MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Salı günkü 'Makul Kürtler, Siz var mısınız?' başlıklı yazımı hatırlarsınız. O gün bu gündür telefonlar susmuyor. E-mail kutum dolup taşıyor. Arayanların ve yazanların neredeyse tamamının söyledikleri aynı: Biz varız. Biz buradayız. Ama sesimizi çıkaramıyoruz. Ne olur bize bir yol gösterin!
***
Bu çağrıyı yapanların neredeyse tamamı Güneydoğu'da yaşayan Kürtler. Anlattıklarına göre cumadan beri PKK bölgede göz açtırmıyor. DTP'nin kapatılmasının ardından sokaklara dökülen radikallere karşı kimsenin ses çıkarmasına izin vermiyor.
***
'Ben işte o sizin bahsettiğiniz makul Kürt'üm. Oğlumu birkaç yıl önce kaybettim. Bir dershanenin önünde patlayan bombayla' diyor arayan bir okur. Öyle umutsuz, öyle kederli ki sesi... 'Bundan öte kaybedecek bir şeyim yok. Terör hayatımı aldı elimden. Son günlerde yaşanan çirkinliklere karşı tepki göstermek istemez miyim hiç? Ama olmuyor. Örgüt hepimizi tehdit ediyor. Ters bir ses çıkaranların dükkanını açtırmıyor!' diye devam ediyor.
***
Başka bir okur ise üç gündür ailece dışarı çıkamadıklarını anlatıyor. 'Burası küçük yer. Bizim çizgimizi biliyorlar. Önceki gün bir arkadaşın dükkanını taşladılar. Biz de korkudan görünmez olduk.'
***
Anlatılanlar korkunç. Ve benzer çok hikaye var. Anayasa Mahkemesi'nin kararı PKK'nın daha da vandallaşması için müthiş bir fırsat olmuş.
Yaşananların Türkçesi şu: Güneydoğu'yu birkaç gündür tamamen de facto şekilde şiddet yani PKK yönetiyor.
Bunun ne demek olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Makul Türkler
Madalyonun bir de diğer tarafı var. Türkler. 'Makul Kürtler neredesiniz?' diye sorduktan sonra şimdi de 'Makul Türkler'in peşine düşmek gerek.
Her Kürt'ü PKK'lı zannetmeyen, kendini polisin yerine koyup silahlanmayan, tüm provokasyonlara rağmen hala bu ülkenin insanlarındaki 'ortak sahip oluşlar'ı ayırt edebilen Türklerin...
***
Aranızda açılımı lanetlemeyen ama gelinen noktadan rahatsızlık duyan ve bunu medenice ifade edenlerin çok olduğunu biliyoruz.
Ama siz neredesiniz?
Peki ya sizin üzerinizde baskı var mı? Varsa kim nasıl bir baskı kuruyor?
Anlatın! Sesinizi duyurun! Meydanı, mantığını kaybetmişlere bırakmayın!
Milliyetçilik Zehiri
Bugüne bakınca hatırlaması zor olsa da gelin birkaç ay öncesine, yolculuğun başına dönelim...
Ne diye çıkılmıştı bu yolculuğa?
Doğuştan gelen özelliklerin yaşamlarımız üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini azaltmak için değil mi?
Kürt'ün Kürtlük dezavantajını, Türk'ün de Türklük avantajını törpülemek yok muydu hesapta?
Etnik kimliğin radikalleşmesinin önlenmesi gerekmiyor muydu yolun sonunda?
***
Ne oldu da bir şeyle mücadele edelim derken o şeyi çoğaltarak daha da güçlendirdik? Yoksa bu topraklardaki 'milliyetçilik' zehiri yok edilemeyecek kadar güçlü bir zehir mi?
..::NAGEHAN ALÇI::..
***
Bu çağrıyı yapanların neredeyse tamamı Güneydoğu'da yaşayan Kürtler. Anlattıklarına göre cumadan beri PKK bölgede göz açtırmıyor. DTP'nin kapatılmasının ardından sokaklara dökülen radikallere karşı kimsenin ses çıkarmasına izin vermiyor.
***
'Ben işte o sizin bahsettiğiniz makul Kürt'üm. Oğlumu birkaç yıl önce kaybettim. Bir dershanenin önünde patlayan bombayla' diyor arayan bir okur. Öyle umutsuz, öyle kederli ki sesi... 'Bundan öte kaybedecek bir şeyim yok. Terör hayatımı aldı elimden. Son günlerde yaşanan çirkinliklere karşı tepki göstermek istemez miyim hiç? Ama olmuyor. Örgüt hepimizi tehdit ediyor. Ters bir ses çıkaranların dükkanını açtırmıyor!' diye devam ediyor.
***
Başka bir okur ise üç gündür ailece dışarı çıkamadıklarını anlatıyor. 'Burası küçük yer. Bizim çizgimizi biliyorlar. Önceki gün bir arkadaşın dükkanını taşladılar. Biz de korkudan görünmez olduk.'
***
Anlatılanlar korkunç. Ve benzer çok hikaye var. Anayasa Mahkemesi'nin kararı PKK'nın daha da vandallaşması için müthiş bir fırsat olmuş.
Yaşananların Türkçesi şu: Güneydoğu'yu birkaç gündür tamamen de facto şekilde şiddet yani PKK yönetiyor.
Bunun ne demek olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Makul Türkler
Madalyonun bir de diğer tarafı var. Türkler. 'Makul Kürtler neredesiniz?' diye sorduktan sonra şimdi de 'Makul Türkler'in peşine düşmek gerek.
Her Kürt'ü PKK'lı zannetmeyen, kendini polisin yerine koyup silahlanmayan, tüm provokasyonlara rağmen hala bu ülkenin insanlarındaki 'ortak sahip oluşlar'ı ayırt edebilen Türklerin...
***
Aranızda açılımı lanetlemeyen ama gelinen noktadan rahatsızlık duyan ve bunu medenice ifade edenlerin çok olduğunu biliyoruz.
Ama siz neredesiniz?
Peki ya sizin üzerinizde baskı var mı? Varsa kim nasıl bir baskı kuruyor?
Anlatın! Sesinizi duyurun! Meydanı, mantığını kaybetmişlere bırakmayın!
Milliyetçilik Zehiri
Bugüne bakınca hatırlaması zor olsa da gelin birkaç ay öncesine, yolculuğun başına dönelim...
Ne diye çıkılmıştı bu yolculuğa?
Doğuştan gelen özelliklerin yaşamlarımız üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini azaltmak için değil mi?
Kürt'ün Kürtlük dezavantajını, Türk'ün de Türklük avantajını törpülemek yok muydu hesapta?
Etnik kimliğin radikalleşmesinin önlenmesi gerekmiyor muydu yolun sonunda?
***
Ne oldu da bir şeyle mücadele edelim derken o şeyi çoğaltarak daha da güçlendirdik? Yoksa bu topraklardaki 'milliyetçilik' zehiri yok edilemeyecek kadar güçlü bir zehir mi?
..::NAGEHAN ALÇI::..