Kasten öldürme Ve Silahla Yaralama Suçları

fells2

Banned
T.C. YARGITAY
1.Ceza Dairesi

Esas: 2007/4652
Karar: 2008/6886
Karar Tarihi: 27.10.2008

ÖZET: Maktulün, mağdur K. ve diğer tanıklarla birlikte sanıkla kavga etmek için değil kız arkadaşları ile buluşmak için olay yerine gelmesi, sanıkla K. arasında olan önceki kavga ile de bir ilgisinin bulunmaması, K.'in yanında yer alarak sanıkla kavga etmesi birlikte değerlendirildiğinde, maktulden kaynaklanan haksızlığın basit olarak nitelendirilip en üst sınırdan ceza tayini gerekir.

(5237 S. K. m. 29, 53, 58, 81, 82) (1412 S. K. m. 305, 317) (5271 S. K. m. 230, 234) (Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi Ve Vekillerin Görevlendirilmeleri İle Yapılacak Ödemelerin Usul Ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik m. 8)

Dava: Nurettin'i kasten öldürmekten, Kadem'i silahla yaralamaktan sanık Hayrullah'ın yapılan yargılanması sonunda, hükümlülüğüne ilişkin Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 26.07.2006 gün ve 64/445 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahiller vekili tarafından istenilmiş, sanık duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle, sanık hakkında duruşmalı, müdahillerin temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: 1) Sanık Hayrullah hakkında, mağdur Kadem'i kasten yaralama suçundan tayin edilen adli para cezası, hüküm tarihinde CMUK'nın 305. maddesine göre kesin olduğundan, bu suçtan kurulan hükme yönelik vaki temyiz talebinin CMUK'nın 305, 317. maddeleri nedeniyle reddine karar verilmiştir.

2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten insan öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta, yasal savunmaya, suç vasfına, müdahil vekilinin suç vasfına, haksız tahrik indirimi uygulanamayacağına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Olaydan 2-3 gün önce mağdur Kadem'in, sanığın gıyabında eşine küfür etmesi, sanığın da bunu öğrenmesi üzerine kavga etmeleri nedeniyle aralarında husumet olduğu, olay günü sanığın arkadaşı Hafize'nin yeni taşındığı evin boya-badana işlerini yapmak için meslek lisesinde okuyan Hafize ve babasını okulun karşısındaki kahvehanede beklediği, kız arkadaşları ile buluşmak için okulun yanındaki çay bahçesinde oturan maktul ve mağdur Kadem'in tanıklar Zafer ve Erenle karşılaşıp hep birlikte okul önüne geldikleri, Kadem'in kahvehanede oturan sanığı görünce önceki olayların etkisi ile tanıklar Zafer ve Eren'den sanığı çağırmasını istediği, kahvehaneden çıkan sanığın, yan taraftaki köfteciden bıçak aldığı, kendisini çağıran Kadem'in yanına gittiği, sanığın bıçak çıkardığını gören tanıkların olay yerinden kaçtığı, sanıkla daha önceden tanışıklığı olmayan ve aralarında herhangi bir husumet bulunmayan maktulün arkadaşı Kadem'in yanında kavgaya katılarak birlikte sanığa saldırdıkları, sanığın kavgada maktulü bıçakla öldürüp mağdur Kadem'i de yaralamaya teşebbüs ettiği olayda,

A) Maktulün, mağdur Kadem ve diğer tanıklarla birlikte sanıkla kavga etmek için değil kız arkadaşları ile buluşmak için olay yerine gelmesi, sanıkla Kadem arasında olan önceki kavga ile de bir ilgisinin bulunmaması, Kadem'in yanında yer alarak sanıkla kavga etmesi birlikte değerlendirildiğinde, maktulden kaynaklanan haksızlığın basit olarak nitelendirilip 5237 sayılı Yasa'nın 29. maddesinin uygulanmasında en üst sınırdan ceza tayini gerekirken yazılı şekilde 22 yıla hükmolunması,

B) Sanığın sabıka kaydında yer alan, 28.03.2003 ve 12.09.2005 tarihlerinde kesinleşen ilamlar nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,

C) a- CMK'nın 230/1-c bendine göre, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının hükümde gösterilmesi gerektiğinin,

b- CMK'nın 234. maddesi gereğince müdahile, talebi üzerine vekil atandığı, 5320 sayılı Yasa'nın 13/1, aynı maddeye istinaden 02.03.2007 tarih ve 26450 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8/3. maddelerine göre soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine Baro tarafından görevlendirilen vekile, Avukatlık Ücret Tarifesinden ayrık olarak, Türkiye Barolar Birliği'nin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücretin, sanığa yargılama gideri olarak yüklenmesi gerektiğinin,

Düşünülmemesi,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi kısmen değişik gerekçelerle BOZULMASINA, 27.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
Üst