- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İyi bilinen bir konuşmacı, seminerine 20 dolarlık bir banknotu göstererek başladı.
200 kişinin bulunduğu salona, bu parayı kim ister diye sordu ve eller kalkmaya başladı.
Konuşmacı "Bu parayı sizlerden birine vereceğim. Fakat öncelikle bazı şeyler yapacağım" dedi. Parayı önce buruşturdu ve dinleyicilere "Hala bu parayı isteyen var mı" diye sordu.
Eller yine havadaydı.
Bu sefer konuşmacı "Peki bunu yaparsam" dedi ve banknotu yere attı, üstüne bastı, ezdi ve pisletti.
Para şimdi pis ve buruşuktu. Fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu.
Konuşmacı şöyle dedi: "Arkadaşlarım burada çok şey öğrendiniz. Burada paraya ne yaptıysam hiç önemli değil onu yine de istediniz. Çünkü benim ona yaptığım şeyler onun değerini düşürmedi ve o hala 20 dolar. Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, canımız acıtılır, yerden yere vuruluruz. Kendimizi kötü hissederiz, fakat ne olduğu ya da ne olacağı önemli değil. Hiçbir zaman değerimizi kaybetmeyiz. Temiz ya da pis, hırpalanmış ya da kırılmış, bunların hiçbiri önemli değildir. Sizi sevenler, sizin ne kadar değerli olduğunuzu her zaman bileceklerdir. Hayatımızın değeri ne yaptığımız veya kimi tanıdığımızla değil, kim olduğumuzla alakalıdır."
Öyle birini bekleyin ki size durmadan size sahip olduğu için kendisini şanslı saydığını veya ne kadar önemsediğini hatırlatan, arkadaşlarına dönüp, "Aradığım o" diyen birini...