Masonik bilmece
Yakın tarihin en karanlık gelişmelerinden birisi olan “Mason localarının Atatürk tarafından kapatılması” olayı belirsizliğini hala korurken, masonlar ise her fırsatta “Atatürk'e bağlılıklarını” dile getiriyorlar.
Türkiye'deki masonların, gerçek hikayesini milletle paylaşmadığı, bu yöndeki araştırmaların da bir noktada tıkandığı Cumhuriyet'in ilk yıllarında mason localarının kapatılmasının üzerindeki sis perdesi bir türlü kalkmıyor.
“ATAM İZİNDEYİZ” DİYORLAR
29 Ekim ve 10 Kasım tarihleri arasında “Atatürk vurgulu” söylem ve sunumlar yoğunluk kazanırken, masonlar da dergileri Tesviye'de “İzindeyiz” başlığıyla kervana bu yıl da katıldılar. Dergi kapağında Atatürk'ün fotoğrafının altına “İzindeyiz” lejandını koyan masonlar, daha pekçok metinde de “Atatürk ve onun laiklik, çağdaşlık ilkelerine olan bağlılıklarını” dile getiriyorlar.
“BİZİ KAPATMIŞTI AMA…”
Tesviye dergisinin eski sayılarından birisinde ise Atatürk döneminde mason localarının “kapatılma hikayesi” şöyle anlatılıyor: “1935 yılında Türk Yükseltme Cemiyeti adı altında dernek statüsünde çalışan Türkiye Büyük Locası kendi çalışmalarını bizzat kendisi tatil etmiştir. Ülkede oluşan siyasal ve sosyal ortam göz önüne alınarak, Türk Ocakları, Kadınları Himaye Cemiyeti, Muallimler Derneği, İzcilik Teşkilatı gibi kuruluşlar yasayla kapatılmış ve parti denetimi altına alınmıştır. Atatürk, aynı zamanda mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile görüşür ve ondan masonların üst düzey yöneticilerine genel durumu açıklamasını ve yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletmesini ister. Sonunda 10 Ekim 1935 günü mason yöneticileri tarafından imzalanmış bildirge Anadolu Ajansı tarafından yayınlanır:
YOKSA HERŞEY BİR OYUN MUYDU?
‘Mes'ul ve maruf imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyeti'nde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta hiç bir kanun olmaksızın nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evleri'ne teberruu muvafık görmüştür.' Ayrıca Şükrü Kaya, hükümet adına kamu oyuna yaptığı resmi açıklamada; ‘Türk masonları kendi ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu görerek, kendi teşkilatlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur' diyerek durumu belirtmiştir.”
ULUSLARARASI MASON SİTESİNİN DEDİĞİ
Yurt içindeki pek çok araştırmacının Atatürk'ün masonlara yakın olduğu, hayatının bir döneminde locaya da girdiğine dair iddiaları uzun yıllardır tartışılırken, dünya çapındaki masonların listesini yayınlayan www.Internetloge.de adlı masonik sitede de “ünlü masonlar” sayfasında Atatürk'ün adı yer alıyor. Bütün bu bilgiler ışığında 1935 yılında yaşananların tam olarak ne olduğu anlaşılamazken, konu cesur araştırmacıları beklemeye devam ediyor.
kaynak
Yakın tarihin en karanlık gelişmelerinden birisi olan “Mason localarının Atatürk tarafından kapatılması” olayı belirsizliğini hala korurken, masonlar ise her fırsatta “Atatürk'e bağlılıklarını” dile getiriyorlar.
Türkiye'deki masonların, gerçek hikayesini milletle paylaşmadığı, bu yöndeki araştırmaların da bir noktada tıkandığı Cumhuriyet'in ilk yıllarında mason localarının kapatılmasının üzerindeki sis perdesi bir türlü kalkmıyor.
“ATAM İZİNDEYİZ” DİYORLAR
29 Ekim ve 10 Kasım tarihleri arasında “Atatürk vurgulu” söylem ve sunumlar yoğunluk kazanırken, masonlar da dergileri Tesviye'de “İzindeyiz” başlığıyla kervana bu yıl da katıldılar. Dergi kapağında Atatürk'ün fotoğrafının altına “İzindeyiz” lejandını koyan masonlar, daha pekçok metinde de “Atatürk ve onun laiklik, çağdaşlık ilkelerine olan bağlılıklarını” dile getiriyorlar.
“BİZİ KAPATMIŞTI AMA…”
Tesviye dergisinin eski sayılarından birisinde ise Atatürk döneminde mason localarının “kapatılma hikayesi” şöyle anlatılıyor: “1935 yılında Türk Yükseltme Cemiyeti adı altında dernek statüsünde çalışan Türkiye Büyük Locası kendi çalışmalarını bizzat kendisi tatil etmiştir. Ülkede oluşan siyasal ve sosyal ortam göz önüne alınarak, Türk Ocakları, Kadınları Himaye Cemiyeti, Muallimler Derneği, İzcilik Teşkilatı gibi kuruluşlar yasayla kapatılmış ve parti denetimi altına alınmıştır. Atatürk, aynı zamanda mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile görüşür ve ondan masonların üst düzey yöneticilerine genel durumu açıklamasını ve yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletmesini ister. Sonunda 10 Ekim 1935 günü mason yöneticileri tarafından imzalanmış bildirge Anadolu Ajansı tarafından yayınlanır:
YOKSA HERŞEY BİR OYUN MUYDU?
‘Mes'ul ve maruf imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyeti'nde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta hiç bir kanun olmaksızın nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evleri'ne teberruu muvafık görmüştür.' Ayrıca Şükrü Kaya, hükümet adına kamu oyuna yaptığı resmi açıklamada; ‘Türk masonları kendi ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu görerek, kendi teşkilatlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur' diyerek durumu belirtmiştir.”
ULUSLARARASI MASON SİTESİNİN DEDİĞİ
Yurt içindeki pek çok araştırmacının Atatürk'ün masonlara yakın olduğu, hayatının bir döneminde locaya da girdiğine dair iddiaları uzun yıllardır tartışılırken, dünya çapındaki masonların listesini yayınlayan www.Internetloge.de adlı masonik sitede de “ünlü masonlar” sayfasında Atatürk'ün adı yer alıyor. Bütün bu bilgiler ışığında 1935 yılında yaşananların tam olarak ne olduğu anlaşılamazken, konu cesur araştırmacıları beklemeye devam ediyor.
kaynak
