Bizim Konyada annemin memleketi bir köy vardır. Köye 15 günlüğüne tatile gitmiştik. O yüzden köyün yerlerini fazla iyi bilmiyordum ve her sene gimeme rağmem ezberleyemedim. Akşamları da babamlar ve arkadaşları köyden uzakta bir yere kahveye giderlerdi.
Bir akşam canım çok sıkılmıştı ve saat akşamın 00:30 civarında babamların yanına gitmeye karar verdim ve el fenerini aldım ve yola koyuldum. Baya ilerledikten sonra hıığğğ diye köpek sesi duydum ve el fenerini sağ tarafımdaki köpeğe tuttum. Köpeğin gözleri ışıktan dolayı kıpkırmızı gözüküyordu. Ondan sonra köpek beni kovalamaya başladı tekrar geri dönüp eve kadar koştum. Peşimi bırakır diye düşündüm ama eve kadar kovaladı sonra tam evin önünde anneanne diye büyük anneme seslendim kendisi çok cesaretlidir. Tam o anda çukura basıp yere düştüm suratım taşlara sürtünü. Köpek de bacağımı yakalamıştı ısırıyordu.
Tam o sırada büyük annem rahmetli dedemin bastonuyla köpeğin başına bir vurdu ki köpek o anda vefat etti. Sonra köpeğin kafasına basıp vuruyordu sonra bıçakla köpeğin kellesini kesip bizim ahıra gömdü nedeninide bana bir türlü söylemedi. Aynada suratıma baktığımda suratım terminator gibi olmuştu. Bir tarafı çok kötü bir şekilde yara olmuştu tamammen hemde. O kadar korkmuştum ki tam 3 senedir köye gitmiyorum, onlar geliyor.
Ben suan 29 yasinda yurtdisinda yasayan bir bayanim. 1993 yilinda kacarak evlenmistim. 1997 yilinda da 2. kez anne olmak icin hastaneye gitmistim. Doktorum aile dostumuzdu. Ona bu ikinci sezeryanim ama cok korkuyorum dedim. Oda korkma, hersey iyi gidecek dedi ama yinede korkuyor bir türlü sakin olamiyordum. Icimde tuhaf bir his vardi anlam veremedigim.
Ameliyat sirasinda hersey iyi giderken birden doktoruma seslenip ben cok kötüyüm dedim ve kendimden gectim. Aslinda vücut olarak hareketsiz kalmistim sadece. Cünkü herkesi ve herseyi duyuyordum. Aletlerin cikardigi o igrenc sesleri. Doktorumun diger doktor arkadaslarina cocugu birakin almayi kizi kaybediyoruz yardim edin diye bagirdigini. Elektro sok uyguladiklari makinayi göğsüme koyup vücudumun tüm zerresinin havaya nasil zipladigini, doktorumun feryadini bagirmalarini deli gibi ignenin birini birakip birini enjekte ettigi kollarimi kisacasi herkesin doktor olmanin bilinci ile cabalarini taa yukardan bilincsizce izledim. Asagida bu olanlara anlam veremiyordum. Olanca gücümle bagiriyordum ben iyiyim, neden ölüyor diyorsunuz. Beni duymuyormusunuz ben burdayim ne olur yukari bakin diyordum ama nafile.
Tam bu sirada bir isik belirdi ve beni icine cekti. Hizli bir sekilde sesler arasinda bir yere geldim. Allahim nerdeyim burasi neresi diyordum kendime. Ama birden bulundugum yeri tanidim. Kayinpederimin mezarliginin bulundugu mezarliga gelmistim. Birden karsima baktigimda kayinpederimi kendi mezarligi üzerinde, cardak gülleri arasinda, öldügü günkü kiyafetleri icinde otururken gördüm. Onu zaten cok özlemistim. O beni hep dinlerdi. Ogluyla yasadigim evliligimde mutsuz oldugumu en iyi o bilirdi. Beni ogluna karsi hep savunur ve cogu zaman beni onun elinden kurtarirdi. Bana hep oglum birgün senin kiymetini ve degerini anliyacak sabret kizim derdi ve teselli ederdi. Anlatacak ne cok sey birikmisti. Ben bu sebepten ona kosar adimla yaklasirken baba ben geldim diyerek bagiriyordum. O an bana eliyle dur isareti yapip beni durdurdu. Oldugum yere sanki cakilmis kipirdayamiyordum. Bana tebessümle bakarak biliyorum konusacak cok sey var ama ben herseyi biliyorum yavrum dedi. Oglun sana hayirli olsun, allah seni acilarindan kurtarsin dedi ve eliyle gitmemi isaret ederek hadi kizim geri dön daha burasi seni icin kapali evlatlarinin yanina dön ve allaha emanet olun dedi. Bende birak baba kalayim burasi cok daha iyi dedim ama o bana hayir kizim iznin yok dedi.
Bu arada ben tam geri önmek üzere iken "baba sana bir sey sorabilirmiyim" dedim. "Seni kim oldürdü"diye sordum. O da bana bunu bilmemin benim icin hayirli olmayacagini ama evlat vardir hayirlidir evlat vardir hayirsizdir diyerek yanitladi. Anlamistim ve geri dönüp ameliyat odasina geldim. Vücüdüm hala orada bense yukaridaydim. Orada yatan bana acimistim cünkü göz kapaklarimdan yas akiyordu. Demek ki ben döndügümde acilar hala devam ediyordu. Allahinda izni ile kayinpederim bana yardim etmisti ve ben bedenime kavusmustum ama tam 2,5 gün komadan cikamamistim kendime geldigimde oglumu istemistim.
Herkes hayret icinde bana bakip oglum oldugunu nereden bildigimi sordu. Cünkü ben kendimden gectigimde henüz dogum gerceklesmemisti. Bende bunu bana kayinpederimin söyledigini söyledim. Bu olayi sadece doktoruma ve birkac yakinima anlattim ilk önceleri özellikle doktorum bana inanmamisti fakat ona ben yukaridan izlerken bana yani bedenime vurmus oldugu ilac isimlerini ve gramlarini söyledigimde dili tutulacakti neredeyse. Ve o gunden sonra bana inanmaya baslamisti. Ogluma hic kimsenin baskisi olmadan kendi istegimle kayinpederimin adini verdim ve en azindan tirnaginin ucunun ona benzemesini diledim.
Inanirmisiniz oglum suan 7 yasinda ve ayni insani duygulari icinde barindiran duygu dolu bir cocuk. Bu olaydan kisa bir süre sonra cocuklarimin babasindan ayrildim. Fakat yasadigim bu ilginc olayi asla unutamadim.
Ingiliz televizyonunda bir programda anlatilanlari kayit etmek icin programda yer aldim ve bu programda Ruhlarin hayatlarini anlatan bir program. Bir Medyum (Ruhlarla konusabilen insanlar) ve Grubu.
Bizler bir eski hapisaneye gitmistik , orada yasayanlarin, orada tuhaf tuhaf ses duyduklarini ve kucuk isik gorduklerini soyledikleri icin bu grup oraya gitmislerdi. Gorevleri orada her ne varsa Neden Ordalar? Hepimiz oraya gitmistik. Her tarafa mikrofonlar dosendi ve gizli kameralar takildi...
Programi baslattiklarinda medyum onlarla anlasmaya calisiyordu ve hepimiz cok korkuyorduk cunku orasi hayaletli bir yerde ve tuhaf tuhaf sesler cikariyordu. Oraya gitmeden once inanmamistim ama en sonunda inanmistim. Medyum ruh ile iletisim halindeydi ve bize eskiden yasadigi olayi , ismini ve nasil oldugunu anlatiyordu. O anda medyum baska bir kisinin enerjisini aldigini soyledi ve kendisi ile iletisim kuranin "Jack Thompson" olup olmadigini sordu ve o anda olan oldu ... bir adam Aaaa diye bagirmasiyla birlikte ... kapi hizlicana yumruklaniyordu. Hepimiz urkmustuk.
Medyum korkmamizi soylerken bizi geri cekmeye calisiyordu. Medyum en sonunda bu ruhun kendi vucuduna girmesini istedi ve bizim o ruh ile konusmamizi istiyordu (Bu medyum profesyoneldir). Medyum birden terlemeye baslarken, arada sirada bogulur gibi oluyorduki birden bayildi... bayilmasi ile birlikte birden gozlerini acip ayaga kalkti ve bizlere bagirmaya basladi, belliydiki bu bizim medyum degil... Her etrafta ne varsa o an medyumun vucudunu kullaniyordu.. Teker teker hepimize bagirdi, Defolun gidin burdan , burasi benim. Sizler buraya ait degilsiniz demisti. Hepimiz cok korkmustuk gercekten cok urkutucu iti... Medyum kosup yumruk ile kapilara vuruyordu ve bu bizi dahada urkutuyordu cunku bu bizim basimiza gelen seydi. Belliydiki adam cok sinirli birisiymis. Bize gelip elini kaldirip defolun gidin hic birinizi istemiyorum, siz kendinizi ne zannedip benimle konusuyorsunuz demistiki birden gulmeye basladi.. ordan oraya kosusturmaya basladi. Hepimiz yutkunmustuk , sesimiz cikmiyordu. Gruptakiler soru sormaya basladilar .. ismin nedir? "Jack Thompson" diye cevap verdi. ve kizmaya basladi. ayaklarini tutup kivraniyordu.. Sonra dahada sinirlendi bagirmaya baslamistiki gruptakiler adama sarilip kendisine gelmesini soylemisti fakat bu o kadar kolay olmamisti cunku kendinden gecmisti belliydiki kontrol altindaydi... Orada bulunanlar dua okumaya basladilar ve birden bu adam yere yikildi aglamaya basladi. Her agladikca bizler uzuluyorduk ve bir soru yoneltti bizlere.. Benim ayaklarim nerde? aramizda bazilari guluyordu , bazilarimiz uzulup korkuyorduk.. en sonunda kendine geldi ve o anda kendisinin hic birsey hatirlamadigini fakat kendine geldiginde cok korktugunu soyledi.
Medyum tekrar devam etmek istemisti. Devam ettik ve o ruhun orada niye kaldigini ogrenmistik. Jack Thompson 1600 yillarinda orada bekci olarak calisiyormus ve oranin en sert insaniymis... kimseyi oraya birakmiyor oraya koruyormus.. Oraya yaklasanin basina getirmedik is birakmiyormus. Hatta bizi bile tehdit ediyordu. Gitmezseniz cok kotu olur diye. En sonunda gitmeye kara vermisken , bir bayan arkadasa kotu kotu duygular yaratmis ve kulagina kotu kotu seyler fisildamis. En sonunda orayi terk etmistik ve Medyum ruh;a kendisini rahat birakacaklarini ve kendisininde oradan gecenleri rahat birakmasini soylemisti. Kendisinin oldugunu artik rahat rahat oradaki yasamini surdurmesini istemisti , o anda bir kutu eski bir masanin uzerinden dustu. Korka Korka uzaklasirken tekrar bizim medyum kotulesti ve tekrar bagirmaya basladi.
Medyum kotulestikce bizler kendine getirmeye calisiyorduk. En sonunda grupdan biri nasil oldun? diye bir soru yoneltti ve tuhaf tuhaf bakiyordu bizim medyum... belliki adam oldugunu bilmiyordu.. bizler sen olusun ve ruhsun dedikce tuhaflasiyordu... en sonunda heralde uykumda oldum dedi , hepimiz bir birimize baktik ve duygulandik , o anda medyum kendine geldi ... orayi terk etmistik ve tekrar arastirdigimizda kimsenin bir daha orada bir sey gormedigini soyledi.
Bir gün 2 kuzenim ve ben bizde otururken ablamın odasına gidip korkuç hikayeler anlatmaya başladık (odada ablam yoktu ve korkunç olsun diye ışıkları kapamıştık). Bir süre böyle anlatmaya devam ettik. Kapı kilitli değildi ancak sonuna kadar kapalıydı. Ve kapı aniden titremeye başladı.
Biz kaçtık ve olanları annemlere anlattık. Fakat onlar bize inanmayıp bunu rüzgarın yaptığını söylediler. Ama bu imkansızdı. Çünkü halı kapının bir rüzgarda açılacağı kadar ince değildi. Ayrıca hava soğuktu, kimse pencere açmış olamazdı. Ablam arkadaşına kalmaya gitmişti. Bu bizim için büyük bir fırsattı. Bir kuzenim bizde kalacaktı, ötekisiyle zaten aynı sitede oturuyorduk. Akşama ablamın odasına gidip gözlem yaptık.
Tüm ışıklar kapalıydı fakat dolabın arkasında beyaz bir ışık vardı
Henüz çocuktum 12 yaşındaydım, ablamla aynı odayı paylaşıyorduk. Büyük bir oda ve karşı, karşıya yataklarımız, birde büyük bir penceremiz vardı. Bir gece uyurken bir el beni dürtükledi bende bilinçsiz, uykulu gözlerimi açıp, hemen pencereye doğru baktım ve siyah bir gölge şeklinde bir cisim gördüm uzun kulaklı. Ablamın ayağının ucunda oturmuş dışarıyı seyrediyordu. Baktım ablam uyuyor, aklıma bir şey gelmeden, korkumdan gözlerimi yumdum, yorganı çektim, kuran okumaya başladım uyuyana kadar.
Sabah olup bitenleri anneme, babama, ablama anlattım annem cin, şeytan diye çok korktu hocaya Yasak Kelime
ürelim dedi ama babam bana inanmadı ve ağaç gölgesidir dedi. Halbuki boş bir bahçeye bakıyor odamız ve ağaç falanda yok.
İkinci gün ben, annem, ablam ve kundaktaki kardeşim Ozan, bizim odada yere yatak serdik ve uyuduk. Yine bir el beni dürtükledi ve benim gözlerim yine cama gitti, yine ayni şeyi gördümki Ozan hemen ağladı ve ağlamasına annem gece lambasını açtı ama o kaybolmuştu. Olaylar büyümeye başladı.
Yatağımda uyuyorum, uyandığımda kendimi bahçede, salonda, damda, annem&l039;le babamın arasında buluyorum ama bir gün uyandığımda ağzım yamulmuştu!!!... Sanki yanağım felç olmuştu, hissetmiyordum, oynatamıyordum yanağımı ve ağızım resmen yamulmuştu ve benden korkmaya başladılar, seni cinler çarptı!!!...
Annem beni doktora Yasak Kelime
ürdü, doktor çok şaşırdı yanağıma tam 15 gün elektirik verdiler ki düzeldim, eve geldim ve o gece yine beni uyandırdılar ama bu defa lanetli cinler değil aynı şekilde bir cisim ama nur gibi, ışık gibi ben yine korktum.
Ertesi gün annem beni babamdan habersiz bir hocaya Yasak Kelime
ürdü. Bütün bu olanları anlattım ve bana cinlerin iliştiğini beni yanlarına almak, lanetlendirmek istediklerini söyledi ama başaramayınca (kuran okuduğum için) bana tokat vurduklarını ama son gördüğüm şeyin beni korumasi için Allah&l039;ın gönderdiği bir melek olduğunu söyledi. Büyük bir kuran kitabı getirdi ve elini başımın üstüne koyaraq
okumaya başladı.
O günden sonrada hiçbir şey görmedim ve onların lanetinden kurtulduğum için mutluyum. Ayrıca kuranın, ayetlerin ne kadar önemli olduğunuda anlamış oldum. Şimdi 19 yaşınadayım ve ayet okumadan yatmam...
Bundan bir yada iki ay onceydi. Mersinde oturdugmuz icin Mersinin yerlileri olarak yaz geldimi yaylaya giderizki serin havalarda rahat olalim diye. Bu yaz yine yaylaya gitmistik. Bizim ev Namrunda (Camliyayla) ve en guzel yerinde. Yalniz tek kotu yani evin yaninda bir mezarlik vardi ve bazi geceler mezarliga bazi insanlar gelirdi. Bu olaylari yazarken su anda meazrliga burdan iki kisinin girdigini rahat gorebiliyorum. Olaylar soyle baslamis...
Bundan yillar once bir araba dolusu genc surat denemeleri yaparken onlerine bir iki cocuk cikmis e bunlara carpmislar. Fakat ani manevra yaptiklari icin hem cocuklar olmus bunlarda yol disina cikip bir agaca carpmislar. Bu gencler birer yil arayla olmusler ve her yil her ay kazanin gerceklestigi gun ve saat vakti gelince mezarliga gelirlermis. Bunlari bana koyun imami anlatti.
Yine bir gece onlari izliyordum. Ve birinin bana baktigini hissettim. Perdeyi hemen kapadim ve yatmak icin Karimin yanina gittim. Ertesi gun arabamin caminin kirik oldugunu gordum. Ama hicbir yerde cam parcasi yoktu. Ertesi gece yine izledim ve bu sefer iki tanesi bana bakiyordu. Cok korkmustum . Olenlerin ruhlari icin Fatiha okudum dua ettim olmadi. Sabah kalktigimda arabamin ustunde bir hirka buldum. Bu ogun kazada olen cocuklardan birine ayitmis.
Aradan bir kac gun gecti ve mezarliga gittim. Ve mezarlarin uzarinde iki tane kutu vardi. Birinin ustunde benim arabanin kirilmis camlari birisinde ise benim saclarim. Bu olayi hocaya anlattim. "Oglum sen buyuk gunah islemissin bu yaptigina kizmis olacaklar" dedi.
Eve gittigimde gorduglerim beni dehsete dusurdu. Arabamin elfreni cekilmis ve mezarlarin uzerine itilmisti. Kapilarin kilitli oldugundan adim gibi emindim. Anahtarlar cebimde ve camlarida yaptirmistim. Arabam ise o iki cocugun mezarlarinin ustunde duruyordu. Ogunden sonra bir daha ailemle oraya gitmedim. Ve siz siz olun asla olulerin islerine burnunuzu sokmayin
Merhaba, anlatacağım olay kuzenimin başından geçmiş. 4-5 sene önce Avusturya&l039;da.
O zaman kendiside daha 16 yaşlarındaydı. Arkadaşları ile odalarında otururlarken cin çağırmayı düşünmüşler. 4 kişilermiş ve kuzenimle beraber bir türk kız daha varmış odada. Kuzenimle Türk kız dualar etmişler. Daha sonra fincan, kağıtlar falan herşeyi hazırlamışlar.
Aradan yarım saat geçmiş sorular soruyolarmış ve hepsi doğru çıkıyomuş. Tabi herkes birbirinin yaptığını düşünüyormuş. Ve bu arada dalga geçiyorlarmış sürekli, küfür falan edip gülüyorlarmış. 1 saat falan sürmüş böyle daha sonra hadi gönderelim demişler, ama hala kimse inanmiyormuş geldiğine.
Neyse bunlar gönderdiklerini sanıp yatmaya hazırlanıyorlarmış. Kuzenim tam yatağına yatacakken sanki yatakta bir yatıyormuş gibi bir çukurluk varmış hemde bir insan şeklinde ve birden pencere açılmış ve yataktaki iz gitmiş birden bire.
Kuzenim daha neler olduğunu anlayamadan yan yatakta ki kız birden çığlık atmış ve kolunda birden bir yarık acılmış sanki biri kesmiş gibi...
Daha sonra hepsi odadan dışarı çıkmış ve rahibeyi çağırıp olayı anlatmışlar. Rahibe odanın kapısını kapamış ve dışardan kilitleyip bizim 4 kızıda kendi odasında yatırmış. Ertesi sabah odaya girdiklerinde oda savaş alanı gibiymiş. Heryer heryerde...
Odayı toplamışlar ve 1 ay boyunca o odada kalmamışlar ve bu 1 ay içerisinde odada bir sürü dualar falan okuyup odayı kendilerince ruhlardan yada herneyse onlardan arındırmaya çalışmışlar. Daha sonra herhangi bir olay olmamış ama kuzenim 1 ay boyunca rüyasında saçma sapan şeyler görüp uyuyamamış. Ve olay böyle kapanmış ama sanırım o korku hepsine bütün ömürleri boyunca yeter...
Bir aile anne,baba, bir kız ve erkek bunlar evlerinin yanması sonucu ölmüşler ve hepsini aile olarak yanyana gömmüşler fakat her gece yarısı mezarlıktan ilginç sesler geliyormuş bu orada yaşayan birçok kişi tarafından duyulmuş, sonra içlerinden bir tanesi o seslerin nerden geldiğini anlamak için gece yarısı mezarlığa gitmiş yine başlamış sesler sanki kavga sesleri gibiymiş adam seslerin geldiği yöne gitmiş ve sesler o ailenin mezarından geliyormuş.Sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş halk mezarı açtıklarında çok ilginç bir manzarayla karşılaşmışlar Yasak Kelime
n olması gereken yerde kız,erkek çocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş herkes şaşırmış bunları yine eski yerlerinde koymuşlar ve mezarı kapatmışlar fakat kavga sesleri bitmek bilmiyormuş tekrar açıp bakmışlar yine aynıymış manzara bu kez düzeltmemeye karar vermişler sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler o günden sonra bir daha hiç ses gelmemiş.Oradaki halka göre o sesler o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş
Yıl 1994 temmuz ayı cumartesi akşamı.. Ben ve kardeşim o akşam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtı.Kapıda olan kişiler arkadaşlarımdı ve bizi aşağıya çağırıyorlardı saat 10.00&l039;na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz aşağıya indik arkadaşlarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarış yapardık.O akşam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yaşındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum.
Ebe saymaya başladığında herkes yerini almıştı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar değildim, kim bilirdiki şeytanı karşımda göreceğimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydığı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmediği için sıkıntıya girmiştim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmuştu şimdi şeytanla karşıkarşıyaydım o herkesin bildiği gördüğü bir tipten değildi (tabii ki görenler için..) 2 metre boyu,yumruğum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birşeyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlış okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermişti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıştım ebe ağladığımı duyunca hemen arkadaşlara haber verdi bu şeytanı yakın arkadaşımda görmüş ve oda çok korkmuştu. (ismini vermeyeceğim.) Ve bu olaylardan sonra her pisliğin yanında cinlerin olduğuna şaitlik ettim. Ertesi sabah şeytanı gördüğüm yere geldik orada bulunan ev bomboştu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçekleşti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bişey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü şeyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk. Bu yüzden siz siz olun sakın korkunç şeylerden bahsetmeyin eğer cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konuşun, bunu sakın unutmayın..
ıngılterede okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.
Diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Odaya geri dönmüş tabiyatıyla. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. İdare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. Ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! Oda baştan aşağı kan içinde! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.
Duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
"Arent you glad you didnt turn on the lights"
(Işıkları açmadığın için memnun musun?)]
ALINTIDIR.
Bir akşam canım çok sıkılmıştı ve saat akşamın 00:30 civarında babamların yanına gitmeye karar verdim ve el fenerini aldım ve yola koyuldum. Baya ilerledikten sonra hıığğğ diye köpek sesi duydum ve el fenerini sağ tarafımdaki köpeğe tuttum. Köpeğin gözleri ışıktan dolayı kıpkırmızı gözüküyordu. Ondan sonra köpek beni kovalamaya başladı tekrar geri dönüp eve kadar koştum. Peşimi bırakır diye düşündüm ama eve kadar kovaladı sonra tam evin önünde anneanne diye büyük anneme seslendim kendisi çok cesaretlidir. Tam o anda çukura basıp yere düştüm suratım taşlara sürtünü. Köpek de bacağımı yakalamıştı ısırıyordu.
Tam o sırada büyük annem rahmetli dedemin bastonuyla köpeğin başına bir vurdu ki köpek o anda vefat etti. Sonra köpeğin kafasına basıp vuruyordu sonra bıçakla köpeğin kellesini kesip bizim ahıra gömdü nedeninide bana bir türlü söylemedi. Aynada suratıma baktığımda suratım terminator gibi olmuştu. Bir tarafı çok kötü bir şekilde yara olmuştu tamammen hemde. O kadar korkmuştum ki tam 3 senedir köye gitmiyorum, onlar geliyor.
Ben suan 29 yasinda yurtdisinda yasayan bir bayanim. 1993 yilinda kacarak evlenmistim. 1997 yilinda da 2. kez anne olmak icin hastaneye gitmistim. Doktorum aile dostumuzdu. Ona bu ikinci sezeryanim ama cok korkuyorum dedim. Oda korkma, hersey iyi gidecek dedi ama yinede korkuyor bir türlü sakin olamiyordum. Icimde tuhaf bir his vardi anlam veremedigim.
Ameliyat sirasinda hersey iyi giderken birden doktoruma seslenip ben cok kötüyüm dedim ve kendimden gectim. Aslinda vücut olarak hareketsiz kalmistim sadece. Cünkü herkesi ve herseyi duyuyordum. Aletlerin cikardigi o igrenc sesleri. Doktorumun diger doktor arkadaslarina cocugu birakin almayi kizi kaybediyoruz yardim edin diye bagirdigini. Elektro sok uyguladiklari makinayi göğsüme koyup vücudumun tüm zerresinin havaya nasil zipladigini, doktorumun feryadini bagirmalarini deli gibi ignenin birini birakip birini enjekte ettigi kollarimi kisacasi herkesin doktor olmanin bilinci ile cabalarini taa yukardan bilincsizce izledim. Asagida bu olanlara anlam veremiyordum. Olanca gücümle bagiriyordum ben iyiyim, neden ölüyor diyorsunuz. Beni duymuyormusunuz ben burdayim ne olur yukari bakin diyordum ama nafile.
Tam bu sirada bir isik belirdi ve beni icine cekti. Hizli bir sekilde sesler arasinda bir yere geldim. Allahim nerdeyim burasi neresi diyordum kendime. Ama birden bulundugum yeri tanidim. Kayinpederimin mezarliginin bulundugu mezarliga gelmistim. Birden karsima baktigimda kayinpederimi kendi mezarligi üzerinde, cardak gülleri arasinda, öldügü günkü kiyafetleri icinde otururken gördüm. Onu zaten cok özlemistim. O beni hep dinlerdi. Ogluyla yasadigim evliligimde mutsuz oldugumu en iyi o bilirdi. Beni ogluna karsi hep savunur ve cogu zaman beni onun elinden kurtarirdi. Bana hep oglum birgün senin kiymetini ve degerini anliyacak sabret kizim derdi ve teselli ederdi. Anlatacak ne cok sey birikmisti. Ben bu sebepten ona kosar adimla yaklasirken baba ben geldim diyerek bagiriyordum. O an bana eliyle dur isareti yapip beni durdurdu. Oldugum yere sanki cakilmis kipirdayamiyordum. Bana tebessümle bakarak biliyorum konusacak cok sey var ama ben herseyi biliyorum yavrum dedi. Oglun sana hayirli olsun, allah seni acilarindan kurtarsin dedi ve eliyle gitmemi isaret ederek hadi kizim geri dön daha burasi seni icin kapali evlatlarinin yanina dön ve allaha emanet olun dedi. Bende birak baba kalayim burasi cok daha iyi dedim ama o bana hayir kizim iznin yok dedi.
Bu arada ben tam geri önmek üzere iken "baba sana bir sey sorabilirmiyim" dedim. "Seni kim oldürdü"diye sordum. O da bana bunu bilmemin benim icin hayirli olmayacagini ama evlat vardir hayirlidir evlat vardir hayirsizdir diyerek yanitladi. Anlamistim ve geri dönüp ameliyat odasina geldim. Vücüdüm hala orada bense yukaridaydim. Orada yatan bana acimistim cünkü göz kapaklarimdan yas akiyordu. Demek ki ben döndügümde acilar hala devam ediyordu. Allahinda izni ile kayinpederim bana yardim etmisti ve ben bedenime kavusmustum ama tam 2,5 gün komadan cikamamistim kendime geldigimde oglumu istemistim.
Herkes hayret icinde bana bakip oglum oldugunu nereden bildigimi sordu. Cünkü ben kendimden gectigimde henüz dogum gerceklesmemisti. Bende bunu bana kayinpederimin söyledigini söyledim. Bu olayi sadece doktoruma ve birkac yakinima anlattim ilk önceleri özellikle doktorum bana inanmamisti fakat ona ben yukaridan izlerken bana yani bedenime vurmus oldugu ilac isimlerini ve gramlarini söyledigimde dili tutulacakti neredeyse. Ve o gunden sonra bana inanmaya baslamisti. Ogluma hic kimsenin baskisi olmadan kendi istegimle kayinpederimin adini verdim ve en azindan tirnaginin ucunun ona benzemesini diledim.
Inanirmisiniz oglum suan 7 yasinda ve ayni insani duygulari icinde barindiran duygu dolu bir cocuk. Bu olaydan kisa bir süre sonra cocuklarimin babasindan ayrildim. Fakat yasadigim bu ilginc olayi asla unutamadim.
Ingiliz televizyonunda bir programda anlatilanlari kayit etmek icin programda yer aldim ve bu programda Ruhlarin hayatlarini anlatan bir program. Bir Medyum (Ruhlarla konusabilen insanlar) ve Grubu.
Bizler bir eski hapisaneye gitmistik , orada yasayanlarin, orada tuhaf tuhaf ses duyduklarini ve kucuk isik gorduklerini soyledikleri icin bu grup oraya gitmislerdi. Gorevleri orada her ne varsa Neden Ordalar? Hepimiz oraya gitmistik. Her tarafa mikrofonlar dosendi ve gizli kameralar takildi...
Programi baslattiklarinda medyum onlarla anlasmaya calisiyordu ve hepimiz cok korkuyorduk cunku orasi hayaletli bir yerde ve tuhaf tuhaf sesler cikariyordu. Oraya gitmeden once inanmamistim ama en sonunda inanmistim. Medyum ruh ile iletisim halindeydi ve bize eskiden yasadigi olayi , ismini ve nasil oldugunu anlatiyordu. O anda medyum baska bir kisinin enerjisini aldigini soyledi ve kendisi ile iletisim kuranin "Jack Thompson" olup olmadigini sordu ve o anda olan oldu ... bir adam Aaaa diye bagirmasiyla birlikte ... kapi hizlicana yumruklaniyordu. Hepimiz urkmustuk.
Medyum korkmamizi soylerken bizi geri cekmeye calisiyordu. Medyum en sonunda bu ruhun kendi vucuduna girmesini istedi ve bizim o ruh ile konusmamizi istiyordu (Bu medyum profesyoneldir). Medyum birden terlemeye baslarken, arada sirada bogulur gibi oluyorduki birden bayildi... bayilmasi ile birlikte birden gozlerini acip ayaga kalkti ve bizlere bagirmaya basladi, belliydiki bu bizim medyum degil... Her etrafta ne varsa o an medyumun vucudunu kullaniyordu.. Teker teker hepimize bagirdi, Defolun gidin burdan , burasi benim. Sizler buraya ait degilsiniz demisti. Hepimiz cok korkmustuk gercekten cok urkutucu iti... Medyum kosup yumruk ile kapilara vuruyordu ve bu bizi dahada urkutuyordu cunku bu bizim basimiza gelen seydi. Belliydiki adam cok sinirli birisiymis. Bize gelip elini kaldirip defolun gidin hic birinizi istemiyorum, siz kendinizi ne zannedip benimle konusuyorsunuz demistiki birden gulmeye basladi.. ordan oraya kosusturmaya basladi. Hepimiz yutkunmustuk , sesimiz cikmiyordu. Gruptakiler soru sormaya basladilar .. ismin nedir? "Jack Thompson" diye cevap verdi. ve kizmaya basladi. ayaklarini tutup kivraniyordu.. Sonra dahada sinirlendi bagirmaya baslamistiki gruptakiler adama sarilip kendisine gelmesini soylemisti fakat bu o kadar kolay olmamisti cunku kendinden gecmisti belliydiki kontrol altindaydi... Orada bulunanlar dua okumaya basladilar ve birden bu adam yere yikildi aglamaya basladi. Her agladikca bizler uzuluyorduk ve bir soru yoneltti bizlere.. Benim ayaklarim nerde? aramizda bazilari guluyordu , bazilarimiz uzulup korkuyorduk.. en sonunda kendine geldi ve o anda kendisinin hic birsey hatirlamadigini fakat kendine geldiginde cok korktugunu soyledi.
Medyum tekrar devam etmek istemisti. Devam ettik ve o ruhun orada niye kaldigini ogrenmistik. Jack Thompson 1600 yillarinda orada bekci olarak calisiyormus ve oranin en sert insaniymis... kimseyi oraya birakmiyor oraya koruyormus.. Oraya yaklasanin basina getirmedik is birakmiyormus. Hatta bizi bile tehdit ediyordu. Gitmezseniz cok kotu olur diye. En sonunda gitmeye kara vermisken , bir bayan arkadasa kotu kotu duygular yaratmis ve kulagina kotu kotu seyler fisildamis. En sonunda orayi terk etmistik ve Medyum ruh;a kendisini rahat birakacaklarini ve kendisininde oradan gecenleri rahat birakmasini soylemisti. Kendisinin oldugunu artik rahat rahat oradaki yasamini surdurmesini istemisti , o anda bir kutu eski bir masanin uzerinden dustu. Korka Korka uzaklasirken tekrar bizim medyum kotulesti ve tekrar bagirmaya basladi.
Medyum kotulestikce bizler kendine getirmeye calisiyorduk. En sonunda grupdan biri nasil oldun? diye bir soru yoneltti ve tuhaf tuhaf bakiyordu bizim medyum... belliki adam oldugunu bilmiyordu.. bizler sen olusun ve ruhsun dedikce tuhaflasiyordu... en sonunda heralde uykumda oldum dedi , hepimiz bir birimize baktik ve duygulandik , o anda medyum kendine geldi ... orayi terk etmistik ve tekrar arastirdigimizda kimsenin bir daha orada bir sey gormedigini soyledi.
Bir gün 2 kuzenim ve ben bizde otururken ablamın odasına gidip korkuç hikayeler anlatmaya başladık (odada ablam yoktu ve korkunç olsun diye ışıkları kapamıştık). Bir süre böyle anlatmaya devam ettik. Kapı kilitli değildi ancak sonuna kadar kapalıydı. Ve kapı aniden titremeye başladı.
Biz kaçtık ve olanları annemlere anlattık. Fakat onlar bize inanmayıp bunu rüzgarın yaptığını söylediler. Ama bu imkansızdı. Çünkü halı kapının bir rüzgarda açılacağı kadar ince değildi. Ayrıca hava soğuktu, kimse pencere açmış olamazdı. Ablam arkadaşına kalmaya gitmişti. Bu bizim için büyük bir fırsattı. Bir kuzenim bizde kalacaktı, ötekisiyle zaten aynı sitede oturuyorduk. Akşama ablamın odasına gidip gözlem yaptık.
Tüm ışıklar kapalıydı fakat dolabın arkasında beyaz bir ışık vardı
Henüz çocuktum 12 yaşındaydım, ablamla aynı odayı paylaşıyorduk. Büyük bir oda ve karşı, karşıya yataklarımız, birde büyük bir penceremiz vardı. Bir gece uyurken bir el beni dürtükledi bende bilinçsiz, uykulu gözlerimi açıp, hemen pencereye doğru baktım ve siyah bir gölge şeklinde bir cisim gördüm uzun kulaklı. Ablamın ayağının ucunda oturmuş dışarıyı seyrediyordu. Baktım ablam uyuyor, aklıma bir şey gelmeden, korkumdan gözlerimi yumdum, yorganı çektim, kuran okumaya başladım uyuyana kadar.
Sabah olup bitenleri anneme, babama, ablama anlattım annem cin, şeytan diye çok korktu hocaya Yasak Kelime
ürelim dedi ama babam bana inanmadı ve ağaç gölgesidir dedi. Halbuki boş bir bahçeye bakıyor odamız ve ağaç falanda yok.
İkinci gün ben, annem, ablam ve kundaktaki kardeşim Ozan, bizim odada yere yatak serdik ve uyuduk. Yine bir el beni dürtükledi ve benim gözlerim yine cama gitti, yine ayni şeyi gördümki Ozan hemen ağladı ve ağlamasına annem gece lambasını açtı ama o kaybolmuştu. Olaylar büyümeye başladı.
Yatağımda uyuyorum, uyandığımda kendimi bahçede, salonda, damda, annem&l039;le babamın arasında buluyorum ama bir gün uyandığımda ağzım yamulmuştu!!!... Sanki yanağım felç olmuştu, hissetmiyordum, oynatamıyordum yanağımı ve ağızım resmen yamulmuştu ve benden korkmaya başladılar, seni cinler çarptı!!!...
Annem beni doktora Yasak Kelime
ürdü, doktor çok şaşırdı yanağıma tam 15 gün elektirik verdiler ki düzeldim, eve geldim ve o gece yine beni uyandırdılar ama bu defa lanetli cinler değil aynı şekilde bir cisim ama nur gibi, ışık gibi ben yine korktum.
Ertesi gün annem beni babamdan habersiz bir hocaya Yasak Kelime
ürdü. Bütün bu olanları anlattım ve bana cinlerin iliştiğini beni yanlarına almak, lanetlendirmek istediklerini söyledi ama başaramayınca (kuran okuduğum için) bana tokat vurduklarını ama son gördüğüm şeyin beni korumasi için Allah&l039;ın gönderdiği bir melek olduğunu söyledi. Büyük bir kuran kitabı getirdi ve elini başımın üstüne koyaraq
okumaya başladı.
O günden sonrada hiçbir şey görmedim ve onların lanetinden kurtulduğum için mutluyum. Ayrıca kuranın, ayetlerin ne kadar önemli olduğunuda anlamış oldum. Şimdi 19 yaşınadayım ve ayet okumadan yatmam...
Bundan bir yada iki ay onceydi. Mersinde oturdugmuz icin Mersinin yerlileri olarak yaz geldimi yaylaya giderizki serin havalarda rahat olalim diye. Bu yaz yine yaylaya gitmistik. Bizim ev Namrunda (Camliyayla) ve en guzel yerinde. Yalniz tek kotu yani evin yaninda bir mezarlik vardi ve bazi geceler mezarliga bazi insanlar gelirdi. Bu olaylari yazarken su anda meazrliga burdan iki kisinin girdigini rahat gorebiliyorum. Olaylar soyle baslamis...
Bundan yillar once bir araba dolusu genc surat denemeleri yaparken onlerine bir iki cocuk cikmis e bunlara carpmislar. Fakat ani manevra yaptiklari icin hem cocuklar olmus bunlarda yol disina cikip bir agaca carpmislar. Bu gencler birer yil arayla olmusler ve her yil her ay kazanin gerceklestigi gun ve saat vakti gelince mezarliga gelirlermis. Bunlari bana koyun imami anlatti.
Yine bir gece onlari izliyordum. Ve birinin bana baktigini hissettim. Perdeyi hemen kapadim ve yatmak icin Karimin yanina gittim. Ertesi gun arabamin caminin kirik oldugunu gordum. Ama hicbir yerde cam parcasi yoktu. Ertesi gece yine izledim ve bu sefer iki tanesi bana bakiyordu. Cok korkmustum . Olenlerin ruhlari icin Fatiha okudum dua ettim olmadi. Sabah kalktigimda arabamin ustunde bir hirka buldum. Bu ogun kazada olen cocuklardan birine ayitmis.
Aradan bir kac gun gecti ve mezarliga gittim. Ve mezarlarin uzarinde iki tane kutu vardi. Birinin ustunde benim arabanin kirilmis camlari birisinde ise benim saclarim. Bu olayi hocaya anlattim. "Oglum sen buyuk gunah islemissin bu yaptigina kizmis olacaklar" dedi.
Eve gittigimde gorduglerim beni dehsete dusurdu. Arabamin elfreni cekilmis ve mezarlarin uzerine itilmisti. Kapilarin kilitli oldugundan adim gibi emindim. Anahtarlar cebimde ve camlarida yaptirmistim. Arabam ise o iki cocugun mezarlarinin ustunde duruyordu. Ogunden sonra bir daha ailemle oraya gitmedim. Ve siz siz olun asla olulerin islerine burnunuzu sokmayin
Merhaba, anlatacağım olay kuzenimin başından geçmiş. 4-5 sene önce Avusturya&l039;da.
O zaman kendiside daha 16 yaşlarındaydı. Arkadaşları ile odalarında otururlarken cin çağırmayı düşünmüşler. 4 kişilermiş ve kuzenimle beraber bir türk kız daha varmış odada. Kuzenimle Türk kız dualar etmişler. Daha sonra fincan, kağıtlar falan herşeyi hazırlamışlar.
Aradan yarım saat geçmiş sorular soruyolarmış ve hepsi doğru çıkıyomuş. Tabi herkes birbirinin yaptığını düşünüyormuş. Ve bu arada dalga geçiyorlarmış sürekli, küfür falan edip gülüyorlarmış. 1 saat falan sürmüş böyle daha sonra hadi gönderelim demişler, ama hala kimse inanmiyormuş geldiğine.
Neyse bunlar gönderdiklerini sanıp yatmaya hazırlanıyorlarmış. Kuzenim tam yatağına yatacakken sanki yatakta bir yatıyormuş gibi bir çukurluk varmış hemde bir insan şeklinde ve birden pencere açılmış ve yataktaki iz gitmiş birden bire.
Kuzenim daha neler olduğunu anlayamadan yan yatakta ki kız birden çığlık atmış ve kolunda birden bir yarık acılmış sanki biri kesmiş gibi...
Daha sonra hepsi odadan dışarı çıkmış ve rahibeyi çağırıp olayı anlatmışlar. Rahibe odanın kapısını kapamış ve dışardan kilitleyip bizim 4 kızıda kendi odasında yatırmış. Ertesi sabah odaya girdiklerinde oda savaş alanı gibiymiş. Heryer heryerde...
Odayı toplamışlar ve 1 ay boyunca o odada kalmamışlar ve bu 1 ay içerisinde odada bir sürü dualar falan okuyup odayı kendilerince ruhlardan yada herneyse onlardan arındırmaya çalışmışlar. Daha sonra herhangi bir olay olmamış ama kuzenim 1 ay boyunca rüyasında saçma sapan şeyler görüp uyuyamamış. Ve olay böyle kapanmış ama sanırım o korku hepsine bütün ömürleri boyunca yeter...
Bir aile anne,baba, bir kız ve erkek bunlar evlerinin yanması sonucu ölmüşler ve hepsini aile olarak yanyana gömmüşler fakat her gece yarısı mezarlıktan ilginç sesler geliyormuş bu orada yaşayan birçok kişi tarafından duyulmuş, sonra içlerinden bir tanesi o seslerin nerden geldiğini anlamak için gece yarısı mezarlığa gitmiş yine başlamış sesler sanki kavga sesleri gibiymiş adam seslerin geldiği yöne gitmiş ve sesler o ailenin mezarından geliyormuş.Sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş halk mezarı açtıklarında çok ilginç bir manzarayla karşılaşmışlar Yasak Kelime
n olması gereken yerde kız,erkek çocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş herkes şaşırmış bunları yine eski yerlerinde koymuşlar ve mezarı kapatmışlar fakat kavga sesleri bitmek bilmiyormuş tekrar açıp bakmışlar yine aynıymış manzara bu kez düzeltmemeye karar vermişler sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler o günden sonra bir daha hiç ses gelmemiş.Oradaki halka göre o sesler o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş
Yıl 1994 temmuz ayı cumartesi akşamı.. Ben ve kardeşim o akşam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtı.Kapıda olan kişiler arkadaşlarımdı ve bizi aşağıya çağırıyorlardı saat 10.00&l039;na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz aşağıya indik arkadaşlarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarış yapardık.O akşam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yaşındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum.
Ebe saymaya başladığında herkes yerini almıştı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar değildim, kim bilirdiki şeytanı karşımda göreceğimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydığı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmediği için sıkıntıya girmiştim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmuştu şimdi şeytanla karşıkarşıyaydım o herkesin bildiği gördüğü bir tipten değildi (tabii ki görenler için..) 2 metre boyu,yumruğum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birşeyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlış okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermişti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıştım ebe ağladığımı duyunca hemen arkadaşlara haber verdi bu şeytanı yakın arkadaşımda görmüş ve oda çok korkmuştu. (ismini vermeyeceğim.) Ve bu olaylardan sonra her pisliğin yanında cinlerin olduğuna şaitlik ettim. Ertesi sabah şeytanı gördüğüm yere geldik orada bulunan ev bomboştu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçekleşti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bişey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü şeyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk. Bu yüzden siz siz olun sakın korkunç şeylerden bahsetmeyin eğer cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konuşun, bunu sakın unutmayın..
ıngılterede okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.
Diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Odaya geri dönmüş tabiyatıyla. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. İdare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. Ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! Oda baştan aşağı kan içinde! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.
Duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
"Arent you glad you didnt turn on the lights"
(Işıkları açmadığın için memnun musun?)]
ALINTIDIR.