matrix_27
New member
- Katılım
- 4 Nis 2007
- Mesajlar
- 993
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Insanlarin çektigi acilarin ya da birbirlerine yaptiklari eziyetlerin baslica nedenlerinden biri, mülk kavgasidir. Hatta, cahiliye toplumunun yasaminin tümü "mülk sahibi olma" hirsina dayanir. Bu kisiler sürekli daha fazla mala sahip olabilmek için ugrasir, bu tutkuyu yasamlarinin en büyük amaci haline getirirler.
Oysa, dünya hayatinin temelini teskil eden bu "çogalma tutkusu" (Hadid Suresi, 20), tam manasiyla bir aldanistir. Çünkü yeryüzündeki tüm mülkün sahibi, Allah'tir. Insanlar, "mal sahibi" olduklarini sanmakla kendilerini aldatirlar. Sahip olduklarini sandiklari seyleri kendileri yaratmamislardir, o seyleri yasatmaya güçleri yetmez. Yok olmalarini da engelleyemezler. Dahasi, bir seye "sahip" olacak bir durumlari yoktur, çünkü kendileri bir baska varligin "mülkü"dürler; "Insanlarin sahibi" (Nas Suresi, 2) olan Allah'in kontrolü altindadirlar.
Kuran'da, tüm varliklarin, kendilerini yaratmis olan Allah'in mülkü oldugu söyle haber verilir: "Göklerde, yerde, bu ikisinin arasinda ve nemli topragin altinda olanlarin tümü O'nundur". (Taha Suresi, 6) Bir baska ayette ise söyle denir: "Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait oldugunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandirir, kimi dilerse bagislar. Allah, herseye güç yetirendir. (Maide Suresi, 40)
Allah, sahip olduklari mallari insanlara dünya hayatinda "emanet" olarak vermistir. Bu emanet, belli bir vakte kadardir ve elbette günü geldiginde hesabi sorulacaktir.
Insana sorulacak olan hesap, kendisine "emanet" olarak verilen mülkü nasil ve hangi mantikla kullandigidir. Eger o mülkü kendisinin saymis, "gasp" ederek sahiplenmis ve o mülkü nasil kullanmasi gerektigini kendisine anlatan Resullere karsi "mallarimiz konusunda diledigimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazin mi emrediyor?" (Hud Suresi, 87) diye cevap vermisse, büyük bir azaba müstahak olur. Kuran'da, bunlarin basina gelecekler söyle aktarilir:
Allah'in, bol ihsanindan kendilerine verdigi seylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayirli oldugunu sanmasinlar. Hayir; bu, onlar için serdir; kiyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandirilacaklardir. Göklerin ve yerin mirasi Allah'indir. Allah yaptiklarinizdan haberi olandir. (Al-i Imran Suresi, 180)
Ayette belirtildigi gibi, insan, Allah'in bol ihsanindan insanlara verilen mallar, o insanlar tarafindan "cimrilik" yapmadan harcanmasi içindir. Insan, mali sahiplenip onu muhafaza etmeye çalismak yerine, malin gerçek sahibinin Allah oldugunu bilmek ve mali O'nun emrettigi biçimde harcamakla yükümlüdür. Kendisine emanet verilen mallardan, kendi ihtiyaçlari için gerekli olan makul bir kismini kullanacak, "ihtiyaçtan arta kalani" (Bakara Suresi, 219) ise Allah yolunda harcayacaktir. Eger Allah yolunda harcamak yerine, bu mallari "biriktirmeye" kalkarsa, onlari sahiplenmis olur. Bunun ahiretteki cezasi ise çok agirdir. Bir ayette söyle denir:
...Altini ve gümüsü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara aci bir azabi müjdele. Bunlarin üzerlerinin cehennem atesinde kizdirilacagi gün, onlarin alinlari, bögürleri ve sirtlari bunlarla daglanacak (ve "Iste bu, kendiniz için yigip-sakladiklarinizdir; yigip-sakladiklarinizi tadin" (denilecek). (Tevbe Suresi, 34-35)
Islam'da "iktisat" vardir, ama "mali yigma" yoktur. Müminler, "kötü günler"e karsi, yigilacak mallara degil, Allah'a güvenirler. Allah da, onlara bereketi artirir. Infak ettikleri (Allah yolunda harcadiklari) mallara karsilik, onlara çok daha fazlasini verir. Bunu da infak ederler, Allah nimetini daha da artirir. Bir ayette, infakin bereketi söyle ifade edilir:
Mallarini Allah yolunda infak edenlerin örnegi yedi basak bitiren, her bir basakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örnegi gibidir. Allah, diledigine kat kat artirir. Allah (ihsani) bol olandir, bilendir. (Bakara Suresi, 261)
Mali sahiplenen ve onu hayir yolunda harcamayip biriktirenin durumu ise söyle anlatilir:
....O, mal yigip biriktiren ve onu saydikça sayandir.
Gerçekten malinin kendisini ebedi kilacagini saniyor.
Hayir; andolsun o, 'hutame'ye atilacaktir.
"Hutame"nin ne oldugunu sana bildiren nedir?
Allah'in tutusturulmus atesidir. (Hümeze Suresi, 2-6)
Oysa, dünya hayatinin temelini teskil eden bu "çogalma tutkusu" (Hadid Suresi, 20), tam manasiyla bir aldanistir. Çünkü yeryüzündeki tüm mülkün sahibi, Allah'tir. Insanlar, "mal sahibi" olduklarini sanmakla kendilerini aldatirlar. Sahip olduklarini sandiklari seyleri kendileri yaratmamislardir, o seyleri yasatmaya güçleri yetmez. Yok olmalarini da engelleyemezler. Dahasi, bir seye "sahip" olacak bir durumlari yoktur, çünkü kendileri bir baska varligin "mülkü"dürler; "Insanlarin sahibi" (Nas Suresi, 2) olan Allah'in kontrolü altindadirlar.
Kuran'da, tüm varliklarin, kendilerini yaratmis olan Allah'in mülkü oldugu söyle haber verilir: "Göklerde, yerde, bu ikisinin arasinda ve nemli topragin altinda olanlarin tümü O'nundur". (Taha Suresi, 6) Bir baska ayette ise söyle denir: "Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait oldugunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandirir, kimi dilerse bagislar. Allah, herseye güç yetirendir. (Maide Suresi, 40)
Allah, sahip olduklari mallari insanlara dünya hayatinda "emanet" olarak vermistir. Bu emanet, belli bir vakte kadardir ve elbette günü geldiginde hesabi sorulacaktir.
Insana sorulacak olan hesap, kendisine "emanet" olarak verilen mülkü nasil ve hangi mantikla kullandigidir. Eger o mülkü kendisinin saymis, "gasp" ederek sahiplenmis ve o mülkü nasil kullanmasi gerektigini kendisine anlatan Resullere karsi "mallarimiz konusunda diledigimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazin mi emrediyor?" (Hud Suresi, 87) diye cevap vermisse, büyük bir azaba müstahak olur. Kuran'da, bunlarin basina gelecekler söyle aktarilir:
Allah'in, bol ihsanindan kendilerine verdigi seylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayirli oldugunu sanmasinlar. Hayir; bu, onlar için serdir; kiyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandirilacaklardir. Göklerin ve yerin mirasi Allah'indir. Allah yaptiklarinizdan haberi olandir. (Al-i Imran Suresi, 180)
Ayette belirtildigi gibi, insan, Allah'in bol ihsanindan insanlara verilen mallar, o insanlar tarafindan "cimrilik" yapmadan harcanmasi içindir. Insan, mali sahiplenip onu muhafaza etmeye çalismak yerine, malin gerçek sahibinin Allah oldugunu bilmek ve mali O'nun emrettigi biçimde harcamakla yükümlüdür. Kendisine emanet verilen mallardan, kendi ihtiyaçlari için gerekli olan makul bir kismini kullanacak, "ihtiyaçtan arta kalani" (Bakara Suresi, 219) ise Allah yolunda harcayacaktir. Eger Allah yolunda harcamak yerine, bu mallari "biriktirmeye" kalkarsa, onlari sahiplenmis olur. Bunun ahiretteki cezasi ise çok agirdir. Bir ayette söyle denir:
...Altini ve gümüsü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara aci bir azabi müjdele. Bunlarin üzerlerinin cehennem atesinde kizdirilacagi gün, onlarin alinlari, bögürleri ve sirtlari bunlarla daglanacak (ve "Iste bu, kendiniz için yigip-sakladiklarinizdir; yigip-sakladiklarinizi tadin" (denilecek). (Tevbe Suresi, 34-35)
Islam'da "iktisat" vardir, ama "mali yigma" yoktur. Müminler, "kötü günler"e karsi, yigilacak mallara degil, Allah'a güvenirler. Allah da, onlara bereketi artirir. Infak ettikleri (Allah yolunda harcadiklari) mallara karsilik, onlara çok daha fazlasini verir. Bunu da infak ederler, Allah nimetini daha da artirir. Bir ayette, infakin bereketi söyle ifade edilir:
Mallarini Allah yolunda infak edenlerin örnegi yedi basak bitiren, her bir basakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örnegi gibidir. Allah, diledigine kat kat artirir. Allah (ihsani) bol olandir, bilendir. (Bakara Suresi, 261)
Mali sahiplenen ve onu hayir yolunda harcamayip biriktirenin durumu ise söyle anlatilir:
....O, mal yigip biriktiren ve onu saydikça sayandir.
Gerçekten malinin kendisini ebedi kilacagini saniyor.
Hayir; andolsun o, 'hutame'ye atilacaktir.
"Hutame"nin ne oldugunu sana bildiren nedir?
Allah'in tutusturulmus atesidir. (Hümeze Suresi, 2-6)