vidocxx
New member
- Katılım
- 25 Şub 2006
- Mesajlar
- 375
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
...:...:... KEDİ ...:..:...
HIR=Kedi
HIRE=Dişi kedi
HÜREYRE = Küçük kedi
Kur'anı Kerim'de At. Aslan. Deve. Karga. Kırlangıç. Yılan. Karınca. Yunus balığı. Köpek. Fil gibi bir çok hayvanların isimleri geçmektedir.
Bazıları methedilir.
Bazıları misal olarak gösterilir.
Bazıları da vakıa icabı isim halinde geçer.
"Kedi" Kur'anı Kerim'de geçmez. Fakat Kur'an'da gecenler hakkında bazı hadisler söylenmiş, fakat bunlar misal ve tarif olarak...
"Kedi" hakkında hadis meşhurdur. Bir vakıa üzerine bu hadîs söylenmiştir.
Sahabe'den bir zat daima Resul-ü Ekrem'in yanında bulunur, söze karışmaz daima dinlermiş, Munis, orta boylu, siyah saçlı, siyah gözlü, zayıf bünyeli fakir bir zattı. Eshabı sofa ile yemek yer çok konuşmaz. Gözleri yaşlıdır. İyiliği sever.
Resul-ü Ekrem de kendisine hoş nazarla bakar, kendisini severmiş. Ara sıra kendisi ile görüşürmüs ve bazı görüşmelerde tebessüm ederlermiş...
Küçük bir kulübe gibi evde otururmuş. Sokakta kalmış kedileri götürür onları yedirir severmiş.
Resul-ü Ekrem'in bundan haberi yokmuş.
Sahabeler birgün Resul-ü Ekrem'e söylemişler. Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor demişler. Resul-ü Ekrem birşey söylememiş..
Bir gün sokakta görmüş, bu zat bir kedi yavrusu bulmuş. Resul-ü Ekrem'e sahabelerin söylediğini, kendisi de bildiği için Resul-ü Ekrem birşey söyler diye, kediyi hemen hırkasının içine saklamış.
Resul-Ü Ekrem kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu.
Resul-Ü Ekrem yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zata: "Ebu Hureyre" Sen kedi babasısın demiş. İsmi artık böyle kalmış.
Biz de Resul-ü Ekrem'in koyduğu isme hürmet için o zatın ismini söylemiyoruz..
Bir gün bir sohbetde Resulullah efendimiz, "Hubbül hırratı minel iman" Buyurmuş. Kediyi sevmek imandandır. Niçin dîye sormuşlar? Ebu Hureyre bilir, demiş başka bir şey söylememişlerdir. Ve Eba Hureyre'ye bir çok daha ledunni sırlar söylemiş. Ona söylediği sırları Ebabekir, Ömer, Osman, Ali bile bilmezdi."
Eba Hureyre'den beş hadis rivayet edilmiştir. Fazla değil" Kendisine bize de söyle Resul'un sana söylediklerini: Söylersem kâfir oldu dîye başımı vurursunuz demişlerdir" Eba Hureyre'nin bildiğini hiç kimse bilmez.
Resul-Ü Ekrem'in Eba Hureyre'ye ledunni sırlardan söylemesi ne sebeptendir? Ve niçin Eba Hureyre'yi seçmiştir?
Bu da sır değildir amma ne faydası var, onun gibi olamadıktan sonra.
Merak etmek, birşeyi öğrenmek bazen insanı küfre götürür.
Tehlike ile karşılaşmamış olan insan, cesaret hakkındaki sorulara cevap veremez.
Meçhul, Sır kelimeleri insanın akıl hududunun ötesine habersiz hürmetin gizlendiği kelimelerdir.
Kedi'de büyük bir sır vardır.
Kedi: Nankör değildir.
Kedi: Hürriyetine çok düşkündür.
Kedi: Kulaklarıyla de görür. Radarı vardır.
Kedi: Çok sabırlıdır.
Kedi: Abdest edeceği zaman yeri kazar, yapar ve örter.
Niçin. Sebep...
İnsan da dahil hiç bir hayvan y oktur. Böyle hareket eden.
Kediye sordum: Sana insanlar nankör diyorlar, ne dersin;
Kedi geldi ayaklanma başını sürdü.
Nankör olmadığı bilirsin...
dedi.
öyle bilsinler. Daha iyidir. Ne olur. Sırrımı kimseye söyleme
Peki dedim sana bir sual daha soracağım. Buyur dedi.
Sen bazen sahibinin elinin parmağına tırnağını batırırsın dedim.
Bende kabahat yok. Bunu bir bilseler. Tırnağımı eline batırdığım adam bile tövbe ederdi.
Sordum : Benim bîr siyah kedim vardı. Böyle yaptığını hiç görmedin . O adamını biliyordu efendim. Peki dedim. Bir sual daha...
Siz nereden düşerseniz hep ayaklarınızın üzerine düşersiniz. Bu nedir dedim.
Efendim o da bizim yaratılış sırrımız, ama ben de bilmiyorum dedi.
Siz sebebini bilirsiniz. Bunda büyük bir sır gizlidir diye dedelerimizden kalma bir sözdür bu dedi
Tekrar elimi yaladı, aman efendim sırrımı kimseye söyleme dedi çekildi, sıçrayarak dama çıktı. Güneş var. Damda uyumak çok güzel
Kedi ayaklarının üzerine düşer. Fizyolojik sebebini ilim bir türlü söyleyemez.
Bunu bilirsen niçin düşmediğini o zaman fizik olarak da anlarsın. Söyleyemem dedim ya. Huzurun kaçar, keşke söylemeye idim diye sızlanırsın.
Yalnız size birşey söyleyeyim: Kediye eziyet etmeyiniz. Kedi öldürenin sonu hüsrandır. Evlâtlarına bile intikal eder. Kedilere iyilik eden onları besleyen insanlara gıpta ederim.
Kedi edep ve sabır timsalidir.
Kediye Haklan bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankör olmadığını anlar, çok şeyler öğrenirsiniz.
Kedi abdest edeceği zaman toprağı gelip koklar. Sağ ayağı ile toprağı eşer. Koklar. Aksi istikamete dönerek abdest eder. Tekrar koklar. Sol ayagı'ile toprağı örter. Sıçrar bir iki adım sonra durur titrer arkasına bakar ve gider.
Son fenni müşahedelere göre; (Können Katzen mitden augen hören)
Kedide radar teştulâtı vardır. Göz sinirlerinde işitme lifleri de mevcuttur. Geniş bir sahadaki sesleri işittiği gibi aynı zamanda da görür.
Göz bebekleri bu işitme olayını ayarlar. Hem kulaklarıyla da, hem gözüyle de ses alır. Ve her ikisi ile de görür.
Kavga eden kediler, başka tarafa baktıkları halde yekdiğerini arkaları dönük olduğu halde görürler. Ziya ve ses Computerleri ile yani elekronik dalgaları alır ve tesbit ederler..
Diğer hayvanların kulak sinirlerinde görme sinirleri yoktur. Göz sinirlerinde işitme sinirleri bulunmuştur. Bu bakımdan kedi müstesna bir hayvan olarak halk edilmiştir.
Bunda sebebi hikmet nedir?
MÜNİR DERMAN
HIR=Kedi
HIRE=Dişi kedi
HÜREYRE = Küçük kedi
Kur'anı Kerim'de At. Aslan. Deve. Karga. Kırlangıç. Yılan. Karınca. Yunus balığı. Köpek. Fil gibi bir çok hayvanların isimleri geçmektedir.
Bazıları methedilir.
Bazıları misal olarak gösterilir.
Bazıları da vakıa icabı isim halinde geçer.
"Kedi" Kur'anı Kerim'de geçmez. Fakat Kur'an'da gecenler hakkında bazı hadisler söylenmiş, fakat bunlar misal ve tarif olarak...
"Kedi" hakkında hadis meşhurdur. Bir vakıa üzerine bu hadîs söylenmiştir.
Sahabe'den bir zat daima Resul-ü Ekrem'in yanında bulunur, söze karışmaz daima dinlermiş, Munis, orta boylu, siyah saçlı, siyah gözlü, zayıf bünyeli fakir bir zattı. Eshabı sofa ile yemek yer çok konuşmaz. Gözleri yaşlıdır. İyiliği sever.
Resul-ü Ekrem de kendisine hoş nazarla bakar, kendisini severmiş. Ara sıra kendisi ile görüşürmüs ve bazı görüşmelerde tebessüm ederlermiş...
Küçük bir kulübe gibi evde otururmuş. Sokakta kalmış kedileri götürür onları yedirir severmiş.
Resul-ü Ekrem'in bundan haberi yokmuş.
Sahabeler birgün Resul-ü Ekrem'e söylemişler. Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor demişler. Resul-ü Ekrem birşey söylememiş..
Bir gün sokakta görmüş, bu zat bir kedi yavrusu bulmuş. Resul-ü Ekrem'e sahabelerin söylediğini, kendisi de bildiği için Resul-ü Ekrem birşey söyler diye, kediyi hemen hırkasının içine saklamış.
Resul-Ü Ekrem kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu.
Resul-Ü Ekrem yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zata: "Ebu Hureyre" Sen kedi babasısın demiş. İsmi artık böyle kalmış.
Biz de Resul-ü Ekrem'in koyduğu isme hürmet için o zatın ismini söylemiyoruz..
Bir gün bir sohbetde Resulullah efendimiz, "Hubbül hırratı minel iman" Buyurmuş. Kediyi sevmek imandandır. Niçin dîye sormuşlar? Ebu Hureyre bilir, demiş başka bir şey söylememişlerdir. Ve Eba Hureyre'ye bir çok daha ledunni sırlar söylemiş. Ona söylediği sırları Ebabekir, Ömer, Osman, Ali bile bilmezdi."
Eba Hureyre'den beş hadis rivayet edilmiştir. Fazla değil" Kendisine bize de söyle Resul'un sana söylediklerini: Söylersem kâfir oldu dîye başımı vurursunuz demişlerdir" Eba Hureyre'nin bildiğini hiç kimse bilmez.
Resul-Ü Ekrem'in Eba Hureyre'ye ledunni sırlardan söylemesi ne sebeptendir? Ve niçin Eba Hureyre'yi seçmiştir?
Bu da sır değildir amma ne faydası var, onun gibi olamadıktan sonra.
Merak etmek, birşeyi öğrenmek bazen insanı küfre götürür.
Tehlike ile karşılaşmamış olan insan, cesaret hakkındaki sorulara cevap veremez.
Meçhul, Sır kelimeleri insanın akıl hududunun ötesine habersiz hürmetin gizlendiği kelimelerdir.
Kedi'de büyük bir sır vardır.
Kedi: Nankör değildir.
Kedi: Hürriyetine çok düşkündür.
Kedi: Kulaklarıyla de görür. Radarı vardır.
Kedi: Çok sabırlıdır.
Kedi: Abdest edeceği zaman yeri kazar, yapar ve örter.
Niçin. Sebep...
İnsan da dahil hiç bir hayvan y oktur. Böyle hareket eden.
Kediye sordum: Sana insanlar nankör diyorlar, ne dersin;
Kedi geldi ayaklanma başını sürdü.
Nankör olmadığı bilirsin...
dedi.
öyle bilsinler. Daha iyidir. Ne olur. Sırrımı kimseye söyleme
Peki dedim sana bir sual daha soracağım. Buyur dedi.
Sen bazen sahibinin elinin parmağına tırnağını batırırsın dedim.
Bende kabahat yok. Bunu bir bilseler. Tırnağımı eline batırdığım adam bile tövbe ederdi.
Sordum : Benim bîr siyah kedim vardı. Böyle yaptığını hiç görmedin . O adamını biliyordu efendim. Peki dedim. Bir sual daha...
Siz nereden düşerseniz hep ayaklarınızın üzerine düşersiniz. Bu nedir dedim.
Efendim o da bizim yaratılış sırrımız, ama ben de bilmiyorum dedi.
Siz sebebini bilirsiniz. Bunda büyük bir sır gizlidir diye dedelerimizden kalma bir sözdür bu dedi
Tekrar elimi yaladı, aman efendim sırrımı kimseye söyleme dedi çekildi, sıçrayarak dama çıktı. Güneş var. Damda uyumak çok güzel
Kedi ayaklarının üzerine düşer. Fizyolojik sebebini ilim bir türlü söyleyemez.
Bunu bilirsen niçin düşmediğini o zaman fizik olarak da anlarsın. Söyleyemem dedim ya. Huzurun kaçar, keşke söylemeye idim diye sızlanırsın.
Yalnız size birşey söyleyeyim: Kediye eziyet etmeyiniz. Kedi öldürenin sonu hüsrandır. Evlâtlarına bile intikal eder. Kedilere iyilik eden onları besleyen insanlara gıpta ederim.
Kedi edep ve sabır timsalidir.
Kediye Haklan bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankör olmadığını anlar, çok şeyler öğrenirsiniz.
Kedi abdest edeceği zaman toprağı gelip koklar. Sağ ayağı ile toprağı eşer. Koklar. Aksi istikamete dönerek abdest eder. Tekrar koklar. Sol ayagı'ile toprağı örter. Sıçrar bir iki adım sonra durur titrer arkasına bakar ve gider.
Son fenni müşahedelere göre; (Können Katzen mitden augen hören)
Kedide radar teştulâtı vardır. Göz sinirlerinde işitme lifleri de mevcuttur. Geniş bir sahadaki sesleri işittiği gibi aynı zamanda da görür.
Göz bebekleri bu işitme olayını ayarlar. Hem kulaklarıyla da, hem gözüyle de ses alır. Ve her ikisi ile de görür.
Kavga eden kediler, başka tarafa baktıkları halde yekdiğerini arkaları dönük olduğu halde görürler. Ziya ve ses Computerleri ile yani elekronik dalgaları alır ve tesbit ederler..
Diğer hayvanların kulak sinirlerinde görme sinirleri yoktur. Göz sinirlerinde işitme sinirleri bulunmuştur. Bu bakımdan kedi müstesna bir hayvan olarak halk edilmiştir.
Bunda sebebi hikmet nedir?
MÜNİR DERMAN