Mephisto
RBL
- Katılım
- 10 Ara 2005
- Mesajlar
- 7,669
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İyi kalpli yalnız bir adam birgün bir koza bulur. Kozanın
içinde küçük bir tırtıl vardır.
Adam çok sever bu tırtılı. Onunla tüm yalnızlığını, tüm
sevgisini paylaşır.
Gel zaman git zaman tırtıl büyür, güzel bir kelebek olur.
Adam kelebeğine hayran, bırakamaz onu bir türlü. Aslında
kelebeğin aklında dağlar, kırlar, çiçekler vardır da kıyamaz bir türlü adama ve sevgisine, yalnız bırakamaz onu.
Üç günlük ömrünü sevildiği ve sevdiği yerde geçirmeye
hazırdır.
Ama adam bilir ki "Sevmek bazen vazgeçmeyi de bilmektir."
Kelebeğine son kez bakar ve onu salıverir özgürlüğüne,
kırlarına, çiçeklerine doğru...
Kelebek mutlu olmasına mutludur ama hiçbir meltem, hiçbir
çiçek yaprağı adamın avucunun sıcaklığını andırmaz. Aklında adam, o çiçek senin bu çiçek benim dolaşır saatlerce...
Adam bir kelebeğe sevdalı, bakıp durur boşluğa. Kelebekse hâlâ
konacak sıcak bir avuç aramakta!
Böylece kelebek şunu anlar;
"Bazen ait olduğumuz yer orasıdır; sıcak bir avuçtur biliriz.
Ama o yerin bize ait olma ihtimali bir hiçtir."
Böylece adam şunu anlar:
"HİÇBİR SEVDAYI YALNIZCA SEVGİYLE YAŞATAMAZSINIZ"
O günden sonra kelebek, adama duyduğu özlemi gömecek bir dağ
aramaya başlar.
Ama gücü tükenene dek arayıp da bulamayınca anlar ki
"Hiçbir dağ bir özlemi gömebileceğimiz kadar büyük
değildir."
Adamsa artık sevdasını koyar avuçlarına kelebeğinin yerine.
Herkes birşeyler yaşar; iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış.
Yaşadıklarından bir çıkarım yaparak hayatına bir yol verir,
aynı zamanda düşüncelerine de...
içinde küçük bir tırtıl vardır.
Adam çok sever bu tırtılı. Onunla tüm yalnızlığını, tüm
sevgisini paylaşır.
Gel zaman git zaman tırtıl büyür, güzel bir kelebek olur.
Adam kelebeğine hayran, bırakamaz onu bir türlü. Aslında
kelebeğin aklında dağlar, kırlar, çiçekler vardır da kıyamaz bir türlü adama ve sevgisine, yalnız bırakamaz onu.
Üç günlük ömrünü sevildiği ve sevdiği yerde geçirmeye
hazırdır.
Ama adam bilir ki "Sevmek bazen vazgeçmeyi de bilmektir."
Kelebeğine son kez bakar ve onu salıverir özgürlüğüne,
kırlarına, çiçeklerine doğru...
Kelebek mutlu olmasına mutludur ama hiçbir meltem, hiçbir
çiçek yaprağı adamın avucunun sıcaklığını andırmaz. Aklında adam, o çiçek senin bu çiçek benim dolaşır saatlerce...
Adam bir kelebeğe sevdalı, bakıp durur boşluğa. Kelebekse hâlâ
konacak sıcak bir avuç aramakta!
Böylece kelebek şunu anlar;
"Bazen ait olduğumuz yer orasıdır; sıcak bir avuçtur biliriz.
Ama o yerin bize ait olma ihtimali bir hiçtir."
Böylece adam şunu anlar:
"HİÇBİR SEVDAYI YALNIZCA SEVGİYLE YAŞATAMAZSINIZ"
O günden sonra kelebek, adama duyduğu özlemi gömecek bir dağ
aramaya başlar.
Ama gücü tükenene dek arayıp da bulamayınca anlar ki
"Hiçbir dağ bir özlemi gömebileceğimiz kadar büyük
değildir."
Adamsa artık sevdasını koyar avuçlarına kelebeğinin yerine.
Herkes birşeyler yaşar; iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış.
Yaşadıklarından bir çıkarım yaparak hayatına bir yol verir,
aynı zamanda düşüncelerine de...