Kesici Silahlar

irachann

HH gєвzєтiм
Katılım
7 Ağu 2007
Mesajlar
2,210
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Peki ya bekçilere kim bekçilik edecek
Kesici silahlar genel olarak dört ana parçadan oluşmaktadır:
· Kabza
Kesici silahın kullanımı sırasında elle tutulan ve namlu ağırlığını dengeleyen parçasıdır.
· Balçak
Kabza ile gövde arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır. Kesici silahlarda genelde kılıç ve palalarda görülmektedir. Kılıcı kullananın elinden kaymasını önlemek ve eli saldırılardan korumak amacı ile imal edilmiştir.
· Kesici Gövde (Namlu)
Kesici silahın kesme ve delme görevini yerine getiren ana parçadır. Genelde dövme demir veya çelikten imal edilir. Üzerinde namluyu hafifletmek amacı ile kan olukları yer almaktadır. İslam kesici silahlarında ise kitabe ve tezyinatın işlendiği parçadır.
· Kın
Kesici silahı dış etkilerden korumak ve taşıma sırasında istenmeyen zararlardan korunmak amacı ile imal edilen parçasıdır. Genelde ahşaptan yapılmış olup, üzeri deri, kumaş veya çeşitli metallerle kaplanır.

İSLAM KESİCİ SİLAHLARI

Askeri Müze İslam kesici silahları koleksiyonunun ağırlığını Türk, Memluk ve İran kesici silahları oluşturmaktadır. Cinslerine göre ise kılıçlar, yatağanlar, palalar, hançerler, kamalar, cenbiyeler, balta ve teberler bu önemli koleksiyonun en dikkate değer objelerini oluşturmaktadır.

Kılıç

Askeri Müze koleksiyonları içinde İslam kesici silahlarının en önemli objelerini kılıçlar teşkil eder. İslam kökenli kılıçlar, menşe’lerine göre şu ana başlıklar altında toplanır.

Memluk Kılıçları

Koleksiyonlarımızda çok sayıda Memluk kılıcı vardır. Bu kılıçlar Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi (1516-1517) sırasında Memluklardan ele geçirdiği kılıçlar olup, en eski İslam kökenli silahları oluşturmaktadır. Bu kılıçların büyük bir bölümü kitabeli olup 14-16. yüzyıllara aittir. Askeri Müze koleksiyonları içinde yer alan Memluk kılıçları şekilleri itibarıyla üç ayrı formda toplanmaktadır
· Birinci formdaki kılıçların namluları düz, enli ve iki ağızlı olup dövme demirden yapılmışlardır. Bunların üzerinde genelde ait olduğu kişinin adını ve tarihi belirten kitabe mevcuttur. Bu tip kılıçlar Memluk kılıçları içinde en eski tarihli olanlarıdır.
· İkinci formdaki kılıçlar ise tek ağızlı hafif eğri ve uç kısımları kılağı bir formdadır. Bu kılıçlar 16. yüzyıla ait olup bir kısmında yapımcı ustasının adı ve ait olduğu kişiyi belirten kitabeler vardır.
· Üçüncü tip kılıçlar ise meç şeklinde olup ince, uzun, sivri ve iki ağızlıdır. Bunların kabzaları da tamamen demirden yapılmıştır.

İran Kılıçları

İran kılıçları form olarak eğri, uca doğru incelen ve sivrilen bir formdadır. Bu kılıçlar formlarındaki özellikten dolayı Şimşir Kılıç adını almaktadır. Kabza kaplamaları kemik, boynuz veya fildişinden yapılmıştır. Düz bir formda olan kabzaların kabza başları ise içe doğru kıvrık ve üzeri İran süsleme sanatının nefis örnekleri ile bezemeli ve madeni bir yüzükle kaplıdır. Balçakları haç formlu ve kısa küt kolludur. Balçak üzerinde son derece usta işçilikte yapılmış altın veya gümüş tel kakma süslemeler veya kitabeler yer almaktadır. Balçaklar kabza kaplamasına kakılı olup üzeri tel sargı ile kabzaya raptedilmiştir.

Türk Kılıçları

Türk kılıçları içinde gerek usta işçilik, gerek zengin tezyinat bakımından en mükemmel örnekler 15. yüzyılın ikinci yarısı ile 16. yüzyıl arasına tarihlediğimiz kılıçlarda görülmektedir. İnce ve zarif kabzalarında kemik, fildişi, demir, çeşitli hayvan kabukları ve sürüngen derileri kullanılmıştır. Balçaklar ise demir olup, genelde dört kollu haç formundadır. Balçak üzerleri altın ve gümüş tel kakma bitkisel motiflerle bezenmiştir. Namluları hafif eğri, tek ağızlı ve uç kısmı kılağıdır. Türk maden süsleme ustaları bitkisel ve geometrik motifleri namlu üzerinde çoğu kez birlikte kullanmış, ayrıca namluyu boydan boya küfi ve sülüs yazı çeşitleri ile Kur’andan ayetler ve hadisler ile kitabelendirmişlerdir.
19 ve 20. yüzyıl kılıçlarını ise Subay Kılıçları oluşturmaktadır. Bunlar form ve tip olarak birbirlerine son derece benzemekte olup, sınıf ve rütbe farklılıklarına göre birbirinden küçük değişikliklerle ayrılmaktadır.

Kafkas Kılıçları

Yurdumuzda Çerkez Kılıcı olarak da isimlendirilen Kafkas kılıçları namlu kalitesi ve üzerindeki tezyinat zenginliği bakımından İran kılıçları ile kıyaslanamaz ise de İran kılıç tipinden daha ağır ve masif bir görüntü vermektedir. Namlu üzerinde, sayıları 1-3 arasında değişen kalınlı inceli kan olukları kılıcın ağırlığını azaltmaktadır. Namluların bir kısmı tamamıyla bölgenin özelliğini taşımaktadır; bir kısmı ise İran’da, Anadolu’da ve eski tarihlerde Avrupa’da yapılmış kılıç namlularıdır. Kabza başı iki bölümlü ve kulaklıdır. Kabza kaplaması genelde gümüşten olup, üzeri Kafkas bölgesinin özelliklerini taşıyan üslup ve süslemelerde bitkisel motifler (yonca, filiz, rozet v.b.), koç boynuzu motifi, eski boy sembolleri, helezoni geometrik motifler kullanılmıştır. Gümüş olan tüm bölümler üzerindeki kompozisyonlar simetrik olarak işlenmiş olup, süslemeler savat, kabartma ve kazıma teknikleri kullanılarak yapılmışlardır.

Diğer Kılıçlar
Pala
18. yüzyıldan itibaren kılıçlarda yeni bir form ortaya çıkmıştır. Pala adını verdiğimiz bu yeni tip kılıç formunun belirgin özelliği, namlunun kısa, enli ve uca doğru genişleyerek sonuçlanmasıdır. Kabza kaplaması kemik ve boynuzdan yapılmış olup, kabza başı iridir. Balçak uzun ve dik kollu, kolların uç kısmı topuz formlu olarak sonuçlanmaktadır. Namlusunun her iki yüzünde de enli birer kan oluğu vardır. Sadeliğin hakim olduğu süslemede kısa kitabeler ile Mühr-ü Süleyman motifi sıkça kullanılmaktadır. Dejenere bitkisel motifler ile rumi ve palmetlere de sık rastlanmaktadır.
Yatağan
16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı ordusunda genellikle piyade sınıfı olarak bilinen Yeniçeriler ile denizci askerler olan Leventler tarafından yaygın olarak kullanılan bir kesici silahtır. Osmanlı toprakları içinde yer alan Balkan ülkelerinde de 18. yüzyıldan itibaren kullanılmış ve hatta Sırplar arasında 19. yüzyılda ulusal bir nitelik haline gelmiştir.

Yatağanlar genelde kın içinde ve beldeki silahlıkta taşınırdı. Uzun olanlarına Osmanlılar Zeybek Bıçağı adını verirlerdi. Yatağanlar çok ince ve keskin olarak iyi çelikten yapılırdı. Üzerleri altın ve gümüş işlemeli olup, içbükey formlu ve tek ağızlı bir tür kılıçtı.

Askeri Müze koleksiyonları içinde işçilik ve ustalık bakımından en gösterişli silahları yatağanlar teşkil etmektedir. Genelde 18 ve 19. yüzyıla ait olan bu yatağanlar üzerinde görülen süsleme ve kitabeler, kakma, savat, kabartma, oyma, kazıma ve sıvama teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Her birinde çok ince kuyumculuk yapılmıştır. Süslemelerde Kur’an’dan ayetler, Türkçe güzel beyitler, Eshab-ı Kehf’in isimleri, rumiler, palmetler, şemseler, salbek ve bitkisel bezemeler ile Mührü Süleyman, çeşitli arma ve tılsımlar ile sihir sembolleri kullanılmıştır. Yatağanlar, üzerindeki Türk zevk ve sanatına dayanan süslemeler Osmanlı orduları ile asırlar boyunca Türk ülke sınırları dışına taşmış ve Türk maden işleme sanatının tekniği ve deseni kolayca Balkan ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır.

BAZI KILIÇLAR
1-7.jpg

2-6.jpg

3-6.jpg

4-5.jpg

5-2.gif

6-1.gif

7-1.gif

8-1.gif

9-1.jpg

10.gif

11.jpg

12.gif

13.jpg

14.jpg

15.jpg

16.jpg

17.jpg

18.jpg

19.jpg
 
tesekkurler kardesım..
 
GüzeLmiş TeşekkürLer iRachan.. :goz:
 
çok güzeller..
hepsi ayrı ihtişamlı..teşekkürler
 
ellerine sağlık güzel paylaşım
 
ellerine sağlık eve de almak lazım bir kaç tane malüm zaman kötü :D
 
En sondaki çatallı kılıç hz. Muhammed'in (s.a.v) kılıcı değil miydi?
 
eline saglık güzel paylasım kılıclar super ama en son resimdekı Zülfikar (kılıcın adı) harikaaa
 
ßizim ewdekı tek kesıcı alet ekmek bıcagı :)
 
En sondaki çatallı kılıç hz. Muhammed'in (s.a.v) kılıcı değil miydi?

İki başlı kılıç Hz. Ali nin kılıcıdır benim bildiğim.
Bi yanlışlık olmasın.
Var mı bir bilir kişi buralarda.
 
Geri
Üst