Karadayı’nın “Darbe bir hastalıktır” ifşaatları

K€LKiTLi

Banned
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
473
Reaction score
0
Puanları
0
Karadayı’nın “Darbe bir hastalıktır” ifşaatlarıGenelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın ilk ses kaydı internete düştüğünde, "Darbe yapmak bir hastalık mı?" diye sormuştum.

Karadayı, internete düşen son ses kaydında, bu soruya ifşaatlarıyla cevap veriyor.

"Evet. Darbe yapmak bir bağımlılıktır" diyor.

Karadayı, 1960 darbesinde İstanbul'daki merkez Davutpaşa'da görev yapıyor.

"Polisin gözaltına aldığı yasadışı eylem yapan üniversiteli öğrencileri yemek yedirip, arka kapıdan salıyorduk" sözleri ona ait.

Daha sonra İstanbul Üniversitesi'ne rektör olan ve yasakçı icraatlarıyla büyük tepki toplayan Kemal Alemdaroğlu, kendisine "Paşam beni de salıvermiştiniz" demiş.

Ergenekon sanığı Prof. Alemdaroğlu'na belki de bütün yaptıkları için cesareti, bu yasadışı salıverme verdi. Karadayı'nın bu jesti, gençlerin darbecilere güven duymasını sağlamış olmalı.

Karadayı, ifşaatlarına devam ediyor.

12 Eylül 1980 darbesinde, bu kez darbenin Ankara ayağının
merkezi Mamak'ta görev yaptığını ifade ediyor.

En çarpıcı sözü, "Darbeyi biryıl önceden biliyorduk."

Karadayı, bu süre zarfında atamalarla bire bir ilgilendiğini ve kritik noktalara güvendikleri
isimleri atadıklarını kaydediyor.

Yani, tayin ve terfi sistemini,darbeye zemin hazırlamak için
kullanmışlar.

Bir yıl boyunca, darbeyi meşru kılacak olayları seyretmişler ya da (kendisi itiraf etmiyor ama)
darbeyi meşru kılacak gelişmeleri bizzat beslemişler.

Mamak, daha sonra, 12 Eylül tutuklularının adeta işkence merkezi olması ile ün saldı.

Karadayı, gerçekten çok iyi çalışmış.

Karadayı, 28 Şubat darbesi sırasında "esas oğlan" rolünde.

Dönemin kudretli Genelkurmay Başkanı...

Tansu Çiller'in kendilerini azletme çalışması yürüttüğünü, korumasının belgeyi özel çekmecesinden alıp ulaştırdığını ifşa ediyor.

Bağlı bulunduğu Başbakan Erbakan için nahoş sözler sarf ediyor.
Cumhurbaşkanı Demirel'e yaptıkları telkinleri, daha sonra hükümet kuracak Yılmaz'a nasıl şartlar koyduklarını anlatıyor.

Karadayı, anlaşılan içerisinde aktif görevler aldığı 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinden önemli dersler çıkartmış.

28 Şubat'ta, yasadışı Batı Çalışma Grubu'nu kurarak, yine darbeye zemin hazırlama çalışmaları yürütmüş. Sadece siyasilere değil, o dönem medya üzerinde de psikolojik hareket yürütüp, toplumu bir darbe için şartların oluştuğuna inandırmaya çalıştılar.

Karadayı, bütün bu alışkanlıklarını emekliliğinde de terk etmemiş.
Encümen-i Daniş, Dostlar Meclisi gibi üyesi olduğu fikir gruplarından, 27 Nisan muhtırasına (ya da darbe girişimine) yönelik çalışmalar yürütmüş.

Karadayı'nın ifşaatları, Hasan Cemal'in "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım" kitabının pabucunu adeta dama atar...

Hasan Cemal, kitabında 9 Mart Cuntası'nın darbeye zemin hazırlatmak için, "Mahir Çayan'lara mısır patlatır gibi her yerde bombalar patlattıklarını" anlatıyor.

Karadayı'nın ifşaatları, darbelerin zorunluluktan doğmadığını, askerin "toplum mühendisliği" merakının ürünü olduğunu tescil ediyor.

28 Şubat darbesinde Karadayı'nın yardımcısı Orgeneral Çevik Bir'in, alt birimlere gönderdiği el yazması bir notu, dün Taraf gazetesi yayınladı.

Bir, "Mevcut seçim yasası ve eğitim sisteminin devam etmesi halinde; 2000 yılı Milletvekili Genel Seçimlerinde milli görüşçü partilerin din eğitimli seçmenin etkisiyle toplam oyların yüzde 34'ü ile tek başına iktidara gelerek, ülkede dine dayalı devlet düzenini kurabilecek her türlü değişikliği yapabilecekleri, 2005 yılı genel seçimlerinde ise yaklaşık 6,5 milyon ilave din eğitimli seçmenin etkisiyle toplam oyların yüzde 67'sini alarak her konuda mutlak çoğunluğu elde edebilecekleri değerlendirilmektedir" diyor.

Yani, darbenin yapılmagerekçesi açık bir şekilde, "sandık korkusu" ya da "sandık düşmanlığı"... Karadayı'nın ifşaatları, darbelerin yeni darbeciler ürettiğini, darbe hazırlıklarının yıllar sürdüğünü, bir gecelik bildirilerolmadığını, aksine şartların oluşması için de ayrı bir gayret sarf edildiğini teyit ediyor. Karadayı'nın ifşaatları, askerin sivil otoriteye bağlı olmasının ve özgür bir toplum için sağlıklı işleyen demokrasinin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.

Darbe hastalığının kaynağı, kendisini halktan üstün gören "jakoben" yaklaşım, tedavisi ise halka güvendir. Halka güvenen, sandığa da halkın demokratik tercihlerine de saygı gösterir.


Erhan BAŞYURT
 
K€LKiTLi;4109516' Alıntı:
"Polisin gözaltına aldığı yasadışı eylem yapan üniversiteli öğrencileri yemek yedirip, arka kapıdan salıyorduk" sözleri ona ait.

Daha sonra İstanbul Üniversitesi'ne rektör olan ve yasakçı icraatlarıyla büyük tepki toplayan Kemal Alemdaroğlu, kendisine "Paşam beni de salıvermiştiniz" demiş.
]

Bu darbeci cuntacılar baya organize çalışıyorlarmış

bak sen ne numaralar varmış bunlarda

sırf darbe olsun diye öğrencilere eylem yaptırıp sonrada içeri alıyor

arka kapıdan da salı veriyorlarmış

maksat ülkede kargaşa ve kaos olsun ki daha keyifli darbe yasın bu darbeciler

siz varya sizzzz

neyse söylemeyecem
 
forumda ve dışardaki kendini yeni neslin ülkücüleri olarak adlandıranlar bilmeyecektir tabide onun için bunları vatansever yurtsever ulusalcı vatan aşıkalrı olarak tanıyacaklardır,,ama ülkücüleri mamaklarda kazığa geçiren elektriklere bağlayan,ihtilalde arkasına cop sokulan türlü işknecelere uğrayan ağabeyleri bunları iyi biliyor... karadayı paşamız milletin verdiği maaş ve yetkiyle milletin evlatlarını kamplara ayırıp birilerini(şimdiki ergenekoncu kafaalrı kemal alemdaroğlu gibileri arka kapılardan salıverirken,) diğerlerini içerde hırpalamakla görevleiydi ki ; ipe gönderdikleri ve içerde faili meçhul giden bir sürü genç ülkücünün kanıyla 28 şubatlara sırmalı apoletlerle yüksele yüksele gelmiş demekki. yatacak yerleri olurmu bilmem. şehitlerin kanalrı ve gazilerin ahları yakanızdan düşmesin diyorum.. o günleri yaşamayanlara hava hoş,,çünkü çoğu genç bunalrı bilmiyor. ne diyelim..gün olur hesap döner sap döner..
 
kangrenin tedavisi bellidir kangren bedeni sarmadan keseceksin ................

darbeler siyasi kangrene yapılan müdahalelerdir bazı müdahaleler hatalı yerden yada geç kesimden dolayı sonuçları kötü olabilir ancak kötüde olsa iyide olsa müdahale gerekliyse yapılmalıdır.

bu cumhuriyet ne acılarla kuruldu acımak gevşemek duygusallığa kapılmak lüksümüz olamaz kangren varsa başladığı yerden köküne kadar keseceksin yarım yamalak bırakmayacaksın.

Bu Cumhuriyet Sahipsiz Değildir ite kopuğa çapulcuya işbirlikçiye haine yobaza bölücüye bırakılamaz Cumhuriyet Kaderine Terkedilemez Her zaman Savunucusu Olcağız.
 
Geri
Üst