İngiltere, Fransa, İspanya veya Venedik devletlerinden birini seçip oyuna başlıyoruz. Mesela Türkler ile oynamak istiyorsanız oyun içerisinde Türkleri tarih sahnesinden silmeniz gerekiyor. Ancak bu şekilde oynanabilir kılınıyor. Ama ben bunu yapamam diyorsanız, bu durum için bir çözüm yazmış bulunmaktayım, gerekli bilgi için forumumuzu ziyaret edebilirsiniz.
Oyunda Timurlular, Altın Orda ve The Turks (Selçuklu, Osmanlı) olmak üzere dört tane Türk devleti bulunmakta. Daha önce tarihin her sayfasına imzasını atan ecdadımızın olduğunu söylemiştik. CA firması da bu durumu göz ardı edememiş, edememiş ama kıskandığından olsa gerek diğer devletlere özenildiği kadar Türk devletlerine özenilmemiş. Dikkat edin Arap devletleri bile daha iyi yansıtılmış. Yani Müslümanlığı geçtik, sadece Türk devletlerine karşı bir özensizlik söz konusu.
Ortaçağ, dinler adına verilen savaşları ile ünlüdür. Cihatlar ve Haçlı seferleri bu din savaşlarının en ünlüleridir. Cihat: İslam için yapılan her türlü uğraştır, bu genel tanımı. Cenk ortamındaki ise; daha çok “savunma” amaçlı olmakla beraber tehdit var ise İslam’ı korumak için yapılan savaşlardır. Haçlı seferleriyse Hristiyanların, siyasi, ekonomik ve dini amaçlarla, papanın önderliğinde yapılan seferlerdir.
Ortaçağda en büyük iki dinden Hristiyanlık, Katolik ve Ortodoks mezhebiyle, Müslümanlık ise başlı başına en yaygın dinlerdi. Yakın dünya tarihinin temelleri bu dönemde atıldı. Bu temellere harç olan dinlerin, tarihi konu alan bir oyunda bulunmaması söz konusu bile olamaz. Medieval II: TotalWar’da Katolik, Heretik (Dinsiz-Ateist), İslamiyet, Ortodoksluk ve Pagan olmak üzere toplamda beş inanış var. Devlet dinleri ise İslamiyet, Katolik ve Ortodoksluk olarak oyuna eklenmiş. Diğer inanışlar ise şehirlerimizde yaşayan, halkımıza mensup kişilerin inanışları olarak yer almış, buna ek olarak sadece Aztekler pagan olarak oyunda bulunmakta. Türkler, Mısırlılar, Hilaliler, Altın Orda ve Timurlular İslamiyet’i benimsemiş ülkeler. İngilizler, Fransızlar, Portekizler, Sicilyalılar vb. gibi devletler Katolik iken sadece iki devlet, Ruslar ve Bizanslılar Ortodoks inancına sahipler.
Eğer İslamiyet’i benimsemiş bir devleti seçtiyseniz, zulüm gören Müslüman halkın bulunduğu bölgelere veya elden çıkan bir İslam toprağına cihat ilan edebiliyoruz. Hristiyan Katolik bir devleti seçtiyseniz Müslüman halk başta olmak üzere kutsal topraklara ve Ortodoks şehirlerine dahi Haçlı seferi düzenleyebiliyoruz. Tabii Papa ile aranız iyi olmalı. Oyunda Papa’yı devlet adamı ve din adamı olmak üzere iki şekilde görüyoruz. Kilisenin gerçekte olduğu gibi Katolikler üzerinde bulunan ağırlığı oyuna fazlasıyla yansıtılmış ve Papa ile aranız kötü olursa diğer Katolik devletleriyle de aranız kötü olacaktır. Bunlara rağmen oyunda Halifelik sistemi yok ve olmadığı da iyi olmuş çünkü gerçekte bu dönemlerde iki halife vardı ve bu iki başlılık sürekli İslam ülkeleri arasında anlaşmazlığın çıkmasına neden oluyordu. Yani Halifelik mertebesi “dört halife” döneminden sonra asıl amacını yitirmişti. Yetiştirdiğimiz ulemaların arasında en rütbeli olanın belirlediği, Müslüman halkın eza ve cefa çektiği bölgelere cihat ilan edebiliyoruz. Gelişigüzel saldırı teması cihatta olmadığı gibi oyunda da böyle bir özellik yok, yani doğru yapılmış.
Savaşların yanı sıra ülkelerin refahı için dinler ayrı önem arz eder. Bir imparatorluk haline geldiyseniz, her renkten insanı huzurlu bir şekilde yönetmeniz gerekiyor. Bunun tek yolu, ibadethaneler yaptırdıktan sonra din adamları yetiştirip şehir şehir dağıtıp toplumlar arası refahı sağlamaktır. Siz bunları yapadurun, düşmanlar da boş durmuyor. Din adamlarını topraklarınıza gönderiyorlar ve misyonerlik yaptırtıyorlar. Mensup olduğunuz din bir eyaletinizde yüzde olarak düşüşe geçerse isyanlar başlıyor demektir. Bu da yetmezmiş gibi Heretik yani cadılar ve kendini büyücü ilan edenler de ortaya çıkınca sabır taşı oluyorsunuz.(Heretik: Kendi dininin inançlarına karşı gelen kimse)
Ne kadar oyun da olsa biraz fanteziye kaçan yanları da yok değil. Bir keresinde Türklerle oynarken Roma’ya tam 20 tane imam göndermiştim ve birkaç yıl sonra Müslüman nüfus gaza gelerek isyan çıkardı ve Papa isyancılarla girdiği savaşta öldü. Katolik devletler bir sonraki yıl kardinallerini toplayıp, seçim yaptılar ve yeni Papa’yı seçtiler. Buna rağmen Roma’yı kaybetmişlerdi. Yeni Papa da Venedik’te ikamet etmeye başladı. Yani Papa Vatikan’ı kaybetse de oyundan hiç çıkmayacak. Burada dikkat çeken konu Papa seçimleri! Her Katolik devletin mertebe olarak en yüksek din adamı kardinallerdir. Şehir şehir gezen papazlar din adına ne kadar çok misyonerlik yaparlarsa o kadar çabuk kademe atlarlar, fakat Vatikan ile aranız da iyi olmalı ki papazların kardinalliğe geçişine izin verilsin. İzni aldıktan sonra bir mektup ile bize “x papazınız kardinalliğe yükselmiştir” diye belirtiliyor. Papa öldükten sonra kardinale sahip her ülke seçimlere katılıyor ve bir oylama yapılıyor. Oylamadan sizin kardinaliniz Papa olarak çıksın istiyorsanız; Papa ölmeden önce diğer Katolik devletler ile aranızı iyi tutmalısınız ya da kardinallere seçimden önce rüşvet teklif etmelisiniz. Ayrıca ne kadar çok kardinal o kadar çok oy hakkı demektir ki seçilme yüzdeniz artsın.
Papa seçimlerinden başarılı çıkarsak maddi ve manevi yönden kazançlıyız demektir. İstediğimiz yere haçlı seferi düzenlemek bir yana devletimize huzur geliyor. Halk çok mutlu oluyor, ticaretiniz de sizin ırkınızdan seçilen papa ile artan saygınlıktan dolayı hız kazanıyor. İslam mensubu devletlerde sadece dini birlik olarak cihat var. Cihat ilan ettiğiniz zaman her Müslüman devlet sefere katılıyor. Ama bir zorunluluk yok; bazen hiçbir devlet yardım etmiyor bazen de tek başınıza kılıç sallıyorsunuz. Haçlı seferlerine zorla katılmamız için Papa tarafından mesaj gönderiliyor. Katılmayan ya dinden çıkıyor ya da Katolikler ile arası açılıyor. Katoliklerin bir diğer sorunu Katolik yargıçlar. Papa ile aranızı açacak en küçük harekette topraklarınızda Katolik yargıçlar adeta mantar gibi türüyor. Hanedan üyelerinden din adamlarına kadar herkesi sorguluyorlar. Sorgulamada dini yönden zayıf görülen herkesi diri diri yakıyorlar. Acı verici bir durum. Ortodokslar ise çok pasifler, Bizans ve Rusya tamamen Katolikler ile Müslümanlar arasında eziliyor.
Devlet sadece savaşlarla yönetilmez. Diplomasi bazen kılıçtan daha keskin olur. Açılmayan kapılar bir imza ile açılabilir. Medieval II: Total War’ın en zevkli yanlarından biri de diplomasidir. Kurnazca davrandığınız zaman savaşmadan dünyayı yönetebilirsiniz. Şehirlerinizde yetiştirdiğiniz diplomatları doğru ülkelere gönderin. Önce ticaret anlaşması yapın ki sempati kazanasınız. Sonrasında müttefik olun, eğer bir geçiş süreci yaşamadan müttefik olursanız kesinlikle sırtınızdan vurulursunuz.
Gerçek hayatta da biri bana sürekli aynı soruları sorsa, kesinlikle sinirlenirim ve ağır tepki veririm. Oyuna yansıtılan bu gerçekçilik tek kelime ile harika. Türkler ile oynarken Timurlular Bağdat üzerinden akına başladılar. En az 3 – 4 kez müttefiklik teklif ettim, bana gelen cevap “Sen kimsin? Senin devletinle müttefik olmaya ihtiyacım yok” oldu. Tabii yapay zekâ olsa bile böyle laflar adama dokunuyor. Sadece ticaret ve müttefik anlaşmaları ile kısıtlı kalmayan bir sürü diplomasi seçeneğimiz var. Ezdiğiniz herhangi bir devleti biraz para ile boyunduruğunuz altına alabiliyorsunuz. İsterseniz vergiye bağlıyor ya da haraç alıyorsunuz. Müslüman devletlerde olmasa da Ortodoks ve Katolik devletlerde prensesler de diplomasi için kullanılabiliyor. Tahrik edici güçleri ile kabul edilmeyecek teklifleri kabul ettiriyorlar. Prensesleri diğer ülke komutan ve hanedan üyeleri ile evlendirebiliyorsunuz. Kan bağı ile müttefik oluyorsunuz. Fakat fazla abartmayın hanedan ağacınız bozulabiliyor ve ülkenizi yönetenler sizin ırkınızdan olmuyorlar.
Sizler de takdir edersiniz ki oyunların en büyük sorunu yapay zekâdır. Arada sırada saçmalayan yapay zekâ kendini çok gülünç durumlara düşürüyor. Bir keresinde sömürge haline getireceğim bir devlet bana diplomatını yolladı. Diplomatın teklifi “bizden aldığın şehirleri geri ver ve 65000 dinar haraç öde” oldu. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Oyun tarihin kanlı yüzünü yansıtmanın yanında gülmemizi de sağlamıyor değil. Diplomasi konusunda son olarak rüşvete değinmek istiyorum. Rüşvet size gerçek hayatta olduğundan daha çok pahalıya patlayacaktır (sanki gerçek hayatta rüşvet veren kişileriz!). Rüşveti, kalelerinizi kuşatan düşman askerler, ticaret yolları kesen isyancılar ve başıboş gezen komutanlar üzerinde kullanın. İlk olarak cüzi bir fiyat önerin, daha fazla isteyince kabul etmeyin, tekrar teklif edin fakat düşük fiyat olsun. Orta yolu bulacaksınız, eminim. Görüldüğü gibi yazının sadece diplomasi bölümünü okuyan biri gerçekten politika yapıyoruz zanneder oysaki bu bir oyun. Bunu Medieval II’nin gerçekçiliğinin bir kanıtı olarak görebiliriz!
Loncalar, ortaçağın arka yüzü. Kurulan gruplar devlet yönetimindekilere etki ederek gerek diplomasi gerek savaş yapmamız için bizi yönlendiriyorlar. Loncaların toplandığı binaların yapılması için size bir teklif geliyor, kabul ettiğiniz zaman gizli çalışmalar başlıyor. Mesela soylu loncaları, diğer devletler ile müttefiklik ve ticaret anlaşmaları isteklerinde bulunuyor. Hatta müttefik olduğumuz bir ülkenin limanlarını işgal etmenizi de isteyebiliyor. İstekleri yapılmadığı takdirde halk bazı yerlerde mutsuz oluyor çünkü soylular halka etki edebiliyor. Yani bunlar yararlı ve zararlı istekler olarak iki başlık altında toplanabilir. Ayrıca diğer devletlerin kanadı altında olan loncalar da bizlerden isteklerde bulunabiliyorlar: Kralımızı öldür gibi!
Ben bu oyuna aşığım! Hiçbir özelliği olmasın, sadece savaş haritasında ki savaşlardan ibaret olsun yine oynarım, yine oynarım. İki çeşit yapımız var, kaleler ve şehirler. Kalelerde ağır zırhlı savaşa deneyimli birimler üretilirken şehirlerde, kalelerde üretilen birimlere nazaran daha hafif zırhla kuşanmış, milis birimler üretebiliyoruz. Askerlerden ayrı din adamı, tüccar, elçi, ajan ve suikastçı gibi devlet için çalışan görevliler de yetiştirebiliyoruz.
Savaşlar kale veya şehirden ürettiğimiz askerlerimizle oluşturduğumuz orduların arasında gerçekleşiyor. Savaş çeşitleri: Meydan muharebeleri kale kuşatmaları ve köprü savaşları başta olmak üzere birçok alanda kan döküyoruz. Savaşların kazanılması ordu komutanının özelliklerine, askerlerin moraline ve yer şekillerine bağlıdır. Komutanların komuta, moral, sadakat, din ve korku özellikleri emri altındaki askerlere çok tesir ediyor. Genelde tecrübesiz bir ordunun yenilme olasılığı yüksek oluyor fakat tecrübeli bir komutanla kaybedeceğiniz savaşlarıkazanabiliyorsunuz. Askerlerin morali komutanlarına, yan yana savaştığı arkadaşları ve düşman ordusuna bağlıdır. Düşünsenize siz savaşırken komutanınız veya yanınızda savaşan birlik beyaz bayrağı çekmiş kaçıyor. Biz de kaçalım durumu cereyan ediyor ve savaşı kaybettiniz. Daha bitmedi! Doğal şartlar bizi her şeyden daha fazla zorlayacaktır. Okçuların ağırlıkta oldukları bir ordu yağmurlu havada kesinlikle kaybeder ya da atlı bir birlik tepeden aşağı hücum yaparken daha etkilidir. Kısacası içinde olduğu durumu en güzel kullanan taraf savaşı lehine çevirir. Hiç unutamadığım, savaş hakkında anlattıklarıma örnek teşkil eden bir cengim vardı. 360 tane akıncı ile yaklaşık 1200 askere sahip Bizans ordusunu yenmiştim.
Savaş konusuna son vermeden kombo denen sistemi de anlatmak isterim. Şimdiye kadar çıkmış taktik oyunlarında olmayan bu özellikle oyunda yapılan savaşlarda askerlerin birbirinden özgür hareket etmeleri sağlanmaktadır. Mesela bir asker düşmanına kalkanı ile vuruyor, bir başkası düşmanına kılıç saplıyor ve bu durumda çaresiz başka bir asker geri çekiliyor. Birbirinden bağımsız hareket eden on binlerce savaşçı. Sonuç olarak bilgisayarınızda Hollywood’da çekilmiş ve üç boyutlu ortama aktarılmış filmler izliyorsunuz. Atmosferin büyüsüne kapılıp bir anda kontrolü bırakıyor ve savaşı izliyorsunuz. Eğer ipin ucu kaçarsa savaşı kaybedebilirsiniz. Sırf bu yüzden yüzlerce savaş kaybettim. Sabrınız yoksa ve savaşta kaybetmeyi hazmedemiyorsanız kesinlikle kendinizi kaptırmayın, yoksa en son kaydettiğiniz yerden tekrar başlamak zorunda kalırsınız!
Nerdeyse devlet yönetme simülatörü olan M2 içinde kendi devletiniz ve diğer devletler hakkında bilgiye ulaşabileceğiniz paneller mevcut. Asker sayısı, maddi durum, ticaret potansiyeli ve nüfus istatistikleri bizi çok ilgilendiriyor. Bir çizelgede gördüğümüz bu istatistikler devletimizin yönünü belirliyor. Kime savaş açıp açmayacağımızı ve kime ticaret teklif edersek karlı çıkacağımızı bize gösteriyor.
Gerçek zamanlı tarih ile paralel olmasa da bizden birkaç eyaleti ele geçirmemiz isteniyor. Örneğin Türklerin İstanbul’u ve Fransızların Kudüs’ü kesinlikle almaları gerek.
Oyunda ne yazık ki hala deniz savaşları yok, önceden çok kızardım fakat hak vermeye başladım. Elindeki teknolojiyi birden harcarsan kendini de harcamış olursun. Ümidimiz gelecek oyunlarda deniz savaşlarını görmek.
Bir gün CA ve TotalWar firmalarına e-posta gelir. E-postada şunlar yazmaktadır: “Siz oyun yapımcılarına çok teşekkür ediyorum. Oğlum Roma ve ortaçağ tarihinden tam not aldı.” Bu oyun diğerleri gibi zararlı değil aksine yararlı, tarihi öğretiyor. Tarih oyunla öğrenilemez, yeterli değil ama Total War oyunları tarihi öğrenmeye teşvik ediyor demek daha uygun sanırım.
Katolik ve Ortodoks devletlerin prensesleri izinsiz ve habersiz diğer devlet prenslerine kaçabiliyor. O devleti tarih sahnesinden silmeniz önerimdir.
Oyuna İngilizlerle başlayın. İngilizlerle oyunu bitirdikten sonra Türkleri seçin. Aradaki güç dengesizliğini istemeseniz de göreceksiniz.
M2TW, en zengin oyun ancak para yönünden değil, 23 devlet ve 250′den fazla birim çeşidiyle…
Cadı ve büyücülere (Heretic) dikkat! Asker bölüklerinizin, din adamlarınızın ve komutanlarınızın aklını çelip size isyan ettirebiliyorlar. Ne de olsa büyücüler.
Can alıcı bir tını daha; İlhanlı Türkleri, Abbasileri ve Rusları tarih sahnesinden silerse ya da Timurlular Paris kapılarına dayanırsa hiç şaşırmayın!
Abartılı övgülerin hepsi Medieval II’ye çünkü bu abartıları hak eden bir oyun. En azından oyunlara harcanan emeğe saygınız varsa alın rafta dursun, oynamasanız da olur. Canınız savaş filmi izlemek istiyor ama güncel bir film yoksa al Medieval II’yi gir seçmeli savaş bölümüne seç devleti ve asker birimlerini iki tarafı da otomatiğe aktar al sana film. Kısacası oyunu şiddetle öneriyorum para harcadığınıza değecektir.
“Medieval II: Total War oynamadan ölürseniz aslında hiç yaşamamışsınız demektir.”

385457_10151057156750366_1964034822_n.jpg


383659_10151057160235366_482581330365_22087137_211279679_n.jpg



İNDİR
DVD 1


Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files

DVD 2

Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files
Deposit Files
 
Geri
Üst