Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, kitabında PKK'yle savaşını anlatıyor
Doğu'da unutulmayanlar
MEHMET FARAÇ
Tamburalı Paşa olarak adlandırılan Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı , 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli ilçelerini basarak ilk silahlı eylemlerini gerçekleştiren PKK'ye karşı verilen mücadele ve örgüt lideri Abdullah Öcalan 'ın yakalanmasına kadar geçen sürede yaşadıklarını ''Güneydoğu'da Unutulmayanlar'' adıyla kitaplaştırdı. Kronolojik olarak sıraladığı anılarında tarihe notlar düşen Kundakçı Paşa, siyasiler ve medyanın teröre bakış açısını sorguluyor, PKK'yi destekleyen ülkelerin gerçek yüzünü ifşa ediyor. Trajik olayların da yansıtıldığı kitapta Güneydoğu'daki büyük operasyonların perde arkası veriliyor, çarpıcı insan öyküleri sıralanıyor.
ALFA Yayınları'ndan çıkan kitapta terörle mücadelenin Yunanistan gibi bir ülkenin büyüklüğündeki coğrafi alanda sürdürüldüğü belirtiliyor, Türkiye'nin 1984-1999 yılları arasında insan ve para kayıplarıyla ilgili veriler de yansıtılıyor.
KIRILMA NOKTASI...
PKK'nin kırılma noktası, büyük operasyonların son halkası Cudi Dağı harekâtının ayrıntılarının verildiği kitapta, komşu ülkelerin PKK'ye verdiği açık destek gözler önüne seriliyor, devletin bölgede olayların başlaması için boşluk bıraktığı da açık yüreklilikle dile getiriliyor.
Kitapta Pervari'deki Körkandil Dağı'nda şiddetli fırtına ve tipiye yakalanan bir timi kurtarmak amacıyla bölgeye gönderilen helikopterden düşen teğmenin pilot tarafından kurtarılışı çarpıcı bir dille anlatılıyor. Yakın tarihimize ışık tutan kitabın ikinci bölümünde ise Suriye'nin PKK'ye verdiği açık destek sıralanıyor; bu ülkenin neden daha önceleri uyarılmadığı sorgulanıyor.
Öcalan 'ın 21 Ekim 1998'de Rusya'ya gitmesinin ardından bu ülkeyle yapılan diplomasi trafiği, Yunanistan'la bu yüzden iplerin gerilmesi, İtalya'nın teröre bulaşan yüzü kitapta tüm açıklığıyla gözler önüne seriliyor. Kundakçı, vatan savunmasında politikacıların, askerlerin, güvenlik güçlerinin ve basının tutumunu değerlendirmeyi de ihmal etmiyor.
BİNBAŞININ BAŞINA GELEN!..
Tamburalı Paşa anılarında bazen oldukça trajikomik olaylara da yer veriyor:
''Piyade komando üsteğmen C.Ü. 'nün komutasındaki komando birliği Karadağ'a giderken, yakınındaki N. köyünün civarında da piyade komando binbaşı M.Ü. 2 timiyle pusu için görevlendirilmişti. Gizlilik isteyen bir görevdi, PKK kuryelerinin gelecekleri bir yerdi. Etrafta görünmemeleri gerekiyordu. Timler hedef köye gece sessizce yaklaşırlar, pusu mevzilerine yerleşirler, etrafı dinlerler. Sabah gün ışımaya başlayınca etrafı dikkatlice gözetlerler, hiç kımıldamazlar. Güneş doğarken köyün kadınları evlerinden çıkarlar, askerlerin bulunduğu yere doğru gelirler. Askerlerin mevzilendiği yere 10-15 metre kala etrafa bakarlar, kimse yoktur. Çömelirler, ihtiyaçlarını giderirler. Dışkılarını yumruk büyüklüğündeki taşlara silerek, askerlerin pusu kurduğu yere doğru atarlar. 8-10 taş da askerlerin üzerine düşer.
Bu arada Binbaşı M.Ü. de payını alır, bir kirli taş kafasına gelir. Pusudadır, kımıldayamaz, sesini de çıkaramaz. Ama içinden, 'Hey Allahım, ellerin başına ne kısmetler, şanslar yağdırırsın, bizim başımıza da bo... taşlardan mı layık gördün' deyip için için güler...''
Kundakçı Paşa'nın anılarında yer verdiği bir olay da PKK'nin önemli yöneticilerinden Mahsun Korkmaz 'ın öldürülmesi. Bekaa Vadisi'ndeki örgüt kampına adı verilen Korkmaz'la ilgili ''Hiç beklenmeyen kayalıklarda kurulan pusuda vurulup ölmüştü'' deniliyor.
Doğu'da unutulmayanlar
MEHMET FARAÇ
Tamburalı Paşa olarak adlandırılan Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı , 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli ilçelerini basarak ilk silahlı eylemlerini gerçekleştiren PKK'ye karşı verilen mücadele ve örgüt lideri Abdullah Öcalan 'ın yakalanmasına kadar geçen sürede yaşadıklarını ''Güneydoğu'da Unutulmayanlar'' adıyla kitaplaştırdı. Kronolojik olarak sıraladığı anılarında tarihe notlar düşen Kundakçı Paşa, siyasiler ve medyanın teröre bakış açısını sorguluyor, PKK'yi destekleyen ülkelerin gerçek yüzünü ifşa ediyor. Trajik olayların da yansıtıldığı kitapta Güneydoğu'daki büyük operasyonların perde arkası veriliyor, çarpıcı insan öyküleri sıralanıyor.
ALFA Yayınları'ndan çıkan kitapta terörle mücadelenin Yunanistan gibi bir ülkenin büyüklüğündeki coğrafi alanda sürdürüldüğü belirtiliyor, Türkiye'nin 1984-1999 yılları arasında insan ve para kayıplarıyla ilgili veriler de yansıtılıyor.
KIRILMA NOKTASI...
PKK'nin kırılma noktası, büyük operasyonların son halkası Cudi Dağı harekâtının ayrıntılarının verildiği kitapta, komşu ülkelerin PKK'ye verdiği açık destek gözler önüne seriliyor, devletin bölgede olayların başlaması için boşluk bıraktığı da açık yüreklilikle dile getiriliyor.
Kitapta Pervari'deki Körkandil Dağı'nda şiddetli fırtına ve tipiye yakalanan bir timi kurtarmak amacıyla bölgeye gönderilen helikopterden düşen teğmenin pilot tarafından kurtarılışı çarpıcı bir dille anlatılıyor. Yakın tarihimize ışık tutan kitabın ikinci bölümünde ise Suriye'nin PKK'ye verdiği açık destek sıralanıyor; bu ülkenin neden daha önceleri uyarılmadığı sorgulanıyor.
Öcalan 'ın 21 Ekim 1998'de Rusya'ya gitmesinin ardından bu ülkeyle yapılan diplomasi trafiği, Yunanistan'la bu yüzden iplerin gerilmesi, İtalya'nın teröre bulaşan yüzü kitapta tüm açıklığıyla gözler önüne seriliyor. Kundakçı, vatan savunmasında politikacıların, askerlerin, güvenlik güçlerinin ve basının tutumunu değerlendirmeyi de ihmal etmiyor.
BİNBAŞININ BAŞINA GELEN!..
Tamburalı Paşa anılarında bazen oldukça trajikomik olaylara da yer veriyor:
''Piyade komando üsteğmen C.Ü. 'nün komutasındaki komando birliği Karadağ'a giderken, yakınındaki N. köyünün civarında da piyade komando binbaşı M.Ü. 2 timiyle pusu için görevlendirilmişti. Gizlilik isteyen bir görevdi, PKK kuryelerinin gelecekleri bir yerdi. Etrafta görünmemeleri gerekiyordu. Timler hedef köye gece sessizce yaklaşırlar, pusu mevzilerine yerleşirler, etrafı dinlerler. Sabah gün ışımaya başlayınca etrafı dikkatlice gözetlerler, hiç kımıldamazlar. Güneş doğarken köyün kadınları evlerinden çıkarlar, askerlerin bulunduğu yere doğru gelirler. Askerlerin mevzilendiği yere 10-15 metre kala etrafa bakarlar, kimse yoktur. Çömelirler, ihtiyaçlarını giderirler. Dışkılarını yumruk büyüklüğündeki taşlara silerek, askerlerin pusu kurduğu yere doğru atarlar. 8-10 taş da askerlerin üzerine düşer.
Bu arada Binbaşı M.Ü. de payını alır, bir kirli taş kafasına gelir. Pusudadır, kımıldayamaz, sesini de çıkaramaz. Ama içinden, 'Hey Allahım, ellerin başına ne kısmetler, şanslar yağdırırsın, bizim başımıza da bo... taşlardan mı layık gördün' deyip için için güler...''
Kundakçı Paşa'nın anılarında yer verdiği bir olay da PKK'nin önemli yöneticilerinden Mahsun Korkmaz 'ın öldürülmesi. Bekaa Vadisi'ndeki örgüt kampına adı verilen Korkmaz'la ilgili ''Hiç beklenmeyen kayalıklarda kurulan pusuda vurulup ölmüştü'' deniliyor.