Mayhoş

icemen

New member
Katılım
7 Şub 2007
Mesajlar
20,136
Reaction score
0
Puanları
0
batarsnzn7.jpg


''bütün gece ağladı umutlar kimse yok artık'' odisseus elitis 17sinde sirke adımını atan bir kız vardı. 'geç kalmışsın' dediler onun için 'boşuna harcanırsın buralarda, iyisi mi seyirci kal sen.' ama dinlemedi kız, merak içini kemirmişti ne de olsa ve hiç düşünmeden geçirdi palyaço kostümünü üzerine. nihayetinde de çok uzun zaman almadı öteki palyaçoların da onu kabul etmesi, hatta bir isim bile takmışlardı ona, mayhoş. evet sevmişti kız buraları, hem kim demişti ki tehlikeli diye, ne komik yanılgı diye düşündü. tabii o zamanlar farkında değildi kız tehlikenin duygusal aldanışlar için söylendiğinin. doğru ya ne komik yanılgı.. fillerin korkaklıkları, bay kaslının ağlak zamanları, kıskanç ikizler, ateş çemberi kızlarının cazibe kokan çağrıları.. hepsini bir bir tanımıştı kız ve kendince biliyordu artık burasının düzenini de. fakat tahta bacağı görene kadardı tüm bu safsataları. nasıl da afallamıştı mayhoş, nasıl da kaçmıştı köşe bucak tahta bacaktan. ötekilerine söylediği gibi korku değildi bu kaçışına sebep, başka bir şeydi, bambaşka bir şey.. onu tamamen farklı hissettiren bir şey, anlamlamsızdı ama öyleydi işte. ve kimilerinin yabancılardan kaçtığı gibi kaçtı bu tanımadığı histen. mayhoş, daha sonrasında adımlarını tahta bacağın civarında atarken buldu. ama tahta bacaktı tabii bu, çevresindeki pek çok şey gibi onu da fark etmemişti haliyle. diğerlerinin onun gözünde fazlasıyla küçük göründüğüne de şüphe yoktu hani. tamam o da yalnızca bir palyaçoydu ama farklıydı işte. öyleydi ya o ki; büyük palyaço, herkesin boynuna sarılarak ayaklarını yerden kesmek istediği kişi, tüm palyaçolardan daha özel, makyajının seçilmediği.. evet, doğru ya tüm bunlar o iken, nasıl fark etsindi ki bu sakar palyaçoyu. tüm bu farkındalığa rağmen bir gün karar verdi mayhoş; anlamlandıramadığı bu duyguyu hayranlık adı altında fısıldayacaktı tahta bacağa. bunu da ancak o uykudayken yapabilirdi, ne de olsa güneş onlarla birlikteyken ona ulaşmasının imkanı yoktu, ama o uyurken, belki dedi kendi kendine.. evet her şeyi göze alıp girdi mayhoş tahta bacağın çadırına, gün çoktan batmış iken. eşikte bir şeylere takıldı ama önemsemedi, kafasını dağıtmadan söylemeli ve gitmeliydi. söylemeli ve defolup gitmeli.. tahta bacağa yaklaştığındaysa duraksadı kız, afalladı daha çok. hani neredeydi o uzun herkesten üstün bulduğu palyaço? bu aldığı nefesi veren bedende miydi kurallara uyduramadığı hisleri? geriye dönüp baktığındaysa fark etti tökezlediği tahta bacakları. yani bu muydu işin aslı, böylesine ucuz bir numarayla mı kandırıyordu gün içerisinde insanları? yoksa herkes biliyordu da onun aslını, bir tek kendisi mi inanmıştı yüceliğine.. ardından onun dağınık saçlarına takıldı mayhoş. hala anlamsız bir kıpırtı vardı içinde. halbuki öğrenmişti onun kandırmacasını, biliyordu artık ötekiler gibi olduğunu, peki ya bu gittikçe kuvvetlenen his de neyin nesiydi böyle? işte şimdi korktu mayhoş ve o böylesi çelişkilerin sarhoşluğundayken uyandı tahta bacak, ve yahut da gerçekte her kim ise. açıklaması yoktu kızın ve biraz da şaşkınlığın verdiği hal üzerine ters düştü duygularına. kırıklığını bıraktı o çadırda ve kaçtı, ardındaki her şeyi o sirkte yarım bırakarak. sonralardan aptallığını anlattığı yol üzerindeki insanlar komik olduğunu söylediler ona. isimsiz sandığı o hisin aşkmış meğer. güldü palyaço. hem artık umurunda mıydı ki mayhoşun, (tamam evet belki biraz umurundaydı ama) kanısı belli idi artık: aşk yalnızca aziz kılığına bürünmüş bir soytarı. tavsiyeleri ise yüceltmez kimseyi. evet bundan sonrasında kız için aşk dedikleri şey buydu işte. sonrasında gördüğü tahta bacaklarınsa asla yakınına gitmedi. ne oldukları belliydi ne de olsa. bir kez inanmıştı ve bir daha olmazdı. ** çok uzun zaman geçti kızın inançsızlığının üzerinden. öyle ki bunu hayat felsefesi yaptığını sanıyordu. ama şimdiyse bu yerden yere vurduğu bu aziz kılıklı soytarının yeniden müridi olma yolunda. hoş herhangi bir tahta bacak değildi bu sefer aldandığı, aslında aldanmadığını bile hissediyor sanırım. çünkü bu kahve gözler ne makyajla örtülmüştü ne de tahta yalanların izini taşıyordu. yine de aynı insanlar bunun adının aşk olacağını söylemişlerdi. peki öyleyse aynı ismi yeniden taşımalı mıydı üzerinde?

alıntıdır
 
Burada olursa bence daha iyi gibi dr. eline sağlık..
 
Geri
Üst