Mısır’da doğru söyler, Türkiye’de şaşar!

AngeL Of Death

Wishmaster
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
5,121
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Hayat sıkıcı faLan değil, sen fakirsin..
Bu sözün doğrusu, “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar”dır ama Başbakan’ın son günlerde verdiği demeçleri dinledikçe nedense ben başlıktaki gibi değiştirme gereği hissettim!

Başbakan Erdoğan; Mısır’daki isyanı, “halkın demokratik hakkı” olarak görüyor ama iş Türkiye’ye ve bazı CHP’li milletvekillerinin “halkı direnişe” çağırmasına gelince hemen ağız değiştiriyor:

“Bu eşkıyalıktır! Demokrasiye darbedir!”

***

Konu; Mısır, Tunus, Yemen olunca, oradaki iktidarların “Yüzde 75-90 halk oyuyla iş başına geldiklerini” görmezden gelebiliyor ve sokaktaki eylemcilerin yanında yer alıyor...

Ama Türkiye’deki Cumhuriyet Mitingleri’nde meydanlara toplanan milyonlarca kişiyi, “Millet iradesine göz diken postal yalayıcısı” ve “darbeci” ilan ediveriyor!

***

Galatasaray’ın yeni stadında kendisini ıslıkla protesto edenleri asla affetmiyor ve başına bu türden başka olaylar gelmemesi için, yeni bir yasa çıkartıp, “Islıklı protesto”lara üç yıl hapis cezası getiriyor...

Bir çelengin üzerindeki ismini yırtan gencin iki yıl hapis cezası istemiyle yargılanmasına ses çıkarmıyor...

Yumurta atan gençleri “vatan haini” ilan ediveriyor...

Ama Mısır’daki kanlı olaylara karışanları hoş görmekle kalmayıp, adeta kahramanlaştırıyor!

***

Başbakanımızın renkli kişiliği gerçekten sınır tanımıyor!
Üzerine hiç de vazife olmadığı halde, sırf Orta Doğu’daki popülaritesi sürsün diye, “Mısır’daki mevcut yönetimin demokrasiye geçiş konusunda güven vermediğini” söylüyor...

Ama Türkiye’de kendi iktidarı için aynı sözleri söyleyen bu ülkenin siyasetçilerine, milletvekillerine, gazetecilerine, aydınlarına, “Haddinizi bilin, bizi millet getirdi” diyebiliyor!

***

“Biz Mısır’ın içişleri noktasında herhangi bir fikir beyan etme durumunda değiliz” dedikten sadece bir nefes sonrasında, “Mübarek yönetimi, Mısır’daki siyasi partilerin uyarılarını dikkate almalıdır. Çünkü bu partilerin kanaatleri çok çok önemlidir” diyebiliyor...

Ama Türkiye’deki bırakın tüm siyasi partileri, ana muhalefet partisinin kanaatlerini dikkate almak konusunda bile en küçük adım atmıyor!

***

Tamam; çok renkli, “çok kişilikli” bir Başbakanımız var; ama...

Ne yalan söyleyeyim; bu kadar renklilik bana hiç de iyi gelmiyor!

*****

SUİKAST!
Gazeteler iki gün önce; MİT’in “çok gizli” damgalı bir yazışmasına dayanarak, Başbakan’a 2007’de düzenlenmesi planlanan bir suikastı çarşaf çarşaf yayınladı... Hem de ad ve adresler vererek!

Bu yayınlardan sonra anlaşıldı ki; Emniyet’in üç yıl önce yaptığı çalışma, bu iddiaların tümünün hayali olduğunu ortaya koymuş!

Sorum; her seçim öncesinde bu tür“hayali suikast ve darbe haberleri”yle kamuoyu vicdanını Başbakan’a yönlendirmeye çalışan “minik kuş”lara:

Önümüzdeki genel seçimlere kadar acaba daha kaç darbe ya da suikast planını ortaya çıkaracaksınız?

Bir sorum da gazete ve televizyon yöneticilerine:

Bu oyunlara daha kaç kez geleceksiniz?

*****

GÜNÜN SORUSU

Mısır’daki olaylar konusunda tüm dünya liderleri “bekle-gör” taktiği izlerken, bizim Cumhurbaşkanı ve Başbakan çoktan taraf oldu bile...

Sahi; hangi tavır doğru!


KAYNAK​
 
Bu arada yazıdadeğinilen bir konu ile ilgili ek bilgi.
Saddam Hüseyin ülkesinde % 99.5 falan gibi bir oy oranı ile ülkesini yöneten biriydi.
Anlayana.
 
Geri
Üst