HSYK panikledi_______

LOOPUSED

Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
HSYK panikledi


Her geçen gün, referandumun nasıl hayatî bir dönüm noktası olduğunu daha iyi anlatıyor. İşte HSYK'daki; İstanbul, Erzurum ve Diyarbakır olmak üzere özel yetkili mahkemeler ve savcılıkların yapısını tamamen değiştirmeye dönük son hamle... Ergenekon ve Balyoz davalarında, açıkça kontrolü ele geçirmek istiyorlar.

Sadece HSYK değil, TSK içinde, Dışişleri Bakanlığı'nda, medyada müthiş bir direnç var. Dışişleri Bakanlığı bürokratları, hükümete rağmen, Hrant Dink cinayeti ile ilgili AİHM'ye, cinayeti savunan açıklama gönderebiliyor... Ama Sayın Cumhurbaşkanı Gül ne diyor? "Maalesef yeterli tedbir alamadığımız için bir vatandaşımızı kaybetmişiz." diyor. Direnenler, hükümetin içinde bile var. Hantepe baskınında Heron skandalı ile ilgili 20 gündür Genelkurmay açıklama yapmıyor. Darbeyle yönetilen ülkelerde bile böyle bir suskunluk olmaz. Hâlbuki Cumhurbaşkanı Gül, "hiçbir şeyin üstünün kapatılamayacağını, iddiaları incelettiğini" söylüyor. Yanlışları olanların ayıklanması gerektiğinin altını çiziyor...

Vesayet rejimine payanda haline getirilmiş kurumlarla, gazetelerle, televizyonlarla, demokratikleşmenin nasıl engellendiğini artık ayan beyan görüyoruz. Ama az kaldı. 13 Eylül sabahı Türkiye, yeni bir demokrasi heyecanı, şevki ve kararlılığı ile uyanacak. Çünkü referandum günü yaklaştıkça, meseleyi AK Parti ile hesaplaşmaya döndürmeye çalışan hayır cephesinin inandırıcılığı, ikna kabiliyeti giderek zayıflıyor.

Artık karanlık bir ülkede yaşamak istemiyoruz.

Burası nasıl bir ülke ki; Ecevit'e 29 Mayıs 1977 günü İzmir Çiğli Havaalanı'nda, yaklaşan bir polis ateş açıyor. Suikastta kullanılan silahtan Türkiye'de 3 tane bulunduğu ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait olduğu belirleniyor ve olay örtbas ediliyor.

Burası nasıl bir ülke ki; 2002'de, Ecevit başbakan iken ortadan kaldırılmak isteniyor? Helikopter faciasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun kazaya mı kurban gittiği, yoksa suikasta mı uğradığı sorusu hâlâ ortada duruyor...

Burası nasıl bir ülke ki, bir Genelkurmay Başkanı, Org. Hilmi Özkök, zehirlenme ihtimali yüzünden yemeğini sefertası içinde evinden getirtiyor? Bir Jandarma Genel Komutanı'nın, Eşref Bitlis'in ölümü üzerindeki sis perdesi hâlâ dağılmıyor... Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Albay Rıdvan Özden cinayetleri hâlâ faili meçhuller arasında bulunuyor...

Burası nasıl bir ülke ki, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü hâlâ karanlıkta kalıyor? Eşi Semra Özal; "Turgut Bey'e, ısrarlarımıza rağmen otopsi yaptıramadık." diyor. Oğlu Ahmet Özal; "O kadar tuhaf olaylar oldu ki şüphelenmemek mümkün değil. Bize kan örneklerini aldıklarını söylediler. Bazı parçaları birleştirip şüphelerimiz artınca bu kan örneklerini istedik. Önce 'tamam, yarın veririz' dediler. Ertesi gün aradık. 'Kusura bakmayın, yanlışlıkla dökülmüş' cevabını verdiler." diye feryat ediyor...

Burası nasıl bir ülke ki, provokasyonlarla, "isyan ettiler" denilerek, Dersimliler, Sabiha Gökçen'in de pilot olarak katıldığı uçak filosu tarafından 4 Mayıs 1937'den 1938 sonbaharına kadar bombalanıyor, 40 bin masum insan katlediliyor? En alçaktan en çok bomba attığı için o Sabiha Gökçen'e daha sonra madalya takılıyor...

Ben artık ülkemin karanlıklar içerisinde kalmasına tahammül edemiyorum. Ülkem aydınlığa çıkmalı. Beni siyaset, AK Parti, CHP, MHP ilgilendirmiyor. Yeter diyorum. Ben artık, binlerce faili meçhul cinayetin işlenmediği, herkesin hesap verebildiği, hukukun üstün olduğu, hürriyet ve özgürlüklerin evrensel standartlara ulaştığı bir ülkede yaşamak istiyorum. Herkes tavrını netleştirmeli. Yerimizi şimdi belli etmeyeceğiz de ne zaman belli edeceğiz?

Onun için ben, yüreğimden gelerek, bir umuda çağrı yaparak ve göğsümü gere gere evet diyorum...



kaynak
 
Konu hala iddianamelere dayatılmış darbeler , yayını yapan da Vakit. Evet son hamle olduğu doğru fakat bu son hamle , bir umuttur ki bu oynanan oyuna bir ara verdirmek , ülkenin çöküşünü engellemek için zaman kazanmaktır. Anlayabilmek lazım da işte....
 
Korku ile ecel bir araya gelmişler. Ecel demiş ki ; korku kardeş eline düştüm , bana yardım et... Korkunun Ecele Faydası yok beyler. Türkiye çok büyük bir demokrasi sınavı veriyor. Halk Ya EVET diyerek bu ülkeyi ben yönetirim diyecek , Yada HAYIR diyerek beni birileri yönetsin diyecek. O birileri zaten yıllardır yönetiyordu. Artık Egemenliği kayıtsız şartsız sahibine Teslim etme zamanı gelmiştir.

Sen Rahat Uyu ATAM ,
Gösterdiğin Hedefe olanca hızımızla İlerlemeye devam ediyoruz.
Şimdi bir sözünün daha doğruluğunu test ediyoruz.

" EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR "
 
valla evet çileri dinleyince sanki bu ülkede yeni baştan bir anayasa yapılmış da onu oylayacakmışız gibi bir hava görüyorum.


ama işin aslı hiç de öyle değil.

kaç madde değişiyor?

değişen maddlerin içeriği ne?

herkesin sövdüğü 12 eylülün getirdiği kurumlardan ya da uygulamalardan hangileri geri gönderiliyor?

evetçiler şu 3 soruya bi cevap verirse sevinirim. ama laf salatası yapmadan. sadece değişiklikleri ve getirilerini somut biçimde söylesinler.

baştan beri soruyoruz: madem 12 eylül anasayasını istemiyorsunuz neden yök denen kurumu kaldırmıyorsunuz?

neden milletvekili dokunulmazlıklarını sadece kürsü dokunulmazlığı biçimine sokmuyorsunuz?

madem eşitlik diyorsunuz neden kıyak emekliliği kaldırmıyorsunuz?

madem uzlaşı diyorsunuz bu anayasa değişiklik teklifini yaparken hangi siyasi parti ve oluşumlarla çalıştınız?

madem saydamlık diyorsunuz bu anayasa taslağının kimin elinden çıktığını neden açıklamıyorsunuz?



evetçilerden istediğim bir şey daha var.

beğenmedikleri dsp-anap-mhp koalisyonunun ka anayasa maddesini değiştirdiğini bir araştırsınlar.

ondan sonra ellerine arşın alıp ölçsünler kiminki daha büyük (anayasa değişiklikleri bakımından)
 
Atatürk'ü kullanıp her yerde hayır propagandası yapan ama CUMHURİYET'in tarihini sorduğunuzda afallayanlara inat EVET!
 
Hakikaten 12 Eylülün getirdiği yönetime Üniversiteleri istediği gibi oynatma hakkını veren kurumu kaldırma ile ilgili neden hiç bir girişim yok?
 
evet hep evet
 
valla evet çileri dinleyince sanki bu ülkede yeni baştan bir anayasa yapılmış da onu oylayacakmışız gibi bir hava görüyorum.


ama işin aslı hiç de öyle değil.

kaç madde değişiyor?

değişen maddlerin içeriği ne?

herkesin sövdüğü 12 eylülün getirdiği kurumlardan ya da uygulamalardan hangileri geri gönderiliyor?

evetçiler şu 3 soruya bi cevap verirse sevinirim. ama laf salatası yapmadan. sadece değişiklikleri ve getirilerini somut biçimde söylesinler.

baştan beri soruyoruz: madem 12 eylül anasayasını istemiyorsunuz neden yök denen kurumu kaldırmıyorsunuz?

neden milletvekili dokunulmazlıklarını sadece kürsü dokunulmazlığı biçimine sokmuyorsunuz?

madem eşitlik diyorsunuz neden kıyak emekliliği kaldırmıyorsunuz?

madem uzlaşı diyorsunuz bu anayasa değişiklik teklifini yaparken hangi siyasi parti ve oluşumlarla çalıştınız?

madem saydamlık diyorsunuz bu anayasa taslağının kimin elinden çıktığını neden açıklamıyorsunuz?



evetçilerden istediğim bir şey daha var.

beğenmedikleri dsp-anap-mhp koalisyonunun ka anayasa maddesini değiştirdiğini bir araştırsınlar.

ondan sonra ellerine arşın alıp ölçsünler kiminki daha büyük (anayasa değişiklikleri bakımından)

Dediğin gibi öyle süsleyip püslemişler öyle milletin gözünde büyütmüşler ki bu anayasayı sanki Evet çıkarsa bir anda sihir yapılmış gibi herşey değişecek sanıyorlar.
 
Geri
Üst