Kılıçdaroğlu'ndan Bakan'a sert yanıt

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Kılıçdaroğlu'ndan Bakan'a sert yanıt

Hayat kadınlarındaki artışı bu noktaya getiren kendisidir'

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'de 60 bin kadın bedenini satmak üzere sıraya girdi" şeklindeki açıklamasını talihsizlik olarak nitelendirmiş ve 'Kılıçdaroğlu özür dilemeli' demişti. Kavaf'ın bu sözlerine Kılıçdaroğlu'nun yanıtı sert oldu: Özür dilemesi gereken biri varsa o da Sayın Bakan'ın kendisidir.


Kavaf, 'Açıklama kadına yapılan büyük bir hakaret olmuştur. Beden işçisi kadınların da toplumun bir parçası olduklarını hatırlatmak isterim. Bütün kadınlardan özür dilemeli" diye konuşmuştu

"EĞER ÖZÜR DİLEMESİ GEREKEN BİR KİŞİ VARSA O DA SAYIN BAKAN'IN KENDİSİDİR"

CHP İstanbul İl Başkanlığında yaptığı basın toplantısı sonrası Bakan Kavaf'ın sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, sert konuştu. 60 bin hayat kadını rakamının İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana'da Şefkat-Der adlı bir dernek tarafndan yapılan bir araştırmanın sonucu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Bakan Kavaf'ın sözlerini de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Eğer özür dilemesi gereken bir kişi varsa o da Sayın Bakan'ın kendisidir. Kadınları hayat kadını olma koşullarına zorlayan muhalefet partileri değildir, iktidar partileridir. Hiçbir kadın da gönüllü olarak beden işçiliği yapmak istemez. Hayat kadını olmak istemez. Ama bu kriz, 60 bin kadını hayatta kalmak, yaşamını sürdürmek için beden işçiliğine zorluyorsa, önce hükümetin bunun üzerinde durması gerekiyor. Neden ve niçin?" diye sordu.



"ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİ ÖĞRENMEK İSTİYORSA, KOLTUĞUNDAN AYRILIR BANA KOLTUĞUNU DEVREDER"

Bakan Kavaf'ın 'çözüm üretemiyorlar' şeklinde bir eleştiri de yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sayın Bakan çözüm üretmekten söz ediyorsa, o zaman bulunduğu koltuğun ne anlama geldiğini bilmiyor. Bakan koltuğunda oturanlar çözüm üretirler. Ama benim çözümle ilgili önerilerimi öğrenmek istiyorsa, koltuğundan ayrılır bana koltuğunu devreder. Ben de bu hayat kadını sorunu nasıl çözülür ben kendisine gösteririm" diye konuştu.



Kılıçdaroğlu ayrıca, "Sayın bakan 60 bin kadını beden işçisi olmak için çalıştıran iktidarın bir parçasıdır. Eğer 60 bin kadın hayat kadını olmak için vesika bekliyorsa, bundan önce sayın Bakanın özür dilemesi gerekir" dedi. Beden işçiliğini ayıplamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ayıp olanın kişileri beden işçiliğine zorlayan ekonomik koşullar olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, bu ekonomik koşulları yaratanın da Bakan Kavaf'ın bir parçası olduğu hükümet olduğunu söyledi.



Kılıçdaroğlu, "Sayın Bakan hala bunu anlayaşamışsa, ben ona ne söyleyeceğim?" diye sordu. Hayat kadını almak için talebin bu kadar artmasının nedeninin insanların yolsuzluk, hırsızlık yapmak istememesi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, kendisinin bu garip duruma dikkat çekmek istediğini ve bu insanların çıkış yollarının AKP'nin izlediği ekonomi politikası nedeniyle kapandığını belirtti.



"HAYAT KADINLARINDAKİ ARTIŞI BU NOKTAYA GETİREN KENDİSİDİR, KENDİ İKTİDARIDIR"


"Kendi sırça köşklerinde oturup Anadolu'da neyin olup bittiğini bilmeyenler bize ders veremezler" diyen Kılıçdaroğlu, Bakan Kavaf'ın görevde olduğu bakanlıkla ilgili konulara bakması gerektiğini söyledi. "Çözüm istiyorsa ben sayın Bakan'a bir çözüm önereyim. Aile sigortasını niye getirmiyor sayın bakan? Elinden tutan mı var?" diye sordu.



"Ama sayın bakan bunları yapamaz. Önce sorunların nasıl çözüldüğünü ve bu konudaki siyasal kararlılığı bilmesi öğrenmesi ve bu siyasal kararların arkasında durması gerekir. Sayın bakanda bunların hiçbirisi yok" dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca, "Hayat kadınlarındaki artışı bu noktaya getiren kendisidir, kendi iktidarıdır" diye konuştu.

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/Kilicdaroglundan_Bakana_sert_yanit/253610/9/Siyaset
 
kenan usta ...
yorumların genelde tahrik edici..
haberin olsun...ondan sonra millete suç bulma...
herkes yorumunu yapar geri çekilir...
şahsi suçlama yapmaya kimsenin hakkı yoktur...

yazdığım hiç bir şeyde tahrik unsuru görmüyorum sadece insanları memleketleriyle değerlendirmesin dedim

sen öyle anladıysan özür dilerim ama Benim yerime o arkadaşa yazsaydın sen ne zıplıyon lan diye cevap yazardı herhalde

herneyse devam edelim yazıya yorum yapalım heerkez gergin kimse banlanmak istemiyor kendimize hakim olalım
 
Vay be .. Şu Kılıçdaroğlu nasıl bir adam öyle.. Çok kıymetli bir insana memleketiyle hitap edince hemşehrileri övünür " Aslan gibi hemşehrimiz var " diye .. Ama kılıçdaroğluna tuncelili deyince Tunceliye edilmiş bir hakaret gibi algılanıyor. bu ne çelişki.. ....Sonra şu lafı beni gülümsetti.. " Eğer Çözüm Önerilerimi öğrenmek istiyorsan koltuğunu bana verirsin " .. Bak sen uyanığa.. Beyefendi burası demokratik bir ülke ve Koltuklar insanlara peşkeş çekilmez. Seçim döneminde fikirlerini vatandaşa anlatırsın. Eğer vatandaş seni layık bulursa verir oyunu.. Seçimi kazanıp koltuğa oturursun.. Aksi takdirde Bir dönem daha beklersin. Fakat beklerken olumlu tavır sergilersin ki; Vatandaş sana güvensin , inansın ve bir sonraki seçimde oyunu verebilsin. Ortalığa elinde dosyayla kağıtla çıkıp birilerine iftiralar atarak seçim kazanılmıyor. Artık vatandaş uyandı. Laf değil icraat üreten insanlara oy veriliyor.
 
Vay be .. Şu Kılıçdaroğlu nasıl bir adam öyle.. Çok kıymetli bir insana memleketiyle hitap edince hemşehrileri övünür " Aslan gibi hemşehrimiz var " diye .. Ama kılıçdaroğluna tuncelili deyince Tunceliye edilmiş bir hakaret gibi algılanıyor. bu ne çelişki.. ....Sonra şu lafı beni gülümsetti.. " Eğer Çözüm Önerilerimi öğrenmek istiyorsan koltuğunu bana verirsin " .. Bak sen uyanığa.. Beyefendi burası demokratik bir ülke ve Koltuklar insanlara peşkeş çekilmez. Seçim döneminde fikirlerini vatandaşa anlatırsın. Eğer vatandaş seni layık bulursa verir oyunu.. Seçimi kazanıp koltuğa oturursun.. Aksi takdirde Bir dönem daha beklersin. Fakat beklerken olumlu tavır sergilersin ki; Vatandaş sana güvensin , inansın ve bir sonraki seçimde oyunu verebilsin. Ortalığa elinde dosyayla kağıtla çıkıp birilerine iftiralar atarak seçim kazanılmıyor. Artık vatandaş uyandı. Laf değil icraat üreten insanlara oy veriliyor.

Koltuğundan inersin diyor bana verirsin demiyor ve bencede haklı

Bakan işini seviyorsan Kılıçdaroğlu karşısında sus :)

katılıyorum sana
 
Vay be .. Şu Kılıçdaroğlu nasıl bir adam öyle.. Çok kıymetli bir insana memleketiyle hitap edince hemşehrileri övünür " Aslan gibi hemşehrimiz var " diye .. Ama kılıçdaroğluna tuncelili deyince Tunceliye edilmiş bir hakaret gibi algılanıyor. bu ne çelişki.. ....Sonra şu lafı beni gülümsetti.. " Eğer Çözüm Önerilerimi öğrenmek istiyorsan koltuğunu bana verirsin " .. Bak sen uyanığa.. Beyefendi burası demokratik bir ülke ve Koltuklar insanlara peşkeş çekilmez. Seçim döneminde fikirlerini vatandaşa anlatırsın. Eğer vatandaş seni layık bulursa verir oyunu.. Seçimi kazanıp koltuğa oturursun.. Aksi takdirde Bir dönem daha beklersin. Fakat beklerken olumlu tavır sergilersin ki; Vatandaş sana güvensin , inansın ve bir sonraki seçimde oyunu verebilsin. Ortalığa elinde dosyayla kağıtla çıkıp birilerine iftiralar atarak seçim kazanılmıyor. Artık vatandaş uyandı. Laf değil icraat üreten insanlara oy veriliyor.

Bakınız üsulü kendiniz açıklıyorsunuz ama siz sadece yazıları okuyabiliyorsunuz. Ne yazık ki kimse söylenenleri anlamaya çalışmıyor.

Hükümetler ne diye seçilir. Çözüm üretmek için. Muhalefet ise kontrol etmek için. Muhalefetin görevi biliniyor. Sayın bakan diyorsaki çözümler üretsin. O zaman o neden orada oturuyor. Yazılanlar mantığa hitap etsin lütfen. Birileride bu görevleri bilsin.

Bu arada icraatleri fena halde görebiliyoruz, ya da pardon göremiyoruz çünkü elle tutulur icraatımız yok. Bir fabrika açılmadı. Sadece özelleştirildi. Oh aman ne güzel. Vatandaş kürsüde konuşmasına, birilerine sokak ağzıyla laf çarpmasına oy vermese başta duracak gücü yok. Birde yandaşlar Başbakandan sonra muhalefetide dinlese, dinleyebilse ki onlar genelde aynı kanallara takılı kalıyorlar dinleyemiyorlar belki durumlar farklı olabilirdi.
Her neyse şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.
 
Bakınız üsulü kendiniz açıklıyorsunuz ama siz sadece yazıları okuyabiliyorsunuz. Ne yazık ki kimse söylenenleri anlamaya çalışmıyor.

Hükümetler ne diye seçilir. Çözüm üretmek için. Muhalefet ise kontrol etmek için. Muhalefetin görevi biliniyor. Sayın bakan diyorsaki çözümler üretsin. O zaman o neden orada oturuyor. Yazılanlar mantığa hitap etsin lütfen. Birileride bu görevleri bilsin.

Bu arada icraatleri fena halde görebiliyoruz, ya da pardon göremiyoruz çünkü elle tutulur icraatımız yok. Bir fabrika açılmadı. Sadece özelleştirildi. Oh aman ne güzel. Vatandaş kürsüde konuşmasına, birilerine sokak ağzıyla laf çarpmasına oy vermese başta duracak gücü yok. Birde yandaşlar Başbakandan sonra muhalefetide dinlese, dinleyebilse ki onlar genelde aynı kanallara takılı kalıyorlar dinleyemiyorlar belki durumlar farklı olabilirdi.
Her neyse şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Arkadaşım Bu hükümetin çözüm üretmediğini söylemek yalan söylemek , yapılan icraatları görememek kör olmakla eşdeğerdir. Kılıçdaroğlu sayın bakan'ı öylesine suçlamış ki ; Zannedersin beden işçiliği daha önceden yokmuşta bu hükümetle birlikte ortaya çıkmış..... Fabrika açılmadı derken gerçekten bilerek mi söylüyorsun. Bak ben adanalıyım ve bu bölgede yeni açılan fabrika sayısını sayamıyorum bile. İstersen gel birgün misafirim ol seni osmaniye ye götüreyim. Yeni yapılan organize sanayii bölgesini gezdireyim başın dönsün. Üç yıl öncesine kadar kapkara taşlarla kaplı olan bölgede şuan yüzlerce fabrika çalışmaya başladı ve bir okadarınında inşaatı devam ediyor. biraz daha güneye inelim dörtyol ve iskenderunda yapılan liman fabrika vs.. bunları inkar etmek gerçekten yalancılık olur. Antepte kurulan 3. 4. 5. organize sanayileri söylemiyorum bile. Lütfen insaflı olun.
 
Arkadaşım Bu hükümetin çözüm üretmediğini söylemek yalan söylemek , yapılan icraatları görememek kör olmakla eşdeğerdir. Kılıçdaroğlu sayın bakan'ı öylesine suçlamış ki ; Zannedersin beden işçiliği daha önceden yokmuşta bu hükümetle birlikte ortaya çıkmış..... Fabrika açılmadı derken gerçekten bilerek mi söylüyorsun. Bak ben adanalıyım ve bu bölgede yeni açılan fabrika sayısını sayamıyorum bile. İstersen gel birgün misafirim ol seni osmaniye ye götüreyim. Yeni yapılan organize sanayii bölgesini gezdireyim başın dönsün. Üç yıl öncesine kadar kapkara taşlarla kaplı olan bölgede şuan yüzlerce fabrika çalışmaya başladı ve bir okadarınında inşaatı devam ediyor. biraz daha güneye inelim dörtyol ve iskenderunda yapılan liman fabrika vs.. bunları inkar etmek gerçekten yalancılık olur. Antepte kurulan 3. 4. 5. organize sanayileri söylemiyorum bile. Lütfen insaflı olun.



evet

özür dileriz
galiba gerçekten körüz

işte bu verilerde körlüğümüzün belgesi

(yandaş medya falan demiyesiniz diye haber 7 den alıntı yaptım. yanlış anlaşılmasın)



Türkiye'de, kurulan şirket ve kooperatif sayısı Haziran ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 azaldı.

Buna göre, Haziran'da, 2008'in aynı ayına göre kurulan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 2 azalarak, 4 bin 156'dan 4 bin 73'e düştü. Bu ayda yeni kurulan 4 bin 73 şirketin 1.492'si İstanbul, 447'si Ankara, 222'si İzmir ve 1.912'si diğer illerde yer aldı



Haziran ayında, geçen yılın aynı ayına göre kurulan ticaret unvanlı işyeri sayısı yüzde 10,2 azalarak, 4 bin 301'den 3 bin 863'e geriledi. Kapanan ticaret unvanlı işyerleri sayısı ise aynı dönemde yüzde 271 artarak, 2 bin 108'den 7 bin 821'e yükseldi. Bu ayda yeni kurulan 3 bin 863 ticaret unvanlı işyerinin 1.322'si İstanbul, 539'u Ankara, 135'i İzmir ve 1.867'si diğer illerde bulunuyor



haberin devamı ve tamamı için:

http://www.haber7.com/haber/20090717/Haziran-acilankapanan-sirket-istatistikleri.php



daha fazla heber için hazır arama yapılmış link (siz zahmet etmeyin diye)

http://www.tumgazeteler.com/?a=4342168


bütün "körler" adına sizden "özür" diliyorum.


hükümetim çok yaşa
hükümetim çok yaşa
hükümetim çok yaşa
 
evet

özür dileriz
galiba gerçekten körüz

işte bu verilerde körlüğümüzün belgesi

(yandaş medya falan demiyesiniz diye haber 7 den alıntı yaptım. yanlış anlaşılmasın)



Türkiye'de, kurulan şirket ve kooperatif sayısı Haziran ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 azaldı.

Buna göre, Haziran'da, 2008'in aynı ayına göre kurulan şirket ve kooperatif sayısı yüzde 2 azalarak, 4 bin 156'dan 4 bin 73'e düştü. Bu ayda yeni kurulan 4 bin 73 şirketin 1.492'si İstanbul, 447'si Ankara, 222'si İzmir ve 1.912'si diğer illerde yer aldı



Haziran ayında, geçen yılın aynı ayına göre kurulan ticaret unvanlı işyeri sayısı yüzde 10,2 azalarak, 4 bin 301'den 3 bin 863'e geriledi. Kapanan ticaret unvanlı işyerleri sayısı ise aynı dönemde yüzde 271 artarak, 2 bin 108'den 7 bin 821'e yükseldi. Bu ayda yeni kurulan 3 bin 863 ticaret unvanlı işyerinin 1.322'si İstanbul, 539'u Ankara, 135'i İzmir ve 1.867'si diğer illerde bulunuyor



haberin devamı ve tamamı için:

http://www.haber7.com/haber/20090717/Haziran-acilankapanan-sirket-istatistikleri.php



daha fazla heber için hazır arama yapılmış link (siz zahmet etmeyin diye)

http://www.tumgazeteler.com/?a=4342168


bütün "körler" adına sizden "özür" diliyorum.


hükümetim çok yaşa
hükümetim çok yaşa
hükümetim çok yaşa

Arkadaşım. Seni kıracak bir terim olarak kullanmadım körlüğü. Fakat görmemekte hala ısrar ediyorsun. Akparti hükümeti tam 7 yıldır işbaşında ve sen diğer altı yılı görmezden gelerek resmen cımbızla son bir yılı görüyorsun. Son bir yılda biliyoruz ki çok büyük bir küresel krizle karşı karşıyayız. Dünyada Türkiye Cumhuriyeti kadar bütçesi olan şirketler birer birer batarken buna rağmen ülkemizde şirket iflasları olmamışken sadece yeni kurulan şirket sayısı %2 azalmış diye bu kadar kızgın olman beni büsbütün şaşırtıyor. Neden bukadar insafsızca davranıyorsun anlamakta güçlük çekiyorum.
 
Kılıçdaroğlu kendi partisinin Yamyamlarını doyursun önce

Ne diyordu Belediye başkanınız " Belediyedeki yamyamları doyurmaktan iş yapamıyorum"

Ve bu Tuncelili CHP nin kayıp trilyonu nerde onun hesabını versin.Nereye harcadınız.

ortada bunlar duruken utanmadan çıkıp başkalarına çamur atması bana horoz örneğini

hatırlatıyor

teşbih te hata olmaz

ayakları b.k un içine gömüldüğü halde ötebilen tek hayvan horozdur.
 
Arkadaşım. Seni kıracak bir terim olarak kullanmadım körlüğü. Fakat görmemekte hala ısrar ediyorsun. Akparti hükümeti tam 7 yıldır işbaşında ve sen diğer altı yılı görmezden gelerek resmen cımbızla son bir yılı görüyorsun. Son bir yılda biliyoruz ki çok büyük bir küresel krizle karşı karşıyayız. Dünyada Türkiye Cumhuriyeti kadar bütçesi olan şirketler birer birer batarken buna rağmen ülkemizde şirket iflasları olmamışken sadece yeni kurulan şirket sayısı %2 azalmış diye bu kadar kızgın olman beni büsbütün şaşırtıyor. Neden bukadar insafsızca davranıyorsun anlamakta güçlük çekiyorum.



yok körlük lafına kırlımadım ben

ama asıl göremeyenin biz olmadığını anlatmaya çalıştım

akp hükümeti 7 yıldır iş başında ve ben son 1 yılı cımbızladım

o da insafımdandır

geri kalan 6 yıl içinde kaç tane kamu teşekkülü satıldı

,bu paralar nereye gitti

dış borcumuz ne kadardı ne oldu

asgari ücret neydi ne oldu

....
...
..
.

istersen bunalrı bi araştır bi gör

bunları ben senin önüne hazır bir şekilde koymak isterdim ama o kadar zamanım yok ve bi zahmet savunduğunuz insanların neler yaptığını bi zahmet araştırın.


ayrıca verdiğim haberde önemli olan açılan iş yeri sayısındaki %2 lik azalma değil

Kapanan ticaret unvanlı işyerleri sayısı ise aynı dönemde yüzde 271 artarak, 2 bin 108'den 7 bin 821'e yükseldi.


işte bu veridir

%271 senin için birşey ifade etmiyomu?

hani adanada antepte her taraf fabrika dolmuştu?


lütfen görün

artık bi zahmet görün
 
yok körlük lafına kırlımadım ben

ama asıl göremeyenin biz olmadığını anlatmaya çalıştım

akp hükümeti 7 yıldır iş başında ve ben son 1 yılı cımbızladım

o da insafımdandır

geri kalan 6 yıl içinde kaç tane kamu teşekkülü satıldı

,bu paralar nereye gitti

dış borcumuz ne kadardı ne oldu

asgari ücret neydi ne oldu

....
...
..
.

istersen bunalrı bi araştır bi gör

bunları ben senin önüne hazır bir şekilde koymak isterdim ama o kadar zamanım yok ve bi zahmet savunduğunuz insanların neler yaptığını bi zahmet araştırın.


ayrıca verdiğim haberde önemli olan açılan iş yeri sayısındaki %2 lik azalma değil

Kapanan ticaret unvanlı işyerleri sayısı ise aynı dönemde yüzde 271 artarak, 2 bin 108'den 7 bin 821'e yükseldi.


işte bu veridir

%271 senin için birşey ifade etmiyomu?

hani adanada antepte her taraf fabrika dolmuştu?


lütfen görün

artık bi zahmet görün

Arkadaşım öncelikle asgari ücretle ilgili sorunu cevaplandırmak istiyorum çünkü verileri hazır elimde var.

ASGARİ ÜCRETİN SATINALMA GÜCÜ


==== 2002 ===========> 2007

Yumurta 1537 adet ======> 1919 adet
Makarna 183 kg ======> 294 kg
Kuru Fasulye 82 kg ======> 124 kg
Süt 161 litre ======> 241 litre
Toz Şeker 160 kg ======> 201 kg
Ekmek 198 adet ======> 272 adet


Bunlar en temel ihtiyaç maddeleri.. Elektronik eşya , Beyaz eşya vs. rakamları çok daha iyidir diye tahmin edebiliyorum.
 
Arkadaşım öncelikle asgari ücretle ilgili sorunu cevaplandırmak istiyorum çünkü verileri hazır elimde var.

ASGARİ ÜCRETİN SATINALMA GÜCÜ


==== 2002 ===========> 2007

Yumurta 1537 adet ======> 1919 adet
Makarna 183 kg ======> 294 kg
Kuru Fasulye 82 kg ======> 124 kg
Süt 161 litre ======> 241 litre
Toz Şeker 160 kg ======> 201 kg
Ekmek 198 adet ======> 272 adet


Bunlar en temel ihtiyaç maddeleri.. Elektronik eşya , Beyaz eşya vs. rakamları çok daha iyidir diye tahmin edebiliyorum.

Akıllıca tabirler ama matematiksel kapsama alanının dışında. Özür dileriz ama kiralanabilecek ev sayısı belirtilmemiş. En düşük kira ücretleri belirtilmemiş. Yetmemiş temel gıdaları alabildiğine seviniyorsun. Borç harç bir şekilde yaşayabiliyorsun.

Peki yaşamak için temel olan bir barınak acaba ne kadar. Bunu biliyor musun? Konut vergilerinin ne halde olduğundan haberin var mı? Konut vergisini bilmeden sakın konuşma.

Ayrıca organize sanayi bölgesi kuruluyor diyelim. Peki bu organize sanayı dünyaya otomobil üretip satıyor mu? Peki bu organize sanayi dünyaya telefon yapıp satıyor mu? Peki bu organize sanayi dünyaya uçak yapıp satıyor mu? Bunun temellerini attığını göremedik başbakanın.

Keşke görebilsek. Kalkınmak demek, ileri gitmek demek budur. Türkiye'de araba üretiliyor ama nasıl? Dışarıdan parçaları geliyor, sonra fıat, toyota, ford fabrikalarında üretiliyor. Dünyada 80 yıldır bir tane Türkçe isim taşıyan bir oto dolaşmıyor. Son 7 yılda bu yolda atılmış bir adımda göremedik. Bunlar ağır sanayi devrimidir. Biz organize sanayileri iyi biliriz. Yeni açılanlarıda biliriz. Fakat Türkiye'nin en olağan yapısıyla ilerleyen bir hükümet görüyoruz. Daha büyük atılım yok. Son bir yılı bırak öncekilerle ilgili rakamları döktüm önünüzede kimse hesap vermedi. Yeniden dökeyim mi?

http://www.hackhell.com/geri-donusu...eri-partinin-hesabini-versin-19-7-2009-a.html

İçerideki rakamları incele. Dikkatle incele. Sonra son 7 yılın ekenomi modelini gel bana sor ben sana anlatayım. Son 7 yılda ne oldu ne bitti ben sana anlatayım. Tamam mı kardeşim. Hadi kal sağlıcakla.
 
Kılıçdaroğlu kendi partisinin Yamyamlarını doyursun önce

Ne diyordu Belediye başkanınız " Belediyedeki yamyamları doyurmaktan iş yapamıyorum"

Ve bu Tuncelili CHP nin kayıp trilyonu nerde onun hesabını versin.Nereye harcadınız.

ortada bunlar duruken utanmadan çıkıp başkalarına çamur atması bana horoz örneğini

hatırlatıyor

teşbih te hata olmaz

ayakları b.k un içine gömüldüğü halde ötebilen tek hayvan horozdur.

bu sözlere aynen imzamı atıyorum
 
Akıllıca tabirler ama matematiksel kapsama alanının dışında. Özür dileriz ama kiralanabilecek ev sayısı belirtilmemiş. En düşük kira ücretleri belirtilmemiş. Yetmemiş temel gıdaları alabildiğine seviniyorsun. Borç harç bir şekilde yaşayabiliyorsun.

Peki yaşamak için temel olan bir barınak acaba ne kadar. Bunu biliyor musun? Konut vergilerinin ne halde olduğundan haberin var mı? Konut vergisini bilmeden sakın konuşma.

Ayrıca organize sanayi bölgesi kuruluyor diyelim. Peki bu organize sanayı dünyaya otomobil üretip satıyor mu? Peki bu organize sanayi dünyaya telefon yapıp satıyor mu? Peki bu organize sanayi dünyaya uçak yapıp satıyor mu? Bunun temellerini attığını göremedik başbakanın.

Keşke görebilsek. Kalkınmak demek, ileri gitmek demek budur. Türkiye'de araba üretiliyor ama nasıl? Dışarıdan parçaları geliyor, sonra fıat, toyota, ford fabrikalarında üretiliyor. Dünyada 80 yıldır bir tane Türkçe isim taşıyan bir oto dolaşmıyor. Son 7 yılda bu yolda atılmış bir adımda göremedik. Bunlar ağır sanayi devrimidir. Biz organize sanayileri iyi biliriz. Yeni açılanlarıda biliriz. Fakat Türkiye'nin en olağan yapısıyla ilerleyen bir hükümet görüyoruz. Daha büyük atılım yok. Son bir yılı bırak öncekilerle ilgili rakamları döktüm önünüzede kimse hesap vermedi. Yeniden dökeyim mi?

http://www.hackhell.com/geri-donusu...eri-partinin-hesabini-versin-19-7-2009-a.html

İçerideki rakamları incele. Dikkatle incele. Sonra son 7 yılın ekenomi modelini gel bana sor ben sana anlatayım. Son 7 yılda ne oldu ne bitti ben sana anlatayım. Tamam mı kardeşim. Hadi kal sağlıcakla.

Arkadaşım üretim yalnızca otomobil yada uçak yapmayla olmuyor. Yeterki üret ve sat. Bu konudaki serzenişlerini çok yanlış buluyorum. Velev ki; sanki Akparti hükümetinden önce Türkiyenin her yeri otomobil ve uçak fabrikasıymışta bunlar gelince kapanmış gibi çığırtkanlık yapıyorsun. Ev kiralarını kıyaslamanı da garipsedim , Çünkü Hükümet eliyle bir ev kirası borsası oluşturulmuş gibi bir intiba oluştu , Benim oturduğum semtte ev kiraları daha 6 ay öncesine kadar 500-600liraya kadar yükselmişken iki ay önce Toki konutlarının biterek insanların taşınması ile şimdi aynı evler 300-350 liraya kadar düştü. Gelelim verdiğin linkteki Fi tarihinden kalma haberlere. Dış ticaret açığı 70 milyar dolardan 5.4 milyar dolara geriledi bilmem haberin var mı. Doların 2002 ile 2008 yılları arasındaki değer kaybını baz alarak yapılan borç rakamları tamamen insanları kandırmaya yöneliktir . Bunu istersen GSMH'a oranlarsan daha net ortaya çıkar.
 
Arkadaşım öncelikle asgari ücretle ilgili sorunu cevaplandırmak istiyorum çünkü verileri hazır elimde var.

ASGARİ ÜCRETİN SATINALMA GÜCÜ


==== 2002 ===========> 2007

Yumurta 1537 adet ======> 1919 adet
Makarna 183 kg ======> 294 kg
Kuru Fasulye 82 kg ======> 124 kg
Süt 161 litre ======> 241 litre
Toz Şeker 160 kg ======> 201 kg
Ekmek 198 adet ======> 272 adet


Bunlar en temel ihtiyaç maddeleri.. Elektronik eşya , Beyaz eşya vs. rakamları çok daha iyidir diye tahmin edebiliyorum.




bu kadar rakamdan sonra bana asgari ücretin benzin ve mazot alım rakamlarınıda karşılaştırmalı olarak verirmisin. neden benzin ve mazot diyorum? çünkü bütün sektörlerin ana girdisidir benzin ve mazot. bu iki ürünün fiyatına bakarak neyin ne olduğunu daha iyi anlayabilirsin. yoksa gördüğün şeyler biraz eksik kalır.

bide biz şu anda 2007 de değil 2009 dayız onuda belirtmek istiyorum. 2007 nin üstünden 2 sene geçti.


ayrıca ben sadece asgari ücretten bahsetmedim. öbür maddelerede bi değinirsen sevinirim. özellikle kapanan iş yeri sayısındaki %271 lik artışa
 
bu kadar rakamdan sonra bana asgari ücretin benzin ve mazot alım rakamlarınıda karşılaştırmalı olarak verirmisin. neden benzin ve mazot diyorum? çünkü bütün sektörlerin ana girdisidir benzin ve mazot. bu iki ürünün fiyatına bakarak neyin ne olduğunu daha iyi anlayabilirsin. yoksa gördüğün şeyler biraz eksik kalır.

bide biz şu anda 2007 de değil 2009 dayız onuda belirtmek istiyorum. 2007 nin üstünden 2 sene geçti.


ayrıca ben sadece asgari ücretten bahsetmedim. öbür maddelerede bi değinirsen sevinirim. özellikle kapanan iş yeri sayısındaki %271 lik artışa

+ Bi Eklemede Ben Yapayım... Elektriğe %20 Zam Suya bi O kadar Zam Üniversite Harçlarına Zam ( Üniversiteleri Bitiremeden Bişey Yapamıcaklar Parayla Sindirmeye Çalışıyorlar..) O Saydıkları Yok Yumurta Felan Yoksa Unakıtanın Fabrikalarının Olmasın..=)))

Arkadaşım öncelikle asgari ücretle ilgili sorunu cevaplandırmak istiyorum çünkü verileri hazır elimde var.

ASGARİ ÜCRETİN SATINALMA GÜCÜ


==== 2002 ===========> 2007

Yumurta 1537 adet ======> 1919 adet
Makarna 183 kg ======> 294 kg
Kuru Fasulye 82 kg ======> 124 kg
Süt 161 litre ======> 241 litre
Toz Şeker 160 kg ======> 201 kg
Ekmek 198 adet ======> 272 adet


Bunlar en temel ihtiyaç maddeleri.. Elektronik eşya , Beyaz eşya vs. rakamları çok daha iyidir diye tahmin edebiliyorum.

Link Veriri Mİsin Bak Ben Linklerle Konuşacam Senin Yalanlarını Nasıl Yalan Haber Olduğunu Göstercem.. Hemde Sizin Gazetelerle...

ASGARİ ÜCRETİN SATINALMA GÜCÜ AZALDI (2003)

,Türk-İş tarafından yapılan araştırmaya göre, mevcut asgari ücretin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2003'den Ağustos 2003'e kadar geçen 8 aylık sürede asgari ücretin satınalma gücünde yüzde 10.5 oranında kayıp oldu.
27 Eylül 2003 Cumartesi 10:28
ANKARA - Asgari Ücretin satınalma gücünde bu yılın 8 ayında yüzde 10.5 oranında gerileme olduğu bildirildi.

Türk-İş tarafından yapılan araştırmaya göre, mevcut asgari ücretin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2003'den Ağustos 2003'e kadar geçen 8 aylık sürede asgari ücretin satınalma gücünde yüzde 10.5 oranında kayıp oldu.

Araştırmaya göre, brüt 306 milyon, net 225 milyon 999 bin lira olan yürürlükteki asgari ücretle çalışan bir işçi 1 kilogram ekmek satınalabilmek için 1 saat 20 dakika, 1 kilogram kıyma için 8 saat 43 dakika, 1 kilogram peynir için 6 saat 13 dakika, 1 kilogram bal için 11 saat 6 dakika, 1 kilogram kuru fasulye için 2 saat 56 dakika çalışması gerekiyor.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, yılbaşında bilimsel hesaplamalar dikkate alınmadan saptanan yürürlükteki asgari ücretin satın alma gücünde bu yılın 8 ayında yüzde 10.5 oranında aşınma meydana geldiğini, yaklaşık 5 milyon asgari ücretlinin yaşamlarında güçlük çektiğini söyledi.

Geçim koşullarının giderek ağırlaştığına dikkat çeken Kılıç, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun hemen toplanarak yeni ücreti belirlemesi gerektiğini kaydetti. Asgari Ücretten vergi kesilmemesini isteyen Kılıç şunları söyledi:

'Bu yılın başında milyonlarca işçiyi hayal kırıklığına uğratacak bir ücret belirlendi ve 2003 yılında asgari ücretle geçinenler en çok mağdur olan kesimlerin başında geldi. Bu nedenle bu yılın 8 ayında yüzde 10.5 oranında aşınmaya uğrayan yürürlükteki asgari ücretin belirlenmesi için Asgari Ücret Tespit Komisyonu hemen toplantıya çağırılmalıdır. Açlık sınırının 500 milyon liraya yaklaştığı bir ortamda mevcut asgari ücret çok yetersiz kalmaktadır. Ülkede yaşanan ekonomik krizin faturası, satınalma gücü giderek gerileyen dar ve sabit gelirli kesimlere çıkarılmamalıdır.'

http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=100302

Asgari ücrette yaya kaldık

Türkiye, Ocak 2005`ten itibaren 18 yaşından büyük işçiler için net 350 YTL olan asgari ücret düzeyi ile Polonya ve Malta`nın gerisinde kaldı.

Yılbaşından geçerli olmak üzere asgari ücretin 350 YTL (194 Euro) olarak belirlendiği Türkiye, AB ülkelerinden sadece Estonya(172 Euro), Slovakya(163 Euro), Litvanya(145 Euro) ve Letonya`yı (121 Euro) geçebildi. Geçen yıl asgari ücretin 177 Euro olduğu Polonya, yılbaşında asgari ücreti 208 Euro`ya yükseltti. Türkiye`deki asgari ücret ise Polonya`nın da gerisine düşerek 194 Euro`da kaldı. Harb-İş Sendikası`nın araştırmasında, yaşam standardı ve satın alma gücü de masaya yatırıldı. Türkiye`deki asgari ücretin satın alma gücünün, Euro bazında en düşük görünen Letonya`dan bile zayıf kaldığı ortaya çıktı. Örneğin, 121 Euro asgari ücret uygulanan Letonya`da, asgari ihtiyaçların yüzde 80`i, 145 Euro asgari ücret uygulanan Litvanya`da ise yüzde 93`ü karşılanıyor. Türkiye`de ise asgari ücret miktarı ile bir kişinin aylık asgari geçim haddinin ancak yüzde 43`ü karşılanabiliyor.

http://www.tumgazeteler.com/?a=794130

Hükümetin asgari ücret politikası popülizm değil

Asgari ücret; sefalet ücreti

Asgari ücret pazarlık ücreti değildir. Ancak 2003 yılının başında yürürlüğe giren asgari ücret –önceki yıllarda olduğu gibi– işveren ve hükümet tarafından pazarlık konusu yapılmış, asgari ücret Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından net 326 milyon 602 bin lira olarak hesaplanmasına karşılık net 225 milyon 999 bin lira olarak ilan edilmiştir.

Asgari ücret belirlenmesi çalışmalarında, işveren–hükümet kesimi temsilcileri ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu öncelikle değerlendirmekte ve fakat çalışanların içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal yaşama şartlarını göz ardı etmektedir. İşçinin ailesinin hesaplamalarda dikkate alınmaması sonucu asgari ücret eksik ve yetersiz olarak belirlenirken, bu tutardan ayrıca kesinti yapılması nedeniyle asgari ücret “sefalet ücreti”ne dönüşmektedir.

Asgari ücret seviyesinde gelir elde eden işçiden yapılan kesintilerin makul bir oranda olmasını işçi kesimi de yıllardır savunmaktadır. Ancak bu olayın sadece bir boyutudur. Ülkede yaşanan ekonomik krizin faturası, satın alma gücü giderek gerileyen dar ve sabit gelirli kesimlere çıkartılmamalıdır. 2003 yılı başından bu yana gerçekleşen fiyat artışları ile yetersiz ve düşük belirlenen asgari ücret daha da aşınmış ve satın alma gücü gerilemiştir.

http://arsiv.zaman.com.tr/2003/12/23/yorumlar/yorum2.htm



Sermayenin işçi sınıfına saldırıları giderek artıyor!

Kişi Başına Satın Alma Gücü İndeksi (OECD=100)

Ülkeler
Satın Alma Gücü

Lüksemburg
222

Norveç
151

ABD
144

İrlanda
132

İzlanda
129

İsviçre
120

Kanada
117

Danimarka
117

Avusturya
116

İsveç
115

Avustralya
112

Hollanda
112

Finlandiya
110

İngiltere
109

Belçika
108

Japonya
105

Fransa
105

Almanya
102

EU15
102

İtalya
101

OECD 30
100

Euro area
100

Yeni zellanda
88

İspanya
88

Yunanistan
78

Kore
77

Portekiz
71

Çek Cum.
67

Macaristan
58

Slovakya
53

Polonya
47

Meksika
36

Türkiye
30

Kaynak: OECD-2005


http://www.disk.org.tr/default.asp?Page=Content&ContentId=240

daha sayayım mı acaba yoksa bu kadarı sert ve oturaklı mı linksiz konuşan arkadaşım...
 
Geri
Üst