Kılıçdaroğlu’nun tutarsızlıkları

innuendo

HANZALA
Moderatör
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
9,878
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
FİLİSTANBUL
Kılıçdaroğlu’nun tutarsızlıkları

KILIÇDAROĞLU’nu dikkatle izliyorum.

İşimiz bu. Siyasette yükselen her figürü izlemek zorundayız.
Olumlu bulduğum pek çok yönü var. Bir kısmını daha önce yazdım.
Son günlerde CHP’nin eski genel başkanının yapmadıklarını yapıyor.
Çok çalışkan. Geziyor, dolaşıyor, konuşuyor.
Halka yakın. Rol yapmıyor, gerçekten yakın.
CHP’nin yıllardır miting yapmadığı, hatta tarihi boyunca gitmediği yerlere gidiyor. İyi kötü bir kalabalık topluyor.
Bunların hepsi olumlu.

Ancaaaak!
Bir ancak var ki, çok derin.
Belki başında bulunduğu partinin genetiğinden kaynaklanıyor, bilmiyorum ama tavırlarında bazı tutarsızlıklar görüyorum.

En net örnek, 27 Nisan Muhtırası’yla ilgili sözleri. Bunun, dönemin Genelkurmay Başkanı ile Başbakan arasında yapılmış bir uzlaşma sonucu, AKP’ye güç kazandırmak için verildiğini söyledi.

Elde bir kanıt, bir belge olmadan böyle bir şey söylemenin yanlışlığı bir yana, 27 Nisan Muhtırası başta CHP’nin o günkü yönetimi olmak üzere AKP muhalifi geniş çevreler tarafından “olumlu” bulunmuş, hatta alkışlanmıştı.

Eğer Kılıçdaroğlu’nun dediği gibiyse, yani bu muhtıra AKP’ye seçim kazandırmak için planlanmış bir komploysa demek ki, CHP ve AKP karşıtı olduğunu söyleyen çevreler de bu komplonun bir parçasıydı.

Kılıçdaroğlu böyle bir iddia ortaya atıyorsa o zaman parti içinde de bir özeleştiri yapılmasını sağlamak zorundaydı. O gün ordunun, AKP’ye “ayar verdiğini” düşünüp mutlu olanlar, bugün niye tam tersi bir noktadalar açıklamak zorundadır.

Bir diğer garabet ise Kılıçdaroğlu’nun, Yüksek Askeri Şûra ile ilgili söylediği, “Siyasetçiler TSK içindeki atamalara karışmamalı, elini çekmeli” sözü.
Bu da söylenecek bir laf değil.

Diyelim ki Kılıçdaroğlu, başbakan oldu ve ordu içinde bir cuntacı kliğin başa geçmek üzere organize olduğunu gördü. Siyaset olarak buna müdahale etmeyecek mi?

Bence Kılıçdaroğlu böyle diyeceğine, “Eğer ordu içinde gerçekten darbe yanlıları var ise bunların temizlenmesi konusunda Sayın Başbakan’a her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki, elindeki bilgileri, belgeleri bizimle paylaşsın. Demokrasi adına onun yanında oluruz” demeliydi. Hatta bir adım daha ileri gidip, “Ordu içindeki cunta kalıntıları var ise bunu temizlemek için yargı ile TSK’yı karşı karşıya getirmek yanlıştır. Bunu siyaset eliyle yapmak gerekir” diye de eklemeliydi.

Dediğim gibi, bu demokrasiyi içselleştirmekle ilgili bir şey.
Bir anda olmuyor.

 
Bana da Fatih Altaylı'nın tutarsızlığı gibi geldi bugünkü yazı.
 
Yakında

Siyasette TAKİYYE yapmayı

Konuşurken milletin gözünün içine bakarak YALAN söylemeyi

Köşeye sıkışınca Tecahül-i arif yapmayı ,

Sorulara maruz kaldığı zaman MEVZU DEĞİŞTİRMEYİ

Yemek yerken mikrofonların duyacağı şekilde besmele çekmeyi

Cumaları kaçırmamayı cumaya gidiş dönüşlerde akılda kalsın diye sansasyonel laflar etmeyi

VE

DAHA BİR ÇOK GÜZEL VASIFLARINIZI

ÖĞRETİRSİNİZ

ÇELİŞMEZ ÇELİŞSE BİLE KIVIRMAYI BECERİR HALE KIVAMA GELİR....
 
Bunu çok yapıyor herkes.
Parti içindeki kadro %90 değişmiş olmasına rağmen hala geçmişte olan siyasi görüşü yeniye maletmeye çalışıyorlar.

Bu doğal bir yoldur. Fazla yükselmemesi için uğraşılıyor.
Gelin görün ki yükseliş ciddi bir yükseliştir.
Bunu öyle durdurmak köşeyazarlarına kalmadı.
Kalsaydı Karaoğlan'ın Nurlu Süleyman karşısında şansı olmazdı.
 
Geri
Üst