iste Cumhurunbaskani! Takilar Sehit Ailelerine

Arkadaşlar, düğünü olan adam bu ülkenin cumhurbaşkanı. Kardeşimin de dediği gibi, ne yapsaydı, koca cumhurbaşkanı korumasız polissiz mi düğün yapacaktı yani ? Geçin bunları ya millet uzaya çıktı, biz birbirimizi yerin dibine sokmak için fırsat kolluyoruz. Adam elbette o kadar sıkı korunacak ki bu Türkiye'nin büyüklüğünü ve gücünü gösterir. Öyle sıradan bi vatandaş gibi düğün mü yapacaktı, elini kolunu sallayan herkes düğüne mi gidecekti sanıyosunuz siz. Ayrıca Abdullah Gül isteseydi pekala Çankaya köşkünü kullanabilirdi. Ama kullanmadı. Çünkü ortalığı germek istemedi. Çünkü öyle bi düğünden sonra hakkında söylenebilecek (üstüne atılabilecek iftiraları) şeyleri çok ama çok iyi biliyordu. Yok şu kadar davetli geldi, şu kadar masraf yaptı falan filan bisürü hikaye.

Onu bunu bırakın siz. Sayfalarca copy paste de yapsanız bu millet artık herşeyi biliyor ve görüyor. Adam takıları bağışladı, yine de yaranamadı ya böyle bişi var mı :D Bağışladı işte, kötü mü etti yani :D Geçin artık bu zihniyetleri ya bırakın Allah'ınızı severseniz.
 
yehowan arkadaşım çok güzel bi konuya değinmişsin ve şurdada okadar haklısın ki a.necdet sezerde çumhurbaşkanı döneminde evlendirdi oğlunu ve o tören çankaya köşkünde yapıldı o saatde giden elk.parasını bile verilen bilgilere göre sayın cumhurbaşkanımız kendi karşıladı.bazıları başbakanken 1 yılda artan %1850 lik gelirini nerden bulduğun sorulunca oğlumu evlendirdim ordaki takılardan diyemedi bile.şu andaki iktidarı hiç beğenmiyorum tekrar nasıl bu hataya düşüldü onu hiç anlamadım zaten
 
Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ;2209614' Alıntı:
mesajına cevap yazmadan önce güzel bir alıntı.



Okuması zor olmasa gerek bu satırları.Bunlar Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in sözleri:
(anlaşılamadığı, daha doğrusu ezberler bozulmadığı için,yani takım tutar gibi siyasi olaylara yaklaşan ve 1-2 cümleyle yorum yapmaktan vazgeçecemeyen ezberci üyelerimiz için tekrar yazıyorum.rahat okumaları altını çizdim ve rengini değiştirdim,artık onlarda biraz zahmet edip okusunlar ve ona göre yorum yapsınlar.)





Madem çarpıtılmış olan terörist affı hadisesinde Sezer'i suçluyorsun
aynı "yüzeysel mantıkla" gidersek terörist affı konusunda,
- Adalet Bakanı Cemil Çiçek'te suçludur!!!
-Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'da suçludur!!!


ama sadece "Sezer terörist affetti" demek bir çelişkidir ve ideolojik yaklaşımınızla gerçekliği birbirinden ayıramadığınızı gösteriyor ki buna söylenecek söz yoktur.


Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı, afları Adalet Bakanlığı'ndan onaylı olan teröristleri, onaylamadıktan sonra ne olur:

ilk önce:
-Mazlum-Der vb. insan hakları örgütlerindeki amcalarımız çooooook kızarlar(başta dernek kurucusu Vakit gazetesi köşeyazarı Abdurrahman Dilipak ve sonrasında dernek başkanı Özgür Gündem gazetesi köşeyazarı Ayhan Bilgen vb.) Dİğer insan hakları örgütleri de çıkıp tepki göstereceklerdir.

sonrasında:
Kapısında köle olduğumuz AB deki "şirin dayılar" çok kızarlar.Onların baskısı durumu daha da kötüye götürür.Ülkenin başındaki kişiler nasıl oluyorda, AB baskısı ile Leyla Zana'yı affediyorlarsa,AB baskısı ile de ölümcül hastalığa yakalanmış olan diğer teröristleri de affederler
sorarım size Haziran 2004'te serbest bırakıldı Zana,o dönemde kim tek başına iktidardı,kim Adalet Bakanıydı? Sezer i eleştiriyorsanız onları da eleştirmeniz gerekmez mi?
(işte bu yüzden sizin çelişkili mantığınızla düşünmek,"fazla mantıklı değil")



Ayrıca haberin sadece -bazı yayın organlarında- " Sezer terörist affetti" şeklinde çarpıtılması da gerçekten çok düşündürücü.

daha fazla yorum yazıpta forumu doldurmayacağım
okumadan etmeden körü körüne inanıp, ezbercilik yapmak gerçekliğini kanıtlamaz.(inanan vardır yoktur orası ayrı)



Sezer-Gül karşılaştırması mevcut başlıkla çokta alakalı olmadığı için buraya daha fazla yazmıyorum

baksenn şimdiye kadar yaptığı uygulamalarla yere göge sığdıramadığınız ve hatta hükümetin önünde kaya gibi duran onu frenlediği için methiyeler düzdüğünüz büyük ulusalcı A.N .Sezer ,teröristleri başta AB olmak üzere bir takım sivil toplum örgütlerinden korktuğu için affetmiş.

oysaki SEzeri teröristleri affetme konusunda en fazla manşete çeken ve bu konuda ondan hesap soran Vakit gazetesi bile güya teröristleri affetmeseymiş Sezere kızarmış .

arkadaşım eğer 15 dakikanı ayırıpta şu siteyi incelersen Çok güvendiğiniz sezerin bu teröristleri nasıl affettiğini belgekleriyle görecekseniz. www.teroreodul.com

eğer cesaretiniz varsa tabi

inceleyinde sonra konuşalım

www.teroreodul.com
 
baksenn şimdiye kadar yaptığı uygulamalarla yere göge sığdıramadığınız ve hatta hükümetin önünde kaya gibi duran onu frenlediği için methiyeler düzdüğünüz büyük ulusalcı A.N .Sezer ,teröristleri başta AB olmak üzere bir takım sivil toplum örgütlerinden korktuğu için affetmiş.

oysaki SEzeri teröristleri affetme konusunda en fazla manşete çeken ve bu konuda ondan hesap soran Vakit gazetesi bile güya teröristleri affetmeseymiş Sezere kızarmış .
...[/SIZE]

eğer cesaretiniz varsa tabi

inceleyinde sonra konuşalım

www.teroreodul.com

kaynak olarak verdiğin site incelemeye değer bir haber kaynağı mı?
hayır
sen benim yazdıklarımı okudun mu?
bence hiç okumamışın.

3 basit soru:

1-)Vakit gazetesinin köşeyazarı Dilipak'ın Mazlum-Der'in kurucusu olduğu yalan mı?Peki Dilipak'ın bir söz hakkı yok mu ki, derneğe teröristlere methiyeler düzen köşe yazarları başkan oluyor?
2-)Ve madem terörist aflarından bahsediyoruz Haziran 2004 te affedilen Leyla Zana'nın affını yapan AKP iktidarı bu affı neye göre yaptı?(AB baskısı değil de ne???)
3-)Senin çok güvendiğin o sitedeki belgelerde prosedürün Adli Tıp,Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı üçlüsü ile ilgili olduğu yazmıyor mu?yazıyor.Peki neden hala kalkıpta tüm faturayı Sezer'e kesmeye kalkıyorsun?


bu sorulara cevap verebiliyorsan tartışalım,yoksa aynı şeyleri tekrar etmiyeceğim

Sen siyasi görüşünden dolayı kendini teröristleri Sezer affetti diye inandırmak istiyor olabilirsin.ama böyle bir iddiayı kanıtlaman gerekir.iddianı kanıtlarken de taraflara karşı objektif olman gerekir.
 
Ben Ahmet Necdet Sezerin teröristlere buyrun çıkın diyebilcek bi karaktere sahip olmadığını Gül'ün kızını evlendirirken de şaşalı bir tören yapmadığını düşünüyorum İki cumhurbaşkanımıda seviyorum bundan öncekileride sevdim ileridekileride seveceğim... tartışan arkadaşlara bi lafım yok ancak cumhurbaşkanı hepimizin bence eleştirileri haketmeyen bir makam diğer siyasetçilere gösterilen saygıdan daha fazlasını hakettiklerini düşünüyorum...
Atatürkün adının yer aldığı makama saygı istiyorum halk iradesine saygı istiyorum
 
Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ;2213420' Alıntı:

kaynak olarak verdiğin site incelemeye değer bir haber kaynağı mı?
hayır
sen benim yazdıklarımı okudun mu?
bence hiç okumamışın.

3 basit soru:

1-)Vakit gazetesinin köşeyazarı Dilipak'ın Mazlum-Der'in kurucusu olduğu yalan mı?Peki Dilipak'ın bir söz hakkı yok mu ki, derneğe teröristlere methiyeler düzen köşe yazarları başkan oluyor?
2-)Ve madem terörist aflarından bahsediyoruz Haziran 2004 te affedilen Leyla Zana'nın affını yapan AKP iktidarı bu affı neye göre yaptı?(AB baskısı değil de ne???)
3-)Senin çok güvendiğin o sitedeki belgelerde prosedürün Adli Tıp,Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı üçlüsü ile ilgili olduğu yazmıyor mu?yazıyor.Peki neden hala kalkıpta tüm faturayı Sezer'e kesmeye kalkıyorsun?


bu sorulara cevap verebiliyorsan tartışalım,yoksa aynı şeyleri tekrar etmiyeceğim

Sen siyasi görüşünden dolayı kendini teröristleri Sezer affetti diye inandırmak istiyor olabilirsin.ama böyle bir iddiayı kanıtlaman gerekir.iddianı kanıtlarken de taraflara karşı objektif olman gerekir.

Bak arkadaşım benim bildiğim tek bir geçek var ki oda şu. Eğer sebep ne olursa olsun Sezer ismeseydi kimse o na sen neden teröristeri affetmedin diye hesap soramazdı.Zaten adı üstünde Özel af.İster affeder ister veto eder. kimse ona karışamaz.Nasıl ki hükümetin binlerce brokratını atamayıp veto ettiği gibi.
Kaldı ki Sezer yine aynı yöntemlerle kendisine affedilmesi için gönderine onlarca kişin affını ise veto etmiştir.Ve kimse ona sen nasıl veto edersin diye hesap sormamıştır.Zaten Soramazda.
ama eminim ki affını veto ettiği kişiler terörist olmadığı ,vatanı nı milletii seven sağ görüşlü oldukları için veto
edilmiştir.

ha bu arada benim derdim illada sezerin terörisleri affetmesini cümle alem ispat etmenin yanındal.ayrıca ben bu konuda sergilenen iki yüzlülüğe işaret etmek istiyorum
başbakan bundan 7 yıl önce siaysi yasaklı iken bir programda irticalen yaptığı konuşma da " sayın " kelimesini sehven söylediği için belli kesimler bu konuda aylarca edebiyat parçalarken , aynı çevreler nedense Sezerin kendi özel affıyla salıverdiği teröristlerin sorumlululuğunu ise başka yerlere yıkma gayretlerini samimiyetsizlik olarak görüyorum.
Tabiki "sayın " kelimesi için başbakanı da eleştireceksiniz .herkes kim olursa olsun yapacağı konuşmaya dikkat etmek zorunda. Ama bu konuda sırf başbakanı eleşiteceğiz diye şehitler üzerinden duygu sömürüsü yapanlar ,A.N.Sezerin 270 tane teröristi affetmesinin hesabını başka yerlere yıkamazlar.affedilen bu teröristlerin çoğu hapisten çıktıktan sonra dağa çıkıp askerimize kurşun sıkarken yakalnamıştır.
 
Affedilen 200 den fazla teröristin sorumluluğu Sezer in dir.yalandan kimse bu bu konuda kıvırmaya kalkmasın.Adalet bakanı nın yaptığı açıklamaları örnek göstermiş bazı arkadaşlar.Bakan burada sadece izlenen prosedürü anlatıyor. Ve son karar ve takdir merci olan cumhurbaşkanına havale ediyor. Anayasamız Cumhurbaşkanlarına mahkumları affetme yetkisi veriyor.Bunada özel af deniyor.
Hükümetin atamak istediği binlerce brokratı beş yıl boyunca veto edecesin hatta bu reokratlar hakkında en ince terarruata kadar araştırma yaptıracaksın gertiğinde kapıcılara bile sordurtacaksın yani bukadar titizlik göstereceksin ama iş terörsitleri affetmeye gelincede şuçu adalet bakanlığına atacaksın.Bu sadece kargalar güler.Ynı titizliği teröristler için neden göstermedin de gözünü kapatıp imzaladın.kaldı ki imzalamama hakıkına sahipsin.bu konuda hiç bir makamada hesap verme gibi bir zorunluluğunda yok.
 
Ahmet HAKAN
[email protected]

Sadelik


CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, düğün telaşı içinde gazeteci Fehmi Koru’ya rastlamış ve kaygılı bir yüz ifadesiyle şu soruyu sormuş:

"Fazla şatafatlı olmadı değil mi?"

Fehmi Koru ise Cumhurbaşkanı Gül’ü, mutlu gününde rahatlatmış...

Demiş ki:

"Bu düğün sadelik açısından da yılın düğünü olmayı hak ediyor."

* * *

Ahmet Necdet Sezer’den hiç hoşlanmazdım.

Onun takıntılarından, aşırı ciddiyetinden, içe kapanıklığından, çatık kaşlılığından, denge unsuru olma maksatlı abartılı tarafgirliğinden zerre kadar hazzetmezdim.

Ancak...

Bu durum, Sezer’in tevazusuna gıpta etmeme engel değildi.

Nasıl gıpta etmeyeyim?

Oğlu Levent’in düğününü Çankaya Köşkü’nde yapmayı tercih eden Sezer, Köşk’te o gün tüketilen elektriğin parasını bile cebinden ödeyecek kadar titizlenmemiş miydi?

Tam anlamıyla "İşte bir Ömer tavrı!" diye nitelendirilebilecek türden bir titizlenmeydi bu...

Devlete ait mumu bile, kişisel işlerde kullanmamaya olağanüstü özen gösteren Halife Ömer’in hikayeleriyle büyümüş biri olarak...

Köşk’te o gün tüketilen elektriğin parasının cepten ödenmesi karşısında gıpta etmem normal değil midir?

Ayrıca şunu da fark etmiştim:

Demek ki bir cumhurbaşkanı, oğlunu ya da kızını, takı torbalarının dolaştırılmasına izin verilmeyen, yolların kesilmediği, beş bin polisin görev almadığı, gelin hanımın gelinliği üzerine ahkam kesilmesine imkan tanınmayan bir düğün töreniyle de evlendirebilirmiş.

Yani...

Sadenin de sadesi olurmuş!

* * *

Farkındayım:

Nereden bakıldığına bağlı olarak...

Abdullah Gül’ün kızının düğün töreni için "Yılın en sade düğünü" de denilebilir.

"Ne şatafatı kardeşim... İşte sade bir düğün... Daha ne istiyorsun?" diye çıkışmak da mümkündür...

Ancak...

Ben "içinden geldiği kültürel çevre" açısından Abdullah Gül’e, biraz abartılı kaçacak bir "Ömer tavrı"nın acayip yakışacağını düşünenlerdenim.

Sadece dostların değil, düşmanların da "Hakikaten yılın en sade düğünü oldu" diyebilecekleri, istismarcıların ellerini boşa çıkaracak türden bir düğün töreni beklentim bu yüzden...

"İnsan bu kadar da titizlenir mi canım" türünden tepkilere yol açacak bir düğün töreni düşlüyordum açıkçası...

Takı torbalarının dolaştırılmadığı, "Gelen paranın yarısı şehit ailelerine" türünden ucuz popülizme kaçılmamış, beş bin polisin görevlendirilmesine gerek duyulmayan, düğün sahiplerinin ve gelin hanımın kıyafetleri üzerine ahkam kesilmesine olanak tanımayan, tevazuda aşırı kaçılmış bir düğün töreni...

Ama olmadı...

Zaten hep böyle olmuyor mu?

İçine doğdukları kültürel çevre itibariyle kendilerinden "Tevazu... Daha çok tevazu" beklediklerimiz bizi hayal kırıklığına uğratırken...

Kendilerinden bir şey beklemediklerimizden etkili tevazu dersleri almıyor muyuz?

Sahi Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan da kızını Çırağan Sarayı’nda dillere destan bir törenle evlendirmemiş miydi?
Bende Ahmet Hakan'dan hazetmem ama burada dogrusunu söylemiş bazıları her konuda her şeyi inkar etselerde,Ayrıca bir Cumhurbaşkanı her konuda halkına örnek olabilmelidir.Methiyeler düzmek için fırsatlar kolladıgınız Gül dügün konusunda da örnek olmanın aksine kötü br örnek olmuştur.Dügün yapılan yer ruhsatsız ve mahkeme tarafından kesinleşmiş yıkılma kararı olan bir yerdir ve Gül hiç bir araştırma yapmadan burada dügünü yaparak,topluma hukuksuzlugu kuralsızlıgı,destekledigi görüntüsü verebilmiştir.Ne diyelim sadece dindar diye Cumhurbaşkanı seçilince böyle olabiliyor işte,dindar diye seçilen bir Cumhurbaşkanını camide kıldıgı namazdan dolayı imtihan etmek yakışmayacagına göre bizlerde böyle eleştirilerde bulunacagız.
 
Geri
Üst