islam neden araplara gönderildi? cavap veren varmı?

1- Peygamberimiz bu bölgede dünyaya geldiği için İslamiyet buraya gönderilmiştir.

2- O bölgede yaşayan insanlar kızlarını diri diri toprağa gömen, ahlaki değerlerin bozulduğu ve kadınların mal gibi kullanıldığı, putlara tapıldığı ve adeta vahşi ve inatçı insanların yaşadığı bir bölge idi. Her ne kadar dünyanın diğer yerlerinde de ahlaki değerler çöküntüye uğramış olsa da bu bölgede daha fazla idi. İşte Allahu Teala hikmetiyle göstermiştir ki bu bölgede ki vahşi ve inatçı insanlar bile İslamiyet’le en şerefli insanlar mertebesine çıkabiliyorsa diğer insanlar elbette islamiyeti kabul edip insanlık değerlerini tekrar kazanacaktır.

3- Kabenin dünyanın merkezi olması ve Arafat, safa ve merve gibi insanlarca kutsal kabul edilen yerlerin bu bölgede olması

4- Kuranı Kerimin mucizevi bir yönü de belağatıdır. Ve bu kavim hem Arapça konuşmaları hem de arapçayı en mükemmel şekilde kullanmaları nedeniyle İslamiyet bu bölgede gönderilmiştir.

Peygamber Efendimizden önce Araplar, bir kısım batıl zihniyet ve hurafelerin tesiri altında Din-i Hanifi (hak dinini) unutmuşlar, hak yoldan sapmışlar, putlara, heykellere tapmağa başlamışlardı. Batıl bir düşünce neticesi, kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. Kumar, içki, fuhuş alelade şeylerden sayılırdı. İnsanlar kabilelere ayrılmış, kabileler arasında kan davaları zuhur etmiş, birbirlerine diş bileyen düşman hizipler ve harp halinde idi. Hakdan, adaletten uzaklaşmış bir cemiyette, kuvvetliler zayıflara, acizlere saldırıyor, elinde nesi varsa alıyordu. Köleler, esirler, acınacak bir halde idi. Kadının cemiyette bir yeri yoktu. O, pazarlarda gezdirilen, para ile alınıp satılan basit bir eşya muamelesi görüyordu.

*Tarih ve edebiyatçıların «Fetret Devri, (Cahiliyye Devri)» adını verdikleri, cihanın zulmetle alude olduğu bu devirde, bütün insanlık, kendilerini bu dalaletten kurtaracak, bir kurtarıcı, bir peygamber bekliyordu.

*Allahü Teala tarafından, Yahudilere indirilen Tevratta ve Hz.İsaya verilen İncilde; ahir zamanda bir halaskarın, bir büyük Peygamberin geleceği de müjdelenmişti. Bu yüzden ehli kitap olan Yahudiler ve Hıristiyanlar Onu bekliyorlardı. İşte O, alemlere en büyük rahmet olan Hazreti Muhammed (S.A.V.)di.

*Bütün dünya milletlerinin manevi çöküntü ve yıkıntı içinde kaldıkları bu devirde Araplar, diğer milletlere göre soy ve nesebe dikkat eden bir milletti Dünya milletlerinin her sahada gerilediği bu devirde, Arabistanda edebiyat çok gelişmiş ve ilerlemişti. Ümmi (okuma-yazma bilmeyen) oldukları halde içlerinde çok güzel şiir söyleyenler vardı. Araplarda, gerek şehirlerde oturanı, gerekse bedevileri şiir yazmaz fakat söylerdi. Yazmağı bilenler azdı. Amma bilhassa bedevilerin şiirleri çok dokunaklı ve gerçekçi olurdu. Çünkü onlar, kırlarda gezerler, hissettiklerini yazarlardı. Her sene Mecenne, Zülmecaz ve bilhassa Ukaz panayırlarında toplanan geniş halk huzurunda, edebi müsabaka, şiir yarışmaları yapılırdı. Araplar inşad ettikleri şiirleri (kaidesine uygun, ahenk ile söyledikleri şiirleri), aralarında en şerefli kabile olan Kureyşe arz ederler, Kureyş izin verirse birincilik alan şair ve edipler, mükafatlandırılırlar ve onların şiirleri şanına tazimen Kabenin duvarına asılırdı. Fesahat ve belağat yönünden değer taşımayan şiirlere itibar edilmez, hiçbir kıymet atfedilmezdi. Yıllarca yapılan bu müsabakalarda ancak yedi kişinin şiiri birincilik alarak Kabe duvarına asılmıştı. Tarihte bu yedi şiire «Muallekat-ı Seba»denilir. Bunlardan en güzel şiir, İmri-ül Kaysa ait olup, Onun şiiri diğer şiirlerin en üstüne asılmıştı. Bu şiir, Peygamber Efendimizin doğuşuna kadar asılı kalmıştı.

*Cahiliyyet devrinde, Arapların belağat ve fesahata bu kadar ehemmiyet vermelerine dikkat edilecek olursa, bundan ibret almak gerekir. Çünkü dalalet ve cehaletin derinliklerinde bulunmalarına rağmen, edebi yönlerinin artması, Arapçanın kemale ermesi, muhakkak ki Allahü Teala tarafından bu lisan üzere gönderilecek Kitabı anlamaları için, onları hazırlamak ve teşvikten ibaretti.

Araplar, asırlar boyunca mütekamil dillerinin safiyetini muhafaza etmişlerdir. Hz.Muhammed (S.A.V.)den evvelki nazım ve nesir, aradan geçen 1500 yıla rağmen, bugünkünden ne kelime, ne dilbilgisi, ne de morfoloji bakımından farklıdır. Şu içinde yaşadığımız asırda, diğer dünya milletleri ise lisanlarını düzelteceğiz diye, yeni yeni kelimeler bularak, koyarak, değiştirip durdukları halde, Arapların böyle bir dert ve sıkıntısı hiçbir zaman olmamıştır. Çünkü, bu zengin ve güzel lisan noksanlıklardan aridir.

Peygamber Efendimizden önce Arabistanda edebiyatın çok ileriye gitmiş olması, Arapçanın kemale ermesi; Allahü Teala tarafından indirilecek kitabın, kutsiyyet ve kıymetini bilip takdir etmelerine matufdu. Çünkü O Allah Kelamı, fesahat ve belağatın insan gücüyle ulaşılması mümkün olmayan bir mucizedir.


 
ayet veya hadis veremeyecegim zamaninda kuran kursunda ögrendigim budur ve süphemde yok

işte o kuran kurslarında gerçekten kuran öğretilse bir bilgin olurdu
arapça alfabeden ve hadis,rivayetlerdn başka ne öğrendin
demekki herkezin dili kendine
arapla bu konuda türkiyeyi gerçekten çok iyi sömürüyor din kuran öğretilmiyor hepimiz birer arap aşığı olarak yetişiyoruz.
Allah kur anda her fırsatta aklını kullanmaktan bahseder
biz aklını kullanmayan milletlerin üstüne pislik yağdırırız der kuran

5- İbrahim suresi 3 üncü ayet: Biz her gönderdigimiz peygamberi ancak bulundugu kavmin diliyle gönderdikki,onlara ap açık anlarsın diye.
 
işte o kuran kurslarında gerçekten kuran öğretilse bir bilgin olurdu
arapça alfabeden ve hadis,rivayetlerdn başka ne öğrendin
demekki herkezin dili kendine
arapla bu konuda türkiyeyi gerçekten çok iyi sömürüyor din kuran öğretilmiyor hepimiz birer arap aşığı olarak yetişiyoruz.
Allah kur anda her fırsatta aklını kullanmaktan bahseder
biz aklını kullanmayan milletlerin üstüne pislik yağdırırız der kuran

5- İbrahim suresi 3 üncü ayet: Biz her gönderdigimiz peygamberi ancak bulundugu kavmin diliyle gönderdikki,onlara ap açık anlarsın diye.

galiba türkiyeden bahsediyorsun
 
araplar ne kadar sapkın da olsalar o dönemde edebiyatları cok kuvvetliydi.
Kur'an'ın araplara gönderilmesindeki sebeplerden biri de budur.
 
kur'an'da: fussilet ve secde surelerinin 2, 13 ve 44.ncü ayetleri ile meryem suresinin 97.nci ve ibrahim suresinin 4.ayetlerini okuyunuz. cevabı orda bulacaksınız.
 
kitapların hepsi

İSRAİLOĞULLARINA geldi

yada İSRAİLoğulları öyle aktardı

bizde aldık

diğer inananlarda aldı
 
Cennet dili Arapça'dır Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (sav) buyuruyor:

"Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır." Feyzü'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225

Hakan Kardeş Ortada Açık Bir Hadis-i Şerif Var.
Neyin Tartışmasıdır Bu İnan ki AnLamadım.
 
ben buradan dilin lehçenin lisanın dünyalık olduğu anlamını çıkarıyorum
sen neyi idda ediyorsun

Benim bişey iddia ettiğim yok!! Sadece sordum!!

Peki dil dünyalık ta orda iletişim nasıl olacak??

Edit: aklıma gelmişken; tamam iyi güzel, durmadan Kuran ayetlerinden alıntılar yapıyoosun, örnekelr variyoosun ama bunun yanında da Kuran dışında ki dinî kaidelere önem vermiyo musun????
 
Ey Muhammed! Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık. 19 - Meryem 97.ayet
cennet dili arapçadır diyenlere

Cennet dili Arapça'dır. Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (s.a.v) buyuruyor:

* Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır. (2)

Bu hadis-i şerifi destekleyen ayet-i kerimeler:

* Apaçık Arapça bir dille. (3)
* Onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. (4)

Allah Resülü, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapça olacak da Cennet dili Arapça dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (a.s) yeryüzüne indirilmeden Arapça konuşacak da, Cennet dili mi Arapça olmayacak?

Hz.Aişe r.a. buyuruyor:

* Cennet ehli Muhammed aleyhisselam diliyle konuşacaklar. (5)

(Allahulalem)

Kaynak:
1) Elmalı Tefsiri Bakara Suresi 35.ayet
2) Feyzu'l Kadir, İmam Münavi, İbni abbas'tan rivayet edilmiştir.
3) Şuara Suresi, 195
4) İbrahim Suresi, 4
5) Mevahib-ül Ledünniye, İmam Kastalani...
 
evet araplar çok sapmıştı ozamanlar putlara tapmalar kölelikler sapıklıklar kızl çocuklarının diri diri gömülmesi.Şahsen arapların bazıları hala boyle.
 
vallaha gidipte görmedim bilmiyorum
bildiğini idda edenlere sor istersen
kardeşim kulaktan dolma bilgilrle yaşama aç oku ALLAH KURANI BOŞUNAMI İDİRDİ

Allah Kuran'ı boşuan indirmemiş, peki Peygamber Efendimiz o kadar Hadis-i Şerif'i boşuna buyurmuş, ok adar sünneti boşuna mı yapmış????
 
Cennet dili Arapça'dır. Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (s.a.v) buyuruyor:

* Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır. (2)

Bu hadis-i şerifi destekleyen ayet-i kerimeler:

* Apaçık Arapça bir dille. (3)
* Onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. (4)

Allah Resülü, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapça olacak da Cennet dili Arapça dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (a.s) yeryüzüne indirilmeden Arapça konuşacak da, Cennet dili mi Arapça olmayacak?

Hz.Aişe r.a. buyuruyor:

* Cennet ehli Muhammed aleyhisselam diliyle konuşacaklar. (5)

(Allahulalem)

Kaynak:
1) Elmalı Tefsiri Bakara Suresi 35.ayet
2) Feyzu'l Kadir, İmam Münavi, İbni abbas'tan rivayet edilmiştir.
3) Şuara Suresi, 195
4) İbrahim Suresi, 4
5) Mevahib-ül Ledünniye, İmam Kastalani...

Dünyayı arap yaptınız bir ceennet kalmıştı araplaşmadık sayenizde o da oldu hala hadisten rivayetten konuşuyorsun bana kurandan kaynak göstermedikçe sana cevap vermiycem ha birde ayet eklemişsin o ayetleride buraya yazarmısın
 
~SiLenT ScЯeaM~;4530890' Alıntı:


"Üç hasletten dolayı Arabı seviniz:.




Arabı sevmek mi :saskin

Türkler din kardeşimizdir diyip 1. dünya savaşı kanal cephesinde askerlerimizi öldüren ( din kardeşine ihanet eden ) arapları sevmemi kimse beklemesin ..
 
Dünyayı arap yaptınız bir ceennet kalmıştı araplaşmadık sayenizde o da oldu hala hadisten rivayetten konuşuyorsun bana kurandan kaynak göstermedikçe sana cevap vermiycem ha birde ayet eklemişsin o ayetleride buraya yazarmısın

ayet araya karismis konuyla alakasi yok

bu arada dünya arap degil amerikan

RASULÜLLAH EFENDİMİZ (SAV)`İN: "ARAPLARI SEVİN, ÇÜNKÜ BEN ARABIM..." BUYURDUĞU DOĞRU MUDUR?
İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir:

"Üç hasletten dolayı Arabi seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır." 1
Arapça, belagat, edebiyat, fesahat ve zenginlik bakımından dünya dillerinin en güzelidir. Aynı zamanda ses, ahenk ve cümle yapısı bakımından da diğer diller arasında ap ayrı bir yeri vardır. Cenab-ı Hak da kendi kelâmı Kur'ân-ı Kerimi Arap diliyle indirmiştir. Peygamber-i Zîşân (a.s.m.) da zaten bu dili konuşuyordu; kendi milletinin, kavminin dilini...

Bu hadis-i şerifi bazı âyetler de tasdik etmekte, desteklemektedir.

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu ap açık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi."2
"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, amrolunduklarını onlara ap açık anlatsınlar"3 mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

Evet, Kur'ân'ın dili, son Peygamber Hazret-i Muham-med Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca, Cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Hz. Âdem de yeryüzüne indirilmeden önce Cennette bulunduğu zamanlar Arapça olarak konuşurdu. Ayrıca bu dil Peygamberimizden başka diğer peygamberlerden bazılarının da konuştuğu dildir. Meselâ, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. İsmail, Hz. Salih, Hz. Şuayb Arapça konuşuyorlardı.

Ayrıca imam Kastalânî, Hz. Âişe'den "Cennet ehli Mu-hammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar" mealinde bir rivayeti zikreder.4
Cennet dilinin Arapça olduğu yukarıda mealini verdiğimiz hadis-i şerifin ifadesinde ve Hz. Âişe'nin rivayetinde sabit olmakla beraber, Üstad Bediüzzaman Mehtu-bat' ta İmam Âzam'ın bir fetvasının hikmetini izah ederken şöyle bir ifadeye yer verir: "Bir rivayette lisan-ı ehl-i Cennetten sayılan Fârisî lisanı...5

Bu beyanla, yukarıdaki ifadeler birarada düşünülürse şöyle bir neticeye varmak herhalde yanlış olmaz: Esas itibariyle Cennet lisanı Arapçadır; fakat Farsça da konuşulabilir. Yani Cenab-ı Hak her iki dili de Cennet lisanı olarak yaratabilir.

Hadis-i şerifte "Arabi seviniz" ifadesini mutlak olarak anlamamak lâzımdır. Çünkü Araplar içinde gayrimüslimler olduğu gibi, günümüzde dinsizler de vardır. Onların sadece Arap ırkına mensup olmaları, Arapça konuşmaları onları sevmeye kâfi gelen hususlar değildir. Hadiste yer alan beyandan maksat, Müslüman olan, dinini yaşayan, Resulullahın izinde olan Araplardır. Zaten bunlar din kardeşimizdir. Onları din kardeşimiz olarak sevdiğimiz gibi, ayrıca Kur'ân'ın, Resulullahın ve Cennetin lisanını konuştukları, saff-ı evvel olarak İslâmiyeti yaydıkları, İslâmiyete hizmet ettikleri için de diğer milletlerden farklı olarak bir derece daha fazla sevgiye lâyıktırlar.

1. Feyzü'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225.
2. Şuarâ Sûresi, 195.
3. İbrahim Sûresi, 4.
4. Mevâhib-i Ledünniye , 1:276.
5. Mektûbat, s. 406.

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=8611
 
Peygamber efendimiz (s.a.v.) veda hutbesinde size iki şey miras bırakıyorum Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler,

Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir. siz neye dayanarak hadisleri doğrumu yanlışmı tartışması yapıyorsunuz
 
Geri
Üst