Kuran-ı Kerim DİYANET Türkçe meali online okumak için buradan

39-ez-ZÜMER
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katindan indirilmistir.

2. (Resûlüm!) Süphesiz ki Kitab'i sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kilarak (ihlâs ile) kulluk et.

3. Dikkat et, hâlis din yalniz Allah'indir. O'nu birakip kendilerine bir takim dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklastirsinlar diye kulluk ediyoruz, derler. Dogrusu Allah, ayriliga düstükleri seylerde aralarinda hüküm verecektir. Süphesiz Allah, yalanci ve inkârci kimseyi dogru yola iletmez.

4. Eger Allah bir evlât edinmek isteseydi, elbette yarattiklarindan diledigini seçerdi. O yücedir. O, tek ve kahhâr olan Allah'tir.

5. Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratti. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sariyor. Günesi ve ayi emri altina almistir. Her biri belli bir süreye kadar akip gider. Dikkat et! O, azîzdir, ve çok bagislayandir.

6. Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratti, sonra ondan da esini yaratti. Sizin için hayvanlardan sekiz es meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karinlarinda üç katli karanlik içinde çesitli safhalardan geçirerek yaratiyor. Iste bu yaratici, Rabbiniz Allah'tir. Mülk O'nundur. O'ndan baska tanri yoktur. Öyleyken nasil oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?

7. Eger inkâr ederseniz, süphesiz Allah, size muhtaç degildir. Bununla beraber O, kullarinin küfrüne razi olmaz. Eger sükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr digerinin günahini çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidisi, Rabbinizedir. Yaptiklarinizi O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan herseyi hakkiyla bilendir.

8. Insanin basina bir sikinti gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarir. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmis oldugunu unutur. Allah'in yolundan saptirmak için O'na esler kosar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eglenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!

9. Yoksa geceleyin secde ederek ve kiyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarci gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Dogrusu ancak akil sahipleri bunlari hakkiyla düsünür.

10. (Resûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarim! Rabbinize karsi gelmekten sakinin. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardir. Allah'in (yarattigi) yeryüzü genistir. Yalniz sabredenlere, mükâfatlari hesapsiz ödenecektir.

11. De ki: Bana, dini Allah'a hâlis kilarak O'na kulluk etmem emrolundu.

12. Bana müslümanlarin ilki olmam emrolundu.

13. De ki: Rabbime karsi gelirsem, dogrusu büyük günün azabindan korkarim.

14. De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.

15. (Ey Allah'a es kosanlar!): Siz de O'ndan baska dilediginize tapin! De ki: Gerçekten hüsrana ugrayanlar, kiyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardir. Bilesiniz ki, bu apaçik hüsrandir.

16. Onlarin üstlerinde atesten tabakalar, altlarinda da (öyle) tabakalar var. Iste Allah kullarini bununla korkutuyor. Ey kullarim! Yalnizca benden korkun.

17. Tâgut'a kulluk etmekten kaçinip, Allah'a yönelenlere müjde vardir. Kullarimi müjdele:

18. O kullarimi ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. Iste onlar, Allah'in dogru yola ilettigi kimselerdir. Gerçek akil sahipleri de onlardir.

19. (Resûlüm!) Hakkinda azap hükmü gerçeklesmis kimseyi ve ateste olani sen mi kurtaracaksin!

20. Fakat Rablerinden sakinanlara, üstüste yapilmis, altlarindan irmaklar akan köskler vardir. Bu, Allah'in verdigi sözdür. Allah, verdigi sözden caymaz.

21. Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerlestirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetistiriyor. Sonra onlar kurur da sapsari olduklarini görürsün. Sonra da onu kuru bir kirinti yapar. Süphesiz bunlarda akil sahipleri için bir ögüt vardir.

22. Allah kimin gönlünü Islâm'a açmissa o, Rabbinden bir nûr üzerinde degil midir? Allah'i anmak hususunda kalpleri katilasmis olanlara yaziklar olsun! Iste bunlar apaçik bir sapiklik içindedirler.

23. Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bikilmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanlarin, bu Kitab'in etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'in zikrine isinip yumusar. Iste bu Kitap, Allah'in, diledigini kendisiyle dogru yola ilettigi hidayet rehberidir. Allah kimi de saptirirsa artik ona yol gösteren olmaz.

24. Kiyamet gününde yüzünü azabin siddetinden korumaya çalisan kimse (kendini ondan emin kilan gibi) midir? Zalimlere "Kazandiginizi tadin!" denilir.

25. Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladilar da farkina varmadiklari bir yerden onlara azap çatti.

26. Bu suretle Allah, dünya hayatinda onlara rezilligi tattirdi. Ahiret azabi daha büyüktür. Keske bunu bilselerdi!

27. Andolsun ki biz, ögüt alsinlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.

28. Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.

29. Allah, çekisip duran birçok ortaklarin sahip oldugu bir adam (köle) ile yalniz bir kisiye bagli olan bir adami misal olarak verir. Bu ikisi esit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarin çogu bilmezler.

30. Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler.

31. Sonra süphesiz, siz de kiyamet günü, Rabbinizin huzurunda davalasacaksiniz.

32. Allah'a karsi yalan uyduran, kendisine gelen gerçegi (Kur'an'i) yalan sayandan daha zalim kimdir? Kâfirlerin yeri cehennemde degil mi?

33. Dogruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, iste kötülükten sakinanlar onlardir.

34. Onlar için Rableri yaninda diledikleri her sey vardir. Iste bu, iyilik edenlerin mükâfatidir.

35. Böylece Allah, onlarin geçmiste yaptiklari en kötü hareketleri bile örtecek ve yaptiklarinin en güzeline denk olarak mükâfatlarini verecektir.

36. Allah kuluna kâfi degil midir? Seni O'ndan baskalariyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptirirsa artik onun yolunu dogrultacak biri yoktur.

37. Allah kime de hidayet ederse, artik onu saptiracak yoktur. Allah, mutlak güç sahibi ve intikam alici degil midir?

38. Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yaratti? diye sorsan, elbette "Allah'tir" derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'i birakip da taptiklariniz, O'nun verdigi zarari giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanirlar.

39. De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapin; dogrusu ben de yapacagim! Artik yakinda bileceksiniz!".

40. "Kendisini rezil edecek azap kime gelecegini, ve sürekli bir azabin kimin üzerine konacaini."

41. (Resûlüm)! Süphesiz biz bu Kitab'i sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artik kim dogru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmis olur. Sen onlarin üzerinde vekil degilsin.

42. Allah, ölenin ölüm zamani gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarini alir da ölümüne hükmettigi cani alir, ötekini muayyen bir vakte kadar birakir. Süphe yok ki, bunda iyi düsünecek bir kavim için ibretler vardir.

43. Yoksa onlar Allah'tan baskasini sefaatçilar mi edindiler? De ki: Onlar hiçbir seye güç yetiremezler ve akil erdiremezlerse de mi (Sefaatçi edineceksiniz)?

44. De ki: Bütün sefâat Allah'indir. Göklerin ve yerin hükümranligi O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.

45. Allah, tek olarak anildigi zaman, ahirete inanmayanlarin içlerine sikinti basar. Ama Allah'tan baskasi anildigi zaman hemen yüzleri güler.

46. De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de asikâri da bilen Allah! Kullarinin arasinda, ayriliga düstükleri seyin hükmünü ancak sen vereceksin.

47. Eger yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydi, kiyamet gününde azabin fenaligindan (kurtulmak için) elbette bunlari fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Âllah tarafindan, hiç hesaba katmadiklari seyler ortaya çikmistir.

48. Onlarin kazandiklari kötülükler (o gün) açiga çikmis, alaya aldiklari sey, kendilerini sarmistir.

49. Insana bir zarar dokundugu zaman bize yalvarir. Sonra, kendisine tarafimizdan bir nimet verdigimiz vakit, "Bu bana ancak bilgimden dolayi verilmistir" der. Hayir o, bir imtihandir, fakat çoklari bilmezler.

50. Bunu onlardan öncekiler de söylemisti; ama kazandiklari seyler onlara fayda vermedi.

51. Bunun için yaptiklari kötülüklerin vebali onlari yakaladi. Bunlardan da zulmedenlerin isledikleri kötülükler, baslarina gelecektir. Bu hususta Allah'i âciz birakamazlar.

52. Bilmiyorlar mi ki Allah, rizki diledigine bol bol verir, dilediginden de kisar. Süphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardir.

53. De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi asan kullarim! Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahlari bagislar. Süphesiz ki O, çok bagislayan, çok esirgeyendir.

54. Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardim edilmez.

55. Siz farkinda olmadan, ansizin basiniza azap gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur'an'a) tâbi olun.

56. Kisinin: Allah'a karsi asiri gitmemden dolayi bana yaziklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyecegi günden sakinin)!

57. Yahut söyle diyecektir:" Allah bana hidayet verseydi, elbette sakinanlardan olurdum".

58. Veya azabi gördügünde: Keske benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam!" demesinden.

59. Hayir (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmisti de sen onlari yalanlamis, büyüklük taslamis ve inkârcilardan olmustun.

60. Kiyamet gününde Allah hakkinda yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara oldugunu görürsün. Kibirlenenlerin kalacagi yer cehennemde degil midir?

61. Allah, takvâ sahiplerini kurtulusa erdirir. Onlara hiçbir fenalik dokunmaz. Onlar mahzun da olmazlar.

62. Allah her seyin yaraticisidir. O, her seye vekîldir.

63. Göklerin ve yerin anahtarlari (mutlak hükümranligi) O'nundur. Allah'in âyetlerini inkâr edenler var ya, iste onlar hüsrana ugrayanlardir.

64. De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan baskasina kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?

65. (Resûlüm!) Süphesiz sana da senden öncekilere de söyle vahyolunmustur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak kosarsan, islerin mutlaka bosa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!

66. Hayir! Yalniz Allah'a kulluk et ve sükredenlerden ol.

67. Onlar Allah'i hakkiyla taniyip bilemediler. Kiyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadir. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüs olacaktir. O, müsriklerin ortak kosmalarindan yüce ve münezzehtir.

68. Sûr'a üflenince, Allah'in diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayaga kalkmis bakiyorlar!

69. Yeryüzü, Rabbinin nûru ile aydinlanir, kitap konulur, peygamberler ve sahitler getirilir ve aralarinda hakkaniyetle hüküm verilir. Onlara asla zulmedilmez.

70. Herkes ne yaptiysa, karsiligi tastamam verilir. Allah, onlarin yaptiklarini en iyi bilendir.

71. O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapilari açilir, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavusacaginizi ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmustur.

72. Onlara: Içinde ebedî kalacaginiz cehennemin kapilarindan girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denilir.

73. Rablerine karsi gelmekten sakinanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varip da kapilari açildiginda bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artik ebedî kalmak üzere girin buraya, derler.

74. Onlar: Bize verdigi sözde sadik olan ve bizi, diledigimiz yerinde oturacagimiz bu cennet yurduna vâris kilan Allah'a hamdolsun. Iyi amelde bulunanlarin mükâfati ne güzelmis! derler.

75. Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Ars'in etrafini kusatmislardir. Artik aralarinda adaletle hükmolunmus ve "alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" denilmistir.
 
40-el-MÜ'MIN
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Hâ. Mîm.

2. Bu Kitap mutlak galip, hakkiyla bilen, lütuf sahibi Allah tarafindan indirilmistir.

3. O, günahi bagislayan, tevbeyi kabul eden, azabi çetin,lütuf sahibi Allah'tandir ki. O'ndan baska hiçbir ilâh yoktur, dönüs ancak O'nadir.

4. Inkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'in âyetleri hakkinda tartismaz. Onlarin sehirlerde (rahatlikla) gezip dolasmasi seni aldatmasin.

5. Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmisti. Bâtili hakkin yerine koymak için mücadele etmislerdi. Bunun üzerine ben onlari kiskivrak yakaladim. Iste, cezalandirmamin nasil oldugunu gör!

6. Inkâr edenlerin cehennem ehli olduklarina dair Rabbinin sözü böylece gerçeklesti.

7. Ars'i yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bagislanmasini isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her seyi kusatmistir. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bagisla, onlari cehennem azabindan koru! (derler).

8. Rabbimiz! Onlari da, onlarin atalarindan, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanlari da kendilerine vâdettigin Adn cennetlerine koy. Süphesiz azîz ve hakîm olan sensin!

9. Bir de onlari, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmis olursun. Bu en büyük kurtulustur.

10. Inkâr edenlere söyle seslenilir: Allah'in gazabi, sizin kendinize olan kötülügünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz.

11. Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarimizi itiraf ettik. Bir daha (bu atesten) çikmaya yol var midir? derler.

12. (Onlara denir ki) Iste bunun sebebi sudur: Tek Allah'a ibadete çagrildigi zaman inkâr edersiniz. O'na ortak kosulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artik hüküm, yücelerin yücesi Allah'indir.

13. Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rizik indiren O'dur. Allah'a yönelenden baskasi ibret almaz.

14. Haydi, kâfirlerin hosuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâsli olarak dua edin!

15. Dereceleri yükselten, Ars'in sahibi Allah, kavusma günüyle korkutmak için kullarindan diledigine iradesiyle ilgili vahyi indirir.

16. O gün onlar (kabirlerinden) meydana çikarlar. Onlarin hiçbir seyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlik kimindir? Kahhâr olan tek Allah'indir.

17. Bugün herkese kazandiginin karsiligi verilir. Bugün haksizlik yoktur. Süphesiz Allah, hesabi çarçabuk görendir.

18. Yaklasan gün hususunda onlari uyar! Çünkü o onda dehset içinde yutkunurken yürekleri agizlarina gelmistir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir sefaatçisi vardir.

19. Allah, gözlerin hain bakisini ve kalplerin gizledigini bilir.

20. Allah, adaletle hükmeder. O'nu birakip taptiklari ise, hiçbir seye hükmedemezler. Süphesiz Allah, hakkiyla isiten ve görendir.

21. Onlar, yeryüzünde gezip dolasmadilar mi ki, kendilerinden öncekilerin âkibetinin nasil oldugunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden bunlardan daha da üstündüler. Böyleyken Allah onlari günahlari yüzünden yakaladi. Onlari Allah'in gazabindan koruyan da olmadi.

22. Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçik mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayiverdi. Dogrusu O, kuvvetlidir; azabi da pek çetindir.

23. Andolsun ki biz Musa'yi mucizelerimiz ve apaçik hüccetle, gönderdik.

24. Firavun'a,Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalanci bir sihirbazdir! "dediler.

25. Iste o (Musa), tarafimizdan kendilerine hakki getirince: Onunla beraber iman edenlerin ogullarini öldürün, kadinlari sag birakin! dediler. Ama kâfirlerin tuzagi elbette bosa çikar.

26. Firavun: Birakin beni, dedi. Musa'yi öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsin! Çünkü ben onun, dininizi degistireceginden, yahut yeryüzünde fesat çikaracagindan korkuyorum.

27. Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sigindim, dedi.

28. Firavun ailesinden olup, imanini gizleyen bir mümin adam söyle dedi: Siz bir adami "Rabbim Allah'tir" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçik mucizeler getirmistir. Eger o yalanci ise yalani kendisinedir. Eger dogru söylüyorsa sizi tehdit ettiginin (azâbin), bir kismi olsun gelip size çatar. Süphesiz Allah, haddi asan, yalanci kimseyi dogru yola eristirmez.

29. Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlik sizindir. Ama Allah'in azabi bize gelip çatarsa, kim bize yardim eder? Firavun: Ben size kendi görüsümü söylüyorum ve yine size ancak dogru yolu gösteriyorum dedi.

30. Iman etmis olan dedi ki : "Ey kavmim! Dogrusu ben ben üzerinize önceki topluluklarin günü gibi, bir günün gelmesinden korkuyorum."

31. "Nuh kavminin, Âd, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarina bir zulüm dileyecek degildir."

32. "Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bagrisip çagrisma gününden, korkuyorum.

33. "O gün arkaniza dönüp kaçacaksiniz.Fakat sizi Allah'tan (O'nun azabindan) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptirirsa, artik onu dogru yola iletecek de yoktur."

34. Andolsun ki, (Musa'dan) önce Yusuf da size açik deliller getirmisti ve onun size getirdigi seyler hakkinda süphe edip durmustunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber göndermez" dediniz. Iste Allah o asiri giden süphecileri böyle saptirir.

35. Kendilerine gelmis hiçbir delil olmadigi halde Allah'in âyetleri hakkinda mücadele edenler gerek Allah yaninda, gerekse iman edenler yaninda büyük bir nefretle karsilanir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanin kalbini iste böyle mühürler.

36. Firavun:" Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara erisirim."

37."Göklerin yollarina erisirim de Musa'nin Tanrisi'ni görürüm! Dogrusu ben onu, yalanci saniyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptigi kötü is süslü gösterildi ve yoldan saptirildi. Firavun'un tuzagi tamamen bosa çikti.

38. O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi dogru yola götürecegim.

39. Ey kavmim! Süphesiz bu dünya hayati, geçici bir eglencedir. Ama ahiret, gerçekten kalinacak yurttur.

40. Kim bir kötülük islerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadin veya erkek, mümin olarak faydali bir is yaparsa iste onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsiz rizik verilecektir.

41. Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtulusa çagiriyorum, siz beni atese çagiriyorsunuz.

42. Siz beni, Allah'i inkâr etmeye ve hiç tanimadigim nesneleri O'na ortak kosmaya çagiriyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bagislayan Allah'a davet ediyorum.

43. Gerçek su ki, sizin beni davet ettiginiz seyin dünyada da ahirette de davete deger bir tarafi yoktur. Dönüsümüz Allah'adir, asiri gidenler de ates ehlinin kendileridir.

44. Size söylediklerimi yakinda hatirlayacaksiniz. Ben isimi Allah'a havale ediyorum. Süphesiz Allah, kullarini çok iyi görendir.

45. Nihayet Allah, onlarin kurduklari tuzaklarin kötülüklerinden bu zati korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kusativerdi.

46. Onlar sabah aksam o atese sokulurlar. Kiyametin kopacagi gün de: Firavun ailesini azabin en çetinine sokun (denilecek)!

47. (Kâfirler) atesin içinde birbirleriyle çekisirlerken zayif olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymustuk. Simdi atesin birazini bizden savabilir misiniz? derler.

48. O büyüklük taslayanlar ise: Dogrusu hepimiz bunun içindeyiz. Süphe yok ki Allah kullari arasinda verecegi hükmü verdi, derler.

49. Ateste bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabi hafifletsin! diyecekler.

50. (Bekçiler) Size peygamberleriniz açik açik deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabini verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarin, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarmasi bosunadir.

51. Süphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatinda, hem sahitlerin sahitlik edecekleri günde yardim ederiz.

52. O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda saglamaz. Artik lânet de onlarindir, kötü yurt da onlarindir!

53. Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve Israilogullarina, o Kitab'i miras biraktik.

54.O, akil sahipleri için bir ögüt ve dogruluk rehberidir.

55. (Resûlüm!) Simdi sen sabret. Çünkü Allah'in vâdi gerçektir. Günahinin bagislanmasini iste. Aksam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.

56. Kendilerine gelmis kesin bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda münakasa edenler var ya, hiç süphe yok ki, onlarin kalplerinde, asla yetisemeyecekleri bir büyüklük hevesinden baska bir sey yoktur. Sen Allah'a sigin. Kuskusuz O, isiten ve görendir.

57. Elbette göklerin ve yerin yaratilmasi, insanlarin yaratilmasindan daha büyük bir seydir. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

58. Körle gören, inanip iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düsünüyorsunuz!

59. Kiyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç süphe yoktur. Fakat insanlarin çogu buna inanmazlar.

60. Rabbiniz söyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti birakip büyüklük taslayanlar asagilanarak cehenneme gireceklerdir.

61. Içinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tir. Süphesiz Allah, insanlara karsi lütufkârdir. Fakat insanlarin çogu sükretmezler.

62. Iste O, her seyin yaraticisi olan Rabbiniz Allah'dir. O'ndan baska tanri yoktur. O halde nasil olup da döndürülüyorsunuz!

63. Allah'in âyetlerini inatla inkâr edenler iste (haktan) böyle döndürülür.

64. Yeri sizin için yerlesim alani, gögü de bir bina kilan, size sekil verip de seklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle riziklandiran Allah'tir. Iste Allah, sizin Rabbinizdir. Alemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.

65. O daima diridir; O'ndan baska hiçbir tanri yoktur. O halde dinde ihlâsli ve samimi kisiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

66. (Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçik deliller gelince, sizin Allah'i birakip o taptiklariniza kulluk etmem bana yasaklandi ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.

67. Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (asilanmis yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çikaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çaga erismeniz, sonra da ihtiyarlamaniz -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardir- ve belli bir vakte ulasmaniz için sizi yasatan O'dur. Umulur ki düsünürsünüz.

68. O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir isin olmasini diledigi zaman yalniz "Ol!" der, o da oluverir.

69. Allah'in âyetleri hakkinda tartisanlara bakmadin mi? Nasil döndürülüyorlar (onu tasdike yanasmiyorlar)!

70. Onlar, Kitab'i ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardir. Onlar yakinda (gerçegi) anlayacaklar!

71. O zaman boyunlarinda demir halkalar ve zincirler oldugu halde, sürüklenecekler,

72. Kaynar suda,sonra da ateste yakilacaklardir.

73. Sonra onlara: Allah'i birakip da kostugunuz ortaklar nerededir? denilecek.

74. O Allah'tan baska (taptiklariniz). Onlar da:"Bizden uzaklastilar, zaten biz önceleri hiçbir seye tapmiyorduk", diyecekler.Iste Allah kâfirleri böyle sasirtir.

75. Bu, sizin yeryüzünde haksiz olarak simarmanizdan ve asiri derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

76. Içinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!

77. Onun için (Resûlüm), sen sabret! Süphesiz Allah'in vâdi gerçektir. Onlara söz verdigimiz azabin bir kismini ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasil olsa onlar bize döneceklerdir.

78. Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kissalarini anlattigimiz kimseler de var, durumlarini sana bildirmedigimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'in izni olmaksizin herhangi bir âyeti kendiliginden getiremez. Allah'in emri gelince de hak uygulanir ve o zaman bâtili seçenler hüsrana ugrayacaklardir.

79. Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanlari yaratandir.

80. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardir. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulasirsiniz. Onlarin ve gemilerin üstünde tasinirsiniz.

81. Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi, Allah'in âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz?

82. Onlar yeryüzünde gezip dolasmadilar mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmustur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakimindan da daha saglam idiler. Fakat kazandiklari seyler onlara asla fayda vermemistir.

83. Peygamberleri onlara apaçik bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beseri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldilar). Alaya aldiklari sey kendilerini boguverdi.

84. Artik o çetin azabimizi gördükleri zaman: Allah'a inandik ve O'na ortak kostugumuz seyleri inkâr ettik, derler.

85. Fakat azabimizi gördükleri zaman imanlari kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'in kullari hakkinda süregelen âdeti budur. Iste o zaman kâfirler hüsrana ugrayacaklardir.
 
41-FUSSILET
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Hâ. Mîm.

2. (Kur'an) rahmân ve rahîm olan Allah katindan indirilmistir.

3. (Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açiklanmis bir kitaptir.

4. Bu kitap müjdeleyici ve uyaricidir. Fakat onlarin çogu yüz çevirdi. Artik dinlemezler.

5. Ve dediler ki: Bizi çagirdigin seye karsi kalplerimiz kapalidir. Kulaklarimizda da bir agirlik vardir. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadir. Onun için sen (istedigini) yap, biz de yapmaktayiz!

6. De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanim. Bana ilâhinizin bir tek Ilâh oldugu vahy olunuyor. Artik O'na yönelin, O'ndan magfiret dileyin. Ortak kosanlarin vay haline!

7. Onlar zekâti vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardir.

8. Süphesiz iman edip iyi is yapanlar için tükenmeyen bir mükâfat vardir.

9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratani inkâr edip O'na ortaklar mi kosuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.

10. O, yeryüzüne sabit daglar yerlestirdi. Orada bereketler yaratti ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gidalar takdir etti.

11. Sonra duman halinde olan göge yöneldi, ona ve yerküreye: Isteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. Ikisi de "Isteyerek geldik" dediler.

12. Böylece onlari, iki günde yedi gök olarak yaratti ve her göge görevini vahyetti. Ve biz, yakin semâyi kandillerle donattik, bozulmaktan da koruduk. Iste bu, azîz, alîm Allah'in takdiridir.

13 Eger onlar yüz çevirirlerse de ki: Iste sizi Ad ve Semûd'un basina gelen kasirgaya benzer bir kasirgaya karsi uyariyorum!

14. Peygamberler onlara: Önlerinden ve arkalarindan gelerek Allah'tan baskasina kulluk etmeyin, dedikleri zaman, "Rabbimiz dileseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen seyleri inkâr ediyoruz" demislerdi.

15. Ad kavmine gelince, yeryüzünde haksiz yere büyüklük tasladilar ve: Bizden daha kuvvetli kim var? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'in, onlardan daha kuvvetli oldugunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi (mucizelerimizi) inkâr ediyorlardi.

16. Bundan dolayi biz de onlara dünya hayatinda zillet azâbini tattirmak için o ugursuz günlerde soguk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabi elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardim da edilmez.

17. Semûd'a gelince onlara dogru yolu gösterdik, ama onlar körlügü dogru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta olduklari kötülükler yüzünden alçaltici azabin yildirimi onlari çarpti.

18. Inananlari kurtardik. Onlar (Allah'tan) korkuyorlardi.

19. Allah'in düsmanlari, atese sürülmek üzere toplandiklari gün, hepsi bir araya getirilirler.

20. Nihayet oraya geldikleri zaman kulaklari, gözleri ve derileri, isledikleri seye karsi onlarin aleyhine sahitlik edecektir.

21. Derilerine: Niçin aleyhimize sahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her seyi konusturan Allah, bizi de konusturdu. Ilk defa sizi o yaratmistir. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler.

22. Siz ne kulaklarinizin, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize sahitlik etmesinden sakinmiyordunuz, yaptiklarinizdan çogunu Allah'in bilmeyecegini saniyordunuz.

23. Rabbiniz hakkinda beslediginiz zan var ya, iste sizi o mahvetti ve ziyana ugrayanlardan oldunuz.

24. Simdi eger dayanabilirlerse, onlarin yeri atestir. Ve eger (tekrar dünyaya dönüp Allah'i) hosnut etmek isterlerse, memnun edilecek degillerdir.

25. Biz onlara birtakim arkadaslar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarinda ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmis olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmustur. Kuskusuz onlar hüsrana düsenlerdi.

26. Inkâr edenler: Bu Kur'an'i dinlemeyin, okunurken gürültü yapin. Umulur ki bastirirsiniz, dediler.

27. O inkâr edenlere siddetli bir azabi tattiracagiz ve onlari yaptiklarinin en kötüsüyle cezalandiracagiz.

28. Iste bu, Allah düsmanlarinin cezasi, atestir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayi, orada onlara ceza olarak ebedî kalacaklari yurt (cehennem) vardir.

29. Kâfirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptiranlari bize göster de asagilanmislardan olsunlar diye onlari ayaklarimizin altina alalim! diyecekler.

30. Süphesiz, Rabbimiz Allah'tir deyip, sonra dosdogru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayin, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler.

31. Biz dünya hayatinda da, ahirette de sizin dostlariniziz.Orada sizin için canlarinizin çektigi her sey var ve istediginiz her sey orada sizin için hazirdir.

32.Gafûr ve rahîm olan Allah'in ikrami olarak.

33. (Insanlari) Allah'a çagiran, iyi is yapan ve "Ben müslümanlardanim" diyenden kimin sözü daha güzeldir?

34. Iyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülügü) en güzel bir sekilde önle. O zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.

35. Buna (bu güzel davranisa) ancak sabredenler kavusturulur; buna ancak (hayirdan) büyük nasibi olan kimse kavusturulur.

36. Eger seytandan gelen kötü bir düsünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sigin. Çünkü O, isiten, bilendir.

37. Gece ve gündüz, günes ve ay O'nun âyetlerindendir. Eger Allah'a ibadet etmek istiyorsaniz, günese de aya da secde etmeyin. Onlari yaratan Allah'a secde edin!

38. Eger insanlar büyüklük taslarlarsa (bilsinler ki) Rabbinin yaninda bulunan (melekler) hiç usanmadan, gece gündüz O'nu tesbih ederler.

39. Senin yeryüzünü kupkuru görmen de Allah'in âyetlerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdigimiz zaman, harekete geçip kabarir. Ona can veren, elbette ölüleri de diriltir. O, her seye kadirdir.

40. Åyetlerimiz hakkinda dogruluktan ayrilip egrilige sapanlar bize gizli kalmaz. O halde, atesin içine atilan mi daha iyidir, yoksa kiyamet günü güvenle gelen mi? Dilediginizi yapin! Kuskusuz O, yaptiklarinizi görmektedir.

41. Kendilerine Kitap geldiginde onu inkâr edenler (süphesiz bunun sonucuna katlanacaklardir). Halbuki o, essiz bir kitaptir.

42. Ona önünden de ardindan da bâtil gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmistir.

43. (Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmis olandan baska bir sey degildir. Elbette ki senin Rabbin, hem magfiret sahibi hem de aci bir azap sahibidir.

44. Eger biz onu, yabanci dilden bir Kur'an kilsaydik, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatli sekilde açiklanmali degil miydi? Arab'a yabanci dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için dogru yolu gösteren bir kilavuzdur ve sifadir. Inanmayanlara gelince, onlarin kulaklarinda bir agirlik vardir ve Kur'an onlara kapalidir. (Sanki) onlara uzak bir yerden bagiriliyor (da Kur'an'da ne söylendigini anlamiyorlar.)

45. Andolsun biz Musa'ya Kitab'i verdik, onda da ayriliga düsüldü. Eger Rabbinden bir söz geçmis olmasaydi, aralarinda derhal hükmedilirdi (isleri bitirilirdi). Onlar Kur'an hakkinda derin bir süphe içindedirler.

46. Kim iyi bir is yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici degildir.

47. Kiyamet gününün bilgisi, O'na havale edilir. O'nun bilgisi disinda hiçbir meyve (çekirdegi) kabugunu yarip çikamaz, hiçbir disi gebe kalmaz ve dogurmaz. Allah onlara: Ortaklarim nerede! diye seslendigi gün: Buna dair bizden hiçbir sahit olmadigini sana arzederiz, derler.

48. Böylece önceden yalvarip durduklari onlardan uzaklasmistir. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadigini anlamislardir.

49. Insan hayir istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizlige düser, üzülüverir.

50. Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattirirsak: Bu, benim hakkimdir, kiyametin kopacagini sanmiyorum, Rabbime döndürülmüs olsam bile muhakkak O'nun katinda benim için daha güzel seyler vardir, der. Biz, inkâr edenlere yaptiklarini mutlaka haber verecegiz ve muhakkak onlara agir azaptan tattiracagiz.

51. Insana bir nimet verdigimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir ser dokundugu zaman da yalvarip durur.

52. De ki: Ne dersiniz, eger o (Kur'an), Allah tarafindan ise siz de onu inkâr etmisseniz o zaman (haktan) uzak bir aynliga düsenden daha sapik kim vardir?

53. Insanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi gösterecegiz ki onun (Kur'an'in) gerçek oldugu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her seye sahit olmasi, yetmez mi?

54. Dikkat edin; onlar, Rablerine kavusma konusunda süphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her seyi (ilmiyle) kusatmistir.
 
42-es-SÛRÂ
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Hâ. Mîm.

2. Ayn. Sîn. Kaf.

3. Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere iste böyle vahyeder.

4. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O yücedir, uludur.

5. Neredeyse yukarilarindan gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için magfiret diliyorlar. Iyi bilin ki Allah çok bagislayan, çok esirgeyendir.

6. Allah'tan baska dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil degilsin.

7. Sehirlerin anasi (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanlari uyarman ve asla süphe olmayan toplanma günüyle onlari korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (Insanlarin) bir bölümü cennette, bir bölümü de çilgin alevli cehennemdedir.

8. Allah dileseydi onlari bir tek millet yapardi. Fakat O, diledigini rahmetine kavusturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardimcisi yoktur.

9. Yoksa onlar Allah'tan baska dostlar mi edindiler? Halbuki dost yalniz Allah'tir. O ölüleri diriltir, her seye kadirdir.

10. Ayriliga düstügünüz herhangi bir seyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. Iste, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandim ve O'na yönelirim.

11. O, gökleri ve yeri yoktan yaratandir. Size kendinizden esler, hayvanlardan da (kendilerine) esler yaratmistir. Bu suretle çogalmanizi saglamistir. O'nun benzeri hiçbir sey yoktur. O isitendir, görendir.

12. Göklerin ve yerin anahtarlari O'nundur. Diledigine rizki bol verir, dilediginden de kisar. O, her seyi bilendir.

13. "Dini ayakta tutun ve onda ayriliga düsmeyin" diye Nuh'a tavsiye ettigini, sana vahyettigimizi, Ibrahim'e, Musa'ya ve Isa'ya tavsiye ettigimizi Allah size de din kildi. Fakat kendilerini çagirdigin bu (din), Allah'a ortak kosanlara agir geldi. Allah diledigini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de dogru yola iletir.

14. Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarindaki çekememezlik yüzünden ayriliga düstüler. Eger belli bir süreye kadar Rabbinden bir (erteleme) sözü geçmis olmasaydi, aralarinda hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris kilinanlar da onun hakkinda derin bir süphe içindedirler.

15. Iste onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolundugun gibi dosdogru ol. Onlarin heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'in indirdigi Kitab'a inandim ve aranizda adaleti gerçeklestirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim islediklerimiz bize, sizin isledikleriniz de sizedir. Aramizda tartisilabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüs de O'nadir. (Âyette Hz. Peygamber in insanlari davet edecegi prensipler açiklanirken, uyacagi esaslar da beyan edilmistir. Buna göre davete devam edilecek, inanma yanlarin teklifve israrlari dinlenmeyecektir.)

16. Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkinda tartismaya girenlerin delilleri, Rableri katinda bostur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardir.

17. Kitab'i ve mizani hak olarak indiren Allah'tir. Ne biliyorsun, belki de kiyamet saati yakindir!

18. Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasini isterler. Inananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek oldugunu bilirler. Iyi bilin ki, kiyamet günü hakkinda tartisanlar derin bir sapiklik içindedirler.

19. Allah kullarina lütufkârdir, diledigini riziklandirir. O kuvvetlidir, güçlüdür.

20. Kim ahiret kazancini istiyorsa, onun kazancini arttiririz. Kim de dünya kârini istiyorsa ona da dünyadan bir seyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.

21. Yoksa onlarin, Allah'in izin vermedigi bir dini getiren ortaklari mi var? Eger erteleme sözü olmasaydi, derhal aralarinda hüküm verilirdi. Süphesiz zalimlere can yakici bir azap vardir.

22. Yaptiklari seyler baslarina gelirken zalimlerin, korkudan titrediklerini göreceksin. Iman edip iyi isler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yaninda onlara diledikleri her sey vardir. Iste büyük lütuf budur.

23. Iste Allah'in, iman eden ve iyi isler yapan kullarina müjdeledigi nimet budur. Deki: Ben buna karsilik sizden akrabalik sevgisinden baska bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik islerse onun sevabini fazlasiyla veririz. Süphesiz Allah bagislayan, sükrün karsiligini verendir.

24. Yoksa onlar, (senin için) Allah'a karsi yalan uydurdu mu derler? Allah dilerse senin kalbini de mühürler. Ve Allah bâtili yok eder; sözleriyle hakki ortaya koyar. Süphesiz O, kalplerde olanlari bilendir.

25. O, kullarinin tevbesini kabul eden, kötülükleri bagislayan ve yaptiklarinizi bilendir.

26. Allah, iman edip iyi isler yapanlarin tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasini verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardir.

27. Allah kullarina rizki bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardi. Fakat O, (rizki) diledigi ölçüde indirir. Çünkü O, kullarinin haberini alandir, onlari görendir.

28. O, (insanlar) umutlarini kestikten sonra, yagmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandir. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyik olandir.

29. Gökleri, yeri ve bunlarin içine yayip ürettigi canlilari yaratmasi da O'nun delillerindendir. O diledigi zaman bunlari biraraya toplamaya da kadirdir.

30. Basiniza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle isledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çogunu affeder.

31. Yeryüzünde (O'nu) âciz birakamazsiniz. Allah'tan baska bir dostunuz ve bir yardimciniz da yoktur.

32. Denizde daglar gibi akip gidenler (gemiler) de O'nun (varliginin) delillerindendir.

33. Dilerse O, rüzgâri durdurur,da onun (denizin) üstünde kalakalirlar. Elbette bunda çok sabreden, çok sükreden herkes için ibretler vardir.

34. Yahut yaptiklari yüzünden onlari helâk eder. Birçogunu da affeder (kurtarir).

35. Böylece âyetlerimiz üzerinde tartisanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadigini bilsinler.

36. Size verilen sey, yalnizca dünya hayatinin geçimligidir. Allah'in yaninda bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanip güvenenler içindir.

37. Onlar, büyük günahlardan ve hayasizliktan kaçinirlar; kizdiklari zaman da kusurlari bagislarlar.

38. Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazi kilarlar. Onlarin isleri, aralarinda danisma iledir. Kendilerine verdigimiz riziktan da harcarlar.

39. Bir haksizliga ugradiklari zaman, yardimlasirlar.

40. Bir kötülügün cezasi, ona denk bir kötülüktür. Kim bagislar ve barisi saglarsa, onun mükâfati Allah'a aittir. Dogrusu O, zalimleri sevmez.

41. Kim zulme ugradiktan sonra hakkini alirsa, artik onlara yapilacak bir sey yoktur.

42. Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksiz yere taskinlik edenlere ceza vardir. Iste acikli azap bunlaradir.

43. Kim sabreder ve affederse süphesiz bu hareketi, yapilmaya deger islerdendir.

44. Allah kimi saptirirsa, bundan sonra artik onun hiçbir dostu yoktur. Azabi gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mi? dediklerini görürsün.

45. Atese arz olunurlarken onlarin, zilletten baslarini öne egerek göz ucuyla gizli gizli baktiklarini göreceksin. Inananlar da: Iste asil ziyana ugrayanlar, kiyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardir, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.

46. Onlarin Allah'tan baska kendilerine yardim edecek hiçbir dostlari yoktur. Allah kimi saptirirsa artik onun kurtulusa çikan bir yolu yoktur.

47. Allah'tan, geri çevrilmesi imkânsiz bir gün gelmezden önce, Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz siginacak yer bulamazsiniz, itiraz da edemezsiniz.

48. Eger yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onlarin üzerine bekçi göndermedik. Sana düsen sadece duyurmaktir. Biz insana katimizdan bir rahmet tattirdigimiz zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptiklari yüzünden baslarina bir kötülük gelirse, iste o zaman insan pek nankördür!

49. Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir. Diledigini yaratir; diledigine kiz çocuklari, diledigine de erkek çocuklari bahseder.

50. Yahut onlari, hem erkek hem de kiz çocuklari olmak üzere çift verir. Diledigini de kisir kilar. O, her seyi bilendir, her seye gücü yetendir.

51. Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasindan konusur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona diledigini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.

52. Iste böylece sana da emrimizle Kur'an'i vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarimizdan diledigimizi kendisiyle dogru yola eristirdigimiz bir nur kildik. Süphesiz ki sen dogru bir yolu göstermektesin.

53. (O yol) göklerin ve yerin sahibi olan Allah'in yoludur. Dikkat edin, bütün isler sonunda Allah'a döner.
 
43-ez-ZUHRUF
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Hâ. Mîm.

2. Apaçik Kitab'a andolsun ki ,

3. Biz, anlayip düsünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kildik.

4. O, katimizda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptir.

5. Siz, haddi asan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mi geçelim?

6. Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermistik.

7. Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alirlardi.

8. Biz bunlardan daha zorba olanlari da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örnegi geçmistir.

9. Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yaratti? diye sorsan; "Onlari süphesiz güçlü olan, her seyi bilen Allah yaratti" derler.

l0. O, size yeri besik kilmis ve dogru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmistir.

11. Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. Iste siz de böylece (mezarlarinizdan) çikarilacaksiniz.

12. Bütün çiftleri O yaratmistir. Ve size bineceginiz gemiler ve hayvanlar vâr etti.

13. Ki,böylece onlarin sirtina binip üzerlerine yerlesince, Rabbinizin ni'metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.

14. Biz süphesiz Rabbimize dönecegiz (demelisiniz).

15. Ama onlar, kullarindan bir kismini, O'nun bir cüzü kildilar. Gerçekten insan apaçik bir nankördür.

16. Yoksa Allah, yarattiklarindan kizlari kendisine aldi da ogullari size mi ayirdi?!

17. Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettigi kiz çocuguyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.

l8. Süs içinde yetistirilip savas edemeyecek olani mi istemiyorlar? (Onlari Allah'in parçasi mi sayiyorlar?)

19. Onlar, Rahmân'in kullari olan melekleri de disi saydilar. Acaba meleklerin yaratilislarini mi görmüsler? Onlarin bu sahitlikleri yazilacak ve sorguya çekileceklerdir.

20. Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdik. Onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.

21. Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mi tutunuyorlar?

22. Hayir! "Sadece, biz babalarimizi bir din üzerinde bulduk, biz de onlarin izinde gidiyoruz" derler.

23. Senden önce de hangi memlekete uyarici göndermissek mutlaka oranin varliklilari: Babalarimizi bir din üzerinde bulduk, biz de onlarin izlerine uyariz, derlerdi.

24. Ben size, babalarinizi üzerinde buldugunuz (din)den daha dogrusunu getirmissem (yine mi bana uymazsiniz)? deyince, dediler ki: Dogrusu biz sizinle gönderilen seyi inkâr ediyoruz.

25. Biz de onlardan intikam aldik. Bak, yalanlayanlarin sonu nasil oldu?

26. Bir zaman Ibrahim, babasina ve kavmine demisti ki: Ben sizin taptiklarinizdan uzagim.

27. Ben yalniz beni yaratana taparim. Çünkü O, beni dogru yola iletecektir.

28. Bu sözü, ardindan geleceklere devamli kalacak bir miras olarak birakti ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.

29. Dogrusu bunlari da atalarini da kendilerine hak ve onu açiklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

30. Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanimiyoruz, dediler.

31. Ve dediler ki: Bu Kur'an iki sehirden bir büyük adama indirilse olmaz miydi?

32. Rabbinin rahmetini onlar mi paylastiriyorlar? Dünya hayatinda onlarin geçimliklerini aralarinda biz paylastirdik. Birbirlerine is gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kildik. Rabbinin rahmeti onlarin biriktirdikleri seylerden daha hayirlidir.

33. Sayet insanlarin küfürde birlesmis bir tek ümmet olmasi (tehlikesi) bulunmasaydi, Rahmân'i inkâr edenlerin evlerinin tavanlarini ve çikacaklari merdivenleri gümüsten yapardik.

34. Evlerinin kapilarini ve üzerine yaslanacaklari koltuklari da (hep gümüsten yapardik).

35. Ve onlari zinetlere bogardik. Bütün bunlar sadece dünya hayatinin geçimligidir. Ahiret ise, Rabbinin katinda, Allah'in azabindan sakinip rahmetine siginanlara mahsustur.

36. Kim Rahmân'i zikretmekten gafil olursa, yanindan ayrilmayan bir seytani ona musallat ederiz.

37. Süphesiz bu seytanlar onlari dogru yoldan alikoyarlar da onlar, kendilerinin dogru yolda olduklarini sanirlar.

38. O seytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadasina: Keske benimle senin aranda dogu ile bati arasi kadar uzaklik olsaydi, ne kötü arkadasmissin! der.

39. Zulmettiginiz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksiniz.

40. (Resûlüm!) Sagirlara sen mi isittireceksin; yahut körleri ve apaçik sapiklikta olanlari dogru yola sen mi ileteceksin?

41. Biz seni onlardan alip götürsek de yine onlardan intikam aliriz.

42. Yahut onlara vâdettigimiz azabi, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

43. Sen, sana vahyedilene simsiki saril. Süphesiz sen, dosdogru yoldasin.

44. Dogrusu Kur'an, sana ve kavmine bir ögüttür. Ileride ondan sorumlu tutulacaksiniz.

45. Senden önce gönderdigimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan baska tapilacak tanrilar (edinin diye) emretmis miyiz?

46. Andolsun biz Musa'yi âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarina göndermistik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demisti.

47. Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermislerdi.

48. Onlara gösterdigimiz her bir âyet (mucize) digerinden daha büyüktü. Dogru yola dönsünler diye onlari azaba ugrattik.

49. Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdigi ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artik dogru yola girecegiz.

50. Fakat biz onlardan azabi kaldirinca, sözlerinden dönüverdiler.

51. Firavun kavmine seslendi ve söyle dedi: "Ey kavmim! Misir mülkü ve altimdan akip giden su irmaklar benim degil mi? Hâla görmüyor musunuz?"

52. "Yoksa ben, kendisi zayif ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan su adamdan daha hayirli degil miyim?"

53. "Ona altin bilezikler verilmeli veya yaninda ona yardimci melekler gelmeli degil miydi?"

54. Firavun kavmini aldatti; onlar da kendisine boyun egdiler. Onlar yoldan çikmis bir kavimdir.

55. Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldik, hepsini suda bogduk.

56. Onlari, sonradan gelenlerin geçmisi ve bir ibret örnegi kildik.

57. Meryem oglu Isa, bir misal olarak anlatilinca senin kavmin hemen bagrismaya basladilar.

58. Bizim tanrilarimiz mi hayirli, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartismak için söylediler. Dogrusu onlar kavgaci bir toplumdur.

59. O, sadece kendisine nimet verdigimiz ve Israilogullarina örnek kildigimiz bir kuldur.

60. Eger dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratirdik.

61. Süphesiz ki o (Isa), kiyametin (ne zaman kopacaginin) bilgisidir. Ondan hiç süphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdogru yoldur.

62. Sakin seytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçik bir düsmandir.

63. Isa, açik delillerle geldigi zaman demisti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayriliga düstügünüz seylerden bir kismini size açiklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.

64. Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. Iste bu, dogru yoldur.

65. Ama aralarindan çikan guruplar, bir ihtilâfa düstüler. Aci bir günün azabi karsisinda vay o zulmedenlerin haline!

66. Onlar farkinda degillerken kiyamet gününün kendilerine ansizin gelmesinden baska bir sey mi bekliyorlar?

67. O gün, Allah'a karsi gelmekten sakinanlar disinda, dost olanlar (bile) birbirlerine düsman kesilirler.

68. Ey kullarim! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de.

69. Onlar âyetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarim)idiler.

70. Siz ve esleriniz, agirlanmis olarak cennete giriniz!

71. Onlara altin tepsiler ve kadehler dolastirilir. Orada canlarinin istedigi, gözlerinin hoslandigi her sey vardir. Ve siz, orada ebedî kalacaksiniz.

72 "Iste yaptiklariniza karsilik size miras verilen cennet budur."

73." Orada sizin için bol bol meyveler vardir, onlardan yersiniz" denilir.

74. Süphesiz suçlular cehennem azabinda devamli kalacaklar.

75.Azaplari hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtulustan ümit kesmislerdir.

76. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.

77. Ey Mâlik! Rabbin bizim isimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksiniz! der.

78. Andolsun biz size hakki getirdik, fakat çogunuz haktan hoslanmiyorsunuz.

79. Yoksa (müsrikler) bir ise kesin karar mi verdiler? Dogrusu biz de kararliyiz!

80. Yoksa onlar, bizim kendilerinin sirlarini ve gizli konusmalarini isitmedigimizi mi saniyorlar? Hayir, öyle degil; yanlarindaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadirlar.

81. De ki : Eger Rahmân'in bir çocugu olsaydi, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!

82. Göklerin ve yerin Rabbi, Ars'in da Rabbi olan Allah onlarin vasiflandirmalarindan yücedir, münezzehtir.

83. Sen birak onlari, kendilerine söz verilen günlerine kavusuncaya kadar bâtila dalsinlar, oynaya dursunlar.

84. Gökteki Ilâh da, yerdeki Ilâh da O'dur. O, hakîmdir, her seyi bilendir.

85. Göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunan her seyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kiyamet saatini bilmek de O'na mahsustur. Siz O'na döndürüleceksiniz.

86. Allah'i birakip da taptiklari putlar, sefâat edemezler. Ancak bilerek hakka sahitlik edenler bunun disindadir.

87. Andolsun onlara kendilerini kimin yarattigini sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasil (Allah'a kulluktan) çeviriliyorlar?

88. (Resûlullah'in) "Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir" demesini de( Allah biliyor)

89.Simdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakinda bilecekler! buyurdu.
 
44-ed-DUHÂN
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Hâ. Mîm.

2. Apaçik olan Kitab'a andolsun ki,

3.Biz onu (Kur'an'i) mübarek bir gecede indirdik. Kuskusuz biz uyariciyizdir.

4.Her hikmetli ise o gecede hükmedilir.

5.(Yani)katimizdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.

6.Senin Rabb'inin acimasi geregi olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açiklar,vahiylerimizi bildiririz) .Dogrusu o isitendir ,bilendir.

7. Eger kesin olarak inaniyorsaniz (bilin ki Allah), göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunanlarin Rabbidir.

8. O'ndan baska ilâh yoktur. (Her seyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarinizin da Rabbidir.

9. Fakat onlar, süphe içinde eglenip duruyorlar.

10. Simdi sen, gögün, açik bir duman çikaracagi günü gözetle.

11. Duman insanlari bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptir.

12. (Iste o zaman insanlar) Rabbimiz! Bizden azabi kaldir. Dogrusu biz artik inaniyoruz (derler).

13. Nerede onlarda ögüt almak? Oysa kendilerine gerçegi açiklayan bir elçi gelmisti.

14. Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, ögretilmis bir deli! dediler.

15. Biz azabi birazcik kaldiracagiz, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.

16. Fakat biz büyük bir siddetle yakalayacagimiz gün, kesinlikle intikamimizi aliriz.

17. Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmistik. Onlara serefli bir elçi geldi.(Söyle diyerek)

18."Allah'in kullari! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmis) güvenilir bir resûlüm"

19. Allah'a karsi ululuk taslamayin. Çünkü ben size apaçik bir delil getiriyorum.

20. Ben, beni taslamanizdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sigindim.

21. Eger bana inanmazsaniz, hiç degilse yanimdan uzaklasin.

22. Bunun üzerine Musa: Bunlar suç isleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.

23. Allah, O halde kullarimi geceleyin yola çikar. Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu.

24. Denizi açik halde birak. Çünkü onlar bogulacak bir ordudur.

25. Onlar geride nice seyler biraktilar; bahçeler,çeimeler,

26.Ekinler, güzel konaklar,

27 Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!

28. Iste böylece biz de onlari baska bir topluma miras biraktik.

29. Gök ve yer onlarin ardindan aglamadi; onlara mühlet de verilmedi.

30. Andolsun biz, Israilogullarini o alçaltici azaptan kurtardik.

31. Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, asiri gidenlerdendi.

32. Andolsun biz Israilogullarina, bilerek, (kendi zamanlarinda) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.

33. Onlara, içinde açik bir imtihan bulunan isaretler verdik.

34. Onlar (müsrikler) diyorlar ki:

35."Ilk ölümümüzden sonra bir sey yoktur. Biz diriltilecek degiliz."

36." Dogru söylüyorsaniz, atalarimizi getirin."

37. Bunlar mi daha hayirli, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onlari yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler.

38. Biz gökleri, yeri ve bunlar arasinda bulunanlari, oyun ve eglence olsun diye yaratmadik.

39. Onlari sadece gerçek bir sebeple yarattik. Fakat onlarin çogu bilmiyorlar.

40. Süphesiz (hakki bâtildan ayiran) hüküm günü, hepsinin bir arada bulusacagi gündür.

41. O gün, dostun dosta hiçbir faydasi olmaz, kendilerine yardim da edilmez.

42. Ancak Allah'in merhamet ettigi kimseler böyle degildir. Süphesiz O, üstündür, merhametlidir.

43. Süphesiz zakkum agaci,

44.Günahkârlarin yemegidir.

45. O, karinlarda maden eriyigi kaynar.

46.Sicak suyun kaynamasi gibi .

47. (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasina sürükleyin!

48. Sonra basina azap olarak kaynar su dökün!

49. (Ve deyin ki) Tat bakalim. Hani sen kendince üstündün, serefliydin!

50.Iste bu, süphelenip durdugunuz seydir.

51. Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadirlar.

52. Bahçelerde ve pinar baslarindadirlar.

53. Ince ipekten ve parlak atlastan giyerek karsilikli otururlar.

54. Iste böyle. Bunun yanisira biz onlari, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.

55. Orada, güven içinde (canlarinin çektigi) her meyveyi isterler.

56. Ilk tattiklari ölüm disinda, orada artik ölüm tatmazlar. Ve Allah onlari cehennem azabindan korumustur (sürekli hayata kavusmuslardir).

57. (Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmistir). Iste büyük kurtulus budur.

58. Biz onu (Kur'an'i), ögüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik.

59. (Yine de inanmayanlarin baslarina gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
 
45-el-CÂSIYE
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

l. Hâ. Mîm.

2. Kitap, azîz ve hakîm olan Allah tarafindan indirilmistir.

3. Süphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardir.

4. Sizin yaratilisinizda ve (Allah'in) yeryüzünde yaydigi canlilarda, kesin olarak inanan bir toplum için ibret verici isaretler vardir.

5. Gecenin ve gündüzün degismesinde, Allah'in gökten indirmis oldugu rizikta (yagmurda) ve ölümünden sonra yeri onunla diriltmesinde, rüzgârlari degisik yönlerden estirmesinde, aklini kullanan toplum için dersler vardir.

6. Iste sana gerçek olarak okudugumuz bunlar Allah'in âyetleridir. Artik Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?

7. Vay haline, her yalanci ve günahkâr kisinin!

8. O, Allah'in kendisine okunan âyetlerini isitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onlari duymamis gibi (küfründe) direnir. Iste onu aci bir azap ile müjdele!

9. (O) âyetlerimizden bir sey ögrendigi zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltici bir azap vardir!

10. Ötelerinde de cehennem vardir. Kazandiklari seyler de, Allah'i birakip edindikleri dostlar da onlara hiçbir fayda vermez. Büyük azap onlaradir.

11. Iste bu Kur'an bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere gelince, onlara en kötüsünden, elem verici bir azap vardir.

12. Allah o (yüce) varliktir ki, emri geregince içinde gemilerin yüzmesi ve lütfedip verdigi rizki aramaniz için ve de sükredesiniz diye denizi size hazir hale getirmistir.

13. O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katindan (bir lütfu olmak üzere) size boyun egdirmistir. Elbette bunda düsünen bir toplum için ibretler vardir.

14. Iman edenlere söyle: Allah'in (ceza) günlerinin gelecegini ummayanlari bagislasinlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptigina göre cezalandiracaktir.

15. Kim iyi is yaparsa faydasi kendinedir, kim de kötülük yaparsa zarari yine kendinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.

16. Andolsun ki biz, Israilogullarina Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Onlari güzel riziklarla besledik ve onlari dünyalara üstün kildik.

17. Din konusunda onlara açik deliller verdik. Ama onlar kendilerine ilim geldikten sonra, aralarindaki çekememezlik yüzünden ayriliga düstüler. Süphesiz Rabbin, ayriliga düstükleri seyler hakkinda kiyamet günü aralarinda hüküm verecektir.

18. Sonra da seni din konusunda bir seriat sahibi kildik. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.

19. Çünkü onlar, Allah'a karsi sana hiçbir fayda vermezler. Dogrusu zalimler birbirlerinin dostlaridir; Allah da takvâ sahiplerinin dostudur.

20. Bu (Kur'an), insanlar için basiret nurlari, kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir.

21. Yoksa kötülük isleyenler ölümlerinde ve sagliklarinda kendilerini, inanip iyi ameller isleyen kimseler ile bir mi tutacagimizi sandilar? Ne kötü hüküm veriyorlar!

22. Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmistir. Böylece herkes kazancina göre karsilik görür. Onlara haksizlik edilmez.

23. Hevâ ve hevesini tanri edinen ve Allah'in (kendi katindaki) bir bilgiye göre saptirdigi, kulagini ve kalbini mühürledigi, gözünün üstüne de perde çektigi kimseyi gördün mü? Simdi onu Allah'tan baska kim dogru yola eristirebilir? Hâla ibret almayacak misiniz?

24. Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yasadigimizdir. Ölürüz ve yasariz. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onlarin hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.

25. Onlara açikça âyetlerimiz okundugu zaman: Dogru sözlü iseniz atalarimizi getirin, demelerinden baska delilleri yoktur.

26. De ki: Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi süphe götürmeyen kiyamet gününde biraraya toplar. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

27. Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir. Kiyametin kopacagi gün var ya, iste o gün bâtila sapanlar hüsrana ugrayacaklardir.

28. O gün her ümmeti, diz çökmüs görürsün. Her ümmet kendi kitabina çagirilir, (onlara söyle denilir) "Bu gün, yaptiklarinizla cezalandirilacaksiniz!"

29. "Bu, yüzünüze karsi gerçegi söyleyen kitabimizdir. Çünkü biz, yaptiklarinizi kaydediyorduk."

30. Inanip iyi isler yapanlara gelince, Rableri onlari rahmetine kabul eder. Iste apaçik kurtulus budur.

31. Ama inkâr edenlere gelince onlara: Âyetlerim size okunmus, siz de büyüklenip suçlu bir toplum olmustunuz, degil mi? denilir.

32. "Allah'in vâdi gerçektir, kiyamet gününde süphe yoktur" dendigi zaman: Kiyametin ne oldugunu bilmiyoruz onun bir tahminden ibaret oldugunu saniyoruz, (onun hakkinda) kesin bir bilgi elde etmis degiliz, demistiniz.

33. Yaptiklarinin kötülükleri onlara görünmüs, alay edip durduklari sey onlari kusatmistir.

34. Denilir ki: Bu güne kavusacaginizi unuttugunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Yeriniz atestir, yardimcilariniz da yoktur!

35. Bunun böyle olmasinin sebebi sudur: Siz Allah'in âyetlerini alaya aldiniz, dünya hayati sizi aldatti. Artik bugün atesten çikarilmayacaklardir ve onlarin (Allah'i) hosnut etmeleri de istenmeyecektir.

36. Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

37. Göklerde ve yerde azamet yalniz O'nundur. O, azîzdir, hakîmdir.
 
46-el-AHKAF
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Ha. Mîm.

2. Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafindan indirilmistir.

3. Gökleri, yeri ve ikisi arasinda bulunanlari biz, süphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattik. Inkâr edenler, uyarildiklari seylerden yüz çevirmektedirler.

4. De ki: Söylesenize! Allah'i birakip taptiginiz seyler yeryüzünde ne yaratmislar; göstersenize bana! Yoksa onlarin göklere ortakliklari mi vardir? Eger dogru söyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmis) bir kitap yahut bir bilgi kalintisi varsa onu bana getirin.

5. Allah'i birakip da kiyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek seylere tapandan daha sapik kim olabilir? (Oysa) onlar, bunlarin tapmalarindan habersizdirler.

6. Insanlar bir araya toplandiklari zaman (müsrikler) onlara (tapindiklarina) düsman kesilirler ve onlara kulluk ettiklerini inkâr ederler.

7. Ayetlerimiz onlara açikça okundugu zaman hakikat kendilerine geldiginde onu inkâr edenler: "Bu, apaçik bir büyüdür" dediler.

8. Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eger ben onu uydurmussam, Allah tarafindan bana gelecek seyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakkinda yaptiginiz taskinliklari çok daha iyi bilir. Benimle sizin aranizda sahit olarak O yeter. O, bagislayan, esirgeyendir.

9. De ki: Ben peygamberlerin ilki degilim. Bana ve size ne yapilacagini da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarim. Ben sadece apaçik bir uyariciyim.

10. De ki: Hiç düsündünüz mü; sayet bu, Allah katindan ise ve siz onu inkâr etmisseniz, Israilogullarindan bir sahit de bunun benzerini görüp inandigi halde siz yine de büyüklük taslamissaniz (haksizlik etmis olmaz misiniz)? Süphesiz Allah, zalimler toplulugunu dogru yola iletmez.

11. Inkâr edenler, iman edenler hakkinda dediler ki: "Bu is bir hayir olsaydi, onlar bizi geçemezlerdi." Fakat onlar bununla dogru yola girmek arzusunda olmadiklari için "Bu eski bir yalandir" diyecekler.

12. Ondan önce de bir rahmet ve rehber olarak Musa'nin kitabi vardir. Bu (Kur'an) da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisaniyla indirilmis, dogrulayici bir kitaptir.

13. "Rabbimiz Allah'tir" deyip sonra da dosdogru yasayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

14. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarina karsilik orada ebedî kalacaklardir.

15. Biz insana, ana-babasina iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle tasidi ve zahmetle dogurdu. Tasinmasi ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çagina erip kirk yasina varinca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdigin nimete sükretmemi ve razi olacagin yararli is yapmami temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiligi devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanim.

16. Iste, yaptiklarinin iyisini kabul edecegimiz ve günahlarini bagislayacagimiz bu kimseler cennetlikler arasindadirlar. Bu, kendilerine verilen dogru bir sözdür.

17. Ana ve babasina: Öf be size! Benden önce nice nesiller gelip geçmisken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babasi Allah'in yardimina siginarak: Yaziklar olsun sana! Iman et. Allah'in vâdi gerçektir, dedikleri halde o: Bu, eskilerin masallarindan baska bir sey degildir, der.

18. Iste onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmis topluluklar içinde, haklarinda azabin gerçeklestigi kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana ugrayanlardir.

19. Herkesin yaptiklarina göre dereceleri vardir. Allah, onlara yaptiklarinin karsiligini verir, asla kendilerine haksizlik yapilmaz.

20. Inkâr edenler atese arzolunacaklari gün (onlara söyle denir): Dünyadaki hayatinizda bütün güzel seylerinizi harcadiniz, onlarin zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksiz yere büyüklük taslamanizdan ve yoldan çikmanizdan dolayi alçaltici bir azap göreceksiniz!

21. Ad kavminin kardesini (Hûd'u) an. Zira o, kendinden önce ve sonra uyaricilarin da gelip geçtigi Ahkaf bölgesindeki kavmine: Allah'tan baskasina kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabina ugramanizdan korkuyorum, demisti.

22. "Sen bizi tanrilarimizdan çevirmek için mi bize geldin? Hadi, dogru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettigin seyi basimiza getir" dediler.

23. Hûd da! Bilgi ancak Allah'in katindadir. Ben size, bana gönderilen seyi duyuruyorum. Fakat sizin cahil bir kavim oldugunuzu görüyorum, dedi.

24.Nihayet onu, vâdilerine dogru yayilan bir bulut seklinde görünce: Bu bize yagmur yagdiracak yaygin bir buluttur, dediler. Hayir! O, sizin acele gelmesini istediginiz seydir. Içinde aci azap bulunan bir rüzgârdir!

25. O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her seyi yikar, mahveder. Nitekim (o kasirga gelince) onlarin evlerinden baska bir sey görülmez oldu. Iste biz suç isleyen toplumu böyle cezalandiririz.

26. Andolsun ki, onlara da size vermedigimiz kudret ve serveti vermistik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermistik. Fakat kulaklari, gözleri ve kalpleri kendilerine bir fayda saglamadi. Zira bile bile Allah'in âyetlerini inkâr ediyorlardi. Alay edip durduklari sey, kendilerini kusativerdi.

27. Andolsun biz, çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. Belki dogru yola dönerler diye âyetleri tekrar tekrar açikladik.

28. Allah'tan baska kendilerine yakinlik saglamak için tanri edindikleri seyler, kendilerine yardim etselerdi ya! Hayir, onlari birakip gittiler. Bu onlarin yalani ve uydurup durduklari seydir.

29. Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'i dinlemeleri için sana yöneltmistik. Kur'an'i dinlemeye hazir olunca (birbirlerine) "Susun" demisler, Kur'an'in okunmasi bitince uyaricilar olarak kavimlerine dönmüslerdi.

30. Ey kavmimiz! dediler, dogrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini dogrulayan, hakka ve dogru yola ileten bir kitap dinledik.

31. Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarinizi kismen bagislasin ve sizi aci bir azaptan korusun..

32. Allah'in dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'i âciz birakacak degildir. Kendisi için Allah'tan baska dostlar da bulunmaz. Iste onlar, apaçik bir sapiklik içindedirler.

33. Gökleri ve yeri yaratan, bunlari yaratmakla yorulmayan Allah'in, ölüleri diriltmeye de gücünün yetecegini düsünmezler mi? Evet O, her seye kadirdir.

34. Inkâr edenlere, atese sunulacaklari gün: Nasil, bu gerçek degil miymis? denildiginde: Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmis, derler. Allah: Öyleyse inkâr etmenizden dolayi azabi tadin! der.

35. O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanlarin sabrettigi gibi sen de sabret. Onlar hakkinda acele etme, onlar vâdedildikleri azabi gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldiklarini sanirlar. Bu, bir tebligdir. Yoldan çikmis topluluklardan baskasi helâk edilir.
 
47- MUHAMMED
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Inkâr edenlerin ve Allah yolundan alikoyanlarin islerini Allah bosa çikarmistir.

2. Iman edip yararli isler yapanlarin, Rableri tarafindan hak olarak Muhammed'e indirilene inananlarin günahlarini Allah örtmüs ve hallerini düzeltmistir.

3. Bunun sebebi, inkâr edenlerin bâtila uymalari, inananlarin da Rablerinden gelen hakka uymus olmalaridir. Iste böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatir.

4. (Savasta) inkâr edenlerle karsilastiginiz zaman boyunlarini vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bagi sikica baglayin (esir alin). Savas sona erince de artik ya karsiliksiz veya fidye karsiligi saliverin. Durum su ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alirdi. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onlarin yaptiklarini bosa çikarmaz.

5. Allah onlari muratlarina erdirecek, gönüllerini sâdedecek .

6. Onlari, kendilerine tanittigi cennete sokacaktir.

7. Ey iman edenler! Eger siz Allah'a (Allah'in dinine) yardim ederseniz O da size yardim eder, ayaklarinizi kaydirmaz.

8 Inkâr edenlere gelince, onlarin hakki yikimdir. Allah onlarin yaptiklarini bosa çikarmistir.

9. Bunun sebebi, Allah'in indirdigini begenmemeleridir. Allah da onlarin amellerini bosa çikarmistir.

10. Yeryüzünde dolasip kendilerinden öncekilerin sonlarinin nasil oldugunu görmezler mi? Allah onlari yere batirmistir. Kâfirlere de onlarin benzeri vardir.

11. Bu, Allah'in, inananlarin yardimcisi olmasindan dolayidir. Kâfirlere gelince, onlarin yardimcilari yoktur.

12. Muhakkak ki Allah, inanip iyi isler yapanlari, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar; inkâr edenler ise (dünyadan) faydalanirlar, hayvanlarin yedigi gibi yerler. Onlarin yeri atestir.

13. Senin sehrinden -ki ora (halki) seni çikardi daha kuvvetli nice sehirleri yok ettik; onlara bir yardim eden de çikmadi.

14. Rabbinden apaçik bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü isi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?

15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu söyledir: Içinde bozulmayan sudan irmaklar, tadi degismeyen sütten irmaklar, içenlere lezzet veren saraptan irmaklar ve süzme baldan irmaklar vardir. Orada meyvelerin her çesidi onlarindir. Rablerinden de bagislama vardir. Hiç bu, ateste ebedî kalan ve bagirsaklarini parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

16. Onlarin arasinda, seni dinleyenler vardir. Fakat senin yanindan çikinca kendilerine bilgi verilmis olanlara "Az önce ne demisti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'in kalplerini mühürledigi, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

17. Dogru yolu bulanlara gelince, Allah onlarin hidayetlerini arttirir ve sakinmalarini saglar.

18. Onlar, kiyamet gününün ansizin gelip çatmasini mi bekliyorlar? Süphesiz onun alâmetleri belirmistir. Kendilerine gelip çatinca ibret almalari neye yarar!

19. Bil ki, Allah'tan baska ilâh yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadinlarin günahlarinin bagislanmasini dile! Allah, gezip dolastiginiz yeri de duracaginiz yeri de bilir.

20. Iman etmis olanlar: Keske cihad hakkinda bir sûre indirilmis olsaydi! derler. Ama hükmü açik bir sûre indirilip de onda savastan söz edilince, kalplerinde hastalik olanlarin, ölüm bayginligi geçiren kimsenin bakisi gibi sana baktiklarini görürsün. Onlara yakisan da budur!

21. (Onlarin vazifesi) itaat ve güzel sözdür. Is ciddiye bindigi zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayirli olurdu.

22. Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalik baglarini kesmeye dönmüs olmaz misiniz?

23. Iste bunlar, Allah'in kendilerini lânetledigi, sagir kildigi ve gözlerini kör ettigi kimselerdir.

24. Onlar Kur'an'i düsünmüyorlar mi? Yoksa kalpleri kilitli mi?

25. Süphesiz ki, kendilerine dogru yol belli olduktan sonra, arkalarina dönenleri, seytan sürüklemis ve kendilerine ümit vermistir.

26. Bunun sebebi; onlarin, Allah'in indirdiginden hoslanmayanlara: Bazi hususlarda size itaat edecegiz, demeleridir. Oysa Allah, onlarin gizlediklerini biliyor.

27. Ya melekler onlarin yüzlerine ve sirtlarina vurarak canlarini alirken durumlari nasil olacak!

28. Bunun sebebi, onlarin Allah'i gazaplandiran seylerin ardinca gitmeleri ve O'nu razi edecek seylerden hoslanmamalaridir. Bu yüzden Allah onlarin islerini bosa çikarmistir.

29. Kalplerinde hastalik olanlar, yoksa Allah'in, kinlerini ortaya çikarmayacagini mi sandilar?

30. Biz dileseydik onlari sana gösterirdik de, sen onlari yüzlerinden tanirdin. Andolsun ki sen onlari konusma tarzlarindan tanirsin. Allah islediklerinizi bilir.

31.Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açiklayincaya kadar sizi imtihan edecegiz.

32. Inkâr edenler, Allah yolundan alikoyanlar ve kendilerine dogru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karsi gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onlarin yaptiklarini bosa çikaracaktir.

33. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin. Islerinizi bosa çikarmayin.

34. Inkâr edip Allah yolundan alikoyanlari ve sonra da kâfir olarak ölenleri Allah asla bagislamaz.

35. Üstün durumda iken gevseyip barisa çagirmayin. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.

36. Dogrusu dünya hayati ancak bir oyun ve eglencedir. Eger iman eder ve sakinirsaniz Allah size mükâfatinizi verir. Ve sizden mallarinizi (tamamen sarfetmenizi) istemez.

37. Eger onlari (tamamini) isteseydi ve sizi zorlasaydi, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çikarirdi.

38. Iste sizler, Allah yolunda harcamaya çagiriliyorsunuz. Içinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmis olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eger O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden baska bir toplum getirir, artik onlar sizin gibi de olmazlar.
 
48-el-FETIH
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Biz sana dogrusu apaçik bir fetih ihsan ettik.

2. Böylece Allah, senin geçmis ve gelecek günahini bagislar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni dogru bir yola iletir.

3. Ve sana sanli bir zaferle yardim eder.

4. Imanlarini bir kat daha arttirsinlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir. Allah bilendir, her seyi hikmetle yapandir.

5. (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadinlari, içinde ebedî kalacaklari, zemininden irmaklar akan cennetlere koymasi, onlarin günahlarini örtmesi içindir. Iste bu, Allah katinda büyük bir kurtulustur.

6. (Bir de bunlar) Allah hakkinda kötü zanda bulunan münafik erkeklere ve münafik kadinlara, Allah'a ortak kosan erkeklere ve ortak kosan kadinlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi baslarina gelsin! Allah onlara gazap etmis, lânetlemis ve cehennemi kendilerine hazirlamistir. Orasi ne kötü bir yerdir!

7. Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir. Allah azîzdir, hakîmdir.

8. Süphesiz biz seni, sahit, müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik.

9. Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardim edesiniz, O'na saygi gösteresiniz ve sabah aksam Allah'i tesbih edesiniz.

10. Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'in eli onlarin ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmus olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.

11. Bedevîlerden geri kalmis olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarimiz ve ailelerimiz bizi alikoydu. Allah'tan bizim bagislanmamizi dile." Onlar kalplerinde olmayani dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karsi kimin bir seye gücü yetebilir? Kaldi ki, Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

12. Aslinda siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmistiniz. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmis bir topluluk oldunuz.

13. Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çilgin bir ates hazirlamisizdir.

14. Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir. O, diledigini bagislar, diledigine ceza verir. Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir.

15. Siz ganimetleri almak için gittiginizde seferden geri kalanlar: Birakin, biz de arkaniza düselim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'in sözünü degistirmek isterler. De ki: "Siz asla bizim pesimize düsmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmustur." Onlar size: Hayir, bizi kiskaniyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir.

16. Bedevîlerden (seferden) geri kalmis olanlara de ki: Siz yakinda çok kuvvetli bir kavme karsi savasmaya çagirilacaksiniz. Onlarla, teslim oluncaya kadar savasacaksiniz. Eger emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndügünüz gibi yine dönecek olursaniz sizi acikli bir azaba ugratir.

17. Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savasa katilmak zorunda degildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altindan irmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalirsa, onu aci bir azaba ugratir.

18. Andolsun ki o agacin altinda sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razi olmustur. Kalplerinde olani bilmis, onlara güven duygusu vermis ve onlari pek yakin bir fetihle ödüllendirmistir.

19. Yine onlari elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfalandirdi. Allah üstündür, hikmet sahibidir.

20. Allah size, elde edeceginiz birçok ganimet vâdetmistir. (Bu ganimetlerden) iste sunlari hemen vermis ve insanlarin ellerini sizden çekmistir ki bu, müminlere bir isaret olsun ve sizi dosdogru yola iletsin.

21. Henüz elde edemediginiz baska ganimetler de vardir ki, onlar Allah'in bilgi ve kudreti dahilindedir. Allah, her seye kadirdir.

22. Eger kâfirler sizinle savassalardi, arkalarina dönüp kaçarlardi. Sonra bir dost ve yardimci da bulamazlardi.

23. Allah'in, ötedenberi süregelen kanunu budur. Allah'in kanununda asla bir degisiklik bulamazsin.

24. O sizi onlara karsi muzaffer kildiktan sonra, Mekke'nin içinde onlarin ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptiklarinizi görendir.

25. Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'i ziyaretinizi ve bekletilen kurbanlarin yerlerine ulasmasini menedenlerdir. Eger (Mekke'de) kendilerini henüz tanimadiginiz mümin erkeklerle mümin kadinlari bilmeyerek çignemeniz sebebiyle üzüntüye kapilmaniz ihtimali olmasaydi (Allah savasi önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmistir. Eger onlar birbirinden ayrilmis olsalardi elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptirirdik.

26. O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerlestirmislerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onlarin takvâ sözünü tutmalarini sagladi. Zaten onlar buna lâyik ve ehil kimselerdi. Allah her seyi bilendir.

27. Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasini dogru çikardi. Allah dilerse siz güven içinde baslarinizi tiras etmis ve kisaltmis olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediginizi bilir. Iste bundan önce size yakin bir fetih verdi.

28. Bütün dinlerden üstün kilmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Sahit olarak Allah yeter.

29. Muhammed Allah'in elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karsi çetin, kendi aralarinda merhametlidirler. Onlari rükûya varirken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve riza isterler. Onlarin nisanlari yüzlerindeki secde izidir. Bu, onlarin Tevrat'taki vasiflaridir. Incil'deki vasiflari da söyledir: Onlar filizini yarip çikarmis, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalinlasmis, gövdesi üzerine dikilmis bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hosuna gider. Allah böylece onlari çogaltip kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanip iyi isler yapanlara magfiret ve büyük mükâfat vâdetmistir.
 
49-el-HUCURÂT
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Ey iman edenler! Allah'in ve Resûlünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Süphesiz Allah isitendir, bilendir.

2. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yüksek sesle bagirmayin; yoksa siz farkina varmadan amelleriniz bosa gidiverir.

3. Allah'in elçisinin huzurunda seslerini kisanlar, süphesiz Allah'in kalplerini takvâ ile imtihan ettigi kimselerdir. Onlara magfiret ve büyük bir mükâfat vardir.

4. (Resûlüm!) Sana odalarin arka tarafindan bagiranlarin çogu akli ermez kimselerdir.

5. Eger onlar, sen yanlarina çikincaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bagislayan, çok esirgeyendir.

6. Ey iman edenler! Eger bir fâsik size bir haber getirirse onun dogrulugunu arastirin. Yoksa bilmeden bir topluluga kötülük edersiniz de sonra yaptiginiza pisman olursunuz.

7. Hem bilin ki, içinizde Allah'in elçisi vardir. Sayet o, birçok islerde size uysaydi, sikintiya düserdiniz. Fakat Allah size imani sevdirmis ve onu gönüllerinize sindirmistir. Küfrü, fiski ve isyani da size çirkin göstermistir. Iste dogru yolda olanlar bunlardir.

8. Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah alîmdir, hakîmdir.

9. Eger müminlerden iki gurup birbirleriyle vurusurlarsa aralarini düzeltin. Sayet biri ötekine saldirirsa, Allah'in buyruguna dönünceye kadar saldiran tarafla savasin. Eger dönerse artik aralarini adaletle düzeltin ve (her iste) adaletli davranin. Süphesiz ki Allah, âdil davrananlari sever.

10. Müminler ancak kardestirler. Öyleyse kardeslerinizin arasini düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.

11. Ey müminler! Bir topluluk diger bir toplulugu alaya almasin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadinlar da kadinlari alaya almasinlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayiplamayin, birbirinizi kötü lakaplarla çagirmayin. Imandan sonra fâsiklik ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse iste onlar zalimlerdir.

12. Ey iman edenler! Zannin çogundan kaçinin. Çünkü zannin bir kismi günahtir. Birbirinizin kusurunu arastirmayin. Biriniz digerinizi arkasindan çekistirmesin. Biriniz, ölmüs kardesinin etini yemekten hoslanir mi? Iste bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Süphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.

13. Ey insanlar! Dogrusu biz sizi bir erkekle bir disiden yarattik. Ve birbirinizle tanismaniz için sizi kavimlere ve kabilelere ayirdik. Muhakkak ki Allah yaninda en degerli olaniniz, O'ndan en çok korkaninizdir. Süphesiz Allah bilendir, her seyden haberdardir.

14. Bedevîler "Inandik" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun egdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerlesmedi. Eger Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah islerinizden hiçbir seyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bagislayan, çok esirgeyendir.

15. Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla süpheye düsmeyen, Allah yolunda mallariyla ve canlariyla savasanlardir. Iste dogrular ancak onlardir.

16. De ki: Siz dininizi Allah'a mi ögretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanlari da bilir, yerde olanlari da. Allah her seyi hakkiyla bilendir.

17. Onlar Islâm'a girdikleri için seni minnet altina sokuyorlar. De ki: Müslümanliginizi benim basima kakmayin. Eger dogru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdigi için asil Allah size lütufta bulunmustur.

18. Süphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptiklarinizi görendir.
 
50- KAF SURESI
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Kaf. Serefli Kur'an'a andolsun.

2. Aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da, kâfirler söyle dediler: "Bu sasilacak bir seydir."

3. "Biz öldügümüz ve toprak oldugumuz zaman mi (dirilecegiz)? Bu, akla uzak bir dönüstür."

4. Biz, topragin onlardan neleri eksilttigini kesinlikle bilmekteyiz. Yanimizda o bilgileri koruyan bir kitap vardir.

5. Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladilar. Simdi onlar sasirmis bir haldedirler.

6. Üstlerindeki göge bakmazlar mi ki, onu nasil bina etmis ve nasil donatmisiz! Onda hiçbir çatlak da yok.

7. Yeryüzünü de dösedik ve ona sabit daglar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetistirdik.

8. Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunlari yaptik).

9. Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.

10. Kullara rizik olmasi için birbirine girmis, küme küme tomurcuklari olan uzun boylu hurma agaçlari yetistirdik. Ve o su ile ölü topraga can verdik. Iste hayata yeniden çikis da böyledir.

11. Kullara rizik olmasi için birbirine girmis, küme küme tomurcuklari olan uzun boylu hurma agaçlari yetistirdik. Ve o su ile ölü topraga can verdik. Iste hayata yeniden çikis da böyledir.

12. Onlardan önce Nuh kavmi, Res halki ve Semûd da yalanlamisti.

13. Ad ve Firavun ile Lût'un kardesleri de (yalanladilar).

14. Eyke halki ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladilar da tehdidim gerçeklesti!

15. Ilk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayir, onlar yeni bir yaratma hususunda süphe içindedirler.

l6. Andolsun, insani biz yarattik ve nefsinin kendisine fisildadiklarini biliriz ve biz ona sah damarindan daha yakiniz.

l7. Iki melek (insanin) saginda ve solunda oturarak yaptiklarini yazmaktadirlar.

18. Insan hiçbir söz söylemez ki, yaninda gözetleyen yazmaya hazir bir melek bulunmasin.

19. Ölüm sarhoslugu gerçekten gelir de: Iste (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtigin seydir, denir.

20. Sûr'a üfürülür; iste bu, gelecegi vâdedilen gündür.

21. Herkes, yaninda bir sürücü ve bir de sahitle beraber gelir.

22. Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldirdik. Bugün artik gözün keskindir (denir).

23. Yanindaki arkadasi: "Iste yanimdaki hazir" dedi.

24.(Iki melege su emir verilir) "Haydi ikiniz her inatçi kâfiri, cehenneme atin!"

25."Hayra bütün gücüyle engel olani, azgin süpheciyi"

26."O ki Allah ile beraber baska ilâh edindi,bundan dolayi onu siddetli azaba birlikte atin!"

27. Müsrikin arkadasi (seytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdirmadim. Fakat kendisi derin bir sapiklik içindeydi.

28. O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekismeyin! Ben size daha önce uyari göndermistim!

29. Benim huzurumda söz degistirilmez ve ben kullara asla zulmedici degilim.

30. O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mi?" der.

31. Cennet de takvâ sahiplerine yaklastirilir; (onlardan) uzakta olmayacaktir.

32. Iste size vâdedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yönelen,(O'nun buyruklarini)koruyan,

33. Görmeden Rahmân'a saygi gösteren ve(Allah'a) dönük bir kalp getiren herkesin (mükâfati budur).

34. Oraya selâmetle girin. Iste bu, ebedî yasamanin basladigi gündür

35. Orada kendileri için diledikleri her sey vardir. Katimizda dahasi da vardir.

36. Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolasan nice nesilleri helâk etmisizdir. Kurtulus var mi!

37. Süphesiz ki bunda akli olan veya hazir bulunup kulak veren kimseler için bir ögüt vardir.

38. Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasinda bulunanlari alti günde yarattik. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.

39. (Resûlüm!) Onlarin dediklerine sabret. Günesin dogusundan önce de, batisindan önce de Rabbini hamd ile tesbih et.

40. Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardindan da O'nu tesbih et.

41. Seslenenin yakin bir yerden seslenecegi güne kulak ver.

42. O gün insanlar bu sesi gerçekten isiteceklerdir. Iste bu, çikis günüdür.

43. Süphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüs de ancak bizedir.

44. O gün yer yarilir, onlarin üzerinden süratle yarilip açilir. Bu, bize göre kolay olan bir hasirdir.

45. Biz onlarin dediklerini çok iyi biliriz. Sen onlarin üzerinde bir zorlayici degilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la ögüt ver.
 
51-ez-ZÂRIYÂT
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Tozdurup savuranlara,

2.Yükünü yüklenenlere,

3.Kolayca süzülenlere,

4.Isleri ayiranlara andolsun ki,

5.Size vâdedilen, kesinlikle dogrudur.

6.Ve ceza mutlaka vuku bulacaktir.

7. Içinde yörüngeleri olan göge andolsun ki,

8.Siz çeliskili sözler söylüyorsunuz.

9.Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez).

10. Kahrolsun o koyu yalancilar!

11. Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmis gafillerdir.

12. Ceza gününün ne zaman oldugunu sorarlar.

13. O gün onlar atese sokulacaklardir.

14. Azabinizi tadin! Acele gelmesini beklediginiz sey budur iste! (denir.)

15. Süphesiz ki Allah'a isyandan sakinanlar, cennetlerde ve pinar baslarinda bulunacaklar.

16. Rablerinin kendilerine verdigini alarak . Kuskusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardi.

17. Geceleri pek az uyurlardi.

18. Seher vakitlerinde de istigfar ederlerdi.

19. Mallarinda, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardi.

20. Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardir.

21. Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?

22. Semada da rizkiniz ve size vâdedilen baska seyler vardir.

23. Gögün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konusmaniz gibi kesin ve gerçektir.

24. Ibrahim'in agirlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)

25. Onlar Ibrahim'in yanina girmisler, selam vermislerdi. Ibrahim de selami almis, içinden, "Bunlar, yabancilar" demisti.

26. Hemen ailesinin yanina giderek semiz bir dana (kebabini) getirmis,

27. Onlarin önüne koyup "Yemez misiniz?" demisti.

28. Derken onlardan korkmaya basladi. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oglan çocugu müjdelediler.

29. Karisi çiglik atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kisir bir kocakariyim!" dedi.

30. Onlar: "Bu böyledir. Rabbin söylemistir. O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler.

31. (Ibrahim) O halde isiniz nedir, ey elçiler? dedi.

32. "Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik."

33. "Üzerlerine çamurdan tas yagdirmaya (geldik)."

34. (Bu taslar,) asiri gidenler için Rabbinin katinda isaretlenmis (taslardir).

35. Bunun üzerine orada bulunan müminleri çikardik.

36. Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkindan baska kimse bulmadik.

37. Aci azaptan korkanlar için orada bir isaret biraktik.

38. Musa'da da (ibretler vardir). Onu apaçik bir delil ile Firavun'a göndermistik.

39. Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmis: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demisti.

40. Nihayet onu da ordularini da yakalayip denize attik, bu sirada kendini kinayip duruyordu.

41. Ad kavminde de (ibretler vardir). Onlara kasip kavuran rüzgâri göndermistik.

42. Üzerinden geçtigi seyi canli birakmiyor, onu kül edip savuruyordu.

43. Semûd kavminde de (ibretler vardir). Onlara: Bir süreye kadar faydalanin, denmisti.

44. Rablerinin emrine karsi geldiler. Bu yüzden, bakip dururlarken onlari yildirim çarpiverdi.

45. Ayaga kalkacak güçleri kalmamis, yardim edenleri de olmamisti.

46. Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmistik. Çünkü onlar yoldan çikmis bir toplum idiler.

47. Gögü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genisleticiyiz.

48. Yeri de dösedik. (Bak) ne güzel döseyiciyiz!

49. Her seyden de çift çift yarattik ki, düsünüp ögüt alasiniz.

50. O halde Allah'a kosun. Çünkü ben, size O'nun katindan (gelmis) açik bir uyariciyim.

51. Allah ile beraber baska bir tanri edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafindan (gelmis) açik bir uyariciyim.

52. Iste böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiginde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.

53. Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Dogrusu onlar azgin bir topluluktur.
 
52-et-TÛR
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1.Tûr'a, andolsun ki,

2.Satir satir yazilmis Kitab'a,

3.Yayilmis ince deri üzerine,

4 Beyt-i Ma'mûr'a,

5.Yükseltilmis tavana(göge),

6.Kaynatilmis denize (bunlara andolsun ki),

7.Rabbinin azabi mutlaka vuku bulacaktir.

8.Ona engel olacak hiçbir sey yoktur.

9.O gün gök sallanip çalkalanir.

10.Daglar yürüdükçe yürür.

11.Yalanlayanlarin vay haline o gün!

12.Ki onlar daldiklari bâtil içinde oyalanip duranlardir.

13.O gün cehennem atesine itilip atilirlar :

14. "Iste yalanlayip durdugunuz ates budur!" denilir.

15. Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?

16. Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artik sizin için birdir. Siz ancak yaptiklarinizin karsiligina çarptirilacaksiniz.

17. Süphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.

18. Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onlari, cehennem azabindan korumustur.

19. Onlara: Yaptiklariniza karsilik âfiyetle yeyin,için (denilir).

20." Sira sira dizilmis koltuklara yaslanarak"Onlari,ceylan gözlü hûrilerle evlendirmisizdir:

21. Iman eden ve soylarindan gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! Iste biz, onlarin nesillerini de kendilerine kattik. Onlarin amellerinden de bir sey eksiltmedik. Herkes kazandiklarina karsi bir rehindir.

22. Onlara canlarinin istedigi meyve ve etten bol bol verdik.

23. Orada karsilikli kadeh tokustururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardir ne de günaha girme.

24. Hizmetlerine verilmis, (kabugunda) sakli inci gibi gençler etraflarinda dönüp dolasirlar.

25. Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:

26. Derler ki: "Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardik."

27. "Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine isleyen azaptan korudu."

28. "Gerçekten biz bundan önce O'na yalvariyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur."

29. (Resûlüm!) Sen ögüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

30. Yoksa onlar: (O,) bir sairdir; onun, zamanin felâketlerine ugramasini bekliyoruz mu diyorlar?

31. De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.

32. Onlara akillari mi bunu emreder, yoksa onlar, azgin bir topluluk mudur?

33. Yahut "Onu kendisi uydurdu!" mu diyorlar? Hayir, onlar iman etmezler.

34. Eger dogru iseler onun benzeri bir söz getirsinler.

35. Acaba onlar herhangi bir yaratici olmadan mi yaratildilar? Yoksa kendileri mi yaraticidirlar?

36. Yoksa gökleri ve yeri onlar mi yarattilar? Hayir! Onlar bir türlü anlayip inanmazlar.

37. Yahut Rabbinin hazineleri onlarin yaninda midir? Ya da her seye hakim olan kendileri midir?

38. Yoksa onlarin, üzerine çikip gizli sirlari dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açik bir delil getirsinler.

39. Yoksa kizlar O'nun, ogullar da sizin mi?

40. Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar agir bir borç altinda eziliyorlar mi?

41. Yoksa gayba ait bilgiler kendi yanlarinda da, onlar mi yaziyorlar?

42. Yahut bir tuzak mi kurmak istiyorlar? Asil tuzaga düsecek olanlar, inkâr edenlerdir.

43. Veya onlarin Allah'tan baska bir tanrisi mi var? Allah, onlarin ortak kostuklari seylerden uzaktir.

44. Gökten düsen bir kütle görseler "Üst üste yigilmis bulutlardir" derler.

45. Artik çarpilacaklari günlerine kavusuncaya kadar onlari kendi hallerine birak.

46. O gün planlari kendilerine hiçbir fayda vermez ve yardim da görmezler.

47. Süphesiz zulmedenlere, ondan baska da azap vardir. Fakat çoklari bilmezler.

48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktigin zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.

49. Gecenin bir kisminda ve yildizlarin batisindan sonra da O'nu tesbih et.
 
53-en-NECM
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Battigi zaman yildiza andolsun ki;

2.Arkadasiniz (Muhammed) sapmadi ve bâtila inanmadi.

3.O,arzusuna göre de konusmaz.

4. O (bildirdikleri) vahyedilenden baskasi degildir.

5. Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) ögretti.

6. Ve üstün yaratilisli(melek), dogruldu:

7. Kendisi en yüksek ufukta iken.

8. Sonra (Muhammed'e) yaklasti,(yere dogru)sarkti.

9. O kadar ki (birlestirilmis) iki yay arasi kadar, hatta daha da yakin oldu.

10.Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.

11.(Gözleriyle) gördügünü kalbi yalanlamadi.

12. Onun gördükleri hakkinda simdi kendisi ile tartisacak misiniz?

13. Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüstü,

14.Sidretü'l-Müntehâ'nin yaninda .

15. Cennetü'l-Me'vâ da onun yanindadir.

16. Sidre'yi kaplayan kaplamisti.

17. Gözü kaymadi ve siniri asmadi.

18. Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kismini gördü.

19. Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ'yi?

20. Ve üçüncüleri olan ötekini, Menât'i.

21. Demek erkek size, disi O'na öyle mi?

22. O zaman bu, insafsizca bir taksim!

23. Bunlar (putlar), sizin ve atalarinizin taktigi isimlerden baska bir sey degildir. Allah onlar hakkinda hiçbir delil indirmemistir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafindan yol gösterici gelmistir.

24. Yoksa insan, her arzu ettigi seye sahip mi olacaktir?

25. Ahiret de dünya da Allah'indir.

26. Göklerde nice melek var ki onlarin sefaatleri, diledigi ve hosnut oldugu kimse için Allah'in izin vermesi disinda, bir ise yaramaz.

27. Ahirete inanmayanlar, meleklere disilerin adlarini takiyorlar.

28. Halbuki onlarin bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç süphesiz hakikat bakimindan bir sey ifade etmez.

29. Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatindan baska bir sey istemeyen kimselere yüz verme.

30. Iste onlarin erisebilecekleri bilgi budur. Süphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapani daha iyi bilir; O, hidayette olani da çok iyi bilir.

31. Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'indir. Bu, Allah'in, kötülük edenleri yaptiklariyla cezalandirmasi, güzel davrananlari da daha güzeliyle mükâfatlandirmasi içindir.

32. Ufak tefek kusurlari disinda, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçinanlara gelince, bil ki Rabbin, affi bol olandir. O, sizi daha topraktan yarattigi zaman ve siz annelerinizin karinlarinda bulundugunuz sirada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çikarmayin. Çünkü O, kötülükten sakinani daha iyi bilir.

33. Gördün mü arkasini döneni?

34. Azicik verip sonra vermemekte direneni?

35. Acaba gaybin bilgisi kendi yanindadir da o görüyor mu?

36. Yoksa kendisine haber verilmedi mi? Musa'nin sahifelerinde bulunan,

37.Ve ahdine vefa gösteren Ibrahim'in( sahifelerinde bulunan su gerçekler):

38. Gerçekten hiçbir günahkâr, baskasinin günah yükünü yüklenemez.

39. Bilsin ki insan için kendi çalismasindan baska bir sey yoktur.

40. Ve çalismasi da ileride görülecektir.

41. Sonra ona karsiligi tastamam verilecektir.

42. Ve süphesiz en son varis Rabbinedir.

43. Dogrusu güldüren de aglatan da O'dur.

44. Öldüren de dirilten de O'dur.

45. Surasi muhakkak ki erkek ve disiden ibaret olan iki çifti O yaratti.

46.(Rahime) atildigi zaman nutfeden.

47. Süphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.

48. Zengin eden de yoksul kilan da O'dur.

49. Dogrusu Si'râ yildizinin Rabbi de O'dur.

50. Ve süphesiz ki önceki Âd kavmini O helâk etti.

51. Semûd'u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir sey birakmadi.

52. Daha önce de çok zalim ve pek azgin, olan Nuh kavmini (helâk etmisti).

53. Altüst olan sehirleri de o böyle yapti.

54. Onlarin basina getirecegini getirdi!

55. Simdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde süpheye düsersin.

56. Iste bu ilk uyaricilardan bir uyaricidir.

57. Yaklasan yaklasti.

58. Onu (vaktini) Allah'tan baska açiga çikaracak yoktur.

59. Simdi siz bu söze (Kur'an'a) mi sasiyorsunuz?

60. Gülüyorsunuz da aglamiyorsunuz!

61. Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasiniz!

62. Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!
 
54-el-KAMER
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Kiyamet yaklasti ve ay yarildi.

2. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.

3. Yalanladilar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her isin ulasacagi yeri vardir.

4. Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmistir.

5. Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarilar ne fayda verir!

6. Çagiranin görülmemis bir seye çagirdigi gün, sen de onlardan yüz çevir.

7. Sanki etrafa yayilmis çekirge sürüsü gibi bakislari perisan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çikarlar.

8.Dâvetçiye kosarlarken o esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.

9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladi, hem de kulumuzun yalanci oldugunda israr ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandi.

10. Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düstüm, bana yardim et! diyerek yalvardi.

11. Biz de derhal nehir gibi devamli akan bir su ile gögün kapilarini açtik.

12. Yeryüzünde kaynaklar fiskirttik. (Her iki) su, takdir edilmis bir isin olmasi için birlesmisti.

13. Nuh'u da tahtalardan yapilmis, çivilerle çakilmis gemiye bindirdik.

14. Inkâr edilmis olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akip gidiyordu.

15. Andolsun ki onu bir ibret olarak biraktik, ibret alan yok mudur?

16. Benim azabim ve uyarilarim nasilmis!

17. Andolsun biz Kur'an'i ögüt alinsin diye kolaylastirdik. (Ondan) ögüt alan yok mu?

18. Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladi da azabim ve tehdidim nasilmis (gördüler).

19. Biz onlarin üstüne, ugursuzlugu devamli bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

20. O rüzgâr, insanlari, sökülmüs hurma kütükleri gibi yere seriyordu.

21. Nasilmis benim azabim ve uyarilarim!

22. Andolsun biz Kur'an'i düsünüp ögüt alinsin diye kolaylastirdik. Ögüt alan yok mu?

23. Semûd kavmi de uyaricilari yalanladi.

24. "Aramizdan bir besere mi uyacagiz? O takdirde biz apaçik bir sapiklik ve çilginlik etmis oluruz" dediler.

25. "Vahiy, aramizda ona mi verildi? Hayir o, yalanci ve simarigin biridir" (dediler.)

26. Yarin onlar, yalanci ve simarigin kim oldugunu bileceklerdir.

27. Gerçekten onlari imtihan etmek için disi deveyi gönderen biziz. Sen onlari gözetle ve sabret.

28. Onlara, suyun aralarinda paylastirildigini haber ver. Her biri kendi içme sirasinda gelsin.

29. Arkadaslarini çagirdilar, o da (bundan cür'et alarak) kilicini kapti ve deveyi kesti.

30. (Bu azginlara) azabim ve uyarilarim nasil oldu!

31. Biz onlarin üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan agilina konan kuru ot gibi oluverdiler.

32. Andolsun biz Kur'an'i, anlasilip ögüt alinmasi için kolaylastirdik. O halde düsünüp ögüt alan yok mu?

33. Lût'un kavmi de uyarici peygamberleri yalanladi.

34. Biz de üstlerine tas (yagdiran bir firtina) gönderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardik.

35.Katimizdan bir nimet olarak. Biz sükredeni iste böyle mükâfatlandiririz.

36. Andolsun ki, Lût onlari bizim siddetli azabimizla uyardi. Fakat onlar bu tehditleri kuskuyla karsiladilar.

37. Onlar Lût'un misafirlerine karsi kötülük yapmayi planlamislardi. Hemen biz onlarin gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabimi ve uyarilarimi tadin!" (dedik).

38. Bir sabah kendilerine, yakalarini bir daha birakmayacak olan bir azap gelip çatti.

39. Iste azabimi ve uyanlarimi tadin! (denildi).

40. Andolsun biz Kur'an'i, ögüt almak için kolaylastirdik. O halde düsünüp ibret alan yok mu?

41. Süphesiz Firavun'un kavmine de uyaricilar gelmisti.

42. Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladilar. Biz de onlari güç ve kudretimize lâyik bir sekilde yakaladik.

43. Simdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mi iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mi var?

44. Yoksa "Biz, intikam almaga gücü yeten bir topluluguz" mu diyorlar?

45. O topluluk yakinda bozulacak ve onlar arkalarini dönüp kaçacaklardir.

46. Bilakis kiyamet onlara vâdedilen asil saattir ve o saat daha belâli ve daha acidir.

47. Süphesiz suçlular sapiklik ve çilginlik içindedirler.

48. O gün yüzüstü atese sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadin!" denir.

49. Biz, her seyi bir ölçüye göre yarattik.

50. Bizim buyrugumuz, bir anlik bakis gibi, bir tek sözden baska bir sey degildir.

51. Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düsünüp ibret alan yok mu?

52. Yaptiklari her sey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.

53. Küçük büyük her sey satir satir yazilmistir.

54. Takvâ sahipleri cennetlerde ve irmaklarin kenarlarindadir.

55 Güçlü ve Yüce Allah'in huzurunda hak meclisindedirler.
 
55-er-RAHMÂN
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Çok merhametli(Allah)

2. Kur'an'i ögretti.

3. Insani yaratti.

4. Ona açiklamayi ögretti.

5. Günes ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir.

6. Bitkiler ve agaçlar secde ederler.

7. Gögü Allah yükseltti ve mîzani (dengeyi) O koydu.

8. Sakin dengeyi bozmayin.

9. Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayin.

10. Allah, yeri canlilar için yaratmistir.

11. Orada meyveler ve salkimli hurma agaçlari vardir.

12. Yaprakli daneler ve hos kokulu bitkiler vardir.

13. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

14. Allah insani, pismis çamura benzeyen bir balçiktan yaratti.

15. Cinleri öz atesten yaratti.

l6. O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

17. (O,) iki dogunun ve iki batinin Rabbidir.

18. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

19. Iki denizi birbirine kavusmak üzere salivermistir.

20. Aralarinda bir engel vardir, birbirine geçip karismazlar.

21. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

22. Ikisinden de inci ve mercan çikar.

23. Simdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

24. Denizde yüce daglar gibi yükselen gemiler de O'nundur.

25. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

26. Yer yüzünde bulunan her canli yok olacak.

27. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâti bâki kalacak.

28. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

29. Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.

30. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

31. Ey insan ve cin! Sizin de hesabinizi ele alacagiz.

32. Hal bu iken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

33. Ey cin ve insan topluluklari! Göklerin ve yerin çerçevesinden çikip gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çikip gidebilirsiniz.

34. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

35. Üzerinize atesten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardimlasamazsiniz.

36. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

37. Gök yarilip da kizarmis yag renginde gül gibi oldugu zaman,

38. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

39. Iste o gün insana da cine de günahi sorulmaz.

40. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

41. Suçlular, simalarindan taninir, perçemlerinden ve ayaklarindan yakalanirlar.

42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

43. Iste bu, suçlularin yalanladiklari cehennemdir.

44. Onlar, cehennemle kaynar su arasinda dolasir dururlar.

45. Simdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

46. Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardir.

47. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

48. Iki cennet de çesit çesit agaçlarla doludur.

49. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

50. Ikisinde de akip giden iki kaynak vardir.

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

52. Ikisinde de her türlü meyveden çift çift vardir.

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

54. Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanirlar. Iki cennetin de meyvesinin devsirilmesi yakindir.

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

56. Oralarda gözlerini yalniz eslerine çevirmis güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmustur.

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

58. Sanki onlar yakut ve mercandirlar.

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

60. Iyiligin karsiligi iyilikten baska bir sey midir?

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

62. Bu ikisinden baska iki cennet daha vardir.

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

64. Bu cennetler koyu yesildirler.

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

66. Ikisinde de durmadan fiskiran iki kaynak vardir.

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

68. Ikisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardir.

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

70. Içlerinde huyu güzel yüzü güzel kadinlar vardir.

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

72. Otaglar içinde sahiplerine tahsis edilmis hûriler vardir.

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

74. Bunlara onlardan önce ne bir insan ne bir cin dokunmustur.

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

76. Yesil yastiklara ve hârikulâde güzel dösemelere yaslanirlar.

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

78. Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adi yücelerden yücedir.
 
56-el-VÂKIA
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

l. Kiyamet koptugu zaman,

2. Ki onun olusunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur;

3. O, alçaltici, yükselticidir.

4. Yer siddetle sarsildigi,

5. Daglar parçalandigi,

6. Dagilip toz duman haline geldigi,

7. Ve sizler de üç sinif oldugunuz zaman,

8. Sagdakiler, ne mutlu o sagdakilere!

9. Soldakiler, ne bahtsizdirlar onlar!

10. (Hayirda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler.

11. Iste bunlar, (Allah'a) en yakin olanlardir,

12. Naîm cennetlerinde .

13. (Onlarin) çogu önceki ümmetlerden,

14. Birazi da sonrakilerdendir.

15. Cevherlerle islenmis tahtlar üzerindedirler,

16. Onlarin üzerlerinde karsilikli olarak oturup yaslanirlar.

17. Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolasir;

18. Maîn çesmesinden doldurulmus testiler, ibrikler ve kadehlerle.

19. Bu saraptan ne baslari agritilir, ne de akillari giderilir.

20. (Onlara) begendikleri meyveler,

21. Canlarinin çektigi kus etleri,

22. Iri gözlü hûriler,

23. Sakli inciler gibi.

24. Yaptiklarina karsilik olarak (verilir).

25. Orada bos bir söz ve günaha sokan bir laf isitmezler.

26. Söylenen, yalnizca "selâm, selâm" dir.

27. Sagdakiler, ne mutlu o sagdakilere!

28. Düzgün kiraz agaci,

29. Meyveleri salkim salkim dizili muz agaçlari,

30. Uzamis gölgeler,

31. Çaglayarak akan sular,

32. Sayisiz meyveler içindedirler;

33. Tükenmeyen ve yasaklanmayan.

34. Ve kabartilmis dösekler üstündedirler.

35. Gerçekten biz hûrileri apayri biçimde yeni yarattik.

36. Onlari, bâkireler kildik.

37. Eslerine düskün ve yasit.

38. Bütün bunlar sagdakiler içindir..

39. Bunlarin birçogu önceki ümmetlerdendir.

40. Birçogu da sonrakilerdendir.

41. Soldakiler; ne yazik o soldakilere!

42. Içlerine isleyen bir ates ve kaynar su içinde,

43. Kapkara dumandan bir gölge altindadirlar;

44. Serin ve hos olmayan.

45. Çünkü onlar bundan önce varlik içinde sefahete dalmislardi.

46. Büyük günahi islemekte direnir dururlardi.

47. Ve diyorlardi ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yigini haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltilecegiz?

48. Önceki atalarimiz da mi?

49. De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler,

50. Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardir!

51. Sonra siz ey sapiklar, yalancilar!

52. Elbette bir agaçtan, zakkum agacindan yiyeceksiniz.

53. Karinlarinizi ondan dolduracaksiniz.

54. Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz.

55. Susamis develerin suya saldirisi gibi içeceksiniz.

56. Iste ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur!

57. Sizi biz yarattik. Tasdik etmeniz gerekmez mi?

58. Söyleyin öyleyse, (rahimlere) döktügünüz meni nedir?

59. Onu siz mi yaratiyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?

60. Aranizda ölümü takdir eden biziz. Ve biz, önüne geçilebileceklerden degiliz.

61. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediginiz bir âlemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik).

62. Andolsun, ilk yaratilisi bildiniz. Düsünüp ibret almaniz gerekmez mi?

63. Simdi bana, ektiginizi haber verin.

64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?

65. Dileseydik onu kuru bir çöp yapardik da sasar kalirdiniz.

66. "Dogrusu borç altina girdik.

67. Daha dogrusu, biz yoksul kaldik" (derdiniz).

68. Ya içtiginiz suya ne dersiniz?

69. Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?

70. Dileseydik onu tuzlu yapardik. Sükretmeniz gerekmez mi?

71. Söyleyin simdi bana, tutusturmakta oldugunuz atesi,

72. Onun agacini siz mi yarattiniz, yoksa yaratan biz miyiz?

73. Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlerin istifadesi için yarattik.

74. Öyleyse ulu Rabbinin adini tesbih et.

75. Hayir! Yildizlarin yerlerine yemin ederim ki,

76. Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.

77. Süphesiz bu, degerli bir Kur'an'dir,

78.Korunmus bir kitaptir.

79. Ona ancak temizlenenler dokunabilir.

80. O, âlemlerin Rabbinden indirilmistir.

81. Simdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

82. Allah'in verdigi rizka karsi sükrü, onu yalanlamakla mi yerine getiriyorsunuz?

83. Hele can bogaza dayandigi zaman,

84. O vakit siz bakar durursunuz.

85. (O anda) biz ona sizden daha yakiniz, ama göremezsiniz.

86. Madem ki ceza görmeyecekmissiniz,

87. Onu (cani) geri çevirsenize, sayet iddianizda dogru iseniz!

88. Fakat (ölen kisi Allah'a) yakin olanlardan ise,

89. Ona rahatlik, güzel rizik ve Naîm cenneti vardir.

90. Eger o sagdakilerden ise,

91. "Ey sagdaki! Sana selam olsun!"

92. Ama yalanlayici sapiklardan ise,

93. Iste ona da kaynar sudan bir ziyafet vardir!

94. Ve (onun sonu) cehenneme atilmaktir.

95. Süphesiz ki bu, kesin gerçektir.

96. Öyleyse ulu Rabbinin adini tenzih ile an.
 
57-el-HADÎD
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Göklerde ve yerde bulunan her sey Allah'i tesbih etmektedir. O, azîzdir, hakîmdir.

2. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür. O, her seye gücü yetendir.

3. O ilktir, sondur, zahirdir, batindir. O, her seyi bilendir.

4. O, gökleri ve yeri alti günde yaratan, sonra Ars'in üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çikani, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsaniz, O sizinle beraberdir. Allah yaptiklarinizi görür.

5. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün isler ancak O'na döndürülür.

6. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. O, kalplerde olani bilir.

7. Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kildigi seylerden harcayin. Sizden iman edip de (Allah rizasi için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardir.

8. Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çagirdigi halde niçin Allah'a inanmiyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz de almisti. Eger inanirsaniz.

9. Sizi karanliklardan aydinliga çikarmak için kuluna apaçik âyetler indiren O'dur. Süphesiz Allah, size karsi çok sefkatli, çok merhametlidir.

10. Ne oluyor size ki, Allah yolunda harcamiyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirasi Allah'indir. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savasanlar, daha sonra harcayip savasanlara esit degildir. Onlarin derecesi, sonradan infak eden ve savasanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olani vâdetmistir. Allah'in yaptiklarinizdan haberi vardir.

11. Kim Allah'a güzel bir ödünç verecek olursa, Allah da onun karsiligini kat kat verir ve ayrica onun çok degerli bir mükâfati da vardir.

l2. Mümin erkeklerle mümin kadinlari, önlerinden ve saglarindan, (amellerinin) nurlari aydinlatip giderken gördügün günde, (onlara): Bugün müjdeniz, zemininden irmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacaginiz cennetlerdir, denilir. Iste büyük kurtulus budur.

13. Münafik erkeklerle münafik kadinlarin, müminlere: Bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça isik alalim, diyecegi günde kendilerine: Arkaniza dönün de bir isik arayin! denilir. Nihayet onlarin arasina, içinde rahmet, disinda azap bulunan kapili bir sur çekilir.

14. Münafiklar onlara: Biz sizinle beraber degil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi basinizi belaya soktunuz; firsat beklediniz; süpheye düstünüz ve kuruntular sizi aldatti. O çok aldatan (seytan) sizi, Allah hakkinda bile aldatti. Nihayet Allah'in emri gelip çatti!

15. Bugün artik ne sizden ne de inkâr edenlerden bedel kabul edilir, varacaginiz yer atestir. Size yarasan odur. Ne kötü bir dönüs yeridir!

16. Iman edenlerin Allah'i anma ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamani daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasinlar. Onlarin üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katilasti. Onlardan bir çogu yoldan çikmis kimselerdir.

17. Bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü canlandiriyor. Düsünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açikladik.

18. Sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadinlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdiklerinin karsiligi kat kat ödenir ve onlara degerli bir mükâfat vardir.

l9. Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) iste onlar, Rableri yaninda sözü özü dogru olanlar ve sehitlik mertebesine erenlerdir. Onlarin mükâfatlari ve nûrlari vardir. Inkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlaridir.

20. Bilin ki dünya hayati ancak bir oyun, eglence, bir süs, aranizda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteginden ibarettir. Tipki bir yagmur gibidir ki, bitirdigi ziraatçilerin hosuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsari oldugunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardir. Yine orada Allah'in magfireti ve rizasi vardir. Dünya hayati aldatici bir geçimlikten baska bir sey degildir.

21. Rabbinizden bir magfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazirlanmis olup genisligi gökle yerin genisligi kadar olan cennete kosusun. Iste bu, Allah'in lütfudur ki onu diledigine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.

22. Yeryüzünde vuku bulan ve sizin basiniza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazilmis olmasin. Süphesiz bu, Allah'a göre kolaydir.

23. (Allah bunu) elinizden çikana üzülmeyesiniz ve Allah'in size verdigi nimetlerle simarmayasiniz diye açiklamaktadir. Çünkü Allah, kendini begenip böbürlenen kimseleri sevmez.

24. Onlar cimrilik edip insanlara da cimriligi emrederler. Kim yüz çevirirse süphesiz ki Allah zengindir, hamde lâyiktir.

25. Andolsun biz peygamberlerimizi açik delillerle gönderdik ve insanlarin adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabi ve mizani indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardir. Bu, Allah'in, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardim edenleri belirlemesi içindir. Süphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.

26. Andolsun ki biz, Nuh'u ve Ibrahim'i gönderdik, peygamberligi de kitabi da onlarin soyuna verdik. Onlardan (insanlardan) kimi dogru yoldadir; içlerinden birçogu da yoldan çikmislardir.

27. Sonra bunlarin izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oglu Isa'yi da arkalarindan gönderdik, ona Incil'i verdik; ona uyanlarin kalplerine sefkat ve merhamet vermistik. Uydurduklari ruhbanliga gelince, onu biz yazmadik. Fakat kendileri Allah rizasini kazanmak için yaptilar. Ama buna da geregi gibi uymadilar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarini verdik. Içlerinden çogu da yoldan çikmislardir.

28. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanin ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size isiginda yürüyeceginiz bir nûr lütfetsin; sizi bagislasin. Allah, çok bagislayan, çok esirgeyendir.

29. Böylece kitap ehli, Allah'in lütfundan hiçbir sey elde edemeyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah'in elindedir, onu diledigine bahseder. Allah, büyük lütuf sahibidir.
 
58-el-MÜCÂDELE
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah'a sikâyette bulunan kadinin sözünü Allah isitmistir. Allah, sizin konusmanizi isitir. Çünkü Allah isitendir, bilendir.

2. Içinizden zihâr yapanlarin kadinlari, onlarin analari degildir. Onlarin analari ancak kendilerini doguran kadinlardir. Süphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuskusuz Allah, affedicidir, bagislayicidir.

3. Kadinlardan zihâr ile ayrilmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karilariyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavusturmalari gerekir. Size ögütlenen budur. Allah, yaptiklarinizdan haberi olandir.

4. (Buna imkân) bulamayan kimse, hanimiyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmis fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resûlüne inanmanizdan dolayidir. Bunlar Allah'in hükümleridir. Kâfirler için aci bir azap vardir.

5. Allah'a ve Resûlüne karsi gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltildigi gibi alçaltilacaklardir. Biz apaçik âyetler indirmisizdir. Kâfirler için küçük düsürücü bir azap vardir.

6. O gün Allah onlarin hepsini diriltecek ve yaptiklarini kendilerine haber verecektir. Allah onlari bir bir saymistir. Onlar ise unutmuslardir. Allah her seye sahittir.

7. Göklerde ve yerde olanlari Allah'in bildigini görmüyor musun? Üç kisinin gizli konustugu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Bes kisinin gizli konustugu yerde altincisi mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kiyamet günü onlara yaptiklarini haber verecektir. Dogrusu Allah, her seyi bilendir.

8. Gizli konusmaktan menedildikten sonra yine o yasaklanani yapmaya kalkisarak günah, düsmanlik ve Peygamber'e karsi gelmek hususunda gizlice konusanlari görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'in selamlamadigi bir sekilde selamliyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'in bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüs yeridir orasi!

9. Ey iman edenler! Aranizda gizli konusacaginiz zaman günahi, düsmanligi ve Peygamber'e karsi gelmeyi fisildamayin. Iyilik ve takvâyi konusun. Huzuruna toplanacaginiz Allah'tan korkun.

10. Gizli konusmalar seytandandir. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa seytan, Allah'in izni olmadikça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanip güvensinler.

11. Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer açin" denilince yer açin ki Allah da size genislik versin. Size "Kalkin" denilince de kalkin ki Allah sizden inananlari ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

12. Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir sey konusacaginiz zaman bu konusmanizdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayirli ve daha temizdir. Sayet bir sey bulamazsaniz, bilin ki Allah bagislayandir, esirgeyendir.

13. Gizli bir sey konusmanizdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadiginiza ve Allah da sizi affettigine göre artik namazi kilin, zekâti verin Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

14. Allah'in kendilerine gazap ettigi bir toplulugu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.

15. Allah onlara çetin bir azap hazirlamistir. Gerçekten onlarin yaptiklari sey çok kötüdür!

16. Onlar yeminlerini kalkan yapip Allah'in yolundan alikoydular. Bu yüzden onlara küçük düsürücü bir azap vardir.

17. Onlarin mallari da ogullari da Allah'a karsi kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardir.

18. O gün Allah onlarin hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O'na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir sey (hakikat) üzerinde olduklarini sanirlar. Iyi bilin ki onlar gerçekten yalancidirlar.

19. Seytan onlari etkisi altina aldi da kendilerine Allah'i anmayi unutturdu. Iste onlar seytanin yandaslaridir. Iyi bilin ki seytanin yandaslari hep kayiptadirlar.

20. Allah'a ve Peygamberine düsman olanlar, iste onlar en asagilarin arasindadirlar.

21. Allah: Elbette ben ve elçilerim galip gelecegiz, diye yazmistir. Süphesiz Allah güçlüdür, galiptir.

22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babalari, ogullari, kardesleri, yahut akrabalari da olsa- Allah'a ve Resûlüne düsman olanlarla dostluk ettigini göremezsin. Iste onlarin kalbine Allah, iman yazmis ve katindan bir ruh ile onlari desteklemistir. Onlari içlerinden irmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardir. Allah onlardan razi olmus, onlar da Allah'tan hosnut olmuslardir. Iste onlar, Allah'in tarafinda olanlardir. Iyi bilin ki, kurtulusa erecekler de sadece Allah'in tarafinda olanlardir.
 
Geri
Üst