HOŞGELDİN ey mübarek Ramazan !!

eiffel

Forumun Kulesi
Altın Üye
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
HOŞGELDİN ey mübarek Ramazan

Bu mübarek ay, Rabbimize yakınlaşma adına kendine sığınacak olanları bir anne şefkatiyle semâvî kollarıyla sımsıkı sarıyor. Evlerdeki tatlı telaşe ilk orucun sükünetiyle yavaşlamış durumda. Annelerimiz, ablalarımız, yengelerimiz Ramazan'ın maddi ve manevi atmosferine girmiş durumda.

828821220211301.jpg


Onlar bereketli iftar sofraları için yufkalar açıp, baklavalar hazırlayıp, reçeller yaptılar. Evlerin her köşesi silinip temizlendi. Onlar hazır, acaba bizler manevi dünyamızı Ramazan'a yeterince hazırlayabildik mi?

Ramazan; Cenab-ı Hakk'ın nimet ve lütuflarının sağanak sağanak yağdığı zamanın en kıymetli dilimi. Rabbimiz vicdanlarımızın uyanması, kalblerimizin ve duygularımızın coşması adına bu günleri bir fırsat olarak önümüze koyuyor. Peki bütün benliğimizle bu ufku yakalama ve ruh dünyamızı Ramazan'a hazırlama adına yapmamız gerekenler neler?

Tövbe ve istiğfarı artıralım

Bu ayı fırsat bilip günahlarla kirlenmiş ruhumuzu temizleyip özümüze dönelim. Bunun yolu da günahlarımızın affı adına tövbeleri kabul eden rahmeti sonsuz Rabbimize yana yakıla tevbe etmekten geçiyor.

Kur'an okumalıyız

Rahat bir şekilde okuyabilmemiz için büyük boy bir Kur'an alarak, Ramazan'daki mukabelelere devam etmeliyiz. Mukabelelere devam edemiyorsak, kendimiz Kur'an okumayı günde bir sayfa bile olsa alışkanlık haline getirebiliriz.

Kitap okuyabiliriz

Gönül dünyamızı Ramazan'ın eşsiz manevi atmosferiyle senkronize etme adına dinî, tasavvufî ve ahlakî eserleri okuyabiliriz. Günün belirli bir saatinde ailemizi de yanımıza alarak hem onlara hem de kendimize bu eserlerden pasajlar okuyabiliriz.

Tesbihatımızı sesli yapabiliriz Namazlardan sonra yaptığımız tesbihatı ve cevşenleri sesli olarak okuyabiliriz. Bu şekilde bir okuma, maneviyat dünyamızda kıvılcımlar oluşturacak ve bizi coşturacaktır.

Teheccüd namazı kılabiliriz

Sahur için kalktığımız gecelerde saati yarım saat daha önceye kurarak gecemizi nurlandırma adına teheccüd namazı kılabiliriz. Gecenin zifiri karanlığı içinde yapılan secdeler ve bu secdeleri süsleyen iki damla gözyaşı Rabbimize yakınlaşma adına bize ayrı bir buud kazandıracaktır. Bu şekildeki bir uygulamayı Ramazan'dan sonra da devam ettirebiliriz. Dua bizim en önemli sığınağımızdır. Rabbimiz "Dua edin kabul edeyim" (Mü'min, 40/60) buyurarak bizleri duaya teşvik ederken, "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var" (Furkan, 25/77) buyurarak, duanın bizim için ne kadar önemli olduğunu bildiriyor.


Kaynak
 
teşk...:goz:

en çokta inş herkes orucun yanında 5 vakit namazınıda kılar:melekçok güzel olur öle :melek
 
allah ım ramazan ayından günahsız olarak çıkmayı nasip etsin .....
eline sağlık
 
ŤêΧâŠ;3439955' Alıntı:
giyim kuşam ve davranışlarada önem verilirse daha güzel olur:)

çok haklısın.ben hiç çıkmıyorum evden:meleköle sorunum yok asosyalım:melek:durdurun

kimsenin orucunu etkilemeye hakkımız yok.bayanlara duyrulur:goz::melek
 
bence herkes kendine çeki düzen vermeli hatalarından dönmeli
 
Arkadaşlar biliyorum yeri burası değil bilmiyorum ama çok merak ettim sormadan geçemeyeceğim.

Ramazan ayından sonraki gelen ayda (şükran ayı oluyor sanırım) tutulan 6 günlük oruç 365 günlük oruca eşdeğermiş sevap bakımından.

Böyle bişey varmı acaba ?
 
Arkadaşlar biliyorum yeri burası değil bilmiyorum ama çok merak ettim sormadan geçemeyeceğim.

Ramazan ayından sonraki gelen ayda (şükran ayı oluyor sanırım) tutulan 6 günlük oruç 365 günlük oruca eşdeğermiş sevap bakımından.

Böyle bişey varmı acaba ?

evet var ama bayramdan sonraki hafta tutuluyor.bayram günü yapılmaması lazımmış.:goz:
 
Arkadaşlar biliyorum yeri burası değil bilmiyorum ama çok merak ettim sormadan geçemeyeceğim.

Ramazan ayından sonraki gelen ayda (şükran ayı oluyor sanırım) tutulan 6 günlük oruç 365 günlük oruca eşdeğermiş sevap bakımından.

Böyle bişey varmı acaba ?

Şevvâl orucu: Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde "altı gün orucu" adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir. Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman'a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği limlerce şöyle ifade edilir: Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuzaltı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Şevval Orucu

Ramazan-ı Şerif'ten sonraki Şevval ayında oruç tutmak öteden beri sevimli bir adet olarak gelmiştir.

Bir ay boyunca oruca alışmış olan insanlar, şevval ayında da altı gün oruç tutmaya büyük bir ilgi göstermiş, hatta teravih gibi sıcak bir ilgiyle şevval ayı orucunu sürdüre gelmişlerdir... Elbette bu sıcak ilgi sebepsiz değildir. Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri, şevval ayı orucunun bir sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olacağını duyurmuş, bu yüzden de bir ay Ramazan orucu tutanlar, şevvalde altı gün oruç tutmakla bütün seneyi oruçlu geçirmiş olma sevabını kaçırmak istememişlerdir. Bu konudaki hadisi ve yorumunu şöyle ifade edebiliriz:


"Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!."(Riyazü’s-Salihin, C.2,S.510,2.)


Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan sonra Şevvâl'de de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap almaktadır.

Âlimlerimiz, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almanın izahını şöyle yapmaktalar:

Ramazan boyunca oruç tutan insan her orucuna on sevap almışsa yekûnu üç yüz eder. Şevvâl ayında tuttuğu altı orucuna da onardan altmış sevap alınca, eder üç yüz altmış. Yani bir sene.. Dolayısıyla hadîsin işaret ettiği sırra nâil olur. Bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi mânevî kazanç elde edebilir.

Aslında bu gibi mânevî konularda esas olan, o işi ihlasla yapmak, büyük bir gönül arzusu ile talip olmak mühimdir. Bâzen öyle oruçlar olur ki, tutanın gönlünde beslediği derin ve sâfî ihlas yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile oruç sevabını alabilir.. İhlas ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. Bu bir niyet ve yorum meselesidir.
 
Mübarek ramazan ayının tüm ülkemiz için huzur ve barış getirmesini temenni ederim.
 
evet meltem abla haklı
o linkleri kaldırsan iyi olur
 
Kendi kusurlarıyla uğraşmaktan başkalarının kusurlarını görmeyen kimseye ne mutlu! Helal kazanan, davranışları gizlide iyi olan, açıkta da faydalı ve yolu doğru olan kimseye ne mutlu! Kendini küçük düşürmeden, tevazû gösteren, malından günah işlemeksizin Allah yolunda harcayan, din ve hikmet sahipleriyle oturup kalkan, fakir ve yoksullara merhamet eden kimseye ne mutlu! Malının fazlasını harcayan, fakat sözünün fazlasını tutan, sünnete sarılıp bidate dönmeyen kimseye ne mutlu!
 
linkleri açan kişiye söylemek mantıksız olur çünkü sonuçta burası serbest ve özgür bir forum sitesi...
isteyen istediği bölümde konu açabilir istediği şekilde forum kurallarına aykırı olmaması kaydıyla yorumunu yapabilir ama senin islam ve insan bölümüne yorum yazarken bu tarz linkleri kopyalayıp koyman sonra da bende suç yok konuyu açana yüklenin demen ne derece doğru bir şey olur orasını zaten bilen bilecektir...​
 
evet var ama bayramdan sonraki hafta tutuluyor.bayram günü yapılmaması lazımmış.:goz:

Allah razı oLsun Texas kardeşimden ve sizden
yeterLi derecede açıkLamışsınız kardeşin sorusunu..

haricinde yukarıda giyim kuşam konusuna yorumunuz da çok hoş :)

mevzu oruç oLmuşken bende nacizane kıymetLi bir oruçtan daha bahsetmek isterim

Rasulu Ekrem (s.a.v.) Ramazan orucu ve Şevval ayında tutuLan 6 günLük oruç haricinde Zilhicce ayının iLk 10 günü tutuLan orucu da ziyadesiyLe tavsiye ediyor.

Allah Tealanın Yüce Kitabında Fecr Suresinde " On geceye yemin oLsun ki.." diye bahsettiği

Allah Rasulu (s.a.v.) ´nin ;

“Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce'nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi: Savm, 52; İbn Mace: Sıyam, 39) buyurarak tanımLadığı

ve

“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257) buyurarak teşvik ettiği Zilhicce ayının iLk on günüyLe iLgiLi biLgiLendirme amaçLı güzeL bir makaLe payLaşmak isterim sizLerLe.. Herkesin okuması kendi faydasınadır ve bu mübarek günLerden feyzLenmek faideLenmek fevri açıdan çok hayırLıdır en güzeL şekiLde geçireLim inşallah

Muhteşem Bir Fırsat: Zilhicce’nin On Günü - Cemil TOKDEMİR
Oruç ayı Ramazan’ın ayrılığının hüznünü yaşayan müminler Kurban Bayramı’ndan önceki Zilhicce’nin ilk on günü ile teselli bulurlar. “Keşke Ramazan biraz uzun olsaydı…” ya da “Ah, Ramazanı hakkıyla ihya edebilseydim…” diye yanan gönüllerimize muhteşem bir fırsattır bu on gece. Kur’an-ı Kerim’de “On geceye yemin olsun ki…” ifadeleriyle bahsedilen bu on gecenin ne muazzam bir hazine olduğunu ne yazık ki hakkıyla bilemiyoruz.
İlahiyatçı Yazar Cemil Tokpınar, Kur’anı Kerim’de Allah’ın (c.c) üzerine yemin ettiği on geceye dikkat çekerek, müminlerin bu geceleri değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Tokpınar, genel kültür dergisi Moral Dünyası’nda bu gecelerin ehemmiyetini anlatarak, değerlendirmenin püf noktalarını gösterdi.
Yazar Cemil Tokpınar’ın Moral Dünyası dergisinde yer alan yazısı şöyle:
Ramazanın yarısından sonra başlayan ayrılık hüznü, Kadir Gecesi’nden sonra artar ve son teravih-son oruçla birlikte zirveye çıkar. Artık rahmet ve mağfiret ayı bitmekte, bire bin verilen geceler veda etmektedir. Maneviyata duyarlı nice mü’min gözyaşı döker, hatta bayramı buruk geçirir.
Şevval ayında tutulan altı oruç acılı yüreklerimizi bir derece teskin eder. Sanki Ramazan’ın küçük bir uzantısını yaşarız. Kurban Bayramı’ndan önceki Zilhicce’nin ilk on günü ise, Ramazandaki bol sevaplı ve çok feyizli ibadetlerden ayrılan mahzun gönüllerimize âdeta bir “teselli armağanı”dır. “Keşke Ramazan biraz uzun olsaydı…” ya da “Ah, Ramazanı hakkıyla ihya edebilseydim…” diye yanan gönüllerimize muhteşem bir fırsattır bu on gece.
Kur’an-ı Kerim’de Fecr Suresi’nin başında, “On geceye yemin olsun ki…” ifadeleriyle bahsedilen bu on gecenin ne muazzam bir hazine olduğunu ne yazık ki hakkıyla bilemiyoruz. Bazı kaynaklarda bu on gecenin Ramazan’ın son on günü veya Muharrem’in onuncu gününe (Aşure Gününe) kadar olan on gün olduğu kayıtlı olsa da genel görüş ve kabul, bu mübarek on günün Zilhicce ayının ilk on günü olduğudur. Bu seneki takvime göre bu on gün 11-20 Aralık tarihleri arasıdır.
Zilhicce, umumi af ve bağışlanma ayıdır
Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. İşte bu mübarek ayın yukarıda da ifade ettiğimiz birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.
İşte bu günlerin kıymetini anlatan Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) muhteşem müjdesi:
“Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce'nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi: Savm, 52; İbn Mace: Sıyam, 39)
Demek ki, bugünlerde tutulan bir oruç, 360 gün oruca bedeldir. Rabbimizin rahmet ve bereketi o kadar coşmaktadır ki, bir günlük oruca bir yıllık oruç sevabı vermektedir. Böyle güzel ve tatlı bir müjdeye ilgisiz kalmak mümkün mü? Bu gecelerin Kadir Gecesine benzetilmesi ise, ayrı bir güzelliktir. Çünkü, Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır ve 83 yıllık ibadete bedeldir.
Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin
Yine Efendimizden (s.a.v.) harika bir teşvik cümlesi:
“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)
Tesbih, sübhanallah; tahmid, elhamdülillah; tehlil, lâilâheillâllah; tekbir ise Allahu ekber demektir. Tesbih, tahmid ve tekbirin namazın çekirdekleri hükmünde olduğunu düşünürsek, bugünlerde nafile namazları arttırmanın ne kadar büyük sevap olduğunu anlayabiliriz.
Yukarıdaki hadisi destekleyen şöyle bir rivayet daha vardır: “Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevimli olsun…” (Tirmizi, Savm: 52; Darimî, Savm: 52)
İbni Abbas'ın şu rivayeti ise, bugünlerdeki ibadetin cihattan bile faziletli olduğunu gösteriyor:
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu:
“Allah katında içinde bulunduğumuz şu günler (Zilhicce'nin ilk on günün)deki salih amelden daha sevimli (salih amelin bulunacağı) başka günler yoktur.”
Sahabeler, sordular:
“Ya Resulallah, Allah yolunda cihat da mı?”
Resulullah (s.a.v.) cevap verdi:
“Evet, Allah yolunda cihat da. Meğerki bir adam canıyla ve malıyla cihada çıkıp da kendisine ait mal ve candan hiçbir şeyi geri getiremez olursa, o başka.” (İbni Mâce, Sıyam: 39.İbni Hacer, 5:119)

Buna göre, cihada çıkıp malını feda edip kendisi de şehit olan kimsenin ameli bu on gündeki amelden daha faziletlidir.
Arefenin yeri başkadır
Bugünlerde oruç tutup, gündüzünü ve gecelerini de ibadetle geçirmek hem affa, hem de büyük sevaplar elde etmeye vesile olur.
Bu on gün içinde Arefe gününün yeri ise bambaşkadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Arefe günü tutulan oruç hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına keffaret olur.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 457)
Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Arefe günü kardeşi Hz. Aişe’nin (r.a.) huzuruna girdi. Hz. Aişe oruçlu olduğu için hararetten dolayı üzerine su dökülüyordu. Abdurrahman ona:
“Orucunu boz” dedi. Hz. Aişe:
“Resulullahın (s.a.v.), ‘Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına keffaret olur’ dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim?” dedi. (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 458)
“Keffaret olur”, günahları örter, affettirir, demektir. Bizim gibi neredeyse bir günah denizinde yüzen ahir zaman Müslümanları için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? İşte af ve mağfiret fırsatı!
Başka bir rivayette ise Hz. Aişe şöyle demiştir:
“Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 460)
Demek ki, bir günlük arefe orucu, üç yıllık normal günlerde tutulan oruç sevabına denktir.
Efendimiz, bugünün faziletini şöyle anlatır:
“Arefe günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azat olunmaz. Kim Arefe günü gerek dünya ve gerekse âhiret ile ilgili olarak Allah’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar.”
Yine konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
“Arefe gününden daha faziletli bir gün yoktur. Allahü Teala o gün, yer ehli ile meleklere karşı övünür ve (Arafat’taki hacıları kast ederek) şöyle buyurur:
‘Kullarıma bir bakın. Saçları başları dağınık, toz toprak içinde her uzak ilden bana geldiler. Bu hâlleri ile onlar, rahmetimi ümit etmekteler, azabımdan dahi korkmaktalar. Şahit olunuz, onları bağışladım. Onların yerlerini cennet eyledim.’
Melekler derler ki:
‘Onların arasında biri var ki; yalancıktan bu işi yapar. Falan kadın da öyle.’
Allahü Teâla şöyle buyurur:
‘Onları da bağışladım.’
Arefe günü olduğu kadar, hiçbir gün cehennemden daha çok azat edilen olmaz.”
Bu arada şunu hatırlatalım: Hadislerde zikredilen Zilhicce'nin ilk on gününden maksat ilk dokuz günüdür. Çünkü Zilhicce'nin onuncu günü Kurban Bayramı’nın birinci günüdür, bugün oruçlu olmak caiz değildir; ancak o gün de ibadet günüdür. Müstehap olan oruç, Kurban Bayramı’ndan önceki ilk dokuz gündür. On geceye ise, Kurban Bayramı’nın gecesi dahildir. Çünkü geceler önce gelmektedir.
Ayrıca Zilhicce'nin sekizinci gününe “terviye günü” dokuzuncusuna “Arefe günü”; Kurban bayramı gününe (onuncu güne) “nahr=kurban günü”, ondan sonraki üç güne de “teşrik günleri” denilmiştir.
Farz namazlara ilaveten nafile ibadetler
Bu on günü hangi ibadetlerle değerlendirmeliyiz?
Her şeyden önce her zaman ve zeminde en vazgeçilmez ibadet olan beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Çünkü, hiçbir nafile ibadet farzların yerini tutamaz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.
Hatta affa ve rızaya nail olmayı hedef kabul ederek, bu on günü sanki Ramazan’ın son on günüymüş gibi geçirmeliyiz. Buna güç yetiremeyenler, hiç değilse arefe gününü ve bir gün öncesini oruçla ve ibadetle geçirmelidirler. On gece içinde, bilhassa terviye, arefe ve bayram gecelerini ihya etmenin özel bir yeri vardır.
Arefe günü bin İhlâs Suresi okumak çok faziletlidir. Çünkü arefe, tevhidin, azamet ve kibriyanın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Bunun için Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. Hatta bu tekbirleri on gün içinde müsait oldukça söylemek büyük sevaptır.
Bugünlerde milyonlarca mü’min haccetmek için mukaddes topraklara gitmiş, kimi Kâbe’yi tavaf ediyor, kimi ağla***** dua ediyor, kimi Medine’de Ravza-yı Mutahhara’da gözyaşı döküyor, kimi zikir ve dua ile sa’y ediyor, kimi Makam-ı İbrahim’de gözyaşıyla namaz kılıyor, kimi Mültezem’de af için yalvarıyor… Hepsi kendileri ve mü’minler için af, mağfiret, rıza, tevfik ve hidayet istiyor. Arefe günü ise, hepsi Arafat’a gelmiş, “Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk” sadalarıyla asumanı inletiyor, gözyaşıyla kıldıkları namaz ve ettikleri dua ile Rabbimizin rahmetine sığınıyor.
İşte kendimizi hayalen hacda hissetmek, onları izleyerek kendimizi onların içinde saymak yoluyla manevî bir hâl kazanabiliriz. İnşallah dua ve ibadetlerimizin hacıların yaptıkları ubudiyete dahil olmasını ümit ederek ibadet edelim.
Şunu da unutmayalım ki, hadislerde verilen müjdelere nail olmak için o günleri nicelik ve nitelik olarak en üst seviyede değerlendirmemiz gerekir. Böylece bambaşka bir halete bürünür, ibadetin hazzını yaşar, inşallah Kurban Bayramı’na affedilmiş olarak girebiliriz.
-“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)
- Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. Bu mübarek ayın birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.
- Bu on günde beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.

On Günlük İhyanın Püf Noktaları
- Birçok insan bugünlerin kıymetini bildiği halde günlük işlerin ve ilişkilerin içinde tam bir ihya programı yapamıyor. Ya unutuyor ya dünya işlerine zaman ayırıyor ya da tam istifade edemiyor. Bunun için şu basit, ama etkili tavsiyelere dikkat edin:
- Bu yılki miladî takvime göre, 11-20 Aralık arasına rastlayan Zilhicce’nin ilk on gününü ajandanıza veya her gün gördüğünüz bir yere not edin.
Bu on gün içinde sizi meşgul edecek misafirlik, yolculuk ve yorucu işlerden uzak durun. Bu tür programları ya öne alın veya erteleyin.
- Seçici olmadan maç, dizi, haber izlemek gibi boş ve sizi ilgilendirmeyen işlere zaman ayırmaktan her zaman kaçının; bu on günde ise daha bir titiz olun.
- Bugünlerde sağlığınıza özel bir önem verin ki, ibadet ve zikirden geri kalmayın. Ameliyat ve uzun tedavileri bugünlere denk getirmeyin.
-Eğer ev hanımı, emekli, yaşlı gibi mesaiye bağlı bir işiniz yoksa bu on günü sanki i’tikafa girmiş gibi dolu dolu geçirin.
- Öğrenci, memur, işçi gibi belirli bir uğraşınız varsa, mümkün olduğu kadar izin ya da tatil günlerinde oruç ve ibadete ağırlık verin.
- İş, okul vs. sizi mutlaka meşgul etse bile aralardaki “ölü zamanları” değerlendirin. Bunlardan kastımız, iş ve okula gidip gelirken, teneffüs, sıra bekleme gibi durumlardaki boş zamanlardır. Bu zamanları Kur’an, salavat, dua, istiğfar ve zikirle değerlendirin.
- Yanınızda sürekli küçük ebatlı bir Kur’an veya bir evrad kitabı taşıyın. Boş zamanlarda birkaç sayfa bile okusanız kârdır.
- Kur’an okumasını bilmeseniz bile, ezberinizde olan sureleri defalarca okumanız büyük sevaptır.
- Bu on gecede daha az uykuyla idare edin ve uykunuzu kaçıracak çay, kahve gibi içecekleri daha çok tüketin.
- On günün tümünde oruçlu olamadıysanız fırsat bulduğunuz gün Cuma’ya denk gelse bile yine oruç tutun. Çünkü, başka günlerde tutmaya imkanı olduğu halde Cuma günü tutmak mekruhtur. Öyle bile olsa, mekruh sevabından biraz eksilir demektir, yoksa hiç tutmayan zaten hiç sevap kazanmamış olur.
- Zaman kazanmak için bayramlık ve kurbanlık alış verişini önceden yapmaya çalışın


Ramazan Ayını en saLih ameLLerLe geçirmenizi Alemlerin Sahibi Allah Tealadan niyaz ederim.. Rahmet bereket ve mağfiret doLu bir ay geçirmeniz diLeğiyLe..
 
Mübarek Ramazan ayı ülkemiz için hayırlara vesile olur inş..
 
Vatana millete hayırlı olur inşallah...
blackjack* mesajların silindi
İslam bölümünde olduğunu hatırlatmak isterim...
 
Ramazana yetişenler sevinsinler!
evet biz hamdolsun bu mubarek ramazanı şerife yetiştik
Rabbimize çok çok dua ve ibadet fırsatına eriştik.
İnşAllah hakkıyla geçiririz 11 ayın sultanı bu ramazan ayını..
herkeze hayırlı olsun inşAllah
Rabbimiz bizi af etsin

((((AMİN))))


____________:melek
 
Geri
Üst