Koca Avusturalya ile şavaşan iki Türk evet yanlız iki kişiler.

KOMANDO_TC

New member
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
371
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Güneşin doğduğu yerden...
Osmanlı Hükümeti, İngiltere'ye savaş ilân edince, Avustralya'da yaşayan Abdullah ve Kul Mehmet isminde iki Türk de Koca Avustralya Kıtasına karşı savaş ilân etmiştir.
İlk bakışta olay komik gelebilir. Ama gerçekten doğrudur. İki Türk bir kıta insana savaş ilân etmişlerdir.
Avustralya Adası Silver City / Gümüş Şehir / Kasabası, son daraca cazip bir yerleşim yeridir. Mekke ve Medine'ye de pek benzer. Çünkü devesi boldur. Devcilerin çoğu da Hintli Müslümanlardır. Deveci olmamakla birlikte bunların içinde Türkiye'den gelen Abdullah isminde bir de Türk vardı. Müslümanlar arasında sevilen bir kişi. Çünkü alim ve fazıl bir zattır.
Bu Türkiyeli Müslüman Abdullah Efendi, Müslümanların kasabı idi. Bu arada Silver Şehrine Türkiye'den Anadolulu bir Müslüman daha geldi. Kul Mehmet. O da bir araba yapıp, üzerine de bir Türk bayrağı dikerek dondurmacılığa başlamış ve kısa zamanda da meşhur olmuştu. Artık Avustralya adasında kasap Abdullah ve dondurmacı Kul Mehmet isminde iki Türk vardı. İkisi zorlu bir ikili de oluşturmuşlardı. Gümüş şehrin yerlisi-yabancısı onları seviyorlardı.
İşte tam böyle güzel bir anda Birinci Dünya Savaşı patlak verdi. Türkiye, İngiltere ve Fransa ile savaşacaktı. İngiltere'nin müstemlekesi olan Avustralya da Çanakkale Cephesine asker sevk etmeye başladı. İngilizlerin yanında Türklere saldıracaklardı. Bu onlar için kötü bir talihti. Ama olan olmuştu. Artık savaştan başka yapılacak bir iş kalmamıştı.
Bu savaş durumunu öğrenen Abdullah ve Mehmet, memleketlerine dönmek ve düşmanla savaşmak için Avustralya hükümetinden çıkış vizesi için başvuruda bulundular. Fakat yolların kapalı olduğu gerekçesiyle izin verilmedi. Bunun üzerine Kul Mehmet ve Abdullah, Avustralya hükümetine adetâ muhtıra vererek;
"Öyle ise biz de size karşı savaş halinde olduğumuzu bildirmek istiyoruz". Sonra da gerekli hazırlıkları yaparak Broken Hills Dağlarına çıkıp, Boğaz'a karargâh kurdular.İlk anda meseleyi anlayan ve duyanlar şaka sanıp gülüp geçmişlerdi. Ama Abdullah ve Mehmet çok ciddi idiler. Bu işin şakası yoktu, savaşacaklardı.
1915 tarihinin ilk günü ve Çanakkale Arıburnu'na Anzak çıkarmasından 3 ay ve 24 gün önce Broken Hills Boğazı'na 1.200 kişilik bir tren girdi. Ancak makinist şaşırmıştı. Çünkü demiryolunun tam ortasında küçük bir araba duruyor ve üstünde de bir Türk bayrağı dalgalanıyordu. Makinist kolu çekip treni durdurması ile birlikte bir ateş yağmurudur başladı. Sanki dağlar yerinden oynuyordu. Trenin içi bir anda yaralı ve ölülerle dolmuştu. Durumu öğrenen bölge jandarma birlikleri olay yerine geldiler. Ama nafile iki Türkle baş edemediler. Çünkü hazırlıkları mükemmeldi. Bu defa eyalet kuvvetleri sevk edildi. Onlar ad işin içinden çıkamayınca, ordu birlikleri geldi ve üç koldan Türkleri makaslama ateş çemberine aldılar ve yüzlerce silah birden patlıyordu. Nihayet Broken Hills tarafından gelen silah sesleri kesildi. Zaten kahramanların mermileri de kalmamıştı.
Büyük bir ihtiyatla Boğaz'a hakim noktaya çıkan askerler, sadece delik deşik olmuş iki Türk cesedi ile karşılaştılar. Abdullah ve Mehmet. Abdullah silahına sıkıca yapışmış öylece yatıyordu. Mehmet'in vücudunda 21 yara saydılar. Ama ilk anda buna kimse inanamadı ve şimdi herkes dağlarda Türk arıyordu. Fakat nafile kimsecikler yoktu. Hatta bu arama işi iki ay sürmüştü. Yani iki Türkle savaştıklarına iki ay sonra inanabilmişlerdi. Böylece bu olay Avustralya Resmî Harp Tarihi'ne yazılmıştır. Yani "Broken Hills Savaşı".
 
Geri
Üst