ve bu insanlar bilindiği gibi sosyalist ideoloji ile kendilerini tanımlamışlar
Örgüt tamamen bir Stalinist hiyerarşi ile hareket ediyor biz dağdakilere cahil kandırılmış derken onlarında Türk medyası halkını uyutuyor ve halk için gelişmemiş zeka düzeyine sahip dediklerini önemsemek gerekir bence
her şehit cenazesi sonrası parçalanan ana yüreklerine ses vermek önemlidir ama gözlemlerime bi bakıyor ve analiz ediyorum şehit anası bir oğlum daha var onuda gönderecem derken öbür tarafta kendi cenazesini o tvlerde gördüğümüz filistinde ölen militanların cenaze törenlerine çeviriyorlar ve normal bir cenazede olmaması gereken zılgıtlarla gömüyorlar ölülerini,
velhasılıkelam eğitim seviyemiz çok düşük insanlarımızda bir olayı analiz etme ve en önemlisi sorgulama dediğimiz teknikler gelişmemiş ya da hiç yok,
istanbul'da bir şehit cenazesinde eğitim seviyesi yüksek ve gelir durumu iyi olan bir türk vatandaşı hiç unutmam dedi ki ben hakkımı helal etmiyorum benim oğlum çanakkale'de ölmedi sakarya'da ölmedi ne idüğü belirsiz birşeye kurban gitti içim yanıyor ben hakkımı helal etmiyorum dedi,
şimdi biraz sakin ve mantıklı düşünelim yukarıdaki sesin çoğalması birilerini eminim köşeye sıkıştıracaktır ve olaya olan bakış açımız değişecektir,
her ne olursa olsun benim yinede umudum var bu ülkeden
sıfırdan tükenmişlikten ortaya çıkarabildiysek Türkiye Cumhuriyeti'ni
eminim zamanı gelince bu aklı evvelerden kendimizi kurtarıp bu olayıda çözeceğiz
Arkadaş yerden göğe kadar haklı ama bir konuda biraz görüş ayrılığımız olacak... O da eğitim...
Birçok topluma geçmişte hükmetmiş onlar ile bir arada yaşamış toplumlarda, demokrası eğitim hak ve özgürlükler olabildiğince gelişkin ve alabildiğine uyulan birer kural topluluğudur. Bizim ülkemizde ise kendini bu ülke vatandaşı olarak gören , tasada ve kıvançta, hüzünde ve gamda bir olan insanlar eğitildiklerinde bu ülkenin kıymetini nasıl korunması gerektiğini nasıl kalkınacağını daha iyi anlarlar.
Fakat bu ülkenin kötülüğü için elinden geleni yapan, eline silah alıp dağa bayıra çıkan kendini çok afedersiniz ama bi b.. zanneden birileri eğitildiği zaman elindeki silahı bırakır, okur, bu işlerin silahla değil masa başında hallolacağını düşünür, DTP gibi bi parti kurar ve bu ülkeye Avrupalı densüzlerin yardımıyla etmediklerini bırakmaz MASA BAŞINDA katbettirirler. Çünkü silahsız birine siz silah çektiğinizde tüm dünya ayağa kalkar. Özellikle Canım Ülkem TÜRKİYE'M içiin... Eğitimi serbest değil yatılı okullarla yapmak doğrudur. Doğudaki okul yaşına gelmiş çocukları ailelerinin rızası ile alıp devletin resmi yatılı okullarında gerekli eğitimi verdiğiniz zaman o körpecik beyinler bu ülkenin değerini kavrar, ne emekler çekildiğini anlar, yaşadıkları bu ülkeye daha faydalı olabilmek için ellerinden geleni yaparlar... Hergün okula gidip "Baba bugün öğretmen bize Türkiye Haritası'nı çizdirdi. Ne güzel değil mi??" dediğinde baba ona " Hadi lan ordan o harita öyle değil böyle diyerek o iğrenç elleriyle orda bir takım karalamalar yaptığında o çocuk artık bir potansiyel suçlu olarak yetişmeye başlamış demektir." Öğretmeni derste Türk misafir perverliğini anlatırken evde çocuğa yalan Türkler bize işkence ediyor bizi istemiyor hep eziyet ediyor diye 80 yalan ve pislik öğretirse o çocuk eğitimini tamamladığında dağa gitmez... Bilir ki orda Şanlı Mehmetçik onu bekliyodur tüm teçhizatı kumanyası ve vatan savunması aşkı ile... En temiz çözümün hukuk yada diğer branşlarda okuyup Türkiye Büyük Millet Meclisine girip orda adına ettiğimin bir parti kurup nasıl bu ülkeye masa başında kaybettiririmin planlarını kurar.
Topraklarını karış karış şehit kanıyla suladığımız ve binbir zorlukla bu günlere getirdiğimiz bu güzel yurdu iki öksürük bi ossuruk ile ala vere dala vere edip bu ülkenin aleyhine çalışan onu bölmek isteyenler varsa gün gelecek günlerini görecekeler... Sabır taşı gün gelir çatlar... Ama Türkün sabırtaşı bir çatladı mı ...........
Sözlerime Keçecizade Fuat Paşa'nın sözleriyle son vermek istiyorum:
Bir gün devlet erkanı ve diğer hariciyecilerin toplandığı bir anda yunan hariciye nazırı Paşa'nın yanına gelerek:
- Ya sayın ekselanları, Kıbrısı bize satar mısınız? der.
Paşa'da gayet sakin bir şekilde:
- Tabiiki satarız. der.
Bu söze çok şaşıran hariciyeci ( dış işleri bakanı ) :
-Yaaa... Pekii... Kaça satarsınız? der
Paşa'nın nazikce der ki:
-Aldığımız fiyata veririz...
Bunu duyan hariciyeci iyice heyecanlanır ve:
-Peki kaça almıştınız? der.
Paşa'nın cevabı çok korkunçtur...
-100000 şehit , 80000 gazi...
Bu ülkeyi bömek isteyen biri varsa 100000 , 100000 değil yüzlerce milyonu alıp karşımıza çıkması lazım. Bunun da imkansız olduğunu bilmeyen yoktur...
Saygılar...