- Katılım
- 7 Kas 2006
- Mesajlar
- 26,181
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Fotoğrafçı Murat Tellioğlu, İğneada gezisini sizler için fotoğrafladı ve deneyimlerini yazdı. Daha önce hiç gitmediğim bu güzel yaşanası bölgenin çok özel bir doğa parçası olduğunu görmüş olmak beni mutlu etti. İgneada longos ekosistemi Avrupa’nın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük longosu durumunda. Yağışların yoğun olduğu mevsimlerde ormanların içindeki su seviyesinin yükselmesiyle oluşan bu ekosistem, bir doğa mucizesi olarak tanımlanıyor. Yağışların hayat verdiği Longos ormanlari, geride bıraktığı büyük göletlerle devamlılığını sürdürmekte, İğneada ve çevresinde oluturduğu Erikli, Mert ve Saka gölleri bulunuyor.

İğneada Longosunda birçok değişik ağaç türüne rastlamak mümkün, hatta burada ağaçların gövdelerine sarılı bazı bitki ve sarmaşıklar da görebilirsiniz, bu durum su şekilde tanımlanıyor, Longosun oluşumu ve bu ekosistemin dengede kalabilmesi için, tüm doğa unsurlarının birlikte hareket etmesiyle ayakta kaldiğı söyleniyor.

Kesintisiz 20 kilometrelik bir kumsala sahip olan İğneada, hızla gelişiyor ve artık tatilcilerin gözde yerleri arasında bulunuyor. Hala geleneksel havasını koruyor İğneada. 20 kilometrelik upuzun ve geniş sahili, beyaz kumu ve içilecek kadar temiz deniz suyuyla, sakin plaj arayan tatilcilerin tercih ettiği bir belde. Kumsal deniz kabuklaryla kapli, kumsalda yürürken değişik şekillere sahip deniz kabuğuna rastlıyorsunuz. Deniz kabuğu meraklılarnın, yüzlerce değişik türdeki kabuklardan toplamak için yazın buraya geldiğini anlatıyor yöre halkı.

İğneada’da balıkçılık ayrı bir zevk, birçok insan hem ticareti için hemde zevki için balıkçı tekneleriyle balığa çıkıyorlar.







