Kriptolar Kan Ve Kaosa Oynuyor!!

Hayalet

New member
Katılım
9 Eyl 2005
Mesajlar
201
Reaction score
0
Puanları
0
“Heron ihaneti” neden ve nasıl oluyor?
Bir subay kendisine emanet edilmiş ana kuzularını nasıl mayınlar üzerine sürebiliyor? Göz göre göre şehit olmalarına vicdanı nasıl katlanabiliyor?
Bir başka komutan bu müessif olay karşısında, hangi insafla “olur böyle şeyler, hiç önemli değil!” diyebiliyor?


Olay bir mizansenle PKK üzerine yıkılarak, niçin militarizm hesabına şehitler üzerinden post çıkarılmaya çalışılıyor?
Bir komutanın, bir eri cezalandırmak için pimi çekilmiş el bombasını eline tutuşturması hangi ruh haletiyle açıklanabilir?
Nasıl oluyorda, onca ön istihbarata, Heron görüntüsüne, raporlara, uyarılara rağmen Aktütün, Dağlıca, Hantepe, Gediktepe, Dörtyol baskınları olabiliyor, aktüel gündeme malzeme olsun diye buralarda şehitler veriliyor?
Tedbirsizlikler, ihanetler, ihmaller ortaya çıkarılınca neden sorumlular değilde, her defasında bunları ortaya çıkaranlar sorgulanıyor, araştırılıyor?
Şehit babaları, analar, yüreği yananlar Heron görüntülerini öğrenince: “kim, nasıl, hangi düşmanca duygularla bu gencecik fidanları ölüme gönderebilir?” diye sorguluyor.


Sokaktaki insanlar, ortalama vatandaşlar düşünüyor, taşınıyor; ama taammüden işlendiği kanaati veren bu cinayetlere akıl-sır erdiremiyorlar.
Yargıtay üyesi Hamdi Yaver Aktan medyaya yansıyan ses kayıtlarında: “Referandum öncesi kaos çıkmasının çok yararlı olacağından, CHP’nin referandum konusunda PKK ile işbirliği yapmasından, APO’nun bu konuda ikna edilmesinden” vs bahsediyor.
Nedir bu insanların derdi?
Ülkenin karışması, kaos çıkması, insanların birbirine girmesi, kurumların vuruşturulması, milli iradenin tıkanması, TBMM’nin çalışamaz, siyasetin çözüm üretemez hale getirilmesi bunlara ne kazandıracak?
Vicdanları kanatarak ve göstere göstere hukuksuzluklar yapılmasına, adalet duygusunun katledilmesine bunları iten şey nedir?
İşinde-aşında ülkem insanı bu kini, nefreti ve ihaneti anlamakta, yorumlamakta zorlanıyor; “Nasıl olurda TSK içindeki komutanlar bile bile mehmetçiği ölüme gönderebilir? Nasıl olurda koltuklarını korumak için bazı yargıçlar kaos ve kargaşa talep eder?” diye.


Anlamak isteyen için bunun cevabı gayet açık aslında. Ama bazı gerçeklerin hazmı zor. Bu gerçeklerin kabulü ve ikrarı geniş bazı kitlelerin yıllardır kandırıldıklarının, uyutulduklarının, istismar edildiklerinin ispatı anlamına gelecek. Pek çok kimsenin “kek” durumuna düşmesi; “dava”, “ideal” kabul ettikleri fikirlerin, hareketlerin boş ve kof çıkması demek olacak.


Kripto ecnebilerin, kripto Ermenilerin liderliğinde yönetilmeye alışmış Kektürkler bana yine kızacaklar; ama bu ülkede en stratejik kurumlar; özellikle milletin evladının “ölsün!” diye cephelere sürüldüğü, kimsenin hesap soramadığı silahlı bürokrasi ve üst yargı organları Türklerin hakimiyetinde değildir. Açıkca ifade etmek gerekirse, bu yapıların amele takımı, düz memuru, angaryasını çekeni, karakollarda öleni anadolu insanı gariban insanlardır; ama buraların beyni Kripto Yahudidir, Kripto Ermenidir. Bu nedenledir ki verilen şehitler, kanına girilen hukuk, katledilen adalet buralarda tekel kurmuş bu odakları rahatsız etme-mekte, bilakis memnun etmektedir. Dahası bunlar Yargıtay üyesi zatın açıkca ifade ettiği gibi, adaletsizlikler, şehit cenazeleri üzerinden kaos çıkarmanın yollarını aramaktadırlar.


Kripto Yahudiler, Kripto Ermeniler ordudan-yargıdan önemli kurumlardan temizlenmeden, milliyetçi, Kürtçü, Atatürkçü, Alevi kesimler bu kripto yapıların tesir alanından kurtarılmadan memlekete rahat ve huzur yoktur!... Aslı Türk-Kürt-Alevi-Sünni Müslüman olan kesimler Kriptoların ürettiği gözboyacılığa, hokkabazlıklara uyarılmadan bu problemin çözümü zordur. Bu bukalemunların bütün renkleri ortaya dökülmelidir.


Ama bütün çıplaklığına, açıklığına rağmen, tarafgirlik ve partizanlık denen şey, bazı “Kek” vatandaşların gerçekleri görmesine engel olmaktadır.
“33 er vakası”nda, Şemdinli’de, Hantepe’de, Gediktepe’de vb. şehit kanlarının derinler hesabına akıtıldığı bütün olayların arkasında; Sivas’ta, Maraş’ta, Gazi Mahallesi’nde, Başbağlar’da vd. bütün kaos ve kargaşa çabalarının planlamasında, Müslüman-Türk-Kürt-Alevi-Sünni kanı kendileri için hiç bir şey ifade etmeyen “Kripto Ecnebi Yapı” vardır.


Bunlar “devletçi!” “Türkçü!”, “ulusalcı!” formlarda karşımıza çıktıkları için, pek çok kimse problemi algılayama-maktadır. Bu gerçeği kabul etmeksizin, yani devletin ve toplumun önemli noktalarının Kripto yapılarca işgal edildiği bilinmeksizin, Türkiye’nin temel problemleri anlaşılamaz ve çözülemez!...
Kürtler de, PKK-KCK-BDP’nin, şu anda dıştaki gavurların ve onların içteki kripto uzantılarının en etkili, verimli malzemesi olduğunu görmeliler. Hiç olmazsa refeandum sürecinde sergiledikleri, derinlerle örtüşen, ilkesiz, ikircikli tavır Kürtlerin gözünü açmalı.


Peki, ne istiyor kurumların sinirlerine yerleşmiş Kripto ecnebiler?
• Milletin kendisine gelmesini, uyanmasını engellemek!
• 100 yıl önce kurulmuş, ama son yıllarda boyası dökülen, gerçek yüzü ortaya çıkan statükoyu korumak!
• Kontrol edemedikleri, teslim alamadıkları hükümetleri, TBMM’yi zora sokmak ve düşürmek!
• Varlıklarına tehdit olarak gördükleri Referandumu engellemek ve sabote etmek
• İsrail’e, ABD’ye, Anglo-Yahudilere rağmen inisiyatif alan, bağlarının kesilip dağlandığı eski akrabalarıyla yeniden temasa geçen Türkiyeyi terbiye etmek!


Kısacası bu Kripto Ecnebi yapıların derdi; bir örtülü Yahudi devleti olarak tasarladıkları Türkiye’yi ellerinde tutmaya devam etmek!


Kaynak : Aktifhaber - Yusuf GEZGİN
 
Geri
Üst