Kızgın ve Çok Öfkeliyim!…

tıesto

New member
Katılım
13 Ocak 2006
Mesajlar
12,015
Reaction score
0
Puanları
0
13538_187758911014_122730206014_3942111_2644892_n.jpg




Hayır, yılgın değilim…

Hayır, yorgun değilim…

Hayır, ümitsiz hiç değilim…

Hayır, gücüm de tükenmedi…

Hayır, çaresiz de değilim. Cepheyi asla terketmeyecek, var gücümle savaşa devam edeceğim.

Hayır, “savaşmadan esir” düşmeyeceğim. Hatta esareti hiç kabullenmeyecek, gerekirse Mustafa Kemal’in ” Ya İstiklal- Ya Ölüm” emrine “baş üstüne” diyerek, bu uğurda can vereceğim.

Ama “savaşmadan esir düşenlere” ve Türk milletini esarete mahkum edenlere kızgın ve öfkeliyim.

Tatil rehavetini, vatan sevdasına tercih edenlere;

Sandığa gitmeyen, vatandaşlık görevini yerine getirmeyen, otel lobilerinde buzlu viskisini yudumlayıp, sadece şikayet eden % 23 gibi çoğunluğu içeren seçmene;

Küresel sermayeye teslim olanlara;

10 Kasım 1938′den bu yana “izinde” olan tüm Atatürkçülere;

Gerçek tehlikeyi fark edemeyip, bölünmüş Türkiye haritalarını yok sayanlara kızgın ve öfkeliyim.

Baş düşman ABD emperyalizmi ve yamağı AB ile işbirliği yapan, hedef saptıran sözde demokratlara,solcu geçinenlere,

Vicdanlarını ve milli kimliklerini dolar ve avrolara satan köşe yazarlarına,

Tüm işbirlikçi ve AB’ci Erasmus profesörlerine ve onların eğittiği Amerikancı ve AB’ci gençliğe;

Bir türlü örgütlenmeyi beceremeyen, kendi, kendileri ile kavgaya devam eden demokratik kitle örgütlerine, kızgınım ve öfkeliyim.

Kapıları hiç çalmayan, yer sofrasında onların çorbasına ortak olmayan,” bu halk aptaldır.” diyebilen beyinsizlere,

Halkı eğitimsizlikle suçlayan ama onları eğitmek için asla çaba göstermeyen tüm eğitimlilere(!),

“Yetmez ama evet” diyen eski solculara,

“Taş atan çocuklar”ın savunuculuğunu yapıp, şehit cenazelerine sırtını dönen Lale Mansurlara,

Yazdığı kitapta, ” Kürt Açılımı”nı öven, PKK ve Öcalan’ı “muhatap” olarak işaret eden, Referandum öncesi bu kitabı yayımlayıp, kafaları karıştırarak sahte gündem yaratan Hanefi Avcı’ya kızgınım ve öfkeliyim.

“Genel af” söylemiyle, bulanık suda balık avlamaya çalışan, fay hattını çatlatıp referandum depremine yol açan, en az % 5 kararsızın “evet” demesine neden olan siyasi parti genel başkanlarına;

Samimi dini inançları nedeniyle başlarını örten kadınlarımızı, yayımladığı afişle “rahibe”ye benzeten haddini bilmez belediye başkanının karşı devrimcilerin görüşüne ve emperyalizmin en büyük silahlarından biri olan ayrışmaya hizmet eden davranışına,

Gerçek tehlikeyi, Cumhuriyet’in dönüştürülmesini, ulus devletin bölünmesini, milletin egemenliğinin AB’ye devredilmesini göz ardı edip, aralarındaki her türlü farkı öteleyip bir araya gelemeyen milli güçlere,

Gül’ün Powel’la imzaladığı gizli anlaşmaya tepki göstermeyenlere,

Rice’nin açıkça ilan ettiği gibi, proje gereği, içlerinde Türkiye’nin sınırlarının da değişeceği BOP’un Eşbaşkanı Erdoğan’ın yanında saf tutan rantçılara, paranın ve makamın kölesi olmuş insancıklara ve “demokratım” diyen tüm kuklalara..

45 derecelik sıcakta, klimalı salonlarda değişmeyen dinleyici profiline konferans veren, “Biz kanaat önderleriyiz. Bizim yerimiz salonlardır. Kenar mahallelerde bizim işimiz yok”diyen salon savaşçılarına,

BDP’ye “Demokratik Özerk Cumhuriyet için referandum provası yaptık” dedirten zihniyete kızgın ve çok öfkeliyim.

Ama Ergenekon’un 1. İddianamesi’nin 42-48 sayfalarında Gazi Mustafa Kemal’in ” terör örgütü üyesi ve kurucusu” olarak ilan edilip, Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakaret edilmesine ses çıkarmayan tüm Atatürkçülere ve dosyada adı geçen, iddianamenin altında imzaları olan yedi özel savcıya “tazminat davası açılmasını” gereksiz bulan zamanın ADD GYK üyelerine,

Yayımladıkları ilk tamimle YSK’nın tüzel kişilikleri kapsayan yasağını analizden yoksun ve üyelerini de bu yasağın içine alan, diplomalarında hukuk fakültesi yazan, ancak tüzel ve bireysel kişiliği ayırt edemeyen, karara duyulan tepki üzerine çark edip, Ege kıyılarında zaten “HAYIR” denilecek yerlerde adeta “tatil turu” düzenleyip konferans vermekle olayı geçiştiren ADD’ye

Bağımsızlık Savaşı’nda Mustafa Kemal’in önderliğinde vatanın kurtuluşu için bir araya gelen ve Damat Ferit Hükümeti tarafından ” vatan haini” ilan edilen istiklal uğruna can veren yurtseverlerin torunlarının duyarsızlığına,

Hala “toprak üzerinde uyumaya devam eden” sözde ulusalcıların vurdum duymazlığına daha çok öfkeli ve daha çok kızgınım..

Ben ” Başın sağ olsun canım kardeşim.” “Cumhuriyet musalla taşında.” “Bu iş bitti” diyenlere de kızgın ve öfkeliyim.

Ben % 58′e karşın sadece kızgın ve öfkeliyim.

Yılgın, ümitsiz, çaresiz ve yorgun değilim.

Ne savaşmadan, ne de savaşarak esir düşmeyeceğim… Kaçmayacağım, korkmayacağım, saklanmayacağım ve asla mücadeleden vazgeçmeyeceğim.

Çünkü Anadolu son yurdum, Cumhuriyet onurum, Mustafa Kemal önderim, Atatürk ,ilke ve devrimleri yol göstericim, “TAM BAĞIMSIZLIK” anlayışı andımdır.

“Ahval ve şerait” ne olursa olsun, andıma sadık kalacağıma ve Cumhuriyeti, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü Gazi Paşa’mın ” Ya İstiklal- Ya Ölüm” emrinin ışığı altında savunacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.



Kaynak
 
Bu yazılanlar insanın içini burkuyor ama ne yapalım seçtiklerimizde onlara mualif olanlar da hep aynı saftalar zor günler bekliyor bu ülkeyi
 
Geri
Üst