Hazımsızlar takımının sindirme problemi bu aralar yine nüksetti. Hedeflerinde Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi var.
Bir profesör hiç tanımadığı halde ondan nefret ettiğini söylüyor, bir Ergenekon sanığı çıkıp ‘Silivri cezaevindeki yerini hazırlasın’ diye tehditler savuruyor.
Varsa yoksa dertleri Hayrunnisa Gül ile.
Hayrunnisa Gül’e düşmanlık bellemek bu aralar hazımsızlar takımının in’i.
Ergenekon başlarına çökünce, savundukları her şey ellerinde patlayınca, peşinden gittikleri darbeci, dayatmacı, statükocu, suikastçi, arkaik zihniyet kendilerinde gaz yapınca rahatlamak için Hayrunnisa Gül’e saldırıyorlar.
Çünkü Ergenekon’u o deşifre etti.
Kirli suikast planlarını o ortaya çıkardı.
Darbe girişimini o engelledi.
Ümraniye’deki bombaları o buldu.
Hrant Dink’i o öldürdü.
Danıştay saldırısını o yaptı.
Gazi olaylarını o tezgahladı.
Bir sürü faili meçhul onun başörtüsünün altından çıktı.
Eşref Bitlis Paşa’nın helikopterini de o düşürdü.
Sabancı suikastini o organize etti.
Susurluk da onun işi.
Doğan Grubu dışındaki medyayı da o idare ediyor…
Ne güzel değil mi ? Dünya başına çökünce, zoru görünce, kuyruk titremeye başlayınca bul birini saldır.
Zavallılığın dibe vurduğu an budur işte.
Savunacak bir şeyinin kalmaması budur işte.
Bitişin resmidir bu.
Sokak provokatörü, üniversite profesörü ya da gazeteci olmak fark etmez. Seviyenin eşitlendiği, aklın sıfırlandığı nokta işte budur.
Hazımsız takımını asıl çıldırtansa; kendisine hakaretler yağdıranlara karşı Hayrunnisa Gül’ün; ‘ben kimseden nefret etmiyorum’ demesi ?
Bu cevap adamın aklını alır, beynini karıncalatır, duvara toslatır.
Ortada çok ciddi bir seviye problemi var.
Kendini ülkenin sahibi sanan kokoşlar, arkasına saklandıkları paravan devrilince cascavlak ortada kaldılar. Ve aslında yüzyıllardır genlerinde uyuyan seviyesizlik can havliyle ortaya çıkıverdi.
Milletin değerleriyle bugüne kadar aralarına duvar örenler şimdi milletin kucağına düşünce ne yapacağını şaşırdı.
Bitmişliğin, gücünü kaybetmişliğin öfkesiyle saldıracak yer arıyorlar.
Dün başkasınaydı bu saldırı, bugün Hayrunnisa Gül’e.
Ama her bir kişinin şahsında asıl nefret millete.
Asıl nefret bu ülkenin her bir ferdine.
Asıl nefret Anadolu insanına,
Asıl nefret inancını yaşamak isteyene,
Asıl nefret bu inancın beslendiği yüce kaynağa.
O halde bu nefret ve saldırı karşısında niçin ‘Hepimiz Hayrunnisa Gül’üz’ demiyoruz ?
20.Temmuz.2008 23:57:47
Yazılarını keyifle takip yazarın son yazısı.