baypipo40
New member
- Katılım
- 9 Tem 2007
- Mesajlar
- 8
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Sayın Öcalan!
Önce şaka sandık.
Tayyip Erdoğan "Sayın Öcalan "demiş.
Dalga geçiyorlar diye düşündük.
"Hayır, Cumhuriyet gazetesi yazmış ne şakası" dediler.
Ama yeni dememiş, yedi yıl önce hapisten çıktıktan sonra Avustralya'ya gitmiş orada radyo röportajında söylemiş.
E, ne fark eder?
Katil o zaman katil değil miydi?
Gerçek değildir dedik sonra, birileri Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi birilerini tuzağa düşürmeye çalışıyordur.
"Hayır, ses kaydı var" dediler.
Dinledik, gerçekten de Tayyip Erdoğan'ın sesi.
Yani haber doğru.
Üstelik bizim haber merkezi ropörtajı yapan radyo yapımcısıyla konuştu "Evet Erdoğan benimle yaptı söyleşiyi ve sayın Öcalan dedi " diyor adam.
Yani haber gerçekten gerçek.
"Of " dedim Adnan'a.
"Habere bak. Bomba."
Türkiye'nin Başbakanı, Cumhurbaşkanı adayı 30 bin kişinin ölümünden sorumlu bir teröriste "Sayın Öcalan" demiş.
"Akşama Ana Haber Bültenleri karışır.Yarına gazeteler yıkılır" dedim.
Adnan güldü.
-Görmeyecekler.
"Nasıl?" dedim."Böyle bir haber nasıl görülmez?"
-Doğru mu?
-Doğru.
-Ses kaydı var mı?
-Var.
-Ses Tayyip Erdoğan'a mı ait ?
-Evet, ona ait.
-Yalanlama geldi mi?
-Hayır gelemedi.
Üstelik şöyle diyor Tayyip Erdoğan;
"Sayın Öcalan düşüncelerinden ötürü değil, şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor.
Kelleler kim?
Şehit Mehmetçikler.
Yani daha 20 yaşında anasından, babasından, kardeşinden, sevgilisinden ayrılıp bilmediği dağlarda tanımadığı adamlar tarafından vurulan çocuklar onlar.
Hiç çocuğu olamayacak çocuklar.
Hiç günahı olmayan çocuklar.
Onlara 'kelle" denir mi ?
Bir vatandaş olarak soruyorum :
Böyle biri ülkeye Başbakan, Cumhurbaşkanı olabilir mi ?
Bir gazeteci olarak soruyorum:
Böyle bir haber görmezden gelinebilir mi ?
Adnan güldü.
Göremezler.
"Yahu" dedim, "DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e ,Sayın Öcalan dediği için daha yeni altı ay hapis cezası verilmedi mi ?"
Derdim Tayyip Erdoğan ceza alsın filan değil.
Konumuz bu değil sonra.
Ama bu haber nasıl görülmez?
Buna inanmam çok zordu.
Hemen örnekler vermeye başladım.
"Örneğin" dedim,"düşün ki ABD'de seçim zamanı ve Başkan Bush'un birkaç yıl önce bir konuşmasında "Sayın Usame Bin Ladin" dediği ortaya çıkarılıyor,ne yani o zaman Washington Post, New York Times, CBS, ABC, CNN vesaire bu haberi görmezden gelebilir mi ?
Amerikan medyası buna dayanabilir mi?
Amerikan halkı bu söze katlanabilir mi ?
Devam ettim.
Ne yani şimdi her şeyin analizini yapmaya bayılan büyük genel yayın yönetmenleri bu haberi görmeyip, bundan birkaç yıl sonra "neden o zaman Sayın Öcalan haberini görmedik?" diye yazarak mesleki vicdanlarını temizlemiş mi olacaklar?
Böyle bir mesleki ayıp neyle yıkanarak temizlenir?
Böyle bir ayıba kulp takılabilir mi ?
Adnan güldü:
"Var mısın iddiaya?"
İddiaya girmedim, çünkü o saatlarde haberi gören bir kaç internet sitesi sayfalarını değiştirip, haberi geri çekmeye başladılar.
Ğözlerime inanamadım.
Hala da inanamıyorum.
Sizler izleyici olarak,okur olarak,haber alma hakkına sahip vatandaşlar olarak bu haberi gazetelerde –birkaçı hariç- ya görmediniz ya da iç sayfalarda küçücük gördünüz.
Bu haberi ana haber bültenlerinde neredeyse hiç izlemediniz.
Türk basını üzerindeki müthiş baskının en büyük ispatıdır bu.
Yoksa bu sessizlik inanılmaz.
Kabul edilemez.
Ne yapmalı?
Ben kendi adıma bu ses kaydını dört bir tarafa gönderiyorum.
Haberi olmayanların haberi olsun, yazmayanların canı sıkılsın, ruhu daralsın, yazamayanların içi rahatlasın ve basına böylesine baskı yaparak iktidar olmaya çalışanların yüzü kızarsın, gücü kırılsın diye.
İşte Tayyip Erdoğan'ın "Sayın Öcalan"ını sayfanın altına koyuyorum .
Siz de dinleyin, kendiniz karar verin.
Haber olur mu olmaz mı ?
Olursa herkese gönderin, herkesin haberi olsun .
Bu sessizliği yırtın.
Önce şaka sandık.
Tayyip Erdoğan "Sayın Öcalan "demiş.
Dalga geçiyorlar diye düşündük.
"Hayır, Cumhuriyet gazetesi yazmış ne şakası" dediler.
Ama yeni dememiş, yedi yıl önce hapisten çıktıktan sonra Avustralya'ya gitmiş orada radyo röportajında söylemiş.
E, ne fark eder?
Katil o zaman katil değil miydi?
Gerçek değildir dedik sonra, birileri Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi birilerini tuzağa düşürmeye çalışıyordur.
"Hayır, ses kaydı var" dediler.
Dinledik, gerçekten de Tayyip Erdoğan'ın sesi.
Yani haber doğru.
Üstelik bizim haber merkezi ropörtajı yapan radyo yapımcısıyla konuştu "Evet Erdoğan benimle yaptı söyleşiyi ve sayın Öcalan dedi " diyor adam.
Yani haber gerçekten gerçek.
"Of " dedim Adnan'a.
"Habere bak. Bomba."
Türkiye'nin Başbakanı, Cumhurbaşkanı adayı 30 bin kişinin ölümünden sorumlu bir teröriste "Sayın Öcalan" demiş.
"Akşama Ana Haber Bültenleri karışır.Yarına gazeteler yıkılır" dedim.
Adnan güldü.
-Görmeyecekler.
"Nasıl?" dedim."Böyle bir haber nasıl görülmez?"
-Doğru mu?
-Doğru.
-Ses kaydı var mı?
-Var.
-Ses Tayyip Erdoğan'a mı ait ?
-Evet, ona ait.
-Yalanlama geldi mi?
-Hayır gelemedi.
Üstelik şöyle diyor Tayyip Erdoğan;
"Sayın Öcalan düşüncelerinden ötürü değil, şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor.
Kelleler kim?
Şehit Mehmetçikler.
Yani daha 20 yaşında anasından, babasından, kardeşinden, sevgilisinden ayrılıp bilmediği dağlarda tanımadığı adamlar tarafından vurulan çocuklar onlar.
Hiç çocuğu olamayacak çocuklar.
Hiç günahı olmayan çocuklar.
Onlara 'kelle" denir mi ?
Bir vatandaş olarak soruyorum :
Böyle biri ülkeye Başbakan, Cumhurbaşkanı olabilir mi ?
Bir gazeteci olarak soruyorum:
Böyle bir haber görmezden gelinebilir mi ?
Adnan güldü.
Göremezler.
"Yahu" dedim, "DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e ,Sayın Öcalan dediği için daha yeni altı ay hapis cezası verilmedi mi ?"
Derdim Tayyip Erdoğan ceza alsın filan değil.
Konumuz bu değil sonra.
Ama bu haber nasıl görülmez?
Buna inanmam çok zordu.
Hemen örnekler vermeye başladım.
"Örneğin" dedim,"düşün ki ABD'de seçim zamanı ve Başkan Bush'un birkaç yıl önce bir konuşmasında "Sayın Usame Bin Ladin" dediği ortaya çıkarılıyor,ne yani o zaman Washington Post, New York Times, CBS, ABC, CNN vesaire bu haberi görmezden gelebilir mi ?
Amerikan medyası buna dayanabilir mi?
Amerikan halkı bu söze katlanabilir mi ?
Devam ettim.
Ne yani şimdi her şeyin analizini yapmaya bayılan büyük genel yayın yönetmenleri bu haberi görmeyip, bundan birkaç yıl sonra "neden o zaman Sayın Öcalan haberini görmedik?" diye yazarak mesleki vicdanlarını temizlemiş mi olacaklar?
Böyle bir mesleki ayıp neyle yıkanarak temizlenir?
Böyle bir ayıba kulp takılabilir mi ?
Adnan güldü:
"Var mısın iddiaya?"
İddiaya girmedim, çünkü o saatlarde haberi gören bir kaç internet sitesi sayfalarını değiştirip, haberi geri çekmeye başladılar.
Ğözlerime inanamadım.
Hala da inanamıyorum.
Sizler izleyici olarak,okur olarak,haber alma hakkına sahip vatandaşlar olarak bu haberi gazetelerde –birkaçı hariç- ya görmediniz ya da iç sayfalarda küçücük gördünüz.
Bu haberi ana haber bültenlerinde neredeyse hiç izlemediniz.
Türk basını üzerindeki müthiş baskının en büyük ispatıdır bu.
Yoksa bu sessizlik inanılmaz.
Kabul edilemez.
Ne yapmalı?
Ben kendi adıma bu ses kaydını dört bir tarafa gönderiyorum.
Haberi olmayanların haberi olsun, yazmayanların canı sıkılsın, ruhu daralsın, yazamayanların içi rahatlasın ve basına böylesine baskı yaparak iktidar olmaya çalışanların yüzü kızarsın, gücü kırılsın diye.
İşte Tayyip Erdoğan'ın "Sayın Öcalan"ını sayfanın altına koyuyorum .
Siz de dinleyin, kendiniz karar verin.
Haber olur mu olmaz mı ?
Olursa herkese gönderin, herkesin haberi olsun .
Bu sessizliği yırtın.