Kemal Kılıçdaroğlu: 'AKP, PKK'yı Terör Örgütü Olarak Görmüyor'

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Kemal Kılıçdaroğlu: 'AKP, PKK'yı Terör Örgütü Olarak Görmüyor'

Kılıçdaroğlu, 'Anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK'yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ateşkes sağlanması konusunda devletin terör örgütü ile pazarlık yürüttüğüne ilişkin iddialarla ilgili olarak, ''Bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK'yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar gezisine giderken parti otobüsünde beraberindeki bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı, ''AK Parti'nin, Heronlarla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklama yapması yönünde bir talebi olduğu'' ifade edilerek bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

''Bu çağrıyı anlamakta zorlanıyorum. İktidar kendisini muhalefette mi zannediyor? Eğer Heronlarla ilgili bir sorun, yanıtlanması istenen bir soru varsa bunun muhatabı hükümettir. Genelkurmay Başkanı hükümete bağlıdır. Bu konuda eğer 'Genelkurmay'dan bilgi alamıyoruz' diye bir düşünceleri varsa onu da açıklasınlar. Hangi Genelkurmay Başkanı hükümete niçin bilgi vermiyor?

Sayın Genelkurmay Başkanı hükümete karşı sorumludur. Yanıt vermesi gerekiyorsa hükümete yanıt vermelidir. Özellikle hükümetin bu konuda kamuoyunu süratle aydınlatması gerekir. Aydınlatmadığı takdirde gereğini yapamıyor demektir. Sayın Başbakan bu konuda daha kararlı ve daha tutarlı tavır sergilemeli. Varsa bir olumsuzluk onun sorumlularını bulup yargının önüne çıkarmalıdır.''

Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK ile pazarlık yapıldığına ilişkin tartışmalar ve buna ilişkin AK Parti'den yapılan açıklamayı da değerlendirdi. AK Parti'den yapılan açıklamada ''terör örgütü'' yerine ''illegal örgüt'' ifadesinin kullanıldığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK'yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin, ''Referandum öncesinde terör örgütünün ateşkes ilan ettiğini açıklayarak terörü bir anlamda gündemden düşürmüş olduğunu'' ifade etmesi ve ''Bunu mu kastediyorsunuz' diye sorması üzerine, ''Bir pazarlık olarak 'hayır' çıkma endişesi hükümette vardı zaten. Bu konuyla ilgilenen değişik çevreler tarafından da zaman zaman dile getiriliyordu. Öyle anlaşılıyor ki hükümetin yaptığı çalışmalarda da 'hayır' çıkma endişesi belirginleşiyordu. AKP, 'evet'i garantilemek için bir pazarlık süreci başlattı. BDP de bu pazarlık sürecine zaten açıktı. Öyle mesajlar veriyordu. Bu pazarlığın önümüzdeki günlerde somutlaşması bekleniyor. Terör örgütünden gelen açıklamalarda hükümetin doğrudan kendileriyle pazarlığa geçtiğini ifade ediyorlar zaten'' dedi.

-''SÖMÜREN KİŞİLERİN BAŞINDA DA RECEP BEY GELİYOR''-

Kılıçdaroğlu, ''demokratik özerkliğin pazarlığın bir parçası olup olmadığına ilişkin'' soruyu da yanıtladı. CHP genel Başkanı, ''Bugünden bu pazarlığın ayrıntılarına ilişkin yorum yapmanın doğru olmayacağını söyledi.

Kılıçdaroğu, ''AKP'nin PKK'yı artık terör örgütü olarak görmediğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız'' sorusuna, ''Ben böyle bir tespitte bulunmadım. Yapılan açıklamalar bunu gösteriyor'' yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, bugün bir gazetede yer alan ve ''Başbakan Erdoğan'ın bir ülkücünün katilini partisinden milletvekili yaptığına ilişkin iddianın'' sorulması üzerine şunları kaydetti:

''Geçmişte yaşanan acı olayların günümüze taşınmasının ne kadar yanlış olduğunu bu örnek açıkça gösteriyor. Geçmişte acı çekenleri acıları hiç acı çekmeyen kişiler tarafından sömürülmeye başlandı. Sömüren kişilerin başında da Recep Bey geliyor. 12 Eylül'de fatura ödemedi. Acılarını yaşamadı. 12 Eylül bunların sırtını sıvazladı. Bunlar büyük ölçüde 12 Eylül Anayasası'na 'evet' dediler ama bugün yargıyı ele geçirmek için 12 Eylül'de acı çekenlerin acılarını istismar etmeye başladılar, sömürmeye başladılar. 12 Eylül'e karşı bir tavır sergiliyormuş gibi bir tutum takındılar. Ama bugün gelinen noktada açıkça görülüyor ki bütün bu eylemlerinin tek bir nedeni var. Acaba biz yargıyı ele geçirmek için yaptığımız Anayasa değişikliğine nasıl geçmişte 12 Eylül'de acı çekenlerin oylarını alabiliriz... Bu tuzak üzerinden hareket ediyorlar. Bilinçli hiç bir yurtseverin, acı çekenlerin bu tuzağa düşmeyeceğini sanıyorum.''

Kılıçdaroğlu bir başka soru üzerine Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yaşanan atama krizine değindi. Davalara bakılırken yargıcın ya da savcının ismi üzerinden uygulama yapmanın doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti ile beraber belli davaları belli savcıların, belli hakimlerin yürütmesi gibi bir durumun ortaya çıktığını savundu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunun açık anlamı şudur: Benim yargıcım vardır, benim davama bakacaktır ve benim istediğim gibi sonuçlandıracaktır. Bu yargıca kimsenin dokunmasını istemiyorum. Eğer Yargıtay bu yargı süreci içerisinde yanlış verilen kararlar nedeniyle belli yargıçları tazminata mahkum etmişse o yargıçların zaten orada durmaması lazım. Hukuksuzlukları yargı kararıyla tespit edilmiştir. Hukuksuzlukları yargı kararı ile tespit edilmiş kişileri ısrarla aynı görevde tutmak istiyorlar. 'Benim istediğim davaya benim istediğim gözlüklerle bakılsın'. Bunun adı hukuk değildir. Zaten olağanüstü mahkemelerin varoluş nedeni de siyasetin emrinde olmasıdır olağanüstü mahkemelerin. Burada da siyasetin emrinde bir yargı düzeni var ve bu düzen sürdürülmek istiyor.''

Kılıçdaroğlu, CHP'nin hazırladığı referandumda neden ''hayır'' denilmesine ilişkin mektupların muhtarlara ve sivil toplum örgütlerine gönderileceğini de açıkladı.

KAYNAK
 
Kılıçdaroğlu Pkk'lı Doktoru Başhekim Yapmış


Kılıçdaroğlu'nun teröristleri SSK'ya doldurduğu iddiasını soruşturan bakanlık müfettişlerinin, şok Kılıçdaroğlu değerlendirmesi..

Devletin resmi raporları, CHP'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğü döneminde Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) PKK ve diğer yasa dışı sol terör örgütleri mensuplarının nasıl doldurulduğunu gözler önüne seriyor.

28 Haziran 1998 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan inceleme raporunda, SSK'ya alınan 22 personelin PKK, Dev-Yol ve TİKB gibi terör örgütleriyle olan ilişkileri ortaya konuluyor. Bu 22 personel içerisinde güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya giren bile var.

Dönemin Bakanlık Müfettişi Yusuf Aydın tarafından düzenlenen inceleme raporunda söz konusu 22 personelin, Dr. Kemal Subaşı, Dr. Muzaffer Irmak, Dr. Seyfettin Kızılkan, Dr. Sinan Olcan, Mustafa Gürler, Hayri Duman, Ş. İsmail Metin, Nazife Kaya, Ahmet Turan, Mehmet İpekçi, A. Osman Pehlivan, Ayhan Bülüm, Medet Kalkan, Erdal Camcı, İzzettin Endakçı, Şemsettin Kaya, Behlül Karadaş, Habip Güzel, Mehmet Ardıç, Hasan Ertürk, Hüsnü Ertürk ve Ali Uludağ olduğu belirtiliyor.


Raporda, SSK Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan 22 personelin PKK ve diğer yasa dışı bölücü terör örgütleriyle bağlantıları olduğunun, İçişleri Bakanlığınca da tespit edildiğine yer veriliyor.

Bakan Nami Çağan tarafından Yusuf Aydın'a yaptırılan raporda, “Bu personelin büyük bir kısmının Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı veya bizzat imzası ile atandığı veya terfi ettirilerek etkili görevlere getirildiği görülmüştür” deniliyor.


98419416240.jpg


Kılıçdaroğlu Pkk'lı Doktoru Başhekim Yapmış - Personel Sağlık - Personel Sağlık.NET


Yorum yok!
 

madem ki bu adamlar yasadışı örgüt üyesiymiş peki devletin askeri ve polisi neden bunları tutuklamamış? bunların atamalarını yapanlar (işbirlikçiler) neden zamanında yargılanmamışlar? bugün bu ortaya çıktıysa bu kişiler ve işbirlikçileri neden tutuklanmıyor, yargılanmıyor? yoksa bugünküler de mi bunlara göz yumuyorlar?

bütün yetkiyi elinde bulunduran hükümet bu işlere alet olanları (kılıçdaroğlu dahil) yargılatmıyorsa ya kendisi de pkk sempatizanıdır ya da gerçeklerin ortaya çıkmasından korkuyordur.

eğer bunlar tutuklandıysa nasıl oluyor da devlet kadrolarına atanabiliyor?

veya bunların örgüt üyesi oldukları asker veya polis tarafından bilinmiyordu. eğer öyleyse kamuda çalışan amir nereden bilecek?

başka bir olsalık bu adamlardan şüpheleniliyordu fakat deliller yetersizdi. peki masumiyet kaidesi ne olacak? bu işlere kahve falına göre mi kara vereceğiz?

buradan çıkarılacak başka bir sonuç pkk konusunda millet olarak ne kadar hassas olduğumuzdur. kılıçdaroğlu'nun bu kişileri bilerek atadığını farz edelim. peki o zaman soruyorum, madem pkk konusunda bu kadar hassasız, pkk'nın son dönemlerde elde ettiği prestij tarihinide hiç görülmüş müdür? bu prestij kimilerin döneminde sağlanmıştır? kimler buna alet, öncü olmuşlardır?

başkaları yaptıysa eleştiririm ama akp yaptıysa doğrudur denecekse eğer diyecek bir şey yok. ama özellikle pkk konusunda bir eleştiri yapılacak ise ve özellikle bu aleştiriler kurgulara dayandırılacaksa, akp hakkında daha çok olumsuz kurgu mevcut.
 
arkadaşım bana değil bunları devlete soracaksın niye tutuklamadınız diye ben haberi aktardım, belgeyi koydum.

(Pkkyı allah kahretsin, tüm teröristler yerin dibine batsın)
 
arkdasım adamın skk basında oldugu yıllara dikkat eder misin bu dönemde bile yargıda chp hiçbirsey yapmıyor o dönemde birsey yapacaklar kendi duruşundan kişilere güldürmeyin adamı
 
Hee öyle canım örgüt olarak görmüyor uluslararası bir mekanizma olarak görüyor senin kapasitenin almadığı kadar var..Adamlar topyekün savaş halindeyiz derken senin aklın nerdeydi..

Bu adamda siyasetçi oldu ya artık tamamdır bizim bakkal ahmet efendiyi de yakında baş danışmanı yaparlar yanına.
 
Geri
Üst