Hukuk Neden Halkın Anlamayacağı Bir Dili Kullanma Yoluna Gitmiştir?

KnockOut

Super Sonic
Süper Moderatör
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
16,921
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
searching. . .
hukuk-resimleri-2.jpg

Hukuk ve Dil (Anlamsız Adalet)

Filozoflar eski çağlardan beri adalet kavramı konusunda eserler vermiş ve bu eserlerde adaletin toplum yaşamını düzenleyici en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulamışlardır. O halde adalet/hukuk, toplum/halk için en önemli kavramlardandır,

Peki, neden hukuk, halkın anlamayacağı bir dili kullanma yoluna gitmiştir?

Hukukun tarihi, medeniyetle başlar. Medeniyetleri oluşturan en tabii, en bağlayıcı durumun dil olduğunu düşünürsek, hukukun merkezinden kavramları uzaklaştırmamız, adaleti; balı olmayan bir arı durumuna düşürmemize neden olur.

Kavramlar, zıtlıkların ortaya koyduğu bir saymacalar zinciri ya da çıkarımıdır. "İyi-Kötü", "Doğru-Yanlış", "Güzel-Çirkin" kavramları, insan zihninde kendini var eder ve yerini sağlamlaştırırken, kötüyü-yanlışı-çirkini belirlemek zıttını belirlemek kadar zor ve öznel/yorum içeren bir hal almaya başlamıştır.

Bu kaygıların hüküm sürdüğü/yaşandığı çağlarda medeniyetler, çıkarım olarak kendi kontrol mekanizmalarını yaratmaya başlamıştır. Hükmedenlerin koyduğu çağlar öncesi bu kontrol mekanizmaları, geçtiğimiz birkaç asıra kadar ki hala olması gereken oto-kontrol mekanizmalarına dönüşememiş, halkın anlayabileceği uygun bir dil ile şekillenememiştir.

Hukuk felsefesini savunanların yüceltileni savunan bir zihniyetin kullanılanı olmaktan bunalması, başarısızlıklarla dolu olsa da -kendi özgürlüğünü sağlayabilmek amaçlı- hükümdar kültüründen kopma girişimlerinde bulunmalarına neden olmuştur. Bu düşüncenin uygulamadaki zorlukları, yasama-yürütme ve yargının siyasi nedenlerle bir elde toplanılabilir olduğu her zaman yükselişe geçmiş ve aksi kavramların/kurumların altını boşaltmıştır.

Hukukun bilimsel bir vizyona ve misyona sahip olduğu zamanda bu durum bilim dilinin gelişmesine paralel yeni akımları da doğurmuştur. Bilim dilinin de halkın dilinden uzak olması, hukuk dilinin de halkın dilinden uzak olarak yaşamasına hoş görüyle bakmamızı sağlamıştır.

"Halkın gelişimine bir ket vurmak/engellemek isteyen her hükümran, bilim dilini doğal dilden uzaklaştırmalıdır." devirlerini aşmak için bilimin üniversiteler dışına taşınması, tekelleştirilmesinin önüne geçilmesi de aydın insanlar için bir görevdir diyebiliriz.

Hukuk, halkın psikolojik, sosyolojik ve biyolojik sorunlarıyla iç içedir. Bu kadar iç içeyken bir bilim olarak hukukun müeyyidelerini de halkın kanıksamadığı, bilmediği bir lisanla yapması, kendi bilimsel iç kavramlarıyla çelişmektedir. Aynı zamanda bu durum, halkın adaletten uzaklaşmasına, yabancılaşmasına neden olduğu gibi kişinin kendini savunma hakkını engellemeye/ket vurmaya da zemin hazırlamaktadır.

Sonuç olarak, hukuk dilinin, bilim dilinden daha öncelikli olarak ki bilim dili de halkın diline yaklaştırılabilir (Örnek: Ouvrage de Vulgarisation) halkın diline yaklaştırılması, her mazlumun isteği kadar hukukçunun da isteği olamalıdır.


 
Nasil yaklasacak ki? Her is kendi icinde bir profesyonellik gerektiriyor. En basitinden hiz ile surat farklidir ama halk arasinda ayni manadaymis gibi kulanilir. Nasil olacak bu is biraz garip bir yazi olarak geldi bana/.
 
Geri
Üst