iste Cumhurunbaskani! Takilar Sehit Ailelerine

HSV

New member
HH Üyesi
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
1
Reaction score
0
Puanları
0
Iste Cumhurunbaskani!
Takilar Sehit Ailelerine !


'Takı yerine ağaç dikin' çağrısı yapılan düğünde takılar için Deri Show tarafından özel çantalar hazırlandığı görüldü.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kızı Kübra'nın nikah töreni 5.5 saat süren nikahının ardından 200 kişiye Adile Sultan Yalısı'ndaki düğün yemeği verildi. Yaklaşık 107 bin YTL. tutan ve damat tarafının karşıladığı bildirilen düğün yemeğinin mönüsünde kuzu etli düğün çorbası, enginar, bonfile ve beğendi, tatlı olarak da düğün pastası vardı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kızı Kübra Gül (Sarımermer) ile işadamı Abdullah Sarımermer'in oğlu Mehmet Sarımermer'in düğün yemeği, Adile Sultan Yalısı'nda verildi. Nikah töreni 5 buçuk, düğün yemeği ise 4 buçuk saat sürdü. Bin 900 davetiyenin dağıtıldığı nikaha üç bin kişi katıldı.

BABA OLARAK KONUŞUYORUM
Cumhurbaşkanı Gül konuklara hitaben, "Bugün sizlerle Cumhurbaşkanı değil baba olarak konuşuyorum. Çoğunuz bu duyguyu çok önce yaşamış olabilirsiniz. Ama bu bizim evlendirdiğimiz ilk evladımız" dedi.

BAKANLAR KURULUNDA 2 FİRE
Bakanlar Kurulu, Yunanistan gezisinde bulunan Murat Başesgioğlu ile mazeret bildiren Ertuğrul Günay dışında hazır bulundu.

Düğüne katılan bürokratlarda Dışişleri mensupları ağırlıktaydı. Müsteşar Ertuğrul Apakan, Müsteşar Yardımcıları Feridun Sinirlioğlu, Selim Kuneralp, Sözcü Levent Bilman, Irak Özel Temsilcisi Oğuz Çekikkol, Büyükelçiler Namık Tan ve Hüseyin Avni Güler Karslıoğlu Gül’ü mutlu gününde yalnız bırakmadı. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç bakanlarla birlikte oturdu.

İŞ VE SİYASET DÜNYASI
İş dünyasından, Gül ailesinin hemşerisi TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat nikah törenine katıldı. Yine Gül’ün hemşerisi TÜSİAD eski Başkanı Tuncay Özilhan ile TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ferit Şahenk ve Hüseyin Bayraktar da törende hazır bulundu.

Kayseri’den Beğendik, İpek ve İstikbal Mobilya ve Dedeman Otelleri’nin patronları ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz protokolde yerlerini aldı.

Salonda ilgi toplayan isimler arasında Abdullah Gül’ün Fazilet Partisi döneminde Genel Başkanlık için yarıştığı Saadet Partisi lideri Recai Kutan, 22 Temmuz seçiminde aday olmayan eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de vardı.

KIRAÇ'TAN NİKAHA ÖZEL BESTE
Saat 12.30 için planlanan nikah töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla saat 13.10’da başladı. Nikah Kıraç'ın özel olarak bestelediği müziğin duyulmasıyla başladı.

TAKILARIN BİR BÖLÜMÜ ŞEHİT AİLELERİNE
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç'ın şahitliğinde kıyılan nikahtan sonra takı takma yarışı yaşandı. Takılar Deri show tarafından özel olarak dikilen çantalarda toplandı ve doldukça özel bir odaya götürüldü.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önerisiyle 3.5 saat süren takı törenindeki takıların bir bölümünün şehit ailelerine bağışlanacağı ileri sürüldü.

DÜĞÜN MÖNÜSÜ...
Yaklaşık 200 davetlinin katıldığı yemekte, Borsa Lokantası tarafından hazırlanan kuzu etli düğün çorbası, tandır böreği, buharda pişmiş sebze, zeytinyağlı enginar, bonfile, bademli pilav, beğendi, lavaş ve Pelit Pastanesi tarafından hazırlanan düğün pastası ikram edildi.

MASRAFLAR DAMAT TARAFINDAN
Adile Sultan Yalısı'nın kirası için 16 bin 750 YTL, yemek için yaklaşık 22 bin 600 YTL, otopark giderleri için ise 2 bin YTL ödendiği, erkek tarafının karşılayacağı masrafların yaklaşık 107 bin YTL tuttuğu belirtildi.

DÜĞÜNDEN NOTLAR...
Başbakan Erdoğan, törende bir saat kaldıktan sonra 13.45’te ayrıldı.
Davetliler 3 kontrol noktasından geçerek salona alındı.
Atatürk Havalimanı kavşağındaki ilk kontrol noktasından sadece davetiye gösteren araçlar içeri alındı. Araçlar bomba dedektörleri ile kontrol edildi. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, güvenlik önlemlerini denetledi.
Davetiyelerini getirmeyen damadın kardeşi ve annesi, salondan gelen talimatla içeri alındı.
Takılar, gelinliği de diken Deri Show’un hazırladığı torbalarla toplandı. Torbalar, doldukça saklanmak üzere özel bir odaya götürüldü.
İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi’nde gelin ile damadın yanı sıra Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan için deri koltuk takımlarıyla döşenen dinlenme odaları hazırlandı.
Nikah şekeri yerine Kayseri’de bir ormana dikilen ağaçların sertifikası verilirken, davetliler ormanla ilgili barkovizyon gösterisi izledi.
Aksaray-Havalimanı metrosu, düğün boyunca Yenibosna’ya kadar çalıştı. Yenibosna’dan havalimanına aktarma seferi yapacak metrolarda ise güvenlik amacıyla polisler görev yaptılar. Metro, CNR durağında da durdurulmadı.
Düğünü izleyen 100’ü aşkın gazeteci İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi’nden yaklaşık 1 kilometre ileride havalimanı kavşağında tutuldu. Çimenlerin üzerinde bekleyen gazetecilere organizasyonla ilgili yer gösterilmedi, çevik kuvvet kendisinin de sığındığı üç çam ağacından yarısını ıslanmamaları için gazetecilere verdi.
Kayseri’den geldiğini söyleyen Orhan Güçlü isimli bir kişi "tebrik etmek istiyorum" diye içeri girmek istese de alınmadı.
Muzaffer Aydemir isimli bir kişi protesto yapınca gözaltına alındı.
Basına kapalı gerçekleştirilen düğün yemeği nedeniyle çevrede geniş güvenlik önlemleri alınırken, deniz polisi botları da denizden güvenliği sağladı. Yılın düğününde 6 bin polisin görev yaptığı öğrenildi.
 
Allah iyiliğini versin....

Bende sandım Trilyonlar bağışladı :)

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önerisiyle 3.5 saat süren takı törenindeki takıların bir bölümünün şehit ailelerine bağışlanacağı ileri sürüldü.


Buna mı helal olsun diyeceğim ? Diyeceksin.


Helal olsunu ben ne durumda kullanırdım biliyomusun ?

Böyle devasa çadırda binlere verilen yemek şarkı sözlü bol masraflı düğün değil. Eğer görkem isteniyorsa düğün ertelenebilirdi. Sadece sade bir nikahla geçiştirilirdi.... Neyse burası beni pek bir alakadar etmez....


En büyük helal olsunu ben şu şekilde kullanırım.

Cumhurbaşkanı Şehit Gazi ailelerine ve Gazilere yönelik ülke çapında bir yardımlaşma kampanyasına öncülük edecek. Ve Gemisi olan ailelerden Mısır ithalatından zengin olanlardan.... Oğlu kızı Amerikada çalışanlardan yüklü bir bağış toplaması gerekirdi.... Aynı zamanda bu ailelerin devletin kanatları altında uygun bir yaşam standardı kazandırılmasına ön ayak etmesine HELAL OLSUN derim....


Göstermelik 3 kuruşla bir şey olmaz.

----------------------------------
Ek Bilgi Olarak
-----------------------------------

'Saray'da 40 bin YTL'lik yemek

Gül çifti yakın aile dostlarına Adile Sultan Sarayı'nda yemek verdi. Çift, sarayın kirası için 16 bin 750 YTL, 200 kişilik yemek için 22 bin 600 YTL, otopark için de yaklaşık 2 bin YTL ödedi. Gecede, Borsa Lokantası tarafından hazırlanan yemeğin mönüsü şöyle:
Kuzu etli düğün çorbası, tandır böreği, buharda pişmiş sebzeler, zeytinyağlı enginar, bonfile, bademli pilav, beğendi, lavaş. Gecenin ilerleyen saatlerinde de düğün pastası kesildi.
Nikâhta olduğu gibi düğün yemeğinde de polis denizde ve karada geniş güvenlik önlemleri aldı. Yemeğe Başbakan Erdoğan da katıldı.



Yol kesilmesine vatandaş isyanı
Meteorolojinin yağmur uyarısına rağmen bölgede görev yapan polislere yağmurluk dağıtılmadı. Yağmur başlayınca depolardan yağmurluklar gönderildi ancak polisler bu süre içinde sırıksıklam oldu. Kapişonlu siyah yağmurluk polislerin üşümesini ve ıslanmasını da engellemedi.
Dünya Ticaret Merkezi, mağazalar ve kafeler açılmazken, düğün alanına birkaç yüz metre ötedeki otelde de "in cin top oynadı". Düğün nedeniyle alınan önlemlerden olumsuz etkilenen oteldeki müşterilerin de servis araçlarıyla ulaşımı sağlandı. Bölgeye ticari ve özel araçların girmesine izin verilmedi.
Gelin ve damat saat 16.35'te iki koruma aracı eşliğinde dışarı çıktı. Çiftin çıkışı sırasında yol kesildi. Polis, Abdullah Gül de çıkabilir diye yolu kesmeye devam edince vatandaşlar kornalarla protestoda bulundu ve yol açıldı.
Çiftin kullandığı Mercedes marka 34 DS 0268 plakalı nikâh aracı süslendi. Düğün arabası, VIP kapısının önünde bekletildi. Gelin ve damat ayrılmadan hemen önce düğüne özel çekim yapan bir kamera uğurlamayı görüntüledi.
Davetlilerin cep telefonları, içeride görüntü alınmasını engellemek için girişte toplandı.
 
yine büyük bişey bugüne kadar kimse yapmamıştı helal olsun.
 
ıste cumhurbaskanı

6bin polıs dugun ıcın guvenlık onlemı aldı

helal olsun
 
Abdullah Gül'ün yerinde olmak istemezdim.Ne zor şeydir o.Hem cumbaba olacaksın.Hem kız evlendireceksin.Tabii ki o şekilde dacetler verilecek.Bizler kıçı kırık halk olarak düğün yaptığımızda şatafatın önüne geçemiyoruz.Tabii ki herkes evladının en iyisine layık olduğunu düşünür.Ama ne dersen de kör arkadaşım.Kolay değil.Takı evlenen kızın mehiridir.ve rızası olmadığı sürece hiç bir kişiye bağışlanmaz ve verilmez.Ben yaptıkları davranış için tebrik ediyorum.Ayrıca para ile imanın kimde olduğu belli olmadığı gibi yapılan yardımların da aşikare olmaması gerektiği bildirilmiştir.Şimdi bu adam aşikare olarak ne yardım yapsa yereceksiniz.Verdiği bağışı az gören sizler,trilyon bağışlanmış olsaydı nereden buldu?diyecektiniz.Herkes vicdanı oranında yardım yapmıştır.Bence önemli olan paranın ilk önce gereken yere ulaşması,ikincisi bu davranışların siyasi ve dünyevi görüşü ne olursa olsun halkımızı teröre karşı tek vücut haline getirmesidir.Öküzün altına bakmayı bırakalım artık.
 
Öküz altında buzağı kim aramıştır ?

Gülün kızının altınlarının bağışlanıp bağışlanmadığı ne kadar olduğu bile belli değil. Kesin bilgi yokken bile birileri çıkıp Vay benım Cumhurbaşkanım... Bak bak ne adammış beeeee Helal olsun. Triplerine girmelerini anlamıyorum !

Bir de bu adamlar A.Necdet Sezer ve eşinin yaptığı katıldığı kampanyaları. Bu ülkenin insanlarının kızlarının okuması için yaptıklarını görmezden gelip ki somut olarak hepsi ortadadır. Bunlara ses çıkarmayan adamlar. Ne yapıldığı belli olmayan bir şeye alkış tutmaları Öküzün altında düper düz Boğa aramalarıdır....
İkinci Bir Örnek : A.Necdet Sezerin Cumhurbaşkanlığı sıfatını köşkünü siyasi ve normal yaşam kariyerini hiç bir zaman gösterişe dökmemiştir. Normal sade bir vatandaş gibi bu ülkenin en önemli koltuğuna oturmuştur. Şimdi Erdoğan ve Gül ün yaşam standartlarına yaşadıklarını A.necdet Sezer ile karşılaştığımda. Birde dünya görüşlerine baktığımda. Kimler kendileri ile çelişiyor çok iyi şekilde görüyorum.


Ne şakşakcı oldum ne çanakcı Eğer Halktan bir Cumhurbaşkanı İstiyorsanız Onun Halk Gibi yaşamasını istiyorsanız. Makam Mevki gördüğünde zivanadan çıkmayan, Her durumda asil duruşunu bozmayan bir adam görmek istiyorsanız. A.Necdet Sezerin Görev sürüsince yaptıklarına yaşadıklarına bir göz gezdirin. Necdet Sezerin Siyasi arenedaki yaptıklarını eleştirebilirsinizz Bende eleştiriyorum Fakat Adam gibi Adam Böyle yaşar demektende alamam kendimi.....

Ben siyasi arenada 3 adam tanıdım. Devletin Malına Mevkiğine deniz gibi bakıp yemeyen Keriz felsefesini benimsemeyen. 1.Alparslan Türkeş. 2. Devlet Bahçeli 3. Ahmed Necdet Sezer
 
Bu sabah haberlerde 2000 düştü polis sayısı

ben dugunden once haberlerde 6000 polıs gorev yapıcak dıye duymustum ama simdi gazeteye baktım 2500 dıger gazetede 2000 bızım medyada cıddı bır sayı problemı var 22 temmuzdan oncekı mitinglerıde hatırlıyacak olusak
 
mahkemeye verdikleri şehit ailelerinemi vermiş parayı? bence o takılar kesin cukka.
 
Cumhurbaşkanı sayın Sezer'de oğlunu evlendirmişti.Ogün Sezer'i kandil günü düğün diye eleştiren basın milletçe yas içinde olduğumuz bugün yapılan saltanat özentisi bu düğünde nerdeler? Duydunuzmu bu cafcaflığı. Yazık, binlerce polisimizi bir kişinin düğünü için günlerce nöbet tuturacaksınız. Onca masraf.Yakıştı mı?.sizin reisicumhurluğu yaptığınız vatanımız için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmiş 16 yiğidimizin acısı varken binlerce ytl harcayarak düğün yapmanız size ne kadar yakışır sorgulamak lazım (onlarki bazıları gibi çürük raporu alıp kaçmadı )...
Devlet adamlığı bunu gerektirmiyordu. Toplum karşısına çıkınca halktan birisiyiz diyorlar. Bilemiyorum yiyecek torbası verdikleri kaç vatandaş bu düğüne davetli. !....
Bu ülkede 20 yaşındaki askerler şehit olurken yüzbin YTL ye 2500 kişi ile tüm dünyanın konuşacağı peri masalı gibi düğün yapın. Ancak ölen askerlerin dökülen kanların hesabını nasıl vereceksiniz yada kim verecek belli değil
Ne acı
Şehit babasına mikrofon uzatıyorlar 2 oğlum daha var onlarıda şehit veririm diye gurur duyuyor sizler 51 milyondolara jet uçak alıyorsunuz ancak uzaktan kumdalı mayınları etkisiz hale getiren sitem yok. Yukarıda Allah var hesap var...
 
Cumhurbaşkanı sayın Sezer'de oğlunu evlendirmişti.Ogün Sezer'i kandil günü düğün diye eleştiren basın milletçe yas içinde olduğumuz bugün yapılan saltanat özentisi bu düğünde nerdeler? Duydunuzmu bu cafcaflığı. Yazık, binlerce polisimizi bir kişinin düğünü için günlerce nöbet tuturacaksınız. Onca masraf.Yakıştı mı?.sizin reisicumhurluğu yaptığınız vatanımız için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmiş 16 yiğidimizin acısı varken binlerce ytl harcayarak düğün yapmanız size ne kadar yakışır sorgulamak lazım (onlarki bazıları gibi çürük raporu alıp kaçmadı )...
Devlet adamlığı bunu gerektirmiyordu. Toplum karşısına çıkınca halktan birisiyiz diyorlar. Bilemiyorum yiyecek torbası verdikleri kaç vatandaş bu düğüne davetli. !....
Bu ülkede 20 yaşındaki askerler şehit olurken yüzbin YTL ye 2500 kişi ile tüm dünyanın konuşacağı peri masalı gibi düğün yapın. Ancak ölen askerlerin dökülen kanların hesabını nasıl vereceksiniz yada kim verecek belli değil
Ne acı
Şehit babasına mikrofon uzatıyorlar 2 oğlum daha var onlarıda şehit veririm diye gurur duyuyor sizler 51 milyondolara jet uçak alıyorsunuz ancak uzaktan kumdalı mayınları etkisiz hale getiren sitem yok. Yukarıda Allah var hesap var...

Valla gözlerim yaşardı.olayı nekadarda dramatik özetlemişssin.ayrıca şehitlerin
zerinden onları kullnarfak duygu sömürüsü yapmaya çalışman fazlasıyla abartılı kaçmış haberin olsun.

Eğer iş şehitlere saygı meselasi ise şunu untmayın ki bu konuda Abdullah GÜL ün eline Sezer ve onun zihniyetindekiler su bile dökemez.Çünkü Abdullah Gül şehitliğin ne demek olduğunu çok daha iiyi bilir.
Kaldıki bu konuda Sezerle kıyaslanması bile abes.A.Gül,Sezer gibi 270 tane teröristi kendi özel affıyla affetmedi.Sezer önce affettiği bu teröristlerin hesabını versin.
Bu yüzden şehitler konusundaki duygu sömürünüz le kimseyi kandıramazsınız
 
....A.Gül,Sezer gibi 270 tane teröristi kendi özel affıyla affetmedi.Sezer önce affettiği bu teröristlerin hesabını versin.
....

bir takım yayın kuruluşları(?!?) tarafından yanıltıcı bir biçimde "terörist affetme" olarak dillendirilen olayın aslında ne olduğunu çoğu kişi bal gibi biliyor.
.Tabi önce olayın nasıl gerçekleştiğini anlatmak lazım.
Kendim pek birşey yazmayacağım hazırı var( çünkü sıkıldım aynı şeyi defalardır tekrar etmekten. :mad: )
burda önemli olan Adalet BAKANIMIZ sayın CEMİL ÇİÇEK in sözleridir.1 kez altını çizdim ve büyük bir şekilde yazdım! ve defalarca tekrarlanıyor bu mesajımda o sözler
neyse buyrun okuyalım.



Adalet Bakanlığı istiyor
Mahkûmların affedilmelerine ilişkin prosedür avukatların Adli Tıp Kurumu'ndan aldıkları raporla başlıyor. Adli Tıp Kurumu bünyesinde görev yapan bilirkişi heyeti, hasta mahkûmları kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçiriyor. Bunun ardından hazırlanan rapor Çankaya Köşkü'ne gönderiliyor. Cumhurbaşkanı önüne gelen dosyayı Adalet Bakanlığı'nın incelemesine sunuyor ve inceleme sonucunda, Anayasa'nın 104. maddesinin verdiği yetkiyle mahkûmun cezasını kaldırabiliyor. Karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giriyor.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=208879

daha önce bununla ilgili "sedapınar" adlı üyemizin de açıklayıcı bir mesajı var onu da hiç kesmeden ve emeğine teşekkür ederek alıntı yapmak isterim

sedapinar' Alıntı:
Asagida, aktardigim mail bir hukuk sitesinde site yetkililerinden biri , bilgi edinme yasasindan doğan hakkini kullanarak, af konusunu cumhurbaskanligi sekreterligine sormus ve asagidaki yanit kendisine verilmistir :

“Elektronik posta yoluyla ilettiğiniz,. teröristlerin affedildiği iddiasının doğru olup olmadığının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca bildirilmesi istemini içeren başvurunuz alınmıştır.

Anayasa'nın 104. maddesinde Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak Cumhurbaşkanı'nın yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Anayasal kuraldan da anlaşılacağı gibi, Cumhurbaşkanı'na özel af yetkisi, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedeniyle sınırlı olarak tanınmıştır. Bir başka deyişle, hükümlünün ceza yargılaması sonunda kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezasının Cumhurbaşkanı'nca hafifletilmesi ya da kaldırılması, cezayı gerektiren suçun niteliğine değil, hükümlünün sağlık durumuna bağlanmıştır.

2659 sayılı Adli Tıp Yasası'nın 16. maddesinde, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin işlemlerin yapılması, Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

Af konusunda prosedür şöyle işlemektedir:

- Hükümlü durumunu ilgili olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı'nı bildirmektedir.

Cumhuriyet Başsavcılığı hükümlüyü bir sağlık kuruluşuna sevketmektedir.

-Hükümlünün hastalık, sakatlık ve kocama durumu, gerektiğinde uzun süreli gözleme ve inceleme evresinin ardından, yetkili sağlık kuruluşu raporuyla saptanmaktadır.

Sağlık kurulu raporu, Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'na gönderilmektedir. Adli Tıp Kurulu, sağlık kurulunun, hükümlünün sağlık durumuyla ilgili bilimsel ve teknik görüşünü içeren raporuna dayanarak ve uzun incelemeden sonra, raporda belirtilen hastalık, sakatlık ve kocama durumunun Anayasa'nın 104. maddesinde sözü edilen hastalık, sakatlık ve kocama durumuna girip girmediğine karar vermektedir.

-Adli Tıp Kurulu'nun raporu Adalet Bakanlığı'na gönderilmektedir. Dosya, Bakanlıkça incelenip tekemmül ettiği anlaşıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne iletilmektedir.

-Dosyanın hazırlanması sürecinde, kurallar uyarınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir etkisi, karışması ve yönlendirmesi olmamaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu aşamaların bitirildiğinin Adalet Bakanlığı'nca belirlenip,dosyanın bir yazıyla Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesinden sonra; -Suçun niteliğinde bir ayrım yapmadan, -Adli Tıp Kurulu kararına dayanarak,

-Hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek, tümüyle nesnel bir yaklaşımla, cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın af yetkisini kullanırken amacı, insancıl bir yaklaşımla, yaşamını hapishane koşullarında tek başına, yardım olmaksızın sürdüremeyecek kadar hasta, sakat ya da kocamış olanların yaşamlarını sürdürebilecekleri ortama kavuşturulmasıdır.

Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası uyarınca Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kurumdur. Bu Kurum'un işleyişi ile ilgili konular Adalet Bakanlığı'nın yetkisindedir.

4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim.

Genel Sekreter Adına
H.Bülent SERİM
Genel Sekreter Yardımcısı”

Sayin cumhurbaskanimiz af yetkisini kullanan ilk cumhurbaskani olmadigi gibi son cumhurbaskanimiz da olmayacaktir. “Eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren 27, Süleyman Demirel 100 mahkûmun cezaevinden çıkmasını sağlamıştı. Turgut Özal da görevde kaldığı dört yıllık süre içinde 21 mahkûmu affetmişti. Sezer, af yetkisini Anayasa'nın 104. maddesine göre, ‘Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak...’ hükmü uyarınca 260 kişi için kullandı.” (kaynak: hukukcu.com) Burada 260 rakami ve bunlarin cogunlugunun da teror orgutu uyesi olmalari kafalarda kusku ve soru isaretleri yaratiyor. Bununda nedeni , bu kisiler cezaevindeyken katildiklari olum oruclari sonucunda yakalandikleri ve geri donusu ve tedavisi olmayan “Wernicke-Korsakoff Sendromu” hastasi olmalari sebebiyledir.Bildigim kadariyla sayin Demirel zamaninda cezaevlerinde bir aclik grevi olmadi, sayin demirel kimleri affetti acaba? Yada sayin Evren , kendisi biliyorsunuz su veciz sozun sahibidir “ asmayalim da besleyelim mi?” sayin Evren bu dusuncedeyken hangi 27 kisiyi affetti acaba? Elestirirken vicdan sinirlarini asmayalim . Cezaevlerinde yasanan ölum oruclari sayin Sezer’in sucu degil bunlari engelleyecek ve engellemekle yukumlu baska devlet kurumlari varken. Sayin Sezer’in onune bu dosyalar geldi ve kendisi de onayladi diye mi suclu oluyor? En sonunda kendisi o makami temsil eden bir kisi, ve devlet organlarindan kendisine gelen bilgilere guvenmek zorunda ki biliyorsunuz adli tip kurumu , “ resmi bilirkisi kurumudur ”. bu kurumun olur verdigi bir dosyaya , hayir olmaz demek aslinda tartisilmalidir cunku sayin Sezer bir tip uzmani degil ama Anayasa Mahkemesi baskanligi yapmis anayasayi iyi bilen bir hukukcudur.

Neden sadece sol görüşlüler için af diye sorarsak Sayın Sezer'in önüne 271 af dosyası getirilmiş bunların içinde sağ görüşlülerle ilgili af talebi bulunmaması Cumhurbaşkanının suçu mu?Sayın Sezer bu taleplerin 261 ini onaylamış.

http://www.hackhell.com/showpost.php?p=2075506&postcount=43


bir diğer alıntı da "tigin" adlı üyemizden
aşağı yukarı aynı şeyler yazıyor fakat bu sefer bir de Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in konuyla ilgili açıklamaları var


52960.jpg


Adalet bakanı Cemil Çiçek : Cumhurbaşkanına Af Listesini Biz Gönderdik

Adalet bakanı Cemil Çiçek, Cumhurbaşkanın affettiği PKK'lıların af istemlerini oraya kendilerinin gönderdiklerini açıklayarak prosedürü anlattı .

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bazı "afları" kamuoyunda tartışılırken, Adalet Bakanlığı af kapsamına alınan isimlerin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca hazırlanan raporlar doğrultusunda kendileri tarafından belirlendiğini bildirdi. Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hükümlülerin af taleplerini doğrudan Bakanlığa ya da Cumhuriyet başsavcılıklarına yaptığını anımsattı. Çiçek, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yapılan tetkikleri yeterli bulması durumunda hazırlanan dosyaların kendilerine iletildiğini, ardından da takdir edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına bildirildiğini kaydetti.


CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yönelik "teröristleri af ediyor" eleştirilerinin ardından konuya açıklık getirilmesini istedi. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı'na yönelik soru önergesinde, Cumhurbaşkanı'nın "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak" yetkisini kullanırken gerekli araştırmaların hangi kurum tarafından yapıldığının açıklanmasını istedi. Kılıçdaroğlu, eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e, "Affedilecek kişilerle ilgili dosyaları, gerekli raporlarla hazırlayıp, sayın Cumhurbaşkanı'nın onayına sunan Adalet Bakanlığı ise, basında yer alan ve doğrudan Sayın Sezer'i hedef alan eleştirilere karşın sessiz kalınmasını etik buluyor musunuz?" diye sordu.

Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten gelen yanıtta, Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında, sürekli sakatlık, hastalık, kocama gibi belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak yetkisi bulunduğu anımsatılarak şu görüşlere yer verildi;

"Hükümlülerin bu konudaki talepleri gerek Bakanlığımıza gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları'na yapılmaları halinde, dilekçelerin alınmasını takiben vakit geçirilmeden tam teşekküllü Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'na sevk edilerek hastalığın tıbben tespit edilmesi, alınacak raporla birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi gerekiyor. Kurum tarafından talepler ivedilikle yerine getirilir. Hükümlünün mahkumiyetine dair kesinleşme şerhini taşıyan mahkeme kararı, Yargıtay ilamı, Adli Tıp mütalaanamesi ve af kanunlarından yararlanmışsa buna dair karar örneklerinin evraka eklenerek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yazısı incelenir, bu süreç sonunda ikmal edilen dosya Bakanlığa gönderilir. Ardından da gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir."

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=116981

http://www.hackhell.com/showpost.php?p=1866213&postcount=13

haberin doğruluğu ile ilgili şüpheleriniz varsa birde Hürriyet ten okuyalım!

Sezer'in affettiklerini bakanlık seçiyor

29 Mayıs 2007

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bazı "afları" kamuoyunda tartışılırken, Adalet Bakanlığı af kapsamına alınan isimlerin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca hazırlanan raporlar doğrultusunda kendileri tarafından belirlendiğini bildirdi. Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hükümlülerin af taleplerini doğrudan Bakanlığa ya da Cumhuriyet başsavcılıklarına yaptığını anımsattı. Çiçek, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yapılan tetkikleri yeterli bulması durumunda hazırlanan dosyaların kendilerine iletildiğini, ardından da takdir edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına bildirildiğini kaydetti.

CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yönelik "teröristleri af ediyor" eleştirilerinin ardından konuya açıklık getirilmesini istedi. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı'na yönelik soru önergesinde, Cumhurbaşkanı'nın "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak" yetkisini kullanırken gerekli araştırmaların hangi kurum tarafından yapıldığının açıklanmasını istedi. Kılıçdaroğlu, eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e, "Affedilecek kişilerle ilgili dosyaları, gerekli raporlarla hazırlayıp, sayın Cumhurbaşkanı'nın onayına sunan Adalet Bakanlığı ise, basında yer alan ve doğrudan Sayın Sezer'i hedef alan eleştirilere karşın sessiz kalınmasını etik buluyor musunuz?" diye sordu.

Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten gelen yanıtta, Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında, sürekli sakatlık, hastalık, kocama gibi belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak yetkisi bulunduğu anımsatılarak şu görüşlere yer verildi;

"Hükümlülerin bu konudaki talepleri gerek Bakanlığımıza gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları'na yapılmaları halinde, dilekçelerin alınmasını takiben vakit geçirilmeden tam teşekküllü Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'na sevk edilerek hastalığın tıbben tespit edilmesi, alınacak raporla birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi gerekiyor. Kurum tarafından talepler ivedilikle yerine getirilir. Hükümlünün mahkumiyetine dair kesinleşme şerhini taşıyan mahkeme kararı, Yargıtay ilamı, Adli Tıp mütalaanamesi ve af kanunlarından yararlanmışsa buna dair karar örneklerinin evraka eklenerek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yazısı incelenir, bu süreç sonunda ikmal edilen dosya Bakanlığa gönderilir. Ardından da gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6606085.asp?m=1

konu ile ilgili gerçeği yansıtan daha fazla yorum ve fikir okumak isteyen varsa:
fikir çeşitliliği ile bilinen ve yazar insanların kolay kolay kandırılamadığı
bu
siteye de göz atabilir

kamoyuna bu tür yanıltıcı haberleri yapan yayın kuruluşlarına(?!?) birilerinin teşekkür etmesi lazım tabi orası ayrı konu!bu yayın kuruluşları da eğer evrensel yayın ilkelerine saygılı iseler kamoyundan "özür dileyebilmelidirler"!!


BİRİLERİ KAMOYUNU YANILTTIĞINI ZANNEDEBİLİR.AMA BARİ SERBEST KÜRSÜYE YORUM YAPAN KİŞİLER OLARAK BİZLER BU YALANI SÖYLEMEYELİM!
 
Yok canim ne yapsa yaranamaz sayin Gul..

Birileri gibi terorist affedip kirmizi isiklarda dursaydi keske :D
 
Gülü Ne trafik ışıkları durdurabildi Ne bu ülkenin vatanseverleri.....

Gül kulaklarını gözlerini kapatmış Amerikanyandaşı olmuş. Kankileri ile altınları ile mesut mutlu yarınlara ABD ile Gül!!!!!!


Gülün kızının bir kısım altınıbağışladı diye halk adamı ilan edenler mi olayı dramatikleştirip bam telimizimi yumuşatmaya çalışıyor ?
Bilemem artık
 
güncele taşınmıştır..
 
Boşuna hiç uğraşmayın A.Necdet Sezer 200 den fazla teröristi affetti.Şunu başta belirteyim ki ister adalet bakanı istesin ister herhangi başka bir kurum farket mez eğer sezer affetmedikten sonra kimse ona neden affetmedin diye hesap soramaz çünkü bu affetme işlemi cumhurbaşkanlarına tanınan özel bir yetkidir.isterse herhangi bir kişi birleşmiş milletler sağlık teşkilatından hasta olduğuna dair rapor alsa yine cumhurbaşkanı affetmedikten sonra hiçkimse bir şey diyemez.

Başka bir meseleye gelince madem Sezer adalet bakaının her istediği iişi yapıyorda neden bakanlığın atamak istediği brokratlara geilnce onları taaaaa çocukluğundan itibaren araştırtıp kapıclara sordurtup sonrada veto ediyor.Bunuda adalet bakanı istiytor.Ve daha hükümetin yüzlerce brokratını veto ettiği gibi. ama iş teröristeri affetmeye gelince de adaletbakanı istemişde o yüzden affetmişmiş.

Evet Adalet bakanının açıklamsını bende okudum ve dinledim.Dikkat ederseneiz Bakan prosedürü anlatıyor""Hükümlülerin bu konudaki talepleri gerek Bakanlığımıza gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları'na yapılmaları halinde, dilekçelerin alınmasını takiben vakit geçirilmeden tam teşekküllü Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'na sevk edilerek hastalığın tıbben tespit edilmesi, alınacak raporla birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi gerekiyor. Kurum tarafından talepler ivedilikle yerine getirilir. Hükümlünün mahkumiyetine dair kesinleşme şerhini taşıyan mahkeme kararı, Yargıtay ilamı, Adli Tıp mütalaanamesi ve af kanunlarından yararlanmışsa buna dair karar örneklerinin evraka eklenerek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yazısı incelenir, bu süreç sonunda ikmal edilen dosya Bakanlığa gönderilir. Ardından da gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir."
herhalde burası muz cumhuriyeti değil affını isteyen kişi dosyayı koltuğunun altına alıp Cumhurbaşkanlığına kendisi götürecek hali yok.Bakanlık aracılığı ile müracaat ediyor.kısacası bakan listeyi kendisi kafasına göre yazıp Cumhurbaşkanlığına sunmuyor.
Son cümleyi dikkatli okursanız "gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir"
Yani takdir cumhurbaşkanının isterse affeder isterse veto eder bu konuda onu bağlayan bir hüküm yok.
keşke hülkümetin atayacağı brokratlar konusunda aylarca araştırtıp veto etme titizliğini teröristerin affında da gösterseydi.
göstermes çünkü açıklayacağım belgelerde bunu açıkca göreceksiniz


GENEL SEKRETER NEHROZOĞLU’NDAN KENDİ AKRABASI TERÖRİST MAHKUMLARA ‘ÇOK İVEDİ’ İŞLEM


Tokat/Almus doğumlu Madımak Özen, DHKP/C’nin eli kanlı katili, yurdumuzun bütünlüğüne kastedenlerden… Güvenlik güçlerinin yakaladığı Özen mahkemeye çıkar ve ‘DHKP/C’nin üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirmek ve TBMM’ye hakaretten dolayı müebbet ağır hapis cezasına çarptırılır. Bundan sonra Özen’in hızı kesilmiştir. Ama bir yandan da kendini eski günlerine döndürecek formüller aramaktadır. En büyük ümit kaynağı olarak akrabası olan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu’nu görmektir tabi ki. Tek yapması gereken sözde açlık grevi ve ardından alınan uydurma rapor. Gerisi kolay… DHKPC/li annesi Gülden(66), DHKP/C’li ablası Nazlı(51), DHKP/C’li kardeşi Menekşe(42), DHKP/C’li amcası Bekir Özen, DEV-YOL’cu eniştesi Şükrü Han(53), DHKP-C’li kuzeni Türkan Özen(30), DHKP-C’li kuzeni Gülüzar Özen(43), DEV-SOL’cu kuzeni Ali Demirtaş(45) ve burada sayamadığımız diğer örgüt mensubu yakınları da dört gözle beklemektedir Madımak’ı yeni eylemler yapabilmek için.

Hikaye aynı

Hapse gireli 2 yıl bile olmamıştı ki düşündüğü açlık grevini gerçekleştirip doktorlardan "wernicke korsakoff sendromu" raporunu alarak dosyayı akrabası Nehrozoğlu’nun masasına gönderdi. Nehrozoğlu hemen ÇOK İVEDİ mührünü basıp Sezer’e affı onaylattı ve jet hızıyla akrabası Madımak’ı ailesinin yanına gönderdi. Hızlı hayatına kaldığı yerden devam ediyor. 11 tutuklu ve hükümlü ile birlikte sağlık kontrolü için götürüldükleri Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde tedaviyi kabul etmeyen Madımak’ın demek ince hesapları varmış…

Madımak Özen’in kuzeni Gülperi Özen de, ablası Madımak gibi azılı DHKP/C’li bir terörist. Gülperi de hapiste protesto ve eylemlere katılıyordu. O da ablası Madımak ile aynı rolü oynama düşüncesi içerisindeydi. Sözde açlık grevi, sürekli hastadır raporu, daha sonra akrabaları Genel Sekreter Nehrozoğlu’nun önüne konan af dilekçesi. Nehrozoğlu yakını Gülperi’ye de aynı jet hızıyla dosyasına bastığı ÇOK İVEDİ mührü ile 12 yıl 6 ay cezalı iken daha 3 yıl bile yatmadan tahliye etti. Gülperi Özen de aynı örgüt içindeki faaliyetlerine son sürat devam ediyor. Ablası Madımak’ın izinden ayrılmayacak gibi…

Madımak’ın kardeşi Dursun’un baldızı Fatma Güzel de DHKP/C örgütünün azılı katillerinden. Fatma Güzel’in DHKP/C’lı Madımak ve Gülperi’nin yanında diğer yakınları da kendisi gibi Türk milletinin bütünlüğüne kastedenlerden. DHKP/C’li Fatma’nın annesi Gülden DEV-SOL’un gösterilerine katılmış, abisi Ali Güzel (42) THKP-C DEV-SOL’cu, kız kardeşi Güllü Güzel(40) DEV-SOL terör örgütü mensubu, eniştesi (Güllü’nün kocası) Dursun Özen (44) DHKP/C örgütünün kuryesi… Fatma da ablası Madımak gibi aynı yolu izleyerek, akrabası Nehrozoğlu’nun ÇOK İVEDİ talimatıyla çok sevdiği ailesine 12 yıl sonra değil 3 yıl sonra kavuştu. DHKP/C terör örgütü mensubu Fatma Güzel'in de diğer affedilen teröristler gibi bağlı olduğu örgütü için faaliyetlerine devam ediyor. Ne de olsa arkası sağlam…

İşte Nehrozoğlu’nun üç terörist akrabasına üç “İvedi Af”ın hikayesi.

Yakınları bu kıyağından dolayı akrabaları Nehrozoğlu’na minnettardır, teşekkürlerini iletmişlerdir herhalde.

İŞTE, NEHROZOĞLU’NUN KENDİ AKRABASI OLAN TERÖRİSTLERİN AFFINDA UYGULADIĞI AYRICALIĞIN BELGELERİ

Üç Terörist Akraba ve Üç İvedi Ödül!​






Sayın Nehrozoğlu, yakını olan teröristlere imtiyaz tanıyarak, affedilmesini ve hürriyetlerine kavuşmasını sağlıyor. Türk milletinin bütünlüğünü, toplumun huzurunu bozan, insanların canına kasteden bir akraba için, herhalde yapılacak şey kanunların verdiği cezaya razı olmaktır. Fakat Sayın Nehrozoğlu böyle yapmamış; akrabaları DHKP/C’li teröristler Madımak Özen, Gülperi Özen, Fatma Güzel ve Nil Pınar Arın’a af yolunu açarak görevini kötüye kullanmıştır.

Tebrikler Sayın Nehrozoğlu, işinizi ne kadar da hızlı (ÇOK İVEDİ) yapıyorsunuz. Bu hızla bakalım nereye kadar gideceksiniz. Bu teröristleri kollamak ve arka çıkmak, Yüce Türk milletinin aziz şehitlerine yapılabilecek en büyük saygısızlık ve şehit yakınlarına en kötü hakaret olsa gerek.

Bu topraklar bu tür terörist destekçilerine rağmen ilelebet payidar kalacaktır. Ruhlarınız şad olsun aziz şehitlerimiz. Siz yaşadığınız ve canınızı bile vermekten çekinmediğiniz bu topraklarda huzurla yatın.

KAYNAK: www.teroreodul.com
 
Boşuna hiç uğraşmayın A.Necdet Sezer 200 den fazla teröristi affetti.Şunu başta belirteyim ki ister adalet bakanı istesin ister herhangi başka bir kurum farket mez eğer sezer affetmedikten sonra kimse ona neden affetmedin diye hesap soramaz çünkü bu affetme işlemi cumhurbaşkanlarına tanınan özel bir yetkidir.isterse herhangi bir kişi birleşmiş milletler sağlık teşkilatından hasta olduğuna dair rapor alsa yine cumhurbaşkanı affetmedikten sonra hiçkimse bir şey diyemez.

Başka bir meseleye gelince madem Sezer adalet bakaının her istediği iişi yapıyorda neden bakanlığın atamak istediği brokratlara geilnce onları taaaaa çocukluğundan itibaren araştırtıp kapıclara sordurtup sonrada veto ediyor.Bunuda adalet bakanı istiytor.Ve daha hükümetin yüzlerce brokratını veto ettiği gibi. ama iş teröristeri affetmeye gelince de adaletbakanı istemişde o yüzden affetmişmiş.

Evet Adalet bakanının açıklamsını bende okudum ve dinledim.Dikkat ederseneiz Bakan prosedürü anlatıyor""Hükümlülerin bu konudaki talepleri gerek Bakanlığımıza gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları'na yapılmaları halinde, dilekçelerin alınmasını takiben vakit geçirilmeden tam teşekküllü Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'na sevk edilerek hastalığın tıbben tespit edilmesi, alınacak raporla birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi gerekiyor. Kurum tarafından talepler ivedilikle yerine getirilir. Hükümlünün mahkumiyetine dair kesinleşme şerhini taşıyan mahkeme kararı, Yargıtay ilamı, Adli Tıp mütalaanamesi ve af kanunlarından yararlanmışsa buna dair karar örneklerinin evraka eklenerek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yazısı incelenir, bu süreç sonunda ikmal edilen dosya Bakanlığa gönderilir. Ardından da gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir."
herhalde burası muz cumhuriyeti değil affını isteyen kişi dosyayı koltuğunun altına alıp Cumhurbaşkanlığına kendisi götürecek hali yok.Bakanlık aracılığı ile müracaat ediyor.kısacası bakan listeyi kendisi kafasına göre yazıp Cumhurbaşkanlığına sunmuyor.
Son cümleyi dikkatli okursanız "gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir"
Yani takdir cumhurbaşkanının isterse affeder isterse veto eder bu konuda onu bağlayan bir hüküm yok.
keşke hülkümetin atayacağı brokratlar konusunda aylarca araştırtıp veto etme titizliğini teröristerin affında da gösterseydi.
göstermes çünkü açıklayacağım belgelerde bunu açıkca göreceksiniz


GENEL SEKRETER NEHROZOĞLU’NDAN KENDİ AKRABASI TERÖRİST MAHKUMLARA ‘ÇOK İVEDİ’ İŞLEM


Tokat/Almus doğumlu Madımak Özen, DHKP/C’nin eli kanlı katili, yurdumuzun bütünlüğüne kastedenlerden… Güvenlik güçlerinin yakaladığı Özen mahkemeye çıkar ve ‘DHKP/C’nin üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirmek ve TBMM’ye hakaretten dolayı müebbet ağır hapis cezasına çarptırılır. Bundan sonra Özen’in hızı kesilmiştir. Ama bir yandan da kendini eski günlerine döndürecek formüller aramaktadır. En büyük ümit kaynağı olarak akrabası olan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu’nu görmektir tabi ki. Tek yapması gereken sözde açlık grevi ve ardından alınan uydurma rapor. Gerisi kolay… DHKPC/li annesi Gülden(66), DHKP/C’li ablası Nazlı(51), DHKP/C’li kardeşi Menekşe(42), DHKP/C’li amcası Bekir Özen, DEV-YOL’cu eniştesi Şükrü Han(53), DHKP-C’li kuzeni Türkan Özen(30), DHKP-C’li kuzeni Gülüzar Özen(43), DEV-SOL’cu kuzeni Ali Demirtaş(45) ve burada sayamadığımız diğer örgüt mensubu yakınları da dört gözle beklemektedir Madımak’ı yeni eylemler yapabilmek için.

Hikaye aynı

Hapse gireli 2 yıl bile olmamıştı ki düşündüğü açlık grevini gerçekleştirip doktorlardan "wernicke korsakoff sendromu" raporunu alarak dosyayı akrabası Nehrozoğlu’nun masasına gönderdi. Nehrozoğlu hemen ÇOK İVEDİ mührünü basıp Sezer’e affı onaylattı ve jet hızıyla akrabası Madımak’ı ailesinin yanına gönderdi. Hızlı hayatına kaldığı yerden devam ediyor. 11 tutuklu ve hükümlü ile birlikte sağlık kontrolü için götürüldükleri Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde tedaviyi kabul etmeyen Madımak’ın demek ince hesapları varmış…

Madımak Özen’in kuzeni Gülperi Özen de, ablası Madımak gibi azılı DHKP/C’li bir terörist. Gülperi de hapiste protesto ve eylemlere katılıyordu. O da ablası Madımak ile aynı rolü oynama düşüncesi içerisindeydi. Sözde açlık grevi, sürekli hastadır raporu, daha sonra akrabaları Genel Sekreter Nehrozoğlu’nun önüne konan af dilekçesi. Nehrozoğlu yakını Gülperi’ye de aynı jet hızıyla dosyasına bastığı ÇOK İVEDİ mührü ile 12 yıl 6 ay cezalı iken daha 3 yıl bile yatmadan tahliye etti. Gülperi Özen de aynı örgüt içindeki faaliyetlerine son sürat devam ediyor. Ablası Madımak’ın izinden ayrılmayacak gibi…

Madımak’ın kardeşi Dursun’un baldızı Fatma Güzel de DHKP/C örgütünün azılı katillerinden. Fatma Güzel’in DHKP/C’lı Madımak ve Gülperi’nin yanında diğer yakınları da kendisi gibi Türk milletinin bütünlüğüne kastedenlerden. DHKP/C’li Fatma’nın annesi Gülden DEV-SOL’un gösterilerine katılmış, abisi Ali Güzel (42) THKP-C DEV-SOL’cu, kız kardeşi Güllü Güzel(40) DEV-SOL terör örgütü mensubu, eniştesi (Güllü’nün kocası) Dursun Özen (44) DHKP/C örgütünün kuryesi… Fatma da ablası Madımak gibi aynı yolu izleyerek, akrabası Nehrozoğlu’nun ÇOK İVEDİ talimatıyla çok sevdiği ailesine 12 yıl sonra değil 3 yıl sonra kavuştu. DHKP/C terör örgütü mensubu Fatma Güzel'in de diğer affedilen teröristler gibi bağlı olduğu örgütü için faaliyetlerine devam ediyor. Ne de olsa arkası sağlam…

İşte Nehrozoğlu’nun üç terörist akrabasına üç “İvedi Af”ın hikayesi.

Yakınları bu kıyağından dolayı akrabaları Nehrozoğlu’na minnettardır, teşekkürlerini iletmişlerdir herhalde.

İŞTE, NEHROZOĞLU’NUN KENDİ AKRABASI OLAN TERÖRİSTLERİN AFFINDA UYGULADIĞI AYRICALIĞIN BELGELERİ

Üç Terörist Akraba ve Üç İvedi Ödül!​






Sayın Nehrozoğlu, yakını olan teröristlere imtiyaz tanıyarak, affedilmesini ve hürriyetlerine kavuşmasını sağlıyor. Türk milletinin bütünlüğünü, toplumun huzurunu bozan, insanların canına kasteden bir akraba için, herhalde yapılacak şey kanunların verdiği cezaya razı olmaktır. Fakat Sayın Nehrozoğlu böyle yapmamış; akrabaları DHKP/C’li teröristler Madımak Özen, Gülperi Özen, Fatma Güzel ve Nil Pınar Arın’a af yolunu açarak görevini kötüye kullanmıştır.

Tebrikler Sayın Nehrozoğlu, işinizi ne kadar da hızlı (ÇOK İVEDİ) yapıyorsunuz. Bu hızla bakalım nereye kadar gideceksiniz. Bu teröristleri kollamak ve arka çıkmak, Yüce Türk milletinin aziz şehitlerine yapılabilecek en büyük saygısızlık ve şehit yakınlarına en kötü hakaret olsa gerek.

Bu topraklar bu tür terörist destekçilerine rağmen ilelebet payidar kalacaktır. Ruhlarınız şad olsun aziz şehitlerimiz. Siz yaşadığınız ve canınızı bile vermekten çekinmediğiniz bu topraklarda huzurla yatın.

KAYNAK: www.teroreodul.com

g.haneli anlaşılan sen bu Sezer in ipliğini pazara çıkaracaksın .hakikaten önemli belge ve bilgiler sunmuşsun teşekkürler
 
Valla gözlerim yaşardı.olayı nekadarda dramatik özetlemişssin.ayrıca şehitlerin
zerinden onları kullnarfak duygu sömürüsü yapmaya çalışman fazlasıyla abartılı kaçmış haberin olsun.

Eğer iş şehitlere saygı meselasi ise şunu untmayın ki bu konuda Abdullah GÜL ün eline Sezer ve onun zihniyetindekiler su bile dökemez.Çünkü Abdullah Gül şehitliğin ne demek olduğunu çok daha iiyi bilir.
Kaldıki bu konuda Sezerle kıyaslanması bile abes.A.Gül,Sezer gibi 270 tane teröristi kendi özel affıyla affetmedi.Sezer önce affettiği bu teröristlerin hesabını versin.
Bu yüzden şehitler konusundaki duygu sömürünüz le kimseyi kandıramazsınız
Şu cevabınızın üslubu yeterli zaten fazlaca birşey söylememe gerek yok.Gözleriniz yaşarmış ya yetmezmi?.Kaldı ki kullandığım üslup yazdıklarımın gerçekliğini değiştiriyor mu?Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin uzaması nedeniyle daha önce ertelenen bu düğün 15 cana saygı için ertelenemezmiydi?
Ben şehidimiz üzerinden duygu sömürüsü yapmadım yapmamda sadece gerçekleri söyledim.Gözlerinizin yaşlarını silip onlara cevap verseydiniz keşkede aydınlansaydık. .Siz galiba beni seçimden önce oy hesabı için dtp ile ittifak yaparız diyen başbakan ile karıştırdınız.Hani kendi ürettiği elektriği yarı fiyatına Barzaniye satan ve hala bu elektriği kesecek iradeyi gösteremeyen başbakanla.Hiç dikkat ettiniz mi?Başbakan Erdoğan’ın, son Şırnak-Gabar cinayetlerinden sonra yayınladığı mesaj.Bundan önce, PKK cinayetlerinden sonraki sözleriyle tıpa tıp aynı, otomatiğe bağlanmış… Bunun anlamı açık: TC Başbakanı Mehmetçiklerimizin şehit olmalarını, herhalde kanıksamış olacak ki Basın Danışmanı, bilgisayarda kayıtlı olan bu klasik mesajı, Erdoğan’ın haberi bile olmadan, internet tuşlarına basarak yayınlıyor.
İşte bu da şehide duyulan bir başka saygı örneği.
Ben bu konuda başka cevap vermiycem çünkü gerçek tektir o da zaten söylendi.Unuttuklarımıda değerli arkadaşlarım söylemiş sağolsunlar.Konuyu uzatmak sadece gözbebeğimiz şehitlerimize saygısızlık olacak.Onlar üzerinde asla tartışılamayacak tek kavram çünkü.Saygılar...
 
Boşuna hiç uğraşmayın A.Necdet Sezer 200 den fazla teröristi affetti.Şunu başta belirteyim ki ister adalet bakanı istesin ister herhangi başka bir kurum farket mez eğer sezer affetmedikten sonra kimse ona neden affetmedin diye hesap soramaz çünkü bu affetme işlemi cumhurbaşkanlarına tanınan özel bir yetkidir.isterse herhangi bir kişi birleşmiş milletler sağlık teşkilatından hasta olduğuna dair rapor alsa yine cumhurbaşkanı affetmedikten sonra hiçkimse bir şey diyemez.

mesajına cevap yazmadan önce güzel bir alıntı.

Evvela, Sezer'i hic sevmeyen ve AKP'yi destekleyen biri olabilirsiniz. BU makuldur.

Sezer'in imzaladigi belgenin bakanlik tarafindan gonderildigini dolayisiyla aslinda hukumetin de sozkonusu kisilerin affedilmesi gorusunde oldugunu gormezden gelirsiniz. İşte bu aymazliktir

Sezer'in bir pkk taraftari, sempatizani olmadigini cok cok iyi bildiginiz halde, bu zamana kadarki icraatleriyla bunu net bir sekilde gostermesine ragmen, sirf karalmak ve asagilamak icin habire bu hareketi sanki kendi basinin altindan cikmis gibi isitip isitip gaza gelir, getirilir ve getirirsiniz. iste bu kustahliktir, hakkaniyetsizliktir.


Bütün bunlari bile bile, halen sırf körü körüne inandiginiz siyasi dusunce cizgisinden beslenenlerin hedef gosterdigi gibi gozu kararmisca benzeri suclamalara devam edersiniz. Bu da terbiyesizliktir.

Okuması zor olmasa gerek bu satırları.Bunlar Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in sözleri:
(anlaşılamadığı, daha doğrusu ezberler bozulmadığı için,yani takım tutar gibi siyasi olaylara yaklaşan ve 1-2 cümleyle yorum yapmaktan vazgeçecemeyen ezberci üyelerimiz için tekrar yazıyorum.rahat okumaları altını çizdim ve rengini değiştirdim,artık onlarda biraz zahmet edip okusunlar ve ona göre yorum yapsınlar.)


"Hükümlülerin bu konudaki talepleri gerek Bakanlığımıza gerekse Cumhuriyet Başsavcılıkları'na yapılmaları halinde, dilekçelerin alınmasını takiben vakit geçirilmeden tam teşekküllü Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'na sevk edilerek hastalığın tıbben tespit edilmesi, alınacak raporla birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi gerekiyor. Kurum tarafından talepler ivedilikle yerine getirilir. Hükümlünün mahkumiyetine dair kesinleşme şerhini taşıyan mahkeme kararı, Yargıtay ilamı, Adli Tıp mütalaanamesi ve af kanunlarından yararlanmışsa buna dair karar örneklerinin evraka eklenerek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yazısı incelenir, bu süreç sonunda ikmal edilen dosya Bakanlığa gönderilir. Ardından da gereği takdir ve ifa edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına gönderilir."


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6606085.asp?m=1


Madem çarpıtılmış olan terörist affı hadisesinde Sezer'i suçluyorsun
aynı "yüzeysel mantıkla" gidersek terörist affı konusunda,
- Adalet Bakanı Cemil Çiçek'te suçludur!!!
-Adli Tıp kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu'da suçludur!!!


ama sadece "Sezer terörist affetti" demek bir çelişkidir ve ideolojik yaklaşımınızla gerçekliği birbirinden ayıramadığınızı gösteriyor ki buna söylenecek söz yoktur.


Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı, afları Adalet Bakanlığı'ndan onaylı olan teröristleri, onaylamadıktan sonra ne olur:

ilk önce:
-Mazlum-Der vb. insan hakları örgütlerindeki amcalarımız çooooook kızarlar(başta dernek kurucusu Vakit gazetesi köşeyazarı Abdurrahman Dilipak ve sonrasında dernek başkanı Özgür Gündem gazetesi köşeyazarı Ayhan Bilgen vb.) Dİğer insan hakları örgütleri de çıkıp tepki göstereceklerdir.

sonrasında:
Kapısında köle olduğumuz AB deki "şirin dayılar" çok kızarlar.Onların baskısı durumu daha da kötüye götürür.Ülkenin başındaki kişiler nasıl oluyorda, AB baskısı ile Leyla Zana'yı affediyorlarsa,AB baskısı ile de ölümcül hastalığa yakalanmış olan diğer teröristleri de affederler
sorarım size Haziran 2004'te serbest bırakıldı Zana,o dönemde kim tek başına iktidardı,kim Adalet Bakanıydı? Sezer i eleştiriyorsanız onları da eleştirmeniz gerekmez mi?
(işte bu yüzden sizin çelişkili mantığınızla düşünmek,"fazla mantıklı değil")



Ayrıca haberin sadece -bazı yayın organlarında- " Sezer terörist affetti" şeklinde çarpıtılması da gerçekten çok düşündürücü.

daha fazla yorum yazıpta forumu doldurmayacağım
okumadan etmeden körü körüne inanıp, ezbercilik yapmak gerçekliğini kanıtlamaz.(inanan vardır yoktur orası ayrı)



Sezer-Gül karşılaştırması mevcut başlıkla çokta alakalı olmadığı için buraya daha fazla yazmıyorum
 
Geri
Üst