Meğer sapık Vakit Gazetesi yazarı küçük kızın annesiyle de ilişkiye girmiş...Yuh!

sapıklığın allahı dini yok.aynı para ve emperyalıstlerin işbirlikçileri gibi
 
K imse biLip biLmeden sapık damqasını koymasın !
O adamın da aiLesi çocuqu vardır , çevresi vardır
M dem adam teLefonLa aramış bunun kayıtLarını çıkarırLardı
P aLavraLarLa bir yere de varıLamaz , düşünmeden, araştırmadan sapık diyorsunuz
L ütfen arkadasLar , sazanLamayın
O layın başka bi açıklaması yoktur ...
 
din üstünden bide oyun yapıyo bunlar ........

Üzmez: "Çapkınım hovardayım"
Bursa'da dün yerel bir gazetede yer alan haberde Üzmez'le ilgili ilginç bir iddiada bulunuldu. Gazetenin haberine göre Üzmez, tutuklandığı Mudanya Adliyesi'nde savcıya “Çapkın ve hovardayım” demiş. Aynı haberde ayrıca, Üzmez'in tutuklanmasına neden olan 14 yaşındaki B.Ç. ile anne ve babasının bilgisi dahilinde beraber olduğunu söylediği ileri sürüldü.

TUTUKLUĞU KALDIRMADI
Bursa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Hüseyin Üzmez'in tutukluluğuna avukatlarının yaptığı itirazı reddetti. Mahkeme, ‘suçu işlediğine ilişkin önemli kanıt bulunması' ve ‘kanıtların tamamının henüz toplanmadığı' gerekçesiyle Hüseyin Üzmez'in tahliye istemini geri çevirdi.
Hüseyin Üzmez geçen cumartesi günü tutuklanarak konulduğu Bursa E Tipi Cezaevi'nde güvenlik nedeniyle tek kişilik koğuşta kalıyor.

İHA
 
arkadaşlar siz adamı suçluyorsunuz ama bir de suçu kızın kendisinde ve daha çok anne babasında aramalıdır kızını öyle bir adama pazarlayabilen baba adamla ilişkiye girdiğini itiraf eden bir anne eee armut dibine düşer kızlarıda onlardan farklı olmaz sen ateşle barutu yan yana koyarsan sonuç felaket olur bu olayında cinsel istismardan bir farkı olmaz sakın yanlış anlamayın haaa hüseyin üzmezi savunduğumdan değil sadece onun suçlanmasından dolayı böyle yazdım
 
arkadaşlar siz adamı suçluyorsunuz ama bir de suçu kızın kendisinde ve daha çok anne babasında aramalıdır kızını öyle bir adama pazarlayabilen baba adamla ilişkiye girdiğini itiraf eden bir anne eee armut dibine düşer kızlarıda onlardan farklı olmaz sen ateşle barutu yan yana koyarsan sonuç felaket olur bu olayında cinsel istismardan bir farkı olmaz sakın yanlış anlamayın haaa hüseyin üzmezi savunduğumdan değil sadece onun suçlanmasından dolayı böyle yazdım

Torunun yasında bir kız cocugu senin onune gelip soyunsa bile bakamazsın...

Yani o gozle bakmazsın... Bu normal bir insanın yapacagı birsey degil...

Hem herseyi bıraktık 14 yasındaki bir kız cocugunu ailesi pazarlasa bile onunla birlikte olmak suctur...

Adamı nasıl savunacagınızı sasırdınız...

Bir laf vardır "Hırsızın hicmi sucu yok"

TECAVUZCUNUN HİCMİ SUCU YOK

yada subyancımı demeliydim...
 
yav arkadaslar benim anlamadığım sey su 70 yasındaki bir insan hem annesine hemde kücük bir kıza (sapıklık) yapıcak gücü nerden buldu tamam özel ilaçlarla cinsel istek ok de yahu yürürken bile birileri koluna girip yürümesini sağlıyor nasıl bir güç bu anlıyamadım valla bişey
 
Tamamen KOMPLO bu adam Suçsuz KOMPLO
 
yav arkadaslar benim anlamadığım sey su 70 yasındaki bir insan hem annesine hemde kücük bir kıza (sapıklık) yapıcak gücü nerden buldu tamam özel ilaçlarla cinsel istek ok de yahu yürürken bile birileri koluna girip yürümesini sağlıyor nasıl bir güç bu anlıyamadım valla bişey

Evet bu adam suçsuz.14 yaşındaki kız onu tahrik etmiş adamda dayanamamış.Yanlız unuttuğunuz birşey var adam zaten iktidarsız , yani kızın sadece edep yerlerini öpüp kendi kendine yetiniyormuş.
Haklı adam.
 
Yazıklar olsun bu içindeki insan sevgisine üzo sana komplo kurmuşlar.

kemalist arkadaşım sana katılıyorum.Viagra çıktı mertlik bozuldu.


Ama anlamadığım bir konu var.77 yaşındaki adam nasıl yapıyor bu işi arkadan takviyemi alıyo ne
 
Ne komplosu Üzmez hep aynı Üzmez'miş.Hürriyet gazetesinde 2001 de yayınlanan bir ropörtajını okudmÖyle açıklamalar yapmışki dehşet içinde kalıyor insan.Sizlerle bu ropörtajı paylaşmak istiyorum.okuyunca komplo falan olmadığına şahit olacaksınız.


Vakit Yazarının Olay Röportajı...
14 yaşındaki kıza tecavüzden cezaevine konulan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez, 2001'de Hürriyet'ten Gülden Aydın'a olay açıklamalarda bulunmuş. İşte tartışılacak açıklamalar...

Gülden Aydın/Hürriyet

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk silahlı sağ eylemcisi. 22 Kasım 1952'de Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'a altı kurşun sıktı, öldü diye bıraktı. Üzmez, ''Allah düşmanı'' Yalman'ı öldürmeye teşebbüs ettiğinde lise son sınıf öğrencisiydi. 10 yıl cezaevinde yattı.

Çıktı, liseyi ve hukuk fakültesini bitirdi. Korkut Özal'ın ve dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Aydın'ın özel müşaviri oldu. Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkan adayı oldu. Üzmez şimdi avukat ve Akit gazetesi yazarı. Bugünlerde televizyon kanallarındaki tartışma programlarının aranılan yıldızı. Esprileriyle ''Üzmez bu kadar mı değişti?'' dedirtti. Ancak Üzmez, şu satırlardan sonra çok daha şaşırtacak: Okuyucuları, Timaş Yayınları'ndan yeni çıkan Can Pazarı adlı aşk romanının kahramanının, Hüseyin Üzmez'in ta kendisi olduğunu bilmiyorlar. Üzmez yapacağını yaptı ve genç bir üniversite öğrencisiyle yaşadığı aşkı romanlaştırdı. Üzmez'le görüşmek şart oldu. Ankara'daki bürosuna gittik. Ayakkabılarımızı çıkardık, terliklerimizi giydik, röportajı yaptık. Duvarlarda Şeyh Şamil ve öldürülen Çeçen lider Şamil Basayev'in fotoğrafları. Çeçen ve Türk bayrağının alemine Said-i Nursi'nin asası asılı. Padişah Abdülhamid'in yaptığı bu asayı, cezaevi arkadaşı Necip Fazıl'ın vasiyetiyle devralmış. Bir köşede de Fadime Şahin'le Üzmez'in İstanbul'daki evinde basılan Aczimendi şeyhi Müslüm Gündüz'ün pirinç topuzlu asası duruyor.

Gazeteci Ahmet Emin Yalman'a altı kurşun sıktınız. Pişman mısınız yoksa iyi yaptım mı diyorsunuz?

- Her Anadolu çocuğu gibi dindarım. Dini değerler son derece önemlidir. O duygularla tahrik oldum. Yoksa ne lüzum vardı delik deşik etmeye. Çok pişmanım. Malatya'da yuvarlak adamlar yoktur. Hepsi de sivridir. En büyük siyasetçiler, en büyük veliler, en büyük deliler Malatyalı'dır.

Siz en büyük ne oluyorsunuz?

- Ben kendimi deli kategorisine koyuyorum. Üstad Necip Fazıl, 'Hüseyin Üzmez, gökteki yıldızdan ateş alan bir varlıktır. Bunu tahrik etmeye ne lüzum var. O bizatihi müteharrik' demişti. Birtakım tutkularım var. Ecevit, benim hakkımda en doğru teşhisi yaptı. 'Hüseyin Bey faşist değil. Bizden çok daha fazla solda. Fakat din tutkusu var' demiş. Din tutkumdan ipe götüreceklerini bilsem vazgeçmem. Ama ben günahkarım. Niye herkesle anlaşıyorum, niye diyaloğum geniş? Oportünist miyim? Değilim. Bizim cephedeki üç partiden teklif geldi. ABD'den icazet aldıkları için kabul etmedim. Partiler arasında teorik bakımdan fark görmüyorum. Hepsi takıyyeci.

Seçimlerde oy kullanmadığınızı söylemeyeceksiniz herhalde?

- Refahçılar'a, MHP ve BBP'ye oy verdim. Seçimimi adaylara göre yaptım. Dürüst solcu bulsam oy veririm vallahi.

Sizin cepheden de eleştiriler alıyorsunuz. Yalnız mısınız?

- Yalnız değilim. Allah bana yetiyor. Bu bir deliliktir ama böyleyim. Herkes aleyhime dönse, Rabbim bana yetiyor. Herkes beni alkışlasa önemi yok. Ben aciz kulum. Müslümanlık, milliyetçilik, Atatürkçülük, sosyalistlik hiçbir zümrenin inhisarında olmamalıdır.

İslamcı yazar olarak tanımlanmaya itiraz edersiniz öyleyse?

- Tövbeler tövbesi. Ben deli dolu bir yazarım. Akit'te yazıyorum ama benim beynimi yönetmiyor ki. Yazamayacağım hiçbir gazete yoktur. Bir şartla, bana müdahale etmesinler. En aşırı solcu Uğur Mumcu, 'Çilenin Böylesi'ni okudum. Hiçbir komünist senin gibi yazmadı' dedi. Şimdi komünist miyim? Tövbeler tövbesi. Ama ortada proleter hakkı var.

Malatya Suikastı kitabınızda, ayin sırasında kafa atıp arkanızdaki adamın ağzını burnunu dağıttığınızı yazdınız. Delilikten mi?

- Bir gün Kadiri tarikatından Esadoğlu Ahmet Efendi'nin meclisine gittim. Beş yüz kişi kendisinden geçiyor. Allah Allah, huu... Kafalarını duvarlara vurup yerden bir metre hopluyorlar. Lambayı da kısmışlar. Neden konsantre olmuyorum diye kendime lanetler ediyorum. Arkamda biri var, Allah diyor vuruyor, ciğerlerim sökülüyor. Döndüm, kim bu böyle cezbeye düşmüş diye. Baktım ki meşhur külhanbeyi Yemenici Abid. Allah dedim bir kafa vurdum, burnu dağıldı. Allah dedim bir vurdum dudağı patladı.

YÜRÜYEN İMAN

Sizin hayatınız baştan aşağı ajite!

- 'Bu ülke bize yetmiyor. Osmanlı'nın mirasçısıyız, biz yine eski zamana gidelim' diyorlar. Yapmayın diyorum. 'Peki o zaman siz ne yapmıştınız' diyorlar. Biz o zaman fikir olarak yoktuk. Varız dedik, bir gecede Kars'tan Edirne'ye kadar 600 kişi tevkif edildi. Bizim Malatya olayı ihtilal olayı gibi görüldü.


Size 'Yürüyen iman' diyorlar ama bu iman rahat ve huzurlu değil?

- Türkiye'de ne kadar şeyh varsa bana, Hz. Peygamber'den bugüne kadar gelenlerin silsilesini gönderdi. Beni tarikatlarına almak istedi. Hepsine aynı derecede yakınım. Bakarım, 70-80 mübarek isim var. Hepsini öperim, öperim, bağlar kilitlerim. Bir gün bana sordular, 'nereye bağlısın' diye. Doğrudan trafoya bağlıyım, arada priz yok dedim. Bakın, burada Osmanlı büyükleri yok. Hazreti Şeyh Şamil var.

Neden 'Hazreti' diyorsunuz?

- Çünkü 24 sene başarı imkanı yokken Ruslar'a karşı vatanı için savaştı.

Yedi düvelle savaşan Mustafa Kemal'e Hazret der misiniz?

- Ona da Hazret diyeyim, tamam. O yedi düvele karşı savaştığı zaman Hazreti Mustafa Kemal'di. Atatürkçülüğü ayağa düşürenler birtakım sahtekarlar. Samimileri var, onlara bir şey demiyorum. Milleti için çarpışan, zulme karşı gelen herkese hazret derim. Mustafa Kemal'in inanmadığını söyleyebilir misiniz? TBMM'yi bile dualarla açtı.

Allah'la ilişkisinden çok ulusu için yaptığı devrimler onu Atatürk yaptı.

- Tamam, doğru. Háşá, Mustafa Kemal'in yerine bir sahtekar da aynı şeyi yapabilirdi. Sonuca bakarım. Onun iç dünyasından bana ne? ŞEYTANA BENZİYORUM

Necip Fazıl, yüzünüzü Mefisto'ya benzetmişti?

- Doğru. Ben de kendimi şeytana benzetirim. Çünkü en olmadık şeyler aklımdan geçiyor.
Cezaevindeyken imanınız çok ciddi bir sarsıntı geçirmiş?

- Tabii. Beş vakit namaz kılanların içinde Müslüman olmayan birini tesbit ettim. Bunları görünce boşluğa düştüm. Bunlar yalancı dedim, Allah filan da yok herhalde. Tam bir sene Allah'ı inkar etmeye çalıştım ama namazı terk etmedim, belki ahiret vardır diye.
İman ve öbür dünyadaki mutluluğun dışında başka ne yaparsınız?

- İki hayalim var. Biri, 40-50 hanelik bir köyde, tek odalı bir evde son derece fakir, her an inançlarımla ve kendimle başbaşa bir hayat. Öbür hayalim de Allah'ın izniyle o inkılap olmuş ve benim safında bulunduğum insanlar başarmışlar. Karşı taraf beni bir kayanın dibine götürüyor, kurşuna dizecekler. O sırada beyaz atlılar, kelimeyi şahadetlerle ve tekbir sesleriyle geliyor. Kurşuna diziliyorum. Başarıyı görmeden şehit oluyorum. Çocuklarıma, yakınlarıma vasiyet ettim. Beni vururlarsa, sakın ağlamayın. Ben şehit olmak istiyorum.

Talibanların yanına gidip şehit olun öyleyse?

- Talibanlar Müslümandır, mazlumdur. Ama Taliban'la fikir ayrılıklarım var. Şehit olmasam, secdede ölmek istiyorum. Eğer bunların dışındaki şartlarda ölürsem, o zaman benim için ağlayın diyorum. Geçen cuma İstanbul'daydım. Deprem söylentisi vardı. Cuma namazını Akit'te kıldım. Allah'a yalvardım, şu an deprem olsun da secdede şehit olayım diye. Bu sırada karikarüst Yalçın Turgut kalp krizinden pat diye düştü. Arkadaşlar namazı bozup koştu. İçimden, yarabbi Azrail yanlış yere gitti dedim.

Şehit olasınız diye onca insanın depremde ölmesini mi istiyorsunuz?

- Hayır, olacaksa olsun. Öbür depremde hemen secdeye durmuştum. Hanım çağırıyor ama ben namaz kılıyorum!

AŞKINI ANLATIYOR

İkinci kitap için onun hamile kalmasını bekliyorum

Hanımıma yaşadığım aşkı inkar etmedim. Eşim asil bir kadın. Erkek olsaydı herhalde genelkurmay başkanı olurdu. Çok disiplinli, despot. Olayı öğrendikten sonra evde kıyametler koptu. En ufak ihanete tahammül etmez. Dedim ki doğru, insan kendi duygularına hakim olamıyor. Gönlünü almak için altın bilezikler aldım. Geçen gün de altın saat aldım.

Kızcağızla ilişkim duygudan ileriye gitmedi. Sadece Kuğulu Park'ta yakınlaşmamız oldu. Bir insan o kadar zaafların içinde ancak bu kadar dayanabilir. Kızcağızın intihar ettiği, son anda kurtarıldığı doğru. Şimdi evlendi. Adamcağız karısının bana olan duygularını herhalde sezmiştir. Can Pazarı kitabının ikinci cildini yazmak için hamile kalmasını bekliyorum. Çocuk, onu evine bağlar diye. Yoksa yine çok etkilenecek, sarsılacak. O kızcağızla yaş farkı, çok hassas bir konu. Yaş farkı olmasaydı ne yapardım biliyor musunuz? Eşimden boşanmadan, onu nikahıma almadan günaha, cehennemde yanmaya, sorulacak hesaba razı olurdum.
İkinci nikaha karşı olduğumdan değil, yaş farkından. Yoksa Allah'ın ruhsatı başımızın tacıdır. İslam davasının köpeği bile değilim ama karşıdakiler beni İslam davasının temsilcisi gibi görüyorlar. Şahsımdan İslam'a en ufak bir gölge düşeceğine, Allah canımı yüz bin defa alsın. Sırf bundan korktuğum için yapmadım. İnançlarını nefislerine alet edenlerden olurdum. Yaş farkını o mesele yapmıyordu, ben yapıyordum. 20 yaş daha genç olsaydım keşke. Ayrılmak için Çeçenistan'a gidip şehit olacaktım. Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi Hazretleri, kerameten önledi. 'Nefsinle mücadele et' dedi. (Şehadetten anladığına bir bakın)Avustralya'ya da ayrı kalmak, nefsimle mücadele etmek için gittim. Duramadım, döndüm.

KARIM VE İKİ OĞLUM DÜZENİN İSTEDİĞİ TİPLER

İki oğluma göre çok aşırıyım. Hanım da dahil beni çok tenkit ediyorlar. Bu düzenin istediği tipler. Onlara hiçbir şekilde baskı yapmadım. Eşimin başı örtülü değil, beş vakit namaz kılmaz. Onun hatırı için tatil de yaptım. Çocuklarıma iyi bir baba olmadım. Çünkü bütün fakir fukara benim çocuğum. İyi bir koca da olmadım.
 
Sapkınlığın ne yaşı ne dili ne dini ne grubu nede sosyal durumu vardır. Bu resmen sapkınlıktır. Bunu kim ne şekilde korumaya anlatmaya yada düzeltmeye çalışırsa bu sapkınlığa alet olur. Sapkınlık isterse Dinci kesimin ardına saklansın kendini öyle sıfatlarla gizlerse gizlesin onu bu toplumun bu Milletin bu insanlığın içinden ayıklamak herkesin boynunun borcudur.

(Olay mahkemeye intikal etmiş. En doğru hükmü yargı verecektir Benim ki Üzmezin gerek roportajları ve gerek geçmişi ve gereksede deliller doğrultusunda bir yorumdur. Doğru olanı yargı yapacaktır. )
 
Vakit ve Zaman Gazetelerini ve onların Atatürk nefreti besleyen köşe yazalarını kaynak gösteren arkaşlardan haber varmıııı???Puf diye kayboldular ortalıktan hayret!!!!!!!:durdurun:durdurun
 
İSLAMİ camiada "Konyalı değerli alim", "Günümüzün İslam müçtehidi" ya da "Hocaefendi" gibi sıfatlarla selamlanan Abdullah Büyük isimli bir adam var...

Vakit’te köşe yazarlığı da yapan bu adamın bağlıları var... Yani adam resmen bir cemaat lideri...

İşte bu adam, "Vakit"çilerin bir türlü ağızlarından çıkaramadıkları baklayı çıkardı.

Hiç mırın kırın etmeden, "küt" diye fetvasını verdi ve "çocuk tacizciliği" ile suçlanan Hüseyin Üzmez hakkında şu cümleyi yazdı:

"Kulaklarınıza gelen haber doğru olsa bile, Hüseyin Üzmez ağabeyimiz, Müslüman bir insandır, mümin bir insandır."

Ardından da ekledi:

"Bir Müslüman, Allah’ın dinini yaşamak ve yaşatmak için mücadele ederken, ayağı sürçer, hata yapar ve günaha bulaşırsa, daha fazla destek, daha fazla ilgi ve daha fazla iletişim içine gireriz."

Demek ki neymiş?

Hüseyin Üzmez’in küçük bir kıza sulandığı, sulanmakla kalmayıp resmen sarkıntılık ettiği hukuken sabit olsa bile... İslami açıdan bir sorun yokmuş... "Abdullah Büyük Hocaefendi", çocuk tacizcisi ağabeyine her durumda destek çıkarmış...

O halde ben de "müptedi" bir talebe gibi, "Büyük Hoca"ya sorayım:

"Sayın hocam... Hüseyin Üzmez ağabeyiniz, hapisten çıksa... 14 yaş ve altındaki mümin kızlarımızın kendisinin yanında yalnız kalmasında İslami açıdan bir beis var mıdır? Eğer yoksa kendi kızınızı, torununuzu ya da yakınınızın bir kızını bu mümin ve Müslüman ağabeyinizle yalnız bırakır mısınız hocam?"

Ahmet Hakan
 
"Sayın hocam... Hüseyin Üzmez ağabeyiniz, hapisten çıksa... 14 yaş ve altındaki mümin kızlarımızın kendisinin yanında yalnız kalmasında İslami açıdan bir beis var mıdır? Eğer yoksa kendi kızınızı, torununuzu ya da yakınınızın bir kızını bu mümin ve Müslüman ağabeyinizle yalnız bırakır mısınız hocam?"


abtullaa hoca efendi bende çok şükür müslümanım hemde sapına kadar müslümanım sünnet bile oldum bana torunlarını kızlarını gönderde imanım biraz daha artsın...


yoksa siz sadece kendinizemi müslümansınız? nasıl oluyorda bir sapığı savunuyorsunuz?

bu sübyancı sapığı şeriatçı olduğu içinmi savunuyorsunuz?
 
Geri
Üst