- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

EMRE: ÜZÜLÜYORUM ÇÜNKÜ HER GERGİNLİĞİN İÇİNDE BEN VARIM
Sanki ben organize ediyormuşum gibi. Herhalde olayları üzerime çekiyorum. Kendi adıma üzülüyorum. Sahada Pas hatasından dolayı bir arkadaşımla tartışıyorsam, komplo teorileri üretmenin gereği yok
Zor günler geçiyoruz. Zaman zaman bu tarz duygusal patlamalar yaşanabilir. Önemli olan niyettir. Biz, aynı takımın oyncularıyız ve bu takımın başarısı için ter döküyoruz. İyi günde de kötü günde de birlikteyiz.
Öyle gerginlikler oluyor ki, milli maçta mesala prim mevzusu oldu diyorlar. Başkanın odadan kovduğu konuşuluyor. Bilerek kart gördü diyorlar. Sezon başından beri Fenerbahçeden başka hiçbir şey konuşulmuyor zaten. Mevzu dönüyor dolaşıyor.
En yakın olduğum isim
Gökhanın üzerine yürüdüm, o benim üzerime yürüdüye geliyor. Aslında biz yan yana gelsek, ben onun kolunu tutacağım o benim kolumu tutacak. Araya birileri giriyor. Sanki biz yumruk yumruğa girecekmişiz de araya futbolcular girmiş gibi lanse ediliyor. Aslında ben büyük olarak söyleyeyim, o da söylesin. Gökhan ailece beraber tatile gittiğim, sosyal hayatımı paylaştığım iki üç oyuncudan birisi. Benim evime giren, çocuğumu gören Uğur Boral ile birlikte en yakın olduğumuz futbolculardan birisi. Gökhan ile saha içinde tartışabilirim. İdmanda tartışabilirim. Tatilde voleybol oynarken de tartışabilirim. Bunlar futbolun, sporun içinde olan şeyler. Halı sahada normal zamanda top oynarken de tartışabilirim. Ben olaya böyle bakıyorum. Neden bu kadar büyüdü?
Maç bitti, soyunma odasına girdik ben ayakkabımı bağlıyorum, Gökhan yanıma geldi. Abi sen öyle deyince ben de demoralize oluyorum dedi. Ben de üzerime gelince, üzerine gitmeyi tercih ettim, hepsi bu. Üzülmemim sebebi, her türlü gerginliğin içinde ben varım. Sanki ben organize ediyormuşum gibi. Kendi adıma üzülüyorum. Saha içinde pas hatasından dolayı bir arkadaşımla tartışıyorsam, bunun için komplo teorileri üretmenin gereği yok. Tartışma pozisyonuna gelince; iki pozisyonda Gökhan içeri dönse, Alex de ben de boşuz. Gol olabilir. İkinci kez aynı şeyi yapınca, dönsene diye tepki gösterdim. Birisi canım kardeşim dönsene der, ben halı sahada da olsa Ulan dönsene derim. İnşallah vücut dilimi değiştiririm. 3 Temmuza kadar eşim benim sporcu ruhumdan çok sıkılmıştı. Sabah altıda kalkarım, Ilıcada plaja koşmaya giderim. Ondan sonra döner iki saat uyurum.
Ağzımızın tadı kaçtı
Gökhanlar ile voleybol oynarız. Ama 3 Temmuzdan sonra artık hepimizin ağzının tadı kaçtı. İdmana geliyoruz, herkeste bir belirsizlik hakim. Genel anlamda bunlar geçerli, sadece Fenerbahçe için değil. Bu süreci bizimle beraber yaşamış sizler, biz bu işin emekçisiysek eğer, bu şampiyonluk bana annemin ak sütü gibi helal ise eğer bunun en büyük şahidi sizsiniz. Soruşturmadan üç gün geçince acil İstanbula döndük. Biz böyle bir psikolojiden çıktık. Yaş olarak aramızda fark olsa da takımda en yakın olduğum insan Gökhan. Aramızda sürekli problem varmış gibi yansıtılıyor. Olayın gerçekçi kısmına yönelinmesi daha vicdani olur. Bu sene ciddi bir trajedi yaşadık biz. Geçen yıl her maç biz kazanıyoruz, ardından Trabzon kazanıyor. Lig bitti biz şampiyon olduk. Biz hakettik, biz kazandık dedik. Bir ay geçince, ortada başka senaryolar çıkıyor. Bir şekilde bizim emeğimize gölge düşüyor. Emeğimize tırpan vurmaya çalışıyorlar. Bunun merkezi oldum ben yine. Bu muhabbetlerden dolayı yine ben konuşuldum bir ay boyunca. Allahtan hiç bir futbolcu ile konuşmuşluğum, görüşmüşlüğüm yok. Şimdi bunda benim suçum ne? Herhalde olayları üzerime çekiyorum. Hiç bir zaman memur zihniyetli bir futbolcu olmadım. Takım içinde diğer arkadaşlarımın sıkıntıları varsa bunları da kendime dert ettim. Duygularımı içimde yaşarken, bunları sindiremiyorum. Bu anlamda problemim var.
İdmanda bile hataya kızarım
Kendimi bence çok geliştirdim. Yeterli olup olmadığı konusuna gelince, yetersiz olduğunu ben de kabul ediyorum. Gökhanı, herkesin gözü önünde rencide ettiğim algılanıyor ama Gökhanın böyle düşünmediğine inanıyorum. İdmanda bile mükemmeliyeti aradığım için pas hatasında kızarım. Bunu hiç bir zaman sahanın dışına taşımam. Doğamda yok.
GÖKHAN: GİTMEK İSTESEM İYİ OYNARIM
Fenerbahçeden ayrılmak istesem neden kötü oynayayım. Beni alacak olan vazgeçer o zaman. Düşüş yaşadığım falan yok. Herkes buna takmış. Dünyada çalım yemeyen defans oyuncusu gördünüz mü hiç?
Emre abi, kendisiyle yapılan tüm röportajlarda Avrupaya gidebilecek futbolcuların başında ilk beni söyler. Bunu böyle düşündüğü için inanarak söylüyor. Benim de saha içinde bazı şeyleri daha iyi yapabileceğimi bildiği için, yapmadığımda bana kızıyor. Bana neden kızdığını ben çok iyi biliyorum. Daha iyi yapabileceğime inanıyor. Benim o anda o olmadığımı düşünüyor, daha da teşvik etmeye çalışıyor. Emre abi de söyledi, biz ailecek görüşüyoruz. Beraber yemek yemeğe gidiyoruz, evlerine gidiyoruz. Emre abinin sahada birine nazı geçecekse o kişi ben olmalıyım. Geçmişte Emre abi ile aramızda ne bir şey oldu ne de gelecekte bir sorun yaşayacağız. Biz herşeyin doğrusunu söylemeye çalışıyoruz ama herkes bir şeyler uyduruyor. Benim düşüş yaşadığım falan yok. Herkes buna takmış. Dünyada çalım yemeyen defans oyuncusu yok. Gördünüz mi hiç? Ya da kim dünyanın en iyi defans oyuncusu, hiç mi çalım yemedi hayatında? Bu takımdan gitmek istesem neden kötü oynayayım, alacak olan adam vazgeçer o zaman.
Ben de insanım, ışınlanamam ki
Benden herkes çok şey bekliyor. Ben bir defans oyuncusuyum, benim işim defans yapmak. Forvettekiler gol atar, orta sahadakiler asist yapar, biz de savunuruz. Ben işimi yaptığım zaman Gökhan ileri çıkmıyor, orta yapmıyor deniyor. Benim zaten öncelikli işim defans. Herkes benden her maç gol atmamı, asist yapmamı istiyor. Bunların yapmadığım zaman başarısız oluyorum. Ofans yapmaya gittiğimde de gol yediğimizde Gökhan yerinde değildi deniyor. Kusura bakmasınlar ama ben de robot değilim. İleri gidip orta yapıyorum, top döndüğünde defansa ışınlanamam, ben de insanım. Her maçta asist de yapamam. Onu yapacak insanlar başka. Biz de üzerine bir nevi katkı yapmaya çalışıyoruz. Adam gol atıyor, bana patlıyor. Belki benim yerimde oynayan başka bir adam on tane çalım yiyor ama sonuçta gol olmadığında kimse onu suçlamıyor. Bizde herşey gole, sonuca endeksli. Geçen maçta bir sürü orta yaptım ama ilerideki adam gol atamayınca Gökhan kötü dendi. Ya da tam tersi. Bu zihniyetin ortadan kalkması gerekiyor. Aykut hocanın hep bize bir sözü var. Biz sporu yaşamla ölüm arasındaki bir çizgide yapıyoruz. Maç esnalarında nabzımız 190-200 atıyor. Kolay bir iş yapmıyoruz.
Herkesin bir ailesi, çevresi var
Maçı anlatanların kritik yapmasını ben daha önce şikÂyet olarak dile getirdim. Herkes hocalığa soyunduruluyor. Siz maçı anlatmalısınız, hocalık yapmamalısınız dedim. Bana verilen cevap İngiltereyi görmüyor musun? oldu. İngilterede bu kadar futbolcuların aşağılandığını görmedim. Takım arkadaşım Orhan top oynuyor, Orhanın çıkması lazım, Gökhanın girmesi lazım deniyor. Onun da bir ailesi, bir çevresi var. Herşeyden önce insanların yapılana saygı duyması lazım. Bu kadar acımasız olmamaları gerekir.
'Ben 1.74'üm, adam 1.94'
Milli takımda soldan orta yapılıyor, sağdan gol oluyor Gökhan suçlu, sağdan orta yapılıyor soldan gol oluyor yine Gökhan suçlu. Daha söylenecek bir şey var mı? Kafamın üzerinden oyuncu gol atıyor, benim boyum 1.74, adamın boyu 1.94, yine suçluyum. Prim olayında da olaylar bilinenin tam tersi. Biz alacağımız primi Mehmetçik Vakfına ya da Vandaki depremzedelere, ya da yarı yarıya bağışlayalım diye karar almıştık. Bunların üzerine yansıyana bakın.
'Ben olsam, çoktan futbolu bırakırdım'
Neredeyse doğmadan önceye getirecekler meseleyi. Yok sezon başına dayanıyor, yok ondan önceki sezona dayanıyor gibi saçma sapan haberler yapılıyor. Emre abinin yaşadıkları, başına gelenler benim başıma gelse futbolu çoktan bırakmıştım. Sadece bu sezon yaşadıklarımız bile yeter aslında. Bu kadar şeyi ben kaldıramazdım. Bu sezon başında yaşadığımız şeyler, sahada her hatayı yapabileceğimiz hale getiriyor bizi. Sinirlerimizi kontrol edemiyoruz.
Çıtayı yükseltti
Gökhanın gösterdiği performans çıtayı yükseltti, beklenti arttı. Çok fazla spekülasyon yapıldı, Gitmek istiyor diye. Bu durum, kötü oynadığında Gitmek istiyor algısı yarattı. Biri kötü oynadı mı gitmek istiyor deniliyor. Ben bir yerden gitmek istesem daha çok sıkar, daha iyi oynamaya çalışırım.
Mücadele yetiyor
Tolere edilebilecek bir sene varsa, işte o sene, bu senedir. Taraftar da bunun farkında. Biz sahada biraz mücadele versek mutlu oluyorlar. Fenerbahçe taraftarı normalde sadece mücadeleden memnun olacak bir taraftar değildir. Başarı da ister.
EMRE'DEN KISA KISA...
'Annem damar, babam tansiyon hastası oldu'
Annem benim yüzümden damar hastası olmuş. Babam yine benim yüzümden olmuş tansiyon hastası. Kendimi sorumlu hissediyorum.
'Hain lan etme sistemi bitmeli'
Annem benim yüzümden damar hastası olmuş. Babam yine benim yüzümden olmuş tansiyon hastası. Kendimi sorumlu hissediyorum.
'Patron Kocaman'
Hakkımda Emrenin başını çektiği bazı futbolcular şeklinde haberler yazıldı. Burada patron Aykut hocadır. Aykut hoca ne derse o olur. Nasıl başkanın ne dediği oluyorsa, burada da Aykut hoca ne derse o olur. Benden rahatsız olur, der ki Emre seninle çalışmak istemiyorum. Biz de eyvallah der, çıkarız. İçeride bu tarz bir problemimiz yok. Aykut Kocaman, bana bir şey söylediğinde, haksız olduğunu düşünsem bile, eyvallah diyeceğim, boynumu eğeceğim üç dört insandan biridir.
'Konuşmadım, yine spekülasyon yapıldı'
Arenada 45 dakika topu her ayağıma aldığımda, onu geçtim penaltı atarken bile ıslıklandım. Cevap vermedim, bunun bile spekülasyonu yapıldı. Bildiğiniz Emre cevap verirdi, neden vermedi, bunu araştırmak lazım dendi. Eleştirilerin hiç bir şekilde ortası yok. Olayları artık bireyselleştirmeyelim. Prim konuştuğum söyleniyor. Bunlar zaten prim konuştuysa maçı vermişlerdir deniyor.
'Kendimi tuttuğum maç çok oldu'
Geçen sezon kendimi tutuğum çok maç oldu. Rakip oyuncular tahrik etti. Hakemler veya rakip taraftarla gereksiz diyaloglardan kaçındım. Daha önce olsa hiç çekinmeden rahat rahat reaksiyon göstereceğim şeylerdi bunlar. Tam daha iyiye gittiğimi düşündüğüm süreç geldi, sonra da bu süreç (3 Temmuz) başladı. Sezon başında ayağım sakatlandı, Emre neden kampa gitmedi diye söylenti çıktı. Gizli bir şeyler organize ediyormuş gibi mi duruyorum ben?
'Eleştiriler bizi kamçılıyor'
Artık televizyonun sesini kısıp maçları izliyorum. Maçı anlatanlar bile olayı kritize ediyorlar. Geleceğini bilmediğimiz süreçte bizi eleştirenlerin yaptıkları, bizi daha çok kamçılıyor ve birleştiriyor. Bu söylenenler beni Gökhandan koparmaz, daha çok birleştirir. Sizin görmediğiniz, benim Gökhanın yanına gidip Sen bu musun? diye itip kaktığım da oluyor. Bu misyonu kendime yükledim.
Can Gebetaş
Kaynak