SULTAN Abdülhamid Han’ın, Arap Yarımadası’nda Osmanlı’nın siyasi hakimiyetini
pekiştirmek ve mukaddes toprakları ziyaret etmek isteyen Müslümanları tehlikelerden
korumak için hazırlattığı Hicaz Demiryolu’yla bir rüya gerçekleştirilmişti. 1900 yılında
temelleri atılan Hicaz Demiryolu, açılışından ardından ancak bir asır geçmesine rağmen,
unutuldu. Şimdi çölde yolunu kaybeden bedevilere rehber olan demir yolunun
Müslümanlar için manevi değeri çok büyük olmasına rağmen, atıl halde olan rayları ve
istasyon kalıntıları görenlerin içini sızlatıyor. Biz de bu sebeple Osmanlı yadigârı eserin
hafızalardan silinmemesi için Doç. Dr. Said Öztürk’ten hikâyesini bir defa daha dinledik:
İmdat ya Resullallah…
Sultan Abdülhamid Han, Hicaz Demiryolu’nun yapımını stratejik açıdan çok önemli bulur
ve bu projeyi sonuna kadar titizlikle değerlendirir. Ancak bütün devlet erkânı ve ihtisas
sahibi insanlar böyle büyük bir yatırımın teknik imkânsızlıklarla yapılamayacağını,
4 milyon lira maliyetinin de karşılanamayacağını düşünür. Sultan II. Abdülhamid Han ise
ellerini açıp; “Cenab-ı Hakkın avn-u inayeti ve Resul-i Ekrem Efendimiz Hazretleri’nin
imdad-ı ruhaniyetine mesteniden hatt-ı mezkurun inşaası içün”
(yani Peygamber Efendimiz’den bu projenin gerçekleşmesi için)
yardım isteyerek inşa emrini verir. Emrin ardından, Fas Emirliğinden İran’a, Amerika’dan
Çin’e, Singapur’dan Afrika’ya, Almanya’dan Bosna’ya kadar dünyanın dört bir tarafından
yardımlar yağmaya başlar… Osmanlı neferleri ile Mühendislik Mektebi öğrencileri de
kolları sıvar.
Şam’dan Mekke’ye 50 gün…
Hicaz Demiryolu’nun inşasının en önemli amacı haccın kolaylaştırılmasıdır. Mukaddes
topraklara gitmek isteyen Müslümanların aylar süren hac yolculuğu dikkate alındığında
bu proje, ayrı bir önem taşımaktadır. Zira, hac için Şam’dan çıkan biri yaklaşık 40 günde
Medine-i Münevvere’ye, 50 günde de Mekke-i Mükerreme’ye ancak varabilmektedir. Tabii
bu yorucu ve uzun yolculuğu; bulaşıcı hastalık riski, kum fırtınaları, susuzluk ve bedevi
saldırıları ile seyahat için harcanan paralar da iyice güçleştirmektedir… İşte Hicaz Demiryolu
bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak, hac yolculuğunu gidişli-dönüşlü 8 güne indirecek,
masrafları azalacaktır. Yani, Hicaz Demiryolu bir nevi Süveyş Kanalı görevini yürütecektir.
Cidde’de kurulacak bir hat ile deniz yoluyla dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen hacı
adaylarının Mekke ve Medine’ye taşınmaları daha kolay olacaktır.
İngilizlerin oyunu…
Bu arada devletin Arap Yarımadası’nda gücünü devam ettirebilmesi için Hicaz Demiryolu son
derece önemli bir plandır. Bunun farkında olan İngilizler, bölgeye yerleşmek için her türlü yollara
başvurur ve aşiretleri Osmanlıya karşı isyan ettirir. Çöller resmen ajan kaynamaktadır. Ünlü ajan
Lawrence de ray ve lokomotiflerin tahrip edilmesi için bedevilere sabotaj ve saldırı düzenletir.
1 Eylül 1900 tarihinde Şam’da yapılan resmi bir törenle Hicaz Demiryolu’nun temelleri atılır.
Kısa sürede Osmanlı neferleri rayları yüzlerce kilometre döşer. Hicaz Demiryolu hizmete açıldıktan
sonra Şam-Medine arasında karşılıklı seferler yapılmaya başlanır. Yalnız hac dönemine mahsus
olmak kaydı ile gidiş geliş için tek bilet alınır. Daha önce Şam ve Medine arası 40 gün iken Hicaz
Demiryolu’nun inşası ile bu mesafe 3 güne inmiş üstelik hareket saatleri namaz vakitlerine uygun
şekilde tanzim edilmiştir. 1918 senesinde ise demir yolu hattı 1900 kilometreye ulaşır.
Medine’ye gelmez oldu…
Birinci Dünya Savaşından sonra Arap Yarımadası’nda meydana gelen karışıklık ve isyanlardan sonra
Osmanlı’nın aldığı bütün tedbirler hattın güvenliği için yeterli olmaz. Ve Hicaz Demiryolu sivil ulaşıma,
sonra da hac seferlerine kapatılır. Artık 26 Mart 1918 tarihinde posta treninden sonra Medine’ye başka
bir tren gelmeyecektir. Ekim 1918’de Medine dışındaki bütün Arap toprakları düşmanların eline geçer.
Mondros Mütarekesi’nin ardından da
Osmanlı Devleti’nin Hicaz Demiryolu ve Arabistan toprakları ile irtibatı kesilir.
>>> “Raylara keçe döşeyin…”
Cennetmekan Sultan II. Abdülhamid Han Hicaz Demiryolu’nun inşasında Medine-i Münevvere’nin 20 km’lik
yakınına gelindiğinde Peygamber Efendimiz rahatsız olmasın diye Medine’nin merkezine kadar raylara keçe
döşetmiş ve trenin raylar üzerinden geçmesi ile çıkacak sesleri engelletmişti. İşte Sultan Abdülhamid Han’ın
böyle bir aşk ile binbir zorluklar içinde yaptırdığı Hicaz Demiryolu inşaatında 2666 kâgir köprü ve menfez,
yedi demir köprü, dokuz tünel, 96 istasyon, yedi gölet, 37 su deposu, iki hastane ve üç atölye yapılmıştı.
Hicaz Demiryolu şimdi görenlerin içini sızlatıyor. Ama tek sevindirici nokta ise geçtiğimiz senelerde bir
harabe görünümü veren Medine Tren İstasyonu’nun restore edilmesi oldu.
http://yukarikayalar.wordpress.com/category/hicaz-demiryolu/