Kene hakkında bilinmesi gerekenler...

flyleon

New member
Katılım
7 Mar 2006
Mesajlar
346
Reaction score
0
Puanları
0
Kene tehdidi Türkiye'yi sarıyor

Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı çoğumuz için yabancı. Oysa, son üç yıldır Türkiye’de de görülen hastalık, ölümlere yol açabiliyor. Art arda gündeme gelen vakalar ise Sağlık ve Tarım bakanlıklarını harekete geçirdi. Kenelerin insan vücuduna aktardığı bir virüsün yol açtığı hastalığı yakından tanımakta fayda var.



Daha çok kırsal bölgelerde görülüyor. Keneler aracılığıyla insanlara geçiyor. Aniden geliyor ve ölümle neticelenebiliyor. Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığından bahsediyoruz. Türkiye’de ilk kez 2002’de görülen hastalık, içinde bulunduğumuz yaz aylarında ‘alarm’ veriyor. Son olarak Kastamonu’da bir vatandaşın bu hastalık sebebiyle ölmesi, Sağlık ile Tarım ve Köyişleri bakanlıklarını harekete geçirdi. İlk kez 1944-1945 yıllarının yaz aylarında Batı Kırım steplerinde ürün toplamaya yardımcı olan Rus askerlerine musallat olmuş. 1956’da ise Kongo’da görülmüş. Bu yüzden Kırım Kongo kanamalı ateşi adıyla dünya tıp literatürüne_geçmiş.


İki_haftada_öldürüyor
KKKA, hayvanlara ve insanlara kenelerin ısırmasıyla geçiyor. Hayvanlarda belirtisiz seyrederken, insanlarda öldürücü olabiliyor. Daha çok, kırsal kesimlerde yaşayan insanlar risk gruplarını oluşturuyor. Hastalık ani başlayan ateş, baş ve kas ağrıları, kırgınlık, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlıyor. Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetlerle devam ediyor. Bunlara daha sonra vücudun muhtelif yerlerinde görülen kanamalar eşlik ediyor. Bunun sebebini Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Yardımcı Doç. Dr. Turan Buzgan şöyle açıklıyor: “Vücudumuzda trombosit adı verilen kanama hücreleri var. Bunlar kanamayı önleyici görev yapıyor. Ancak kenelerin ısırmasıyla vücuda giren virüs yüzünden trombositlerin sayısı giderek azalıyor ve damarlarda hasar meydana geliyor. Bu da kanamaya sebep oluyor. Diş eti, burun, kulak kanaması gibi dış kanama ya da vücudun birçok yerinde morarmalar oluşarak iç kanama şeklinde de görülebilir.”


Uzmanlar, hastalığın belirtilerinin, kene tarafından ısırılan kişiye virüsün geçmesini müteakip genellikle 1-3 günde ortaya çıktığı görüşünde. Bu süre, en fazla 9 gün olabiliyor. Hastalığa yakalananların hemen hastaneye yatması hayati öneme sahip. İki haftada kaybedilmeyen hastalar, KKKA’ya karşı ömür boyu bağışıklık kazanıyor.

Türkiye’de_yayılıyor

Geçmişe dönük bir bulgudan bahsedilememekle birlikte KKKA, Türkiye’de ilk olarak üç yıl önce görüldü. Tokat’taki bir vakanın ardından Gümüşhane, Sivas gibi illerden de benzer bildirimlerin gelmesi Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirmiş. Hastalığın tıp fakültesi eğitim kitaplarında yer almaması ve ülkemizde ilk defa görülmesi ‘teşhisi’ zorlaştırmış. Kan numunelerinin Fransa’ya gönderilmesiyle, kenelerden geçen bir virüsün hastalığa sebep olduğu ancak anlaşılabilmiş. Ardından, bir komisyon hastalığın görüldüğü illeri taramış. Neticede, virüsün ‘hyalomma’ türü bir kene tarafından bulaştırıldığı ve virüsün ülkemizde de çok yaygın olduğu tespit edilmiş. Bunun üzerine 2004’te Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü devreye sokulmuş.


Türkiye’de bugüne kadar 445 KKKA vakası tespit edilirken, Kastamonu’daki son olayla birlikte toplam 21 kişi hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2002-2003’te 150 vaka 6 ölüm, 2004’te 249 vaka 13 ölüm, 2005’te (24.06.2005’e kadar) 55 vaka 1 ölüm gerçekleşti. Tokat, Sivas ve Çorum başta olmak üzere 22 il, hastalık yönünden riskli yerler olarak tespit edildi.


Tedavisi_mümkün_değil

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünivar, KKKA’nın kontrolü için bugün dünyada kabul görmüş bir uygulamanın mevcut olmadığını, hastalığın tedavisinin de bulunmadığını söylüyor. Korunmada kişisel tedbirlerin büyük önem taşıdığını hatırlatarak, “Hastaların uygun şartlara sahip hastane takiplerinin yapılması ve destek tedavisinin sağlanması için gerekli imkanlar sağlanmıştır.” diyor.


Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar ve Salgın Kontrolü Daire Başkan Vekili Veteriner Hekim Ramazan Uzun, hastalığı önlemek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bir ilaç gönderildiği bilgisini veriyor. İlacın ölümleri engelleyemediğini belirterek, “Etkili olduğu söylenen ilacın böyle olmadığı WHO’ya bildirildi. Hastalık ülkemiz açısından bir vaka. Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Doğadaki keneyi yok etmemiz mümkün değil. Çünkü, kırsalda yaşayan ve orman bitki örtüsünün içine yerleşebilen bir hayvan. Bir kene 5-7 bin arası yumurta üretiyor, virüsü yumurtalarına geçirebiliyor. Bu nedenle kene nüfusunu en aza indirmemiz gerekiyor.” diyor.


Konunun diğer tarafı ise Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı. Bakanlık, hastalığa karşı gerekli önlemlerin alınması amacıyla 81 ilin valiliğine bir genelge gönderdi. Hastalığın yayılmasında rol oynayan kenelerle mücadele konusunda çalışmalar yapıldığını belirten bakanlık yetkilileri, risk taşıyan 22 ilde Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapıldığını söylüyor.


KENEYİ_ELLE_ÖLDÜRMEYİN

Sağlık Bakanlığı, KKKA hastalığına karşı alınması gereken tedbirleri broşürlerle halka anlatıyor:

Hayvanlardaki kenelerle mücadele edilmeli, hayvanlar kenelere karşı ilaçlanmalı.


Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçlı gitme durumunda pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve vücut kene yönünden kontrol edilmeli. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmeli.

Keneler vücuttan uzaklaştırılırken koparılmamalı, bir cımbızla sağa sola oynatılarak_çıkarılmalıdır.

Keneler kesinlikle elle öldürülmemeli, patlatılmamalıdır.


Vücuttaki kenelerin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, gaz yağı vb.) dökülmemelidir. Çünkü bu kimyasal maddeler kenelerin kusmasına sebep olduğundan kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.
 
ekolojik dengeyi mahvettler ilaçlama şart ama oda çok zararlı yararlı mikroorganizmalarda ölüo o zamn valla sonumuz hayır olsun kuş gribi bence zaten bi suiskastti:mad:
 
des sakız reklamı gibi ronaldinho diyoya..
şeyinizi açık unutmayın, çok pis olur valla..
 
Veridğin bilgiler için teşekkür ederiz..
 
Bunlarda benden.

i55096_1.gif


Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kaynağı olarak gösterilen keneden korunmanın yolları neler? Kimler dikkat etmeli? Kene ısırmasına karşı nasıl önlem alınabilir?

Kırım-Kongo kanamalı ateşi(KKKA), ilk olarak hastalığın ismini aldığı Kırım ve Kongo’da görülen, virüs denilen mikropların sebep olduğu ölümcül seyredebilen bir hastalıktır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ,keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hâla yüksektir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Belirtileri; ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar. Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetler görülebilir.
İlk günlerde, yüzde ve göğüste kızarmalar ile gözlerde kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karından başlamak üzere vücuda yayılan küçük nokta şeklindeki kanamalar olabilir ve bu kanamalar büyüyerek vücuda yayılabilir. Burun dişeti kanamaları gibi vücudun değişik yerlerinde kanamalar olabilir.
Yukarıda belirtilen bir durum olması halinde kişilerin son iki hafta içinde;
Kene ısırması veya kene ile teması varsa,
Çalı, çırpı, su kenarları veya gür otların bulunduğu alanlarda piknik amaçlı veya diğer bir sebeple bu alanlara gitmeleri söz konusu ise,
Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temasları var ise,
Bu hastalığa yakalanmış kişilerin kan ve vücut sıvılarına bir temasları olmuş ise Kırım-Kongo kanamalı ateşinden şüphe edilmeli ve vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Virüs alındıktan sonra genellikle 1-3 günde ortaya çıkar; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Hasta insan veya hayvanlar ait kan, vücut sıvıları veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu meydana gelen bulaşmalarda hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma süresi 5-6 gündür; bu süre de en fazla 13 gün kadar olabilmektedir.
Hastalık çoğunlukla bulaştırıcı kenelerin aktif olduğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkabilmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da görülmektedir. Son yıllarda Kosova, Arnavutluk, İran, Pakistan, Afganistan ve Güney Afrika’da da tek tek vakalara ve salgınlar şeklinde ortaya çıktığı bildirilmiştir.

Ülkemiz coğrafik yapısı ve iklimi kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahiptir. Bu sebeple hastalık özellikle hayvancılığın yapıldığı, nemin, çalı, çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu yerler başta olmak üzere, ülkemizin her yerinde görülebilir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tedavisi için erken teşhis çok önemlidir. Şüpheli bir durumun bulunması halinde hastanın en yakın sağlık kuruluşuna müracaatı ile teşhis ve tedavi için gerekenler yapılabilmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden korunmanın yolları;
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılması,
Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badanaları yapılarak kenelerin buralarda yaşmaları engellenmelidir.
Hayvanların ve insanların kanlarına veya diğer vücut sıvılarına eldivensiz temas edilmemelidir.
Hayvanların barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücut kene yönünden muayene edilmeli, kene varsa en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.
Çalı, çırpı, su kenarı ve gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolonun paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte vücut mutlaka kene yönünden kontrol edilmelidir. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.
Keneler vücuttan uzaklaştırılırken kopartılmamalı, bir cımbızla kenenin vücuda yapıştığı kısımdan tutup çivi çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır.


i55097_2.gif


i55098_3.gif


Keneler kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Zira bu uygulamalar kenelerin kusmasına sebebiyet verebileceğinden, kusmuktaki virüslerin, kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girmesine neden olabilir.
Kenelerin yaşama alanlarında bulunabilecek kişiler, repellent olarak bilinen böceksavar ilaçları vücutlarına sürerek veya elbiselerine emdirerek kullanabilirler.
Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
PİKNİKÇİLERE UYARI
Keneler mayıs ayıyla beraber yeniden canlanmaktadır. “ilkbahar ve yaz aylarında, pikniği sıkça tercih eden vatandaşlarımız piknik alanlarına gittiklerinde zeminle direk temas etmemelidirler. Oturacakları yere en azından bir örtü sermeliler. Kenelerden insanlara geçen KKKA hastalığı, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturmaktadır

i55101_6.gif


i55102_7.jpg
 
Geri
Üst