Cyfts
..::Hackhell Başhekimi::..
Fıkralar .....
Padisahin biri,
'Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altin verecegim!'demis.Yalancilar, hemen saraya kosusturup baslamislar yalana;
''Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.''
''Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kapti mi goturur tabii!..''
''Komsu ulkede bir esegi kral yaptilar!..''
''Ulkenin krali, pencereden bakinirken tacini dusurmus. Tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kiminkafasindaysa, kral odur tabii!..''
''Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri dondu!''
''Senin ok bir agacin ustune dusmustur.Agac, sonbaharda yapraklarini dokunce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.''
Boylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.
Ama bir gun Kayserili gelmis;
''Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altin almistin.Simdi geri almaya geldim. Yalandir dersen odulumu ver.Yalan degil dersen borcunu ode!..'
------------------------------------------------------------
Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
-Ehliyet ruhsat lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis.
Polis bakmis bi problem yok.
Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
Burada, buyrun demis adam.
Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
Tabii deyip bagaji acmis adam.
Polis bakmis icinde eksik yok.
Yangin sondurucu? -Burada buyrun.
Zincir?
Derhal cikarayim buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormus:
Mezdeke kaseti varmi?
Sofor cok sasirmis.
Evet var buyrun demis.
Polis : Tamam siz onu takin teybeve sesini acin demis ve baslamis polis oynamaya. Soforun saskinligidaha da artmis ve dayanamamis sormus.
Hayrola memur bey?
Polis cevap vermis:
Ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
---------------------------------------------------------------
Çok sisman bir adam, çok söhretli bir doktora gidiyor, konu zayiflama. Doktor,bir hafta kullanmak üzere, isimsiz bir hap veriyor kendisine. İlk kullandigi gece, uyur uyumaz rüya görmeye basliyor adam.Bir saray içinde, etrafinda onlarca cariye, sabaha kadar bir onla, bir bunla .Sabah uyandiginda, kan ter içinde. Her gece ayni sey. Bir haftanin sonunda bütün fazla kilolar atilmis durumda. Günler sonra yolda sisman bir arkadasina rastliyor ve tabii nasil kilo
verdigi soruluyor. Arkadasi anlatiyor, dogru doktorun yanina. Ayni tedavi. Ilk gece,adam
rüyasynda bir sarayda. Etrafinda onlarca adam Bir o yatiriyor adami,bir bu. Hele en son gelen bir zenci var ki, adami mahvediyor.Üçüncü gün sonunda adam dayanamyyor ve telefon ediyor doktora. Neden arakadasi ile kendi rüyalarinin farkli oldugunu ögrenmek istiyor.
Doktor biraz düsündükten sonra soruyor:
Siz hastaneye mi gelmistiniz, muayenehaneye mi?
-----------------------------------------------------------------------
Cem BOYNER aşağıdaki fıkrayı tüm çalışanlarına göndermiş..Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerineçişiyle imzasını atmakmış.Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köydehayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso.
Ağa sırtını köye doğru döneronra sorarmış:
-"Ula Hasso, ahali bakiy mi?"
Hasso cevap verirmiş:
-"Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir."
Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah
Cizrelioglu". Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-"Halabakirler mi?"
-"He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim
alkıslirler."
Her sene ayni tören sürermiş.Aradan 7 yıl geçmiş.Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.Sormuş Hasso'ya:
-"Ahali bakir mi?"
-"He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır."
Ağa "Abdullah" diye adini , arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya başlamış ki;
kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat.Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş:
-"Bakirler mi?"
-"He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?" Ağa çaresiz:
-"Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu."
diye emretmis.Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve
ağanın kulağına eğilip :
-"Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin.
Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının
devamını sen yaz."
-----------------------------------------------------------------------
George Bush bir ilkokula ziyarete gider. Sinifin birindeyaptigi konusmadan sonra cocuklara soru sorabilmeleri icin imkan tanir. Parmak kaldiran Bob der ki "Sayin baskan uc sorum var size"
1. Nicin Amerika BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
Kucuk Bob'un sordugu sorular biter bitmez teneffus zili
calar,
Bush "teneffusten sonra devam ederiz" der hep birlikte teneffuse cikilir. Sinifa geri donuldukten sonra Bush "Nerde kalmistik? Evet..sorular kisminda kalmistik.. devam edelim" der. Siniftaki baska bir ogrenci parmak kaldirir.Bush sorar:
"Adin ne bakalim ufaklik?"
"Steve"
Senin sorun ne bakalim Steve?"
"Benim 5 sorum var sayin baskan:
1. Nicin Amerika, BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
da baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
4. Teneffus zili nicin 20 dakika erken caldi?
5. Bob nereye kayboldu?"
-----------------------------------------------------------------------
Firtina apansiz bastirinca, koca gemi bir anda denizin dibini boyladi.
Adam, issiz bir adanin sahilinde gozlerini acti.Ne gelen vardi ne giden...
Ne arac vardi ne gerec...Istersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve hindistancevizi...Hayati boyunca evi disinda bes yildizli otellerden
baska yere adimini atmadigindan, bir sure ne yapacagini bilemedi...
Sonra dort ay boyunca muz yeyip, hindistan cevizi suyu icti.
Gecmiste kalan o guzel gunleri dusunerek gozlerini denize dikip, kendisini
kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu... Bir gun sahilde uzanmis yatarken, gozunun ucunda bir hareket hissetti. O da ne ? Bir sandal ve kurekte o gune dek gordugu en muthis kadin... Son surat geliyor... Inanamadi... "Nereden geliyorsun ?" diye haykirdi ve ekledi "Buraya nasil geldin?"
"Adanin oteki tarafindan..." dedi kadin, "gemi batinca oraya ciktim."
"Ne sans, benden baska kimsenin kurtuldugunu sanmiyordum. Kac kisisiniz ?"
"Baska kimse yok, sadece benim. Sandal da gemiden
degil. Gemiden cop yok... "Adamin akli karisti... "O halde sandali nereden
buldun?" "Basit" dedi kadin. "Adada buldugum malzemeyle yaptim... Kurekler sakiz agaci... Zemini palmiye dallarindan ordum, yanlar okaliptus..."
"Ama, ama bu imkansiz, aletlerin yok nasil becerdin?" dedi adam.
"Pek de sorun olmadi. Oteki tarafta sira bir aluvyon kaya olusumu var.
Firinda belli dereceye isitilinca islenebilir yumusaklikta demir elde
ediliyor. Alet yapmak icin kolayca kullandim... Bosveer bunlari. hadi
goster, nerede yasiyorsun ?" Bon bir ifadeyle orada yasadigini itiraf etti adam... Aylardir oracikta sahilde yatip kalktigini... "Oyleyse bana gel benim yerime..." diyerek kadin kureklere asildi. Birkac dakika sonra kucucuk bir iskeleye yanastilar... Adam sahile goz atinca az daha sandaldan dusuyordu. Mavi beyaz boyali kulubeyle, iskele arasina tas doseli yurume yolu bile yapilmisti ! Eve girerlerken kadin omuzlarini silkti, "Pek rahat
sayilmaz ama ben yine de ev diyorum iste... Otur lutfen, bir sey icer misin ?" "Hayir, hayir tesekkurler..." dedi adam. Saskinligini hala uzerinden atamamisti. "Daha fazla hindistan cevizi suyu icemeyecegim artik... Tahammulum kalmadi..." "Hindistan cevizi suyu degil ki... Imbigim var, Pink
Colado'ya ne dersin?" Adam hayretini gizlemeye calisarak ikrami kabul etti.
Kanepeye oturarak sohbete daldilar.
Ikisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadin, "uzerime
rahat bir sey giyecegim" diyerek ayaga kalkti. "Dus yapip tras olmak ister misin ? Ust kattaki banyo dolabinda jilet var." Adam artik olayi sorgulamaktan tamamen vazgecmisti... Banyoya girdi, dolapta kemik bir sapin icine sikistirilmis oynak mekanizmali iki deniz kabugundan yapilma
ustura onu bekliyordu... "Bu kadin inanilmaz" diye mirildandi...
"Bakalim bundan sonra ne var Dondugunde kadin onu gardenya kokulari icinde,
Stratejik bolgeleri uzum yapraklariyla ortulu olarak karsiladi... Sadece uzum yapraklari... Yanina oturmasini istedi. Sonra yavasca sokularak fisildadi...
"Soyle bana yakisikli, ikimiz de uzun suredir bu adadayiz... Cok yalniz olmalisin, eminim su anda yapmak icin kivrandigin bir sey var...
Hani burada tek basina gecirdigin aylar boyunca en cok yapmak istedigin...
Anliyorsun degil mi ? Ne istersen yapabilirsin.... Gozlerinin icine bakiyordu... Adam duyduklarina inanamadi...
"Yani..." dedi... "Buradan e-mailimi kontrol edebilir miyimmm?"
HEPIMIZIN SONU BOYLE OLACAK ...............
)))) :goz:
Padisahin biri,
'Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altin verecegim!'demis.Yalancilar, hemen saraya kosusturup baslamislar yalana;
''Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.''
''Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kapti mi goturur tabii!..''
''Komsu ulkede bir esegi kral yaptilar!..''
''Ulkenin krali, pencereden bakinirken tacini dusurmus. Tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kiminkafasindaysa, kral odur tabii!..''
''Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri dondu!''
''Senin ok bir agacin ustune dusmustur.Agac, sonbaharda yapraklarini dokunce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.''
Boylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.
Ama bir gun Kayserili gelmis;
''Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altin almistin.Simdi geri almaya geldim. Yalandir dersen odulumu ver.Yalan degil dersen borcunu ode!..'
------------------------------------------------------------
Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
-Ehliyet ruhsat lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis.
Polis bakmis bi problem yok.
Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
Burada, buyrun demis adam.
Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
Tabii deyip bagaji acmis adam.
Polis bakmis icinde eksik yok.
Yangin sondurucu? -Burada buyrun.
Zincir?
Derhal cikarayim buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormus:
Mezdeke kaseti varmi?
Sofor cok sasirmis.
Evet var buyrun demis.
Polis : Tamam siz onu takin teybeve sesini acin demis ve baslamis polis oynamaya. Soforun saskinligidaha da artmis ve dayanamamis sormus.
Hayrola memur bey?
Polis cevap vermis:
Ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
---------------------------------------------------------------
Çok sisman bir adam, çok söhretli bir doktora gidiyor, konu zayiflama. Doktor,bir hafta kullanmak üzere, isimsiz bir hap veriyor kendisine. İlk kullandigi gece, uyur uyumaz rüya görmeye basliyor adam.Bir saray içinde, etrafinda onlarca cariye, sabaha kadar bir onla, bir bunla .Sabah uyandiginda, kan ter içinde. Her gece ayni sey. Bir haftanin sonunda bütün fazla kilolar atilmis durumda. Günler sonra yolda sisman bir arkadasina rastliyor ve tabii nasil kilo
verdigi soruluyor. Arkadasi anlatiyor, dogru doktorun yanina. Ayni tedavi. Ilk gece,adam
rüyasynda bir sarayda. Etrafinda onlarca adam Bir o yatiriyor adami,bir bu. Hele en son gelen bir zenci var ki, adami mahvediyor.Üçüncü gün sonunda adam dayanamyyor ve telefon ediyor doktora. Neden arakadasi ile kendi rüyalarinin farkli oldugunu ögrenmek istiyor.
Doktor biraz düsündükten sonra soruyor:
Siz hastaneye mi gelmistiniz, muayenehaneye mi?
-----------------------------------------------------------------------
Cem BOYNER aşağıdaki fıkrayı tüm çalışanlarına göndermiş..Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerineçişiyle imzasını atmakmış.Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köydehayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso.
Ağa sırtını köye doğru döneronra sorarmış:
-"Ula Hasso, ahali bakiy mi?"
Hasso cevap verirmiş:
-"Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir."
Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah
Cizrelioglu". Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-"Halabakirler mi?"
-"He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim
alkıslirler."
Her sene ayni tören sürermiş.Aradan 7 yıl geçmiş.Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.Sormuş Hasso'ya:
-"Ahali bakir mi?"
-"He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır."
Ağa "Abdullah" diye adini , arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya başlamış ki;
kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat.Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş:
-"Bakirler mi?"
-"He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?" Ağa çaresiz:
-"Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu."
diye emretmis.Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve
ağanın kulağına eğilip :
-"Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin.
Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının
devamını sen yaz."
-----------------------------------------------------------------------
George Bush bir ilkokula ziyarete gider. Sinifin birindeyaptigi konusmadan sonra cocuklara soru sorabilmeleri icin imkan tanir. Parmak kaldiran Bob der ki "Sayin baskan uc sorum var size"
1. Nicin Amerika BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
Kucuk Bob'un sordugu sorular biter bitmez teneffus zili
calar,
Bush "teneffusten sonra devam ederiz" der hep birlikte teneffuse cikilir. Sinifa geri donuldukten sonra Bush "Nerde kalmistik? Evet..sorular kisminda kalmistik.. devam edelim" der. Siniftaki baska bir ogrenci parmak kaldirir.Bush sorar:
"Adin ne bakalim ufaklik?"
"Steve"
Senin sorun ne bakalim Steve?"
"Benim 5 sorum var sayin baskan:
1. Nicin Amerika, BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
da baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
4. Teneffus zili nicin 20 dakika erken caldi?
5. Bob nereye kayboldu?"
-----------------------------------------------------------------------
Firtina apansiz bastirinca, koca gemi bir anda denizin dibini boyladi.
Adam, issiz bir adanin sahilinde gozlerini acti.Ne gelen vardi ne giden...
Ne arac vardi ne gerec...Istersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve hindistancevizi...Hayati boyunca evi disinda bes yildizli otellerden
baska yere adimini atmadigindan, bir sure ne yapacagini bilemedi...
Sonra dort ay boyunca muz yeyip, hindistan cevizi suyu icti.
Gecmiste kalan o guzel gunleri dusunerek gozlerini denize dikip, kendisini
kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu... Bir gun sahilde uzanmis yatarken, gozunun ucunda bir hareket hissetti. O da ne ? Bir sandal ve kurekte o gune dek gordugu en muthis kadin... Son surat geliyor... Inanamadi... "Nereden geliyorsun ?" diye haykirdi ve ekledi "Buraya nasil geldin?"
"Adanin oteki tarafindan..." dedi kadin, "gemi batinca oraya ciktim."
"Ne sans, benden baska kimsenin kurtuldugunu sanmiyordum. Kac kisisiniz ?"
"Baska kimse yok, sadece benim. Sandal da gemiden
degil. Gemiden cop yok... "Adamin akli karisti... "O halde sandali nereden
buldun?" "Basit" dedi kadin. "Adada buldugum malzemeyle yaptim... Kurekler sakiz agaci... Zemini palmiye dallarindan ordum, yanlar okaliptus..."
"Ama, ama bu imkansiz, aletlerin yok nasil becerdin?" dedi adam.
"Pek de sorun olmadi. Oteki tarafta sira bir aluvyon kaya olusumu var.
Firinda belli dereceye isitilinca islenebilir yumusaklikta demir elde
ediliyor. Alet yapmak icin kolayca kullandim... Bosveer bunlari. hadi
goster, nerede yasiyorsun ?" Bon bir ifadeyle orada yasadigini itiraf etti adam... Aylardir oracikta sahilde yatip kalktigini... "Oyleyse bana gel benim yerime..." diyerek kadin kureklere asildi. Birkac dakika sonra kucucuk bir iskeleye yanastilar... Adam sahile goz atinca az daha sandaldan dusuyordu. Mavi beyaz boyali kulubeyle, iskele arasina tas doseli yurume yolu bile yapilmisti ! Eve girerlerken kadin omuzlarini silkti, "Pek rahat
sayilmaz ama ben yine de ev diyorum iste... Otur lutfen, bir sey icer misin ?" "Hayir, hayir tesekkurler..." dedi adam. Saskinligini hala uzerinden atamamisti. "Daha fazla hindistan cevizi suyu icemeyecegim artik... Tahammulum kalmadi..." "Hindistan cevizi suyu degil ki... Imbigim var, Pink
Colado'ya ne dersin?" Adam hayretini gizlemeye calisarak ikrami kabul etti.
Kanepeye oturarak sohbete daldilar.
Ikisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadin, "uzerime
rahat bir sey giyecegim" diyerek ayaga kalkti. "Dus yapip tras olmak ister misin ? Ust kattaki banyo dolabinda jilet var." Adam artik olayi sorgulamaktan tamamen vazgecmisti... Banyoya girdi, dolapta kemik bir sapin icine sikistirilmis oynak mekanizmali iki deniz kabugundan yapilma
ustura onu bekliyordu... "Bu kadin inanilmaz" diye mirildandi...
"Bakalim bundan sonra ne var Dondugunde kadin onu gardenya kokulari icinde,
Stratejik bolgeleri uzum yapraklariyla ortulu olarak karsiladi... Sadece uzum yapraklari... Yanina oturmasini istedi. Sonra yavasca sokularak fisildadi...
"Soyle bana yakisikli, ikimiz de uzun suredir bu adadayiz... Cok yalniz olmalisin, eminim su anda yapmak icin kivrandigin bir sey var...
Hani burada tek basina gecirdigin aylar boyunca en cok yapmak istedigin...
Anliyorsun degil mi ? Ne istersen yapabilirsin.... Gozlerinin icine bakiyordu... Adam duyduklarina inanamadi...
"Yani..." dedi... "Buradan e-mailimi kontrol edebilir miyimmm?"
HEPIMIZIN SONU BOYLE OLACAK ...............