Lütuflar karşısında biz
Mümin, kendisine gelen bütün lütufları, Cenâb-ı Hakk’ın engin rahmetinin bir ifadesi olarak görür. Bizdeki faziletler, lütuflar, ihsanlar, hep O’nun bağının gülleri ve çiçekleridir. Biraz tefekkür ettiğimizde bunların kat’iyen bizden kaynaklanmadığını hemen anlayıveririz.
Bizim yapıyor göründüğümüz her şeyi aslında O yapmaktadır. Zaten bunun aksine inanmayı da şirk kabul ederiz. Akidelerini “Sizi de fiillerinizi de yaratan Allah’tır.”, “Allah dilemezse siz bir şey dileyemezsiniz.”, “Allah neyi dilemişse o olur, olmasını dilemediği şey de olmaz.” beyân-ı nebevisinin şekillendirdiği insanlar, Allah’ın lütfettiği bunca nimetleri, öyle inanıyorum ki, kendilerinden bilmez ve kendilerine mal etmezler. Allah’ın bu lütufları bizi, fahra, gurura, kibre değil; hamde, senaya ve Cenâb-ı Hakk’a itimada sevk etmelidir.

Mümin, kendisine gelen bütün lütufları, Cenâb-ı Hakk’ın engin rahmetinin bir ifadesi olarak görür. Bizdeki faziletler, lütuflar, ihsanlar, hep O’nun bağının gülleri ve çiçekleridir. Biraz tefekkür ettiğimizde bunların kat’iyen bizden kaynaklanmadığını hemen anlayıveririz.
Bizim yapıyor göründüğümüz her şeyi aslında O yapmaktadır. Zaten bunun aksine inanmayı da şirk kabul ederiz. Akidelerini “Sizi de fiillerinizi de yaratan Allah’tır.”, “Allah dilemezse siz bir şey dileyemezsiniz.”, “Allah neyi dilemişse o olur, olmasını dilemediği şey de olmaz.” beyân-ı nebevisinin şekillendirdiği insanlar, Allah’ın lütfettiği bunca nimetleri, öyle inanıyorum ki, kendilerinden bilmez ve kendilerine mal etmezler. Allah’ın bu lütufları bizi, fahra, gurura, kibre değil; hamde, senaya ve Cenâb-ı Hakk’a itimada sevk etmelidir.
Ali Budak