MİT Raporlarına Göre ÇEV Misyonerlik Yapıyor

kuzay

Pesimist
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
28,387
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kalamazsın Bu Hayatta Bakire ,En Azından Hayat Koy


Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)'nın Protestan misyonerlik faaliyetlerine destek verdiğini iddia eden araştırmacı Yılmaz Dikbaş, mahkemeye sunulan MİT raporunda aynı bilgilerin yer alması üzerine beraat etti


Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)'nın araştırmacı Yılmaz Dikbaş aleyhine açtığı davayı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporunu gerekçe göstererek reddetti.
Dikbaş'ın, 'ÇEV'in misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu ve üyelerinden topladığı paraları misyoner örgütlere aktardığı' yönündeki iddiaların MİT raporunda da yer aldığını belirten mahkeme, davanın reddine karar verdi.

Üsküdar Gazetesi sahibi Adnan Odabaş da Sağlık Eğitim Vakfı'nın (SEV) açtığı 30 bin yeni liralık tazminat davasından Milli İstihbarat Teşkilatı raporu sayesinde kurtulmuştu.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi Üyesi Yılmaz Dikbaş, geçtiğimiz yıl basına yaptığı açıklamada, Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), ÇEV ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)'nin Protestan misyonerliği yaptığını, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de bu vakıfları desteklediğini gündeme getirdi. Dikbaş, bu örgütlerin yönetimindeki kişilerin ADD'yi de ele geçirdiğini ve Atatürkçülüğü kalkan olarak kullandığını söyledi.

Dikbaş'ın açıklamalarının basında yer alması üzerine Çağdaş Eğitim Vakfı, araştırmacı Yılmaz Dikbaş ve yaptığı açıklamaları yayımlayan basın kuruluşları aleyhine 20 bin YTL'lik tazminat davası açtı. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava ÇEV'in aleyhine sonuçlandı.Mahkeme kararında, Dikbaş'ın gündeme getirdiği iddiaların MİT ve Emniyet'ten gelen yazılarla doğrulandığı ve dile getirdiklerinde gerçeğe aykırılık olmadığı kaydedildi.


MİT Müsteşarlığı'nın 30 Kasım 2006 tarihli yazılarında ve ekindeki İçişleri Bakanlığı'na hitaben yazılmış yazı örneğinde, Dünya Kiliseler Birliği'nin ülkemizdeki Hıristiyanlaştırma faaliyetleri çerçevesinde bazı dernek ve vakıflar vasıtasıyla topladıkları paraları Hıristiyan dünyasına hizmet amacıyla kullandığına işaret edilen kararda şöyle denildi: "Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizdeki kimsesiz ve zeki çocuklara burs verilerek Hıristiyanlaşmasına hizmet edecek kadroların oluştuğu belirtilerek konuya ilişkin yapılan araştırma sonucu hazırlanan ve eklenen bilgi notunda Çağdaş Eğitim Vakfı'nın Amerikan Board Heyeti ile sevk-koordinasyon içerisinde olup bölgesinde eğitim ve öğretim projesi hazırlayarak Amerikan Board'dan yardım talebinde bulunduğu, ÇEV'in ayrıca '3 bine yakın öğrenciye burs vermektedir.' raporunun yer aldığı görülmüştür." denildi.Karar metninde Dikbaş'ın açıklamalarında gerçeğe aykırı bir durum olmadığı, hukuka aykırılık teşkil etmediği, bu sebeple beraatine ve tazminat isteminin reddine karar verildiği belirtildi.
O dönem halen ADD üyesi olan Yılmaz Dikbaş, Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), ÇEV ile ÇYDD'nin Protestan misyonerliği yaptığını belirtmişti. Dikbaş, bu örgütlerin yönetimindeki kişilerin ADD'yi de ele geçirdiğini ve Atatürkçülüğü de kalkan olarak kullandığını savunmuştu. Yazılı açıklamasında söz konusu örgütlerin yönetim kurullarında yer alan isimleri sıralayan Dikbaş, Yaşar Yaşer başkanlığındaki SEV'in 2006'da AB'den 191 bin Euro hibe aldığını öne sürdü. SEV'in Türkiye'de Protestan misyonerliği yaptığını iddia eden Dikbaş, bunun da Adnan Odabaş'ın sahibi olduğu Üsküdar Gazetesi'nde çıkan haber üzerine, SEV'in tazminat için yargıya başvurmasının ardından, MİT'in mahkemeye gönderdiği raporlarla resmileştiğini ifade etti.
Atatürk'ün adını kullanıyorlar
Dikbaş, yine Adnan Odabaş'ın kitabını kaynak göstererek Yaşar Yaşer'in başkanlığını yaptığı SEV, eşi Gülseven Yaşer'in başkanlığını yaptığı ÇEV ve Türkan Saylan başkanlığındaki ÇYDD'nin birlikte çalıştığını iddia etti. Bu örgütlerin Atatürk'ü kalkan olarak kullanıp birçok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından parasal yardım aldıkları bilgilerine yer verdi. Dikbaş, aynı kaynağa dayanarak Türkan Saylan'ın Hıristiyan kökenli olduğunu öne sürdü. Dikbaş, son olarak ÇEV'in MİT raporunda Protestan misyonerliği yaptığının kesinleştiğini ve bu vakfın 2. başkanlığını 25 Haziran 2006'dan beri emekli Orgeneral Şener Eruygur'un yaptığını hatırlattı.
ADD Genel Başkanı Eruygur ve Genel Başkan Yardımcısı Serter'e yönelik şok iddialarla da gündeme gelen Dikbaş, ADD'den ihraç edilmişti. AB fonlarından 400 bin Euro aldığı iddia edilen Eruygur ve Serter'i misyonerlik faaliyetlerine destek olmakla suçlayan Dikbaş'ın, bu açıklamaların hemen ardından ihraç edilmesi dikkat çekmişti. Kararı değerlendiren Dikbaş, "Gerçeklerin su yüzüne çıkması, AB mandacılarını ve misyonerleri rahatsız etti." derken, Şener Eruygur ve Nur Serter, Dikbaş'a ayrı ayrı tazminat davaları açmışlardı.
 
Bu haber tümüyle yalan. İnsanların aklı ile dalga geçiyorlar. Her kurumun yetki ve görevleri yasa ve yönetmeliklerle bellidir.Bir defa MİT Başbakanlığa bağlı bir kurumdur ve raporları tamamen başbakanlığa gider. MİT raporları asla mahkeme safahatına konu edilemez, delil olamaz hele karara gerekçe hiç olamaz. Bu belgeler devletin gizli aklıdır, polis bile bilmez, mahkemeye dökülür mü? Mümkün değil bu.Kaldıki bir an prosedürü yok sayıp doğru olduğunu düşünsek bile bu yazıda yazanlar savcılıklar için ihbar niteliğindedir... Derneğin devletten aldıkları yardımlar kesilir...Bunlar olmuyor...Ya mahkeme ya devlet biri hata yapmakta o zaman..bu bir mahkeme kararıyla tescillenir devletten aldıgı destek kesilirse bu iddialara hak veririm ama bu sekilde bence bu yanlıs bir suclama...
 
sedapinar' Alıntı:
Bu haber tümüyle yalan. İnsanların aklı ile dalga geçiyorlar. Her kurumun yetki ve görevleri yasa ve yönetmeliklerle bellidir.Bir defa MİT Başbakanlığa bağlı bir kurumdur ve raporları tamamen başbakanlığa gider. MİT raporları asla mahkeme safahatına konu edilemez, delil olamaz hele karara gerekçe hiç olamaz. Bu belgeler devletin gizli aklıdır, polis bile bilmez, mahkemeye dökülür mü? Yalan.Mümkün değil bu.Kaldıki bir an prosedürü yok sayıp doğru olduğunu düşünsek bile bu yazıda yazanlar savcılıklar için ihbar niteliğindedir... Derneğin devletten aldıkları yardımlar kesilir...Bunlar olmuyor...Ya mahkeme ya devlet biri hata yapmakta o zaman..bu bir mahkeme kararıyla tescillenir devletten aldıgı destek kesilirse bu iddialara hak veririm ama bu sekilde bence bu yanlıs bir suclama...


olabilirde olmayabilirde herkes fikrini yazsın bişeyler ögrenmeye çalışalım ki bu haber her yerde mevcut....
 
Ben asla sizin haberinizin yalan olduğunu kastetmedim böyle bir izlenim verdiysem özür dilerim.Bende haberi değişik bir kaç kaynakda okudum. Yalan derken haberin içeriğini kastettim.Paylaşımınız için teşekkürler.Saygılar.
 
sedapinar' Alıntı:
Ben asla sizin haberinizin yalan olduğunu kastetmedim böyle bir izlenim verdiysem özür dilerim.Bende haberi değişik bir kaç kaynakda okudum. Yalan derken haberin içeriğini kastettim.Paylaşımınız için teşekkürler.Saygılar.


bu çev le ilgili bilgin varsa ögrenmek isterim yani bazı şeyler benimde kafamı kurçalıyor özellikle sabatayizle baglantılı oldugu bu kurumun... bilgin varsa paylaşırsan sevinirim....
 
paylaşım için teşekkürler üstad...ellerine sağlık
 
ÇYDD ve ÇEV tamamen sabetayci insiyatifle kurulmus sivil toplum örgütleridir. ADD (Atatürkçü Düsünce Dernegi) Atatürk'ün bir araç olarak kullanilmasi amaciyla cemaat tarafindan kurulmustur. Üç onur kurucusundan biri Kapancilar kolundan Münci Kapani'dir ki diger iki onur kurucusundan da en az birinin cemaatten oldugunu saniyorum, ayrica dernegin 1. numarali kurucusu kayitlarda Hifzi Veldet Velidedeoglu olarak geçer ki kendisi sabetaycıdır...
 
Add, Cydd, Çev gibi kurumların açılış ve varoluş gayesi belli. Mit de sanki bizim bilmediğimiz bişiyi söylemiş :D Eline sağlık.
 
Öncelikle;birileri sebataycıysa ve inancını yaymaya çalışıyorsa bunda ne gariplik var?Bunlar bu ülkenin vatandaşı değilmi ki,başka din mensupları kendi dinlerini yaymaya çalışmaları anormal görülsün ama birilerinin inançlarını yayma çalışmaları yadırgansın.AB'ye girmek isteyen bir ülkede böyle bir durum yadırganmamalı.Ya AB gireceğiz deyip,AB yasalarının gereklerini yapacağız ve azınlıkların da haklarına saygı göstereceğiz.Veya Müslüman bir ülkeyiz diyeceğiz ve muhafazakar davranıp hiç bir şekildede AB'nin adını agzımıza almıyacagız.Bunun dışındaki düşünceler samimi olmayacaktır.
Mahkeme olayına gelince,Sedapınar haklı,MİT raporları öyle herkesin elinde dolaşmaz.MİT kişilere değil devlete hizmet eder fakat çok kimse bilmez daha öncede Hablemitoğlu davasında,Hablemitoğlu şehit edilmeden önce şu bir milyon hedefi olan gazete bizzat sahte AA kodlu düzmece haberle suçlama haberle karalama amaçlı dava açmış ve mahkemeye sahte MİT raporu sunmuşlar ve mahkeme de MİT ten bİlgi istemiş ve belgenin sahte olduğu anlaşılmıştır.Buna benzer tam 75 yalan yanlış karalama amaçlı davadan da Hablemitoğlu aklanmıştır.Bu söylediklerime inanmayanlar Hablemitoğlu'nun eserlerinden faydalanarak dediklerimi onaylayabilirler.Bu ülkede Vatansever insanlarımız ne acıdır ki karalanır.bazı örgütlerin amaçlarını bildiğimden ve devlet içindeki bir takım örgütlenmeler nedeniyle herşey mümkün olabilir...
 
Ben misyonerliğe asla inanmıyorum.
Misyonerlik denilen şey esasen bir ülkenin kültürünü sistemini değiştirmek oluyor.
Kısacası misyoner dediğimiz kişiler aslında tamda birer emperyalist komiseridir.
Şu an dünya eylemler para için yapılıyor din için degil.
Dolayısıyla hrıstıyanlık yada müslümnalık yada bunları değiştirmek para babalarının pekde işine gelen şey değil.
ama para gelecekse yapar buda emperyalizme girer
 
Geri
Üst