HILLARY MUHTAR AHMET AZA!
Çantasında ABD’nin taleplerini taşıyan Dışişleri Bakanı Davutoğlu Suriye’ye gidiyor...
Clinton bilgileri verdi
BaŞbakan Erdoğan tarafından bugün Suriye’nin başkenti Şam’a gönderilecek olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün telefonda görüştüğü ABD’li mevkidaşı Hillary Clinton’dan Beşşar Esad’a iletilecek bilgileri aldı.
Ricciardone de geldi
DavutoĞlu’nun Şam gezisi öncesinde bir bilgilendirme de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone’dan geldi. Ricciardone, Başbakanlık Merkez Bina’da, Başbakan Başmüşaviri Doç. Dr. İbrahim Kalın ile görüştü.
Çakma kardeşlerin ortak ideali
ABD, işgal ettiği Irak’ın kuzeyinin güvenliğini 2003’te peşmerge ordusuna devrederek Büyük Ortadoğu Projesi’ni resmen uygulamaya koydu. Irak’la birlikte, Türkiye, Suriye ve İran’ın da sınırlarını değiştiren proje için 1 yıl sonra da Başbakan Erdoğan eş başkan olduğunu açıklamıştı. Clinton ve Davutoğlu şimdi bu proje için el ele veriyor.
Davutoğlu’nun Şam’a ileteceği mesaj Clinton’dan
Hillary Clinton, bugün Şam’a gidecek olan Ahmet Davutoğlu’na Suriyelilere neler söylemesi gerektiğini telefonda anlattı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün Şam’a yapacağı ziyaret öncesi ABD’li mevkidaşı Hillary Clinton ile bir telefon görüşmesi yaptı. Pazar günü yapıldığı belirtilen görüşmede Clinton’un, Davutoğlu’dan Suriye yönetimine “ordu derhal çekilsin” mesajını iletmesini istediği bildirildi. ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner’in verdiği bilgiye göre, Suriye’deki durumun ele alındığı görüşme sırasında bu ülkedeki şiddet olayları ve Beşşar Esad yönetimince sürdürülen güvenlik operasyonları görüşüldü. Sözcü, “Dışişleri Bakanı Clinton, Suriye’nin derhal askerlerini kışlaya çekmesi ve bütün tutukluları serbest bırakması yönündeki Amerika’nın tutumunu dile getirdi. Dışişleri Bakanından (Davutoğlu’ndan) bu mesajları Suriye hükümetine iletmesini istedi. Ayrıca Amerika’nın Suriye’de demokratik bir geçişe desteğini yineledi” dedi. Sözcü, Clinton’un Davutoğlu’dan Şam’daki görüşmeleri sırasında “bu mesajları” güçlü bir biçimde vurgulamasını istediğini kaydetti. Bu gelişmeler yaşanırken, bu sefer de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, Başbakan Başmüşaviri Doç. Dr. İbrahim Kalın ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ricciardone, Kalın ile genel bir değerlendirme yaptıklarını söyledi. Görüşmenin, Hillary Clinton’ın Ahmet Davutoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorulması üzerine de Ricciardone, “Devamı niteliğinde” yanıtını verdi. Bu açıklama ABD elçisinin, Davutoğlu’nun mesajı iletme konusunda teyid alması olarak yorumlandı. ABD’de Suriye konusunda en kıdemli diplomatlardan biri olarak görülen Fred Hof’un da Ankara’ya geldiğini ve Ricciardone-Kalın görüşmesine katıldığı bildirdi. Hof, daha önce ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell’ın Suriye ve Lübnan konularındaki yardımcısı olarak görev yapıyordu.
Güç gösterisi
Öte yandan, The Guardian gazetesinin tanınmış köşe yazarı Simon Tisdall, Türkiye, Davutoğlu’nun Suriye ziyareteni değerlendirdi. Tisdall, “Türkiye, Beşar Esad’a ayağını denk almasını söylemek üzere Dışişleri Bakanını Şam’a gönderiyor” ifadelerini kullandı. “Bu ortamda Davutoğlu’nun Şam ziyareti, güç gösterisi benziyor” diyen Tisdall, bu bağlamda Başbakan Erdoğan’ın Suriye ile ilgili “Sabrın son anlarına geldik” sözlerine vurgu yaptı.
Eş başkan olduğunu açıklamıştı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yönelik girişimlerin arttığı bir dönemde, Dışişleri bakanı Davutoğlu’nu Suriye’ye göndereceğini açıklamıştı. Başbakan Erdoğan, cumartesi günü Suriye’de yaşanan şiddet olaylarına da değinerek, şunları söylemişti: “Artık burada da sabrın son anlarına geldik. Kendileriyle gerekli olan görüşmeleri yapacaklar, mesajlarımız kendilerine kararlı bir şekilde iletilecek. Bundan sonraki süreç verilecek cevap ve uygulamaya göre şekillenecek.”
Bölge ülkelerine yöneleceğiz
Bu açıklamayı yapan Başbakan Erdoğan, daha önce bölgedeki ülkelerin haritalarını değiştirecek Amerikan projesinde eş başkan olduğunu söylemişti. Erdoğan, da, 16 Şubak 2004’te Teke Tek programında, “Şu anda Amerika’nın da ’Büyük Orta Doğu Projesi’var ya ’Genişletilmiş Orta Doğu’, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım” demişti. Erdoğan şunları kaydetmişti: “Üstlendiğimiz misyon gereği Orta Doğu ve Avrasya ülkelerine yöneleceğiz... Eş başkanı olduğumuz Genişletilmiş Ortadoğu projesi için...” diye konuşmuştu.
Haritalar 100 yıldır hazır
Demokrasi vaatleriyle karışıklık çıkartılan ülkelerde yönetimlerin devrilmesini ve daha sonraki safhada da haritaların değiştirilmesini öngören Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağını da Suriye oluşturuyor. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 2003’te yaptığı açıklamada, 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu söylemişti. Daha sonra Genişletilmiş Ortadoğu Projesi adını alan senaryo çerçevesinde, birçok ülkede karışıklığın çıkartıldığı belirtiliyor. Bunların başında da Tunus, Mısır, Yemen ve Libya geliyor. Bu ülkelerde önce karışıklık çıkarıldı, daha sonra da göstiricilere müdahale ediliyor diye büyük bir baskı uygulandı. CIA destekli ayaklanmaların ardından da Libya dışındaki rejimler düştü. Libya ise, büyük bir iç savaşın içine itildi. Şimdi aynı planın suriye için uygulanmak istendiği kaydediliyor. Bilindiği gibi, Büyük Ortadoğu Projesi aslında yeni değil. ’Büyük Kürdistan’ için Türkiye, Suriye ve Irak’tan toprak isteme cüretini gösteren Mesud Barzani’nin bu niyeti 44 yıl önce babası Molla Mustafa Barzani tarafından dile getirilmişti. 25 Temmuz 2010 tarihli Yeniçağ Gazetesi’nde, Yeni İstanbul Gazetesinin 1966 yılı nüshasına dayanılarak yapılan haberde Molla Barzani’nin, “İkinci hedefimiz Türkiyedir, ancak bunun için henüz erken” sözleri yer almıştı. ABD başta olmak üzere emperyalist güçlerin Orta Doğu üzerindeki emellerine dair Türkiye’yi parçalanmış gösteren haritalar 1920’den bu yana çiziliyor. Molla Mustafa Barzani’nin 1966’da ortaya attığı haritada, ’Kürdistan’ sınırları Adana, Maraş, Malatya, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, Van ve Sivas illerini içine alıyor. Baba Barzani’nin ortaya attığı bu haritanın bir benzeri 1920’de ABD Başkanı Wilson tarafından çizilmişti. 1920 Ekim ayında Paris Barış Konferansı’na sunmak üzere Türkiye’nin parçalanmasını öngören bu haritayı hazırlayan Wilson, kuzeydoğu bölgesini Ermenilere, güneydoğu bölgesini ise Kürtlere bırakıyordu.
kaynak
Çantasında ABD’nin taleplerini taşıyan Dışişleri Bakanı Davutoğlu Suriye’ye gidiyor...
Clinton bilgileri verdi
BaŞbakan Erdoğan tarafından bugün Suriye’nin başkenti Şam’a gönderilecek olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün telefonda görüştüğü ABD’li mevkidaşı Hillary Clinton’dan Beşşar Esad’a iletilecek bilgileri aldı.
Ricciardone de geldi
DavutoĞlu’nun Şam gezisi öncesinde bir bilgilendirme de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone’dan geldi. Ricciardone, Başbakanlık Merkez Bina’da, Başbakan Başmüşaviri Doç. Dr. İbrahim Kalın ile görüştü.
Çakma kardeşlerin ortak ideali
ABD, işgal ettiği Irak’ın kuzeyinin güvenliğini 2003’te peşmerge ordusuna devrederek Büyük Ortadoğu Projesi’ni resmen uygulamaya koydu. Irak’la birlikte, Türkiye, Suriye ve İran’ın da sınırlarını değiştiren proje için 1 yıl sonra da Başbakan Erdoğan eş başkan olduğunu açıklamıştı. Clinton ve Davutoğlu şimdi bu proje için el ele veriyor.
Davutoğlu’nun Şam’a ileteceği mesaj Clinton’dan
Hillary Clinton, bugün Şam’a gidecek olan Ahmet Davutoğlu’na Suriyelilere neler söylemesi gerektiğini telefonda anlattı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün Şam’a yapacağı ziyaret öncesi ABD’li mevkidaşı Hillary Clinton ile bir telefon görüşmesi yaptı. Pazar günü yapıldığı belirtilen görüşmede Clinton’un, Davutoğlu’dan Suriye yönetimine “ordu derhal çekilsin” mesajını iletmesini istediği bildirildi. ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner’in verdiği bilgiye göre, Suriye’deki durumun ele alındığı görüşme sırasında bu ülkedeki şiddet olayları ve Beşşar Esad yönetimince sürdürülen güvenlik operasyonları görüşüldü. Sözcü, “Dışişleri Bakanı Clinton, Suriye’nin derhal askerlerini kışlaya çekmesi ve bütün tutukluları serbest bırakması yönündeki Amerika’nın tutumunu dile getirdi. Dışişleri Bakanından (Davutoğlu’ndan) bu mesajları Suriye hükümetine iletmesini istedi. Ayrıca Amerika’nın Suriye’de demokratik bir geçişe desteğini yineledi” dedi. Sözcü, Clinton’un Davutoğlu’dan Şam’daki görüşmeleri sırasında “bu mesajları” güçlü bir biçimde vurgulamasını istediğini kaydetti. Bu gelişmeler yaşanırken, bu sefer de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, Başbakan Başmüşaviri Doç. Dr. İbrahim Kalın ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ricciardone, Kalın ile genel bir değerlendirme yaptıklarını söyledi. Görüşmenin, Hillary Clinton’ın Ahmet Davutoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorulması üzerine de Ricciardone, “Devamı niteliğinde” yanıtını verdi. Bu açıklama ABD elçisinin, Davutoğlu’nun mesajı iletme konusunda teyid alması olarak yorumlandı. ABD’de Suriye konusunda en kıdemli diplomatlardan biri olarak görülen Fred Hof’un da Ankara’ya geldiğini ve Ricciardone-Kalın görüşmesine katıldığı bildirdi. Hof, daha önce ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell’ın Suriye ve Lübnan konularındaki yardımcısı olarak görev yapıyordu.
Güç gösterisi
Öte yandan, The Guardian gazetesinin tanınmış köşe yazarı Simon Tisdall, Türkiye, Davutoğlu’nun Suriye ziyareteni değerlendirdi. Tisdall, “Türkiye, Beşar Esad’a ayağını denk almasını söylemek üzere Dışişleri Bakanını Şam’a gönderiyor” ifadelerini kullandı. “Bu ortamda Davutoğlu’nun Şam ziyareti, güç gösterisi benziyor” diyen Tisdall, bu bağlamda Başbakan Erdoğan’ın Suriye ile ilgili “Sabrın son anlarına geldik” sözlerine vurgu yaptı.
Eş başkan olduğunu açıklamıştı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yönelik girişimlerin arttığı bir dönemde, Dışişleri bakanı Davutoğlu’nu Suriye’ye göndereceğini açıklamıştı. Başbakan Erdoğan, cumartesi günü Suriye’de yaşanan şiddet olaylarına da değinerek, şunları söylemişti: “Artık burada da sabrın son anlarına geldik. Kendileriyle gerekli olan görüşmeleri yapacaklar, mesajlarımız kendilerine kararlı bir şekilde iletilecek. Bundan sonraki süreç verilecek cevap ve uygulamaya göre şekillenecek.”
Bölge ülkelerine yöneleceğiz
Bu açıklamayı yapan Başbakan Erdoğan, daha önce bölgedeki ülkelerin haritalarını değiştirecek Amerikan projesinde eş başkan olduğunu söylemişti. Erdoğan, da, 16 Şubak 2004’te Teke Tek programında, “Şu anda Amerika’nın da ’Büyük Orta Doğu Projesi’var ya ’Genişletilmiş Orta Doğu’, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım” demişti. Erdoğan şunları kaydetmişti: “Üstlendiğimiz misyon gereği Orta Doğu ve Avrasya ülkelerine yöneleceğiz... Eş başkanı olduğumuz Genişletilmiş Ortadoğu projesi için...” diye konuşmuştu.
Haritalar 100 yıldır hazır
Demokrasi vaatleriyle karışıklık çıkartılan ülkelerde yönetimlerin devrilmesini ve daha sonraki safhada da haritaların değiştirilmesini öngören Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağını da Suriye oluşturuyor. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 2003’te yaptığı açıklamada, 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu söylemişti. Daha sonra Genişletilmiş Ortadoğu Projesi adını alan senaryo çerçevesinde, birçok ülkede karışıklığın çıkartıldığı belirtiliyor. Bunların başında da Tunus, Mısır, Yemen ve Libya geliyor. Bu ülkelerde önce karışıklık çıkarıldı, daha sonra da göstiricilere müdahale ediliyor diye büyük bir baskı uygulandı. CIA destekli ayaklanmaların ardından da Libya dışındaki rejimler düştü. Libya ise, büyük bir iç savaşın içine itildi. Şimdi aynı planın suriye için uygulanmak istendiği kaydediliyor. Bilindiği gibi, Büyük Ortadoğu Projesi aslında yeni değil. ’Büyük Kürdistan’ için Türkiye, Suriye ve Irak’tan toprak isteme cüretini gösteren Mesud Barzani’nin bu niyeti 44 yıl önce babası Molla Mustafa Barzani tarafından dile getirilmişti. 25 Temmuz 2010 tarihli Yeniçağ Gazetesi’nde, Yeni İstanbul Gazetesinin 1966 yılı nüshasına dayanılarak yapılan haberde Molla Barzani’nin, “İkinci hedefimiz Türkiyedir, ancak bunun için henüz erken” sözleri yer almıştı. ABD başta olmak üzere emperyalist güçlerin Orta Doğu üzerindeki emellerine dair Türkiye’yi parçalanmış gösteren haritalar 1920’den bu yana çiziliyor. Molla Mustafa Barzani’nin 1966’da ortaya attığı haritada, ’Kürdistan’ sınırları Adana, Maraş, Malatya, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, Van ve Sivas illerini içine alıyor. Baba Barzani’nin ortaya attığı bu haritanın bir benzeri 1920’de ABD Başkanı Wilson tarafından çizilmişti. 1920 Ekim ayında Paris Barış Konferansı’na sunmak üzere Türkiye’nin parçalanmasını öngören bu haritayı hazırlayan Wilson, kuzeydoğu bölgesini Ermenilere, güneydoğu bölgesini ise Kürtlere bırakıyordu.
kaynak