bim_28' Alıntı:
Kimseden soru yokken ilk soruyu ben sorayım o zaman.
Konunun hukukla alakasını tam bilemiyorum.
Alakası yoksa gereksiz mesaj için afedersiniz.
Mesajımıda silerim...
Bir yakınımın uzun zamandır süren bir problemi var.
Olay mahkemelere kadar intikal etti.
Bildiğim kadarıyla:
Benim yakınım sene 98 de kalp krizi geçirdi.
Tabi hasteneye kaldırıldı raporlar tutuldu vs.
Galiba aort atardamarına takviye birşey takmışlar.
Yakınımın Bağ-Kur'dan sosyal güvencesi vardı.
Ve nihayetinde Bağ-Kur'dan malulen emeklilik verildi.
Emekli maaşı almaya başladı...
Herşey iyiyken yanlış hatırlamıyorsam sene 2000'lerdeydi galiba.
Malulen emeklilik elinden alındı.
İşgücü %'si varmış galiba onun yeterlilik düzeyine çıkmış. Ne alakaysa artık.
Yakınım gitti raporu veren doktorun yanına Doktor yapılacak birşeyin olmadığını söyledi.
Sonra olay mahkemeye intikal etti.
Ve yıl 2005 mahkeme halen devam etmekte....
Hastaneye gidip geliyor mahkemeler derken sıkıntılar içerisinde...
Yani kısacası olay yılan hikayesine dönmüş durumda.
Konu hakkında sizin fikrinizi olayın ne olması gerektiğini
ve haklı tarafın kim olduğunu ve son olarak böyle bir şeyin neden olduğunu
soracaktım saygılar...
Malullük aylığından yararlanabilmek için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.
En az 5 tam yıl sigorta primi ödenmiş olmalıdır.
Sigortalının çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybettiğinin tespitine dair Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Üniversiteler ve Kamu İktisadi Teşekküllerine ait hastanelerin Sağlık Kurullarından alınan ve Genel Müdürlüğümüz Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığınca mallüllüğüne karar verilen Sağlık Kurulu raporu bulunmalıdır.
Yazılı istekte bulunmak ve istek tarihi itibari ile her türlü borçlarını ödemiş olmak gerekmektedir.
Ancak, Bağ-Kur 1479 sayılı zorunlu sigortalılık kapsamında ya da tarım sigortası kapsamında iken, bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybedenler için 5 tam yıl sigorta primi ödemiş olmak koşulu aranmaz.
1479 sayılı zorunlu sigortalılığa tabii olanlar için malullük aylığı, sigortalının son defa prim ödediği gelir basmağına ait göstergenin, sigortalıların basamaklarda prim ödedikleri süreler de dikkate alınarak aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosu üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının %65'i olarak hesaplanır.Başka birinin sürekli bakımına muhtaç Malül Sigortalıya da % 75 oranında aylık bağlanır.
2926 sayılı tarım sigortalıları için malullük aylığı, sigortalının son defa prim ödediği gelir basmağına ait göstergenin Genel Bütçe Kanunu ile kabul edilen yürürlükteki Katsayı ile çarpımının %70'idir. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda ise bu oran %80'e çıkarılır.
Aylıklara, ayrıca Sosyal Yardım Zammı eklenir. Ancak, 2926 Sayılı Kanuna göre bağlanan malüllük aylıklarına Sosyal Yardım Zammı ilave edilmez.
Yukarıda ki bilgiyi el altında tutup konumuzu incelemeye dönelim şimdi
Doktorun yapabileceği birşey yok. Çünkü önceden verdiği raporu değiştiremez.
Ayrıca yargılama süresinin uzaması ülkemizdeki adalet sisteminin kanayan yarasıdır. Ancak bu konu yeni düzenlemelerle giderilmeye çalışılıyor.
iş gücü yüzdesinde yapılan değişiklikler yüzünden malulen emekliliğinden Kaynaklanan maaşın gerş alınması hakkaniyete ters olmakla birlikte yapılacak fazla birşey yoktur.
Yürütmenin durdurulmasına yönelik karar çıktıysa davanın uzaması sorun değil ancak eğer bu yönde bir karar çıkmadıysa maalesef yakının olan kişi karar sonrası birde bu süreçteki alacaklarını alabilmek için uğraşacaktır.
Sonuçta kazanılmış bir statü olduğu için Davanın kazanılacağı kanısındayım. Tabi bahsi geçen konuyla ilgili bilgiler kısıtlı olduğu için bu cevabım kesin değildir. Eğer duruşma dosyasının bir örneğini elde edipde bana yollarsan daha çok yardımcı olmaya çalışırım.
Yani yakınının davayı kazanması-anlattıkların çerçevesinde cevaplayacak olursam- kuvvetle muhtemeldir. Doktorun birşey yapamam sözü tamamen haklıdır.