MARCUSX
New member
Kim bu 35 Amerikalı
CHP’li Öztürk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı köşeye sıkıştırdı.
Beşir Atalay:Görmedim duymadım bilmiyorum
Atalay’ın nasıl haberi olmaz!
CHP’li Ali Rıza Öztürk, Başbakan Erdoğan ile Bush’un 2007’de Oval Ofis’teki görüşmesi sonrası Türkiye’ye gelen ABD’li 35 istihbaratçının peşine düştü. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Bilmiyorum” cevabına sert tepki gösteren Öztürk, “Yalansa tekzip et. Değilse açıkla. Bu konuyu bile bilmeyen bir bakana Kamu Düzeni ve Güvenliği’nin emanet edilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.
İllegal karargahtan mı yönetiliyoruz?
TÜRKİYE’de 2 yıldır darbe tartışmaları yaşandığına dikkat çeken CHP’li Atilla Kart da ilginç değerlendirmeler yaptı: Bu 35 kişi konusu çok önemli. Islak imzadan darbeye geldik. İhbar mektupları postaneden gönderiliyor. Ama kim? MİT bilmiyor, İçişleri bilmiyor, Dışişleri bilmiyor. Türkiye illegal bir karargahtan mı yönetiliyor? Bakan Atalay, “Bilmiyorum” diyor. Sorumluluğunun bilincinde değil mi?
Poyrazköy’de ABD şüphesi
ESRARENGİZ ABD’lilerin ortaya çıktığı yerlerden biri de Poyrazköy’dü. Kabul edilen iddianame, Poyrazköy’deki kazılar başlamadan 17 gün önce ABD Konsolosluğu’na ait bir aracın askeri bölgede dolaşıp fotoğraflar çektiğini ve bu durumun jandarmaya da ihbar edildiğini belgelemişti.
Beşir Atalay'ı susturan soru
4 Şubat’taki Meclis Genel Kurulu’nda CHP’li Öztürk’ün, “2007’de Bush ve Erdoğan görüşmesinden sonra ABD istihbaratçısı 35 kişi Türkiye’ye geldi mi?” sorusuna Bakan Atalay, “Bilmiyorum” cevabını vermişti
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Türkiye’de yaşanan sürecin genel tablosu içerisinde 35 subay ya da istihbaratçının Türkiye’ye gelip gelmediğinin mutlaka bilinmesi gerektiğini belirtti. Kart, “Türkiye 2 yıldır illegal bir karargahtan mı yönetiliyor? İşte bu sorunun cevabını bulabilmek için subay ya da istihbaratçılar Türkiye’ye girdi mi, sayıları kaç, AKP iktidarı açıklamalı” dedi.
Taşeron bakan mı?
TBMM Genel Kurulu’nda ısrarlı soruları karşısında İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın ’Bilmiyorum’cevabı verdiğini hatırlatan Kart şunları kaydetti: “Bilmiyordum cevabı ne demek? Sayın Bakan Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı değil mi? Sorumluluğunun bilincinde değil mi? Taşeron bir bakan mı? Yaptığı görevin anlamını mı bilmiyor yoksa? Ben tüm bu soruları kendisine de sordum ve TBMM tutanaklarına geçti. Bu uzmanlarının sayısının 35 olduğu ifade edilmiyor. Ancak bu sayı 85’e çıktı mı bilmiyoruz, açıklanmalı. Türkiye’de olduğu iddia edilen bu subay ya da istihbaratçılar illegal bir karargahta mı görev yapıyor? Türkiye’yi kimler yönetiyor. Soyut darbe iddiaları, yargıya baskı gibi son günlerde sıkça tartışılan konuların cevap anahtarı işte bu sorularda gizli.”
Tekzip etmedi
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda görüşülürken İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a sorular yönelten CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise, “Türkiye’ye ABD’li subay ya da istihbaratçı 35 şahsın geldiği yönünde iddialar basın-yayın organlarında yer alıyor. Ben de bu tasarının görüşmeleri sırasında yerinde, zamanında, en doğru kişiye iddiaları soruyorum. Sorularım TBMM duvarlarında yankılanıyor, Bakan susuyor. İddialar doğru değilse, neden reddetmiyor? Haberlerin çıktığı basın yayın organlarına neden tekzip metinleri gönderilmiyor? Bakan bilmiyorum diyerek, iddiaların doğruluğunu ortaya koymuş oldu” diye konuştu.
İddialar doğru mu?
Bu müsteşarlığın kurulmasının bile terörle mücadeledeki koordinasyon zafiyetini kanıtladığını belirten Öztürk şöyle konuştu: “AKP iktidarı terörle, zafiyet içerisinde olmadan mücadele ettiğini söylüyor. O zaman neden bu müsteşarlık kurulmak isteniyor? 35 ABD’li istihbaratçının gönderildiği iddialarını biz ortaya atmıyoruz. Bu iddialar doğru mudur, değil midir? Bilmiyorum, bilgim yok diyor, ama eğer yoksa kesinlikle reddediyorum diyemiyor. Bu iddiaların doğru olduğunu zaten bakanın tavır ve davranışları ortaya koyuyor.”
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türkiye’ye yabancı istihbarat örgütlerinin elemanlarının, ya da subaylarının gelişinden İçişleri Bakanı’nın haberinin olmamasını “vahim bir durum” olarak nitelendirdi.
Kazılarda SAT izine rastlanmadı
Poyrazköy’ün Keçilik mevkiinde yapılan kazıda ortaya çıkarılan silah ve mühimmat üzerindeki parmak izleri, SAT Grup Komutanlığı’nda görevli tüm personelin parmak izleriyle karşılaştırıldı. Deniz Kuvvetleri Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı, silah ve mühimmatı kimin toprağa gömdüğünü tespit edebilmek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden mühimmat üzerinde bulunan parmak izlerini istedi. Emniyetten gelen parmak izleri üzerinde yapılan incelemede 203 personele ait olmadığı ortaya çıktı.
‘Hamdolsun istediğimizi aldık’
Başbakan Erdoğan, 4 Şubat 2007’de Oval Ofis’te George Bush’la yaptığı görüşmeden sonra, “İstediğimizi aldık” demişti. Bu görüşmenin ardından ortaya atılan “35 ABD’li üst düzey istihbaratçının Türkiye’ye gönderildiği” iddiaları ise Başbakan’ın istediğini nelerin karşılığında aldığı sorusunu zihinlerde canlandırdı. Beyaz Saray’a 5 taleple giden Erdoğan, Türkiye’ye dönüşünde “rahat dönüp dönmediğine ilişkin” soruya da “Hamdolsun, istediğimizi aldık” cevabını vermişti.
“ABD aracı Poyrazköy’de tur attı” iddiası
Poyrazköy iddianamesine giren telefon kayıtlarında kazılardan 17 gün önce Amerikan Konsolosluğu’na ait bir aracın, askeri bölgede fotoğraf çektiğinin jandarmaya bildirildiği ortaya çıktı. Sanıklardan binbaşı Eren Günal’ın telefonundan yapılan bir görüşmede Sedat isimli bir yarbayın “Resim çeken falan bir asker” dediği, buna karşılık Oktay isimli diğer yarbayın “Tamam efendim araç Amerikan Konsolosluğu’ndanmış şimdi jandarma yanımda” dediği öne sürülmüştü.
Yalanlama geldi
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, 1 Şubat’ta bu iddiayı yalanlamıştı. Basında yer aldığı şekliyle, 7 Nisan 2009 tarihinde bir Konsolosluk aracının bölgede olduğuna dair bir kayıtlarının olmadığını iddia eden Büyükelçilik, “ABD’nin Ergenekon soruşturmasıyla herhangi bir ilgisi olduğu iddiaları saçmadır” ifadesini kullanmıştı.
KAYNAK
CHP’li Öztürk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı köşeye sıkıştırdı.
Beşir Atalay:Görmedim duymadım bilmiyorum
Atalay’ın nasıl haberi olmaz!
CHP’li Ali Rıza Öztürk, Başbakan Erdoğan ile Bush’un 2007’de Oval Ofis’teki görüşmesi sonrası Türkiye’ye gelen ABD’li 35 istihbaratçının peşine düştü. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Bilmiyorum” cevabına sert tepki gösteren Öztürk, “Yalansa tekzip et. Değilse açıkla. Bu konuyu bile bilmeyen bir bakana Kamu Düzeni ve Güvenliği’nin emanet edilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.
İllegal karargahtan mı yönetiliyoruz?
TÜRKİYE’de 2 yıldır darbe tartışmaları yaşandığına dikkat çeken CHP’li Atilla Kart da ilginç değerlendirmeler yaptı: Bu 35 kişi konusu çok önemli. Islak imzadan darbeye geldik. İhbar mektupları postaneden gönderiliyor. Ama kim? MİT bilmiyor, İçişleri bilmiyor, Dışişleri bilmiyor. Türkiye illegal bir karargahtan mı yönetiliyor? Bakan Atalay, “Bilmiyorum” diyor. Sorumluluğunun bilincinde değil mi?
Poyrazköy’de ABD şüphesi
ESRARENGİZ ABD’lilerin ortaya çıktığı yerlerden biri de Poyrazköy’dü. Kabul edilen iddianame, Poyrazköy’deki kazılar başlamadan 17 gün önce ABD Konsolosluğu’na ait bir aracın askeri bölgede dolaşıp fotoğraflar çektiğini ve bu durumun jandarmaya da ihbar edildiğini belgelemişti.
Beşir Atalay'ı susturan soru
4 Şubat’taki Meclis Genel Kurulu’nda CHP’li Öztürk’ün, “2007’de Bush ve Erdoğan görüşmesinden sonra ABD istihbaratçısı 35 kişi Türkiye’ye geldi mi?” sorusuna Bakan Atalay, “Bilmiyorum” cevabını vermişti
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Türkiye’de yaşanan sürecin genel tablosu içerisinde 35 subay ya da istihbaratçının Türkiye’ye gelip gelmediğinin mutlaka bilinmesi gerektiğini belirtti. Kart, “Türkiye 2 yıldır illegal bir karargahtan mı yönetiliyor? İşte bu sorunun cevabını bulabilmek için subay ya da istihbaratçılar Türkiye’ye girdi mi, sayıları kaç, AKP iktidarı açıklamalı” dedi.
Taşeron bakan mı?
TBMM Genel Kurulu’nda ısrarlı soruları karşısında İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın ’Bilmiyorum’cevabı verdiğini hatırlatan Kart şunları kaydetti: “Bilmiyordum cevabı ne demek? Sayın Bakan Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı değil mi? Sorumluluğunun bilincinde değil mi? Taşeron bir bakan mı? Yaptığı görevin anlamını mı bilmiyor yoksa? Ben tüm bu soruları kendisine de sordum ve TBMM tutanaklarına geçti. Bu uzmanlarının sayısının 35 olduğu ifade edilmiyor. Ancak bu sayı 85’e çıktı mı bilmiyoruz, açıklanmalı. Türkiye’de olduğu iddia edilen bu subay ya da istihbaratçılar illegal bir karargahta mı görev yapıyor? Türkiye’yi kimler yönetiyor. Soyut darbe iddiaları, yargıya baskı gibi son günlerde sıkça tartışılan konuların cevap anahtarı işte bu sorularda gizli.”
Tekzip etmedi
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda görüşülürken İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a sorular yönelten CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise, “Türkiye’ye ABD’li subay ya da istihbaratçı 35 şahsın geldiği yönünde iddialar basın-yayın organlarında yer alıyor. Ben de bu tasarının görüşmeleri sırasında yerinde, zamanında, en doğru kişiye iddiaları soruyorum. Sorularım TBMM duvarlarında yankılanıyor, Bakan susuyor. İddialar doğru değilse, neden reddetmiyor? Haberlerin çıktığı basın yayın organlarına neden tekzip metinleri gönderilmiyor? Bakan bilmiyorum diyerek, iddiaların doğruluğunu ortaya koymuş oldu” diye konuştu.
İddialar doğru mu?
Bu müsteşarlığın kurulmasının bile terörle mücadeledeki koordinasyon zafiyetini kanıtladığını belirten Öztürk şöyle konuştu: “AKP iktidarı terörle, zafiyet içerisinde olmadan mücadele ettiğini söylüyor. O zaman neden bu müsteşarlık kurulmak isteniyor? 35 ABD’li istihbaratçının gönderildiği iddialarını biz ortaya atmıyoruz. Bu iddialar doğru mudur, değil midir? Bilmiyorum, bilgim yok diyor, ama eğer yoksa kesinlikle reddediyorum diyemiyor. Bu iddiaların doğru olduğunu zaten bakanın tavır ve davranışları ortaya koyuyor.”
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türkiye’ye yabancı istihbarat örgütlerinin elemanlarının, ya da subaylarının gelişinden İçişleri Bakanı’nın haberinin olmamasını “vahim bir durum” olarak nitelendirdi.
Kazılarda SAT izine rastlanmadı
Poyrazköy’ün Keçilik mevkiinde yapılan kazıda ortaya çıkarılan silah ve mühimmat üzerindeki parmak izleri, SAT Grup Komutanlığı’nda görevli tüm personelin parmak izleriyle karşılaştırıldı. Deniz Kuvvetleri Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı, silah ve mühimmatı kimin toprağa gömdüğünü tespit edebilmek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden mühimmat üzerinde bulunan parmak izlerini istedi. Emniyetten gelen parmak izleri üzerinde yapılan incelemede 203 personele ait olmadığı ortaya çıktı.
‘Hamdolsun istediğimizi aldık’
Başbakan Erdoğan, 4 Şubat 2007’de Oval Ofis’te George Bush’la yaptığı görüşmeden sonra, “İstediğimizi aldık” demişti. Bu görüşmenin ardından ortaya atılan “35 ABD’li üst düzey istihbaratçının Türkiye’ye gönderildiği” iddiaları ise Başbakan’ın istediğini nelerin karşılığında aldığı sorusunu zihinlerde canlandırdı. Beyaz Saray’a 5 taleple giden Erdoğan, Türkiye’ye dönüşünde “rahat dönüp dönmediğine ilişkin” soruya da “Hamdolsun, istediğimizi aldık” cevabını vermişti.
“ABD aracı Poyrazköy’de tur attı” iddiası
Poyrazköy iddianamesine giren telefon kayıtlarında kazılardan 17 gün önce Amerikan Konsolosluğu’na ait bir aracın, askeri bölgede fotoğraf çektiğinin jandarmaya bildirildiği ortaya çıktı. Sanıklardan binbaşı Eren Günal’ın telefonundan yapılan bir görüşmede Sedat isimli bir yarbayın “Resim çeken falan bir asker” dediği, buna karşılık Oktay isimli diğer yarbayın “Tamam efendim araç Amerikan Konsolosluğu’ndanmış şimdi jandarma yanımda” dediği öne sürülmüştü.
Yalanlama geldi
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, 1 Şubat’ta bu iddiayı yalanlamıştı. Basında yer aldığı şekliyle, 7 Nisan 2009 tarihinde bir Konsolosluk aracının bölgede olduğuna dair bir kayıtlarının olmadığını iddia eden Büyükelçilik, “ABD’nin Ergenekon soruşturmasıyla herhangi bir ilgisi olduğu iddiaları saçmadır” ifadesini kullanmıştı.
KAYNAK