Helalleşme imkanı olmayan kul hakkı konusunda bilgi

şu islam bölümünde heleki kul hakkı gibi bi konudada böyle tartışmaya meyillisiniz ya hiçbişey söyleyemiyorum..
burda kibir olarak görülecek bişey varsa o da şu yiğidim aslanım koçum v.s mahalle ağızlarıdır..heleki dayım kaç yaşında..emin ol onun okuduğu kitap sayısı ve yaptığı araştırmalar boş konuşacağı kadar az deildir..
 

Altını çizerek önemi ortaya konuLmuşsa bu kesin hükümdür işte
kuL hakkını ancak kuL affeder gayet kesin bir hükümdür
ve Nisa 48 de bu hükmün tam tersi niteLiktedir
Nisa 48 burda tebLiğ ediLmişken haLen o cümLenin doğruLuğunu savunmakta
Nisa 48 i görmezden geLmektir ki bu da inkardır
Şu kibir işLerinden sıyrıLın artık
Kibir yapıcam hakLı çıkıcam diye dinden de çıkacaksınız

Dini konuda kibir olurmu hiç. Sen bana bu konunun senin gibi olduğuna dair güvenilir bir din aliminden kaynak getir bende eğer değiştirmezsem o konuyu o zaman kibirden bahsedersin.


Kul hakkı, geniş bir kavram. Kulun bedenine ve malına yapılan tecavüzler maddî hukuk, kalp ve ruhuna verilen zararlar ise mânevî hukuk olarak değerlendirilmeli...


...İnsanoğlu her nasılsa, başkalarının hakkını çiğnerken o insanların Allah’ın kulu olduklarını unutuyor. “Ben Allah’ın bir kuluna zulmedersem, Onun kahrına hedef olurum.” diye düşünemiyor. Bunun içindir ki, kendisine İlâhî ikazlar geliyor.

Bu rahmanî ikazlara tercüman olma sadedinde Allah Resulü de (asm.) ümmetini defalarca ve değişik şekillerde ikaz etmiştir.

Sadece üç misâl:


“Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.”
(Buharî, Müslim)

“Ümmetimden müflis odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir. Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir. Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir. Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse, o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir. Daha sonra cehenneme atılır.”
(Müslim)

“Kaçmayarak, yalnız Allah’tan sevap bekleyip sabrederek, düşmana karşı durduğun halde öldürülürsen, borçlarından başka bütün günahlarına kefaret olur. Bunu bana Cibril söyledi.”
(Müslim)

Bu son Hadis-i Şeriften çok önemli bir hakikat dersi alıyoruz: Şehitlik de kul hakkını kaldırmıyor.

Allah yolunda canını veren bir mümin bunun büyük mükâfatını görmekle birlikte, kullara olan borçlarından kurtulamıyor. Zira kul hakkının affını Cenâb-ı Hak kula bırakmış. Aynı şekilde, samimi tövbe eden bir müminin de geçmiş günahları affolunuyor, ama kul hakkı bu affa da girmiyor.

“Tövbekâr olanlar hakkında hukukullah dâvâsı takip edilmez. Ancak hukuk-u şahsiye dâvâsı kalır.”
( Hak Dini Kur’an Dili)


Meselâ, gıybet eden bir insan gıybet ettiği kimseden helâllik almadıkça bu günahın cezasından kendini kurtaramaz.

Kur’an-ı Hakîm’de, ilk bakışta kul hakkı gibi görünen ve kullar arasındaki adalet esaslarını tespit eden birçok âyetlerden sonra, “İşte bu Allah’ın hudududur, onu tecavüz etmeyin.” mealinde İlâhî ikazlar gelir. Demek ki, kul hakkını çiğnemek, Allah’ın hududuna tecavüz olarak kabul ediliyor. Artık böyle bir cinayeti işleyen insan kime iltica edecek, kimden yardım dileyecektir?

İnsan, Allah’ın kulu olduğundan onun hukukuna riayetsizlik de İlâhî azabı netice veriyor ve bu noktada hukuklar birleşiyor.

Kendi parmağımızı niçin kesemez, hayatımıza neden kastedemeyiz? Çünkü, ne beden bizim, ne de ruh. Haneyi harap etmeye de hakkımız yok, misafiri oradan çıkarmaya da. Yaparsak ne olur? Allah’ın mahlûkatında Onun rızası dışında tasarrufa kalkışmış oluruz. Bu ise hem hukukullah’a karşı bir isyan, hem de kul hakkını ihlâldir. Demek ki aynı fiil ile iki hukuka birden tecavüz ediliyor.

Prof.Dr.Alaaddin Başar.​

Bu yazıda kul hakkının önemi bir kez daha anlatılmıştır. Ancak bu, aşağıda belirtilen ayeti inkar anlamına gelmiyordur.

"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur."Nisa suresi/Ayet 48

Yani öyle olsa Peygamber Efendimiz(s.a.v) şu hadisi buyurmazdı:

“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir. Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.” (Buhari, Rikak, 48)

Hadislerde kul hakkı ile ilgili hep helalleşmeyi, yani işin öbür dünyaya bırakılmaması konusunda hassas davranmamız gerektiğini buyuruyor Efendimiz(s.a.v). Bizde burada ısrarla bunu savunuyoruz.
 
şu islam bölümünde heleki kul hakkı gibi bi konudada böyle tartışmaya meyillisiniz ya hiçbişey söyleyemiyorum..
burda kibir olarak görülecek bişey varsa o da şu yiğidim aslanım koçum v.s mahalle ağızlarıdır..heleki dayım kaç yaşında..emin ol onun okuduğu kitap sayısı ve yaptığı araştırmalar boş konuşacağı kadar az deildir..

Burda iki erkek konuşurken dayım emmim diyeceğine ses çıkarmaman daha vakarLı oLur
Kusura bakmayın küçük hanım caddeLerde siteLerde büyümediğimden mahaLLe ağzı kuLLanmamı mazur görünüz
Tevhidi okuyun akideyi okuyun o zaman geLin her konuyu konuşaLım


Dini konuda kibir olurmu hiç. Sen bana bu konunun senin gibi olduğuna dair güvenilir bir din aliminden kaynak getir bende eğer değiştirmezsem o konuyu o zaman kibirden bahsedersin.


Kul hakkı, geniş bir kavram. Kulun bedenine ve malına yapılan tecavüzler maddî hukuk, kalp ve ruhuna verilen zararlar ise mânevî hukuk olarak değerlendirilmeli...


...İnsanoğlu her nasılsa, başkalarının hakkını çiğnerken o insanların Allah’ın kulu olduklarını unutuyor. “Ben Allah’ın bir kuluna zulmedersem, Onun kahrına hedef olurum.” diye düşünemiyor. Bunun içindir ki, kendisine İlâhî ikazlar geliyor.

Bu rahmanî ikazlara tercüman olma sadedinde Allah Resulü de (asm.) ümmetini defalarca ve değişik şekillerde ikaz etmiştir.

Sadece üç misâl:


“Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.”
(Buharî, Müslim)

“Ümmetimden müflis odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir. Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir. Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir. Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse, o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir. Daha sonra cehenneme atılır.”
(Müslim)

“Kaçmayarak, yalnız Allah’tan sevap bekleyip sabrederek, düşmana karşı durduğun halde öldürülürsen, borçlarından başka bütün günahlarına kefaret olur. Bunu bana Cibril söyledi.”
(Müslim)

Bu son Hadis-i Şeriften çok önemli bir hakikat dersi alıyoruz: Şehitlik de kul hakkını kaldırmıyor.

Allah yolunda canını veren bir mümin bunun büyük mükâfatını görmekle birlikte, kullara olan borçlarından kurtulamıyor. Zira kul hakkının affını Cenâb-ı Hak kula bırakmış. Aynı şekilde, samimi tövbe eden bir müminin de geçmiş günahları affolunuyor, ama kul hakkı bu affa da girmiyor.

“Tövbekâr olanlar hakkında hukukullah dâvâsı takip edilmez. Ancak hukuk-u şahsiye dâvâsı kalır.”
( Hak Dini Kur’an Dili)


Meselâ, gıybet eden bir insan gıybet ettiği kimseden helâllik almadıkça bu günahın cezasından kendini kurtaramaz.

Kur’an-ı Hakîm’de, ilk bakışta kul hakkı gibi görünen ve kullar arasındaki adalet esaslarını tespit eden birçok âyetlerden sonra, “İşte bu Allah’ın hudududur, onu tecavüz etmeyin.” mealinde İlâhî ikazlar gelir. Demek ki, kul hakkını çiğnemek, Allah’ın hududuna tecavüz olarak kabul ediliyor. Artık böyle bir cinayeti işleyen insan kime iltica edecek, kimden yardım dileyecektir?

İnsan, Allah’ın kulu olduğundan onun hukukuna riayetsizlik de İlâhî azabı netice veriyor ve bu noktada hukuklar birleşiyor.

Kendi parmağımızı niçin kesemez, hayatımıza neden kastedemeyiz? Çünkü, ne beden bizim, ne de ruh. Haneyi harap etmeye de hakkımız yok, misafiri oradan çıkarmaya da. Yaparsak ne olur? Allah’ın mahlûkatında Onun rızası dışında tasarrufa kalkışmış oluruz. Bu ise hem hukukullah’a karşı bir isyan, hem de kul hakkını ihlâldir. Demek ki aynı fiil ile iki hukuka birden tecavüz ediliyor.

Prof.Dr.Alaaddin Başar.​

Bu yazıda kul hakkının önemi bir kez daha anlatılmıştır. Ancak bu, aşağıda belirtilen ayeti inkar anlamına gelmiyordur.

"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur."Nisa suresi/Ayet 48

Yani öyle olsa Peygamber Efendimiz(s.a.v) şu hadisi buyurmazdı:

“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir. Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.” (Buhari, Rikak, 48)

Hadislerde kul hakkı ile ilgili hep helalleşmeyi, yani işin öbür dünyaya bırakılmaması konusunda hassas davranmamız gerektiğini buyuruyor Efendimiz(s.a.v). Bizde burada ısrarla bunu savunuyoruz.

HaLa daha neyi ispatLamaya çaLışıyorsun bu hadisLerLe ayetLerLe
Bir ibare ve bir ayet var ortada sen haLa benden Alimden kaynak istiyorsun :)
Basiretiniz mi bağLandı anLamıyorum ki sana en Alimin keLamını iLetiyorum
Daha Alim haşa kimi buLabiLirim sana?

Hatanın peşine neden böyLe ısrarLa gidiyorsun ben söyLiyim sana
Uyarıyı benden aLdığın için ve işte bu yüzden kibirLi oLduğun hususunda ısrarcıyım

Bende heLaLLeşmenin anLamsız oLduğu hususunda birşey söyLemedim
Ancak söyLedikLerimi beyninizLe yorumLarsınız diye düşünüyordum
DefaLarca söyLedim ve tekrar ediyorum benim sıkıntım orda buLunan sapık ibareyedir
Konunun o kısmı haricinde bütününe katıLıyorum aLgıLama sorununuz yoksa gayet açık!!
Yada husumetLe kibirLe okumuyorsanız yazdıkLarımı yine aynı açıkLıkta haLen durmakta
O cümLe orda oLmamaLı sıkıştırırıLmamaLıydı çünkü açık açık ayeti inkar etmektir
Bunu yazanı da dinden çıkartır payLaşanı da dinden çıkartır bunun hakLıLığını savunanı da dinden çıkartır
Hadi çıksın tevhidi bir muvahhid müsLüman aksini iddia etsin tabi varsa
 
Burda iki erkek konuşurken dayım emmim diyeceğine ses çıkarmaman daha vakarLı oLur
Kusura bakmayın küçük hanım caddeLerde siteLerde büyümediğimden mahaLLe ağzı kuLLanmamı mazur görünüz
Tevhidi okuyun akideyi okuyun o zaman geLin her konuyu konuşaLım

Bunu satasmak yada laf atmak için söylemiyorum beni mazur gör, farz-ı misal peygamber efendimiz şu anki çağımıza gelse sohbet etme şansın olsa o zaman da mahalle agzıyla konusabilcekmiydin ?.
Konusurdum diyorsan senden özür dilerim hak da veririm lakin yok konusmama dikkat ederdim dersende seni düşünmeye davet ederim
 

Bunu satasmak yada laf atmak için söylemiyorum beni mazur gör, farz-ı misal peygamber efendimiz şu anki çağımıza gelse sohbet etme şansın olsa o zaman da mahalle agzıyla konusabilcekmiydin ?.
Konusurdum diyorsan senden özür dilerim hak da veririm lakin yok konusmama dikkat ederdim dersende seni düşünmeye davet ederim

Kurduğun farzLar biraz akLa yatkın oLursa daha eşit koşuLLarda konuşma imkanmız oLur
Herkes saygıyı karşısından aLdığına göre sunar Peygambere göstereceğim saygıyLa bunu nasıL kıyasLıyorsun
Artı asLanım nasıL bir saygısız ifade mahaLLe ağzıdır ben herkese derim bunu ki rahatsız oLan bir müsLümana iLk kez denk geLdim
Hoş kendisi bir rahatsızLık emaresi göstermese de kraLdan çok kraLcıLarın daha çok sesLeri çıkmakta
Biz burda kendisiyLe dini bir mevzuda fikir aLışverişi yaparken diğer arkadaşın zoru neydi de mahaLLe ağzı iLe itham etti bizLeri onu da anLayamadım
Ama hoş görüyorum bunu da onun suçu yok cahiLLiğine veriyorum
SizLer işinize bakarsanız biz kendi aramızda haLLederiz bunu İnşallah
He yok konuyLa iLgiLi varsa görüşünüz buyrun yoksa farkLı mecraLara kayar gerek yok
 
Tamam kusura bakma ben biraz biglisiz biraz cahil biraz saldırgan biraz yanlış anlayan biriyim benim hatam özür dilerim =)
 
Konuyu baştan sona bi kaç sefer okudum , herkesin haklı olduğu bir konuda yorum yapmak gerçekten de zor ama ;

Sonuç itibarıyla eleştirilen Kul hakkını ancak kul affeder. cümlesi tek başına ele alındığında gerçektende "Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur."Nisa suresi/48 ayet-i kerimesi ile ters düşer niteliktedir.

Tabiiki metnin geri kalan kısmında "Ey kendi nefislerine karşı haddi aşan, günahlarla kendi nefsine kötülük eden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Muhakkak Allah günahları affeder. O Gafur ve Rahimdir." Zümer Sûresi, 53. ayeti hatırlatılarak Allahın affediciliği hatırlatılmıştır.Ancak metnin giriş cümlesi ( ki benim kanaatim konunun omurgasını oluşturmaktadır)konunun ruhuna aykırı düşmüş ve amacını maalesef aşmıştır..

Bu konuda Prof. Hayretin KARAMAN'ın şöyle bir ifadesine rastladım belki bizlere ışık tutabilir..

İnsan kul hakkı ile ölür ahirete giderse kural olarak Allah onun hakkını, haksız olandan bir şekilde (ya sevabını alarak veya bunun günahını onun defterine aktarıp mahsup yaparak) alır. Ama bu kural, Allah'ın dilerse o kulunu affetmesine ve haksızlığa uğrayan kulunu da razı etmesine mani değildir.

Bunlar acizane şahsi görüşlerim olup , tabii ki burada ahkam kesmek haddimiz değildir ,ancak gerçekten de Kur'an-ı Kerim de kesin hüküm verir nitelikte olan bir ayet ile ters düşülmemesi adına görüş belirtmek istedim..Kimseyi incitmek , kırmak aklımızdan geçmez..Hatamız varsa da hakkınızı helal ediniz...

Mevlam ahirete hazırlanmak gayesiyle bulunduğumuz şu fani Dünya da kul hakkına girmekten hepimizi esirgesin inşallah..

Selametle..
 
Burda iki erkek konuşurken dayım emmim diyeceğine ses çıkarmaman daha vakarLı oLur
Kusura bakmayın küçük hanım caddeLerde siteLerde büyümediğimden mahaLLe ağzı kuLLanmamı mazur görünüz
Tevhidi okuyun akideyi okuyun o zaman geLin her konuyu konuşaLım



HaLa daha neyi ispatLamaya çaLışıyorsun bu hadisLerLe ayetLerLe
Bir ibare ve bir ayet var ortada sen haLa benden Alimden kaynak istiyorsun :)
Basiretiniz mi bağLandı anLamıyorum ki sana en Alimin keLamını iLetiyorum
Daha Alim haşa kimi buLabiLirim sana?

Hatanın peşine neden böyLe ısrarLa gidiyorsun ben söyLiyim sana
Uyarıyı benden aLdığın için ve işte bu yüzden kibirLi oLduğun hususunda ısrarcıyım

Bende heLaLLeşmenin anLamsız oLduğu hususunda birşey söyLemedim
Ancak söyLedikLerimi beyninizLe yorumLarsınız diye düşünüyordum
DefaLarca söyLedim ve tekrar ediyorum benim sıkıntım orda buLunan sapık ibareyedir
Konunun o kısmı haricinde bütününe katıLıyorum aLgıLama sorununuz yoksa gayet açık!!
Yada husumetLe kibirLe okumuyorsanız yazdıkLarımı yine aynı açıkLıkta haLen durmakta
O cümLe orda oLmamaLı sıkıştırırıLmamaLıydı çünkü açık açık ayeti inkar etmektir
Bunu yazanı da dinden çıkartır payLaşanı da dinden çıkartır bunun hakLıLığını savunanı da dinden çıkartır
Hadi çıksın tevhidi bir muvahhid müsLüman aksini iddia etsin tabi varsa



Hala anlamamak ta ısrarcı olan kimler acaba. Kimsenin bırak ayeti ayetin bir harfini bile inkar ettiği yok. İnsanları inkarcılıkla suçlamak bu kadar mı basit.

Kul hakkını Allah(c.c) kula bırakmıştır. Bu açık ve kesindir.
Ayetteki "Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar" cümleleri Allah'ın kullarına verdiği bu hakkı ortadan kaldırır mahiyette değildir.Yine öbür dünyada Allah(c.c) bir kulun tüm günahlarını bağışlıyacaksa bu diğer hak sahabi kul ile helalleştirerek olacaktır.

Çünkü "Hak sahibinin dava etmesi durumunda hakim davayı yürütmek zorundadır. Hakim yetkisine dayanarak davayı düşüremez." Bu durmun tam tersini savunmak Allah'ın "El-Adl" ismine ters düşmektedir.
Mesele sadece senin bu konuyu anlayışın ve yorumlamadan kaynaklanıyor.

Bak [Ahkaf suresi Ayet 31] nasıl tefsir edilmiş "ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR" tarafından:
Meal:“Ey kavmimiz! Allah’ın dâvetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.”
Tefsir:"Günahlarınızı bağışlasın." Burada Baziyet ifade eden ile denilmesi dikkat çekicidir. Denilmiştir ki maksat sadece Allah'ın hakkı olan günahlardır. Çünkü kulların hakları sadece iman ile bağışlanıvermez. Gerçi bir gayri müslim kanlar döküp mallar yağma etmiş olup da sonra müslüman olsa müslüman oluşu hiç şüphesiz bütün geçmişlerini keser atar ise de yine o gayri müslimin birkaç sene önce eman yolu ile gelip bir şahısdan borç almış olduğunu farz etsek bu defa sadece İslâm'a gelmesiyle o borcun da zimmetinden düşmüş olması gerekmez. yani aynı yurt içinde zimmi ve andlaşma ile orada bulunan gayri müslimlerin İslâm'a girmeleri belirli olan kul haklarını düşürmez. Bu cinler de kendi kavimleri içinde imana davet ettikleri için yalnız bazı günahların bağışlanacağını vaad etmişlerdir. Daha diğer şekilde de söylenmiştir.
Yani Kul hakkının bağışlanmasını Allah(c.c) Kendi rızası ile yine kuluna vermiştir.

Burada kimin hangi meseleyi daha iyi bildiğini ancak Allah bilir. O yüzden yok onu okuyun yok bunu okuyun tarzında ukalalık yapmaya gerek yoktur.


Hoş kendisi bir rahatsızLık emaresi göstermese de kraLdan çok kraLcıLarın daha çok sesLeri çıkmakta
Rahatsızlık gösterip göstermeme meselesi değil, basit işlere vakit harcayamam.
Hassasiyet gösteren arkadaşlardan Allah razı olsun.
 



Hala anlamamak ta ısrarcı olan kimler acaba. Kimsenin bırak ayeti ayetin bir harfini bile inkar ettiği yok. İnsanları inkarcılıkla suçlamak bu kadar mı basit.

Kul hakkını Allah(c.c) kula bırakmıştır. Bu açık ve kesindir.
Ayetteki "Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar" cümleleri Allah'ın kullarına verdiği bu hakkı ortadan kaldırır mahiyette değildir.Yine öbür dünyada Allah(c.c) bir kulun tüm günahlarını bağışlıyacaksa bu diğer hak sahabi kul ile helalleştirerek olacaktır.

Çünkü "Hak sahibinin dava etmesi durumunda hakim davayı yürütmek zorundadır. Hakim yetkisine dayanarak davayı düşüremez." Bu durmun tam tersini savunmak Allah'ın "El-Adl" ismine ters düşmektedir.
Mesele sadece senin bu konuyu anlayışın ve yorumlamadan kaynaklanıyor.

Bak [Ahkaf suresi Ayet 31] nasıl tefsir edilmiş "ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR" tarafından:
Meal:“Ey kavmimiz! Allah’ın dâvetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.”
Tefsir:"Günahlarınızı bağışlasın." Burada Baziyet ifade eden ile denilmesi dikkat çekicidir. Denilmiştir ki maksat sadece Allah'ın hakkı olan günahlardır. Çünkü kulların hakları sadece iman ile bağışlanıvermez. Gerçi bir gayri müslim kanlar döküp mallar yağma etmiş olup da sonra müslüman olsa müslüman oluşu hiç şüphesiz bütün geçmişlerini keser atar ise de yine o gayri müslimin birkaç sene önce eman yolu ile gelip bir şahısdan borç almış olduğunu farz etsek bu defa sadece İslâm'a gelmesiyle o borcun da zimmetinden düşmüş olması gerekmez. yani aynı yurt içinde zimmi ve andlaşma ile orada bulunan gayri müslimlerin İslâm'a girmeleri belirli olan kul haklarını düşürmez. Bu cinler de kendi kavimleri içinde imana davet ettikleri için yalnız bazı günahların bağışlanacağını vaad etmişlerdir. Daha diğer şekilde de söylenmiştir.
Yani Kul hakkının bağışlanmasını Allah(c.c) Kendi rızası ile yine kuluna vermiştir.

Burada kimin hangi meseleyi daha iyi bildiğini ancak Allah bilir. O yüzden yok onu okuyun yok bunu okuyun tarzında ukalalık yapmaya gerek yoktur.



Rahatsızlık gösterip göstermeme meselesi değil, basit işlere vakit harcayamam.
Hassasiyet gösteren arkadaşlardan Allah razı olsun.

Sapık adamLarı okuyup böyLe karşıma çıkarsan sana okumanı tavsiye edeceğim kitapLar gene senin iyiLiğin içindir de görüyorum ki sizde ki kibir öyLe aLmış başını yürümüş ki bunu biLe ukaLaLık görebiLecek kadar basitLeşmiş

Gerçi bir gayri müslim kanlar döküp mallar yağma etmiş olup da sonra müslüman olsa müslüman oluşu hiç şüphesiz bütün geçmişlerini keser atar...!

Bak bu kısımda verdiğin açıkLama benim o ayet ve doğruLtusunda senin söyLediğin cümLe iLe iLgiLi kısmı açıkLamaya fazLasıyLa yetiyor
CahiLiyesinden yeni kurtuLmuş müsLüman oLmuş bir kişinin aLdığı hakLarın nasıL affediLdiğini de açıkLamış
Ama işte sizin basiretinizin nasıL bağLandığı bu noktada çıkıyor ortaya en komik haLiyLe
Kendi yazdığını kendin yine aynı yazının içinde çürütüyorsun da kibrin aLmış başını gitmiş göremiyorsun :)
50 defa yazdım sıkıntımı 51. yi yazmıyorum

Basit işLere ayıracak zamanın yok ama basit konuLarı kavrayacak eksikLiğinin de farkındasın umarım
Hassasiyet gösterenLerin gösterdikLeri hassasiyeti de biLiyoruz biz de dediğin gibi basit işLer
Biz çok saz ekibi gördük çok ekip kurduk bir o kadarını da dağıttık hadin seLametLe
 
Siz şimdi bile kul hakkına giriyorsunuz .. Ya bende kul hakkını kul affeder diye biliyorum..
 
Sapık adamLarı okuyup böyLe karşıma çıkarsan sana okumanı tavsiye edeceğim kitapLar gene senin iyiLiğin içindir de görüyorum ki sizde ki kibir öyLe aLmış başını yürümüş ki bunu biLe ukaLaLık görebiLecek kadar basitLeşmiş

Gerçi bir gayri müslim kanlar döküp mallar yağma etmiş olup da sonra müslüman olsa müslüman oluşu hiç şüphesiz bütün geçmişlerini keser atar...!

Bak bu kısımda verdiğin açıkLama benim o ayet ve doğruLtusunda senin söyLediğin cümLe iLe iLgiLi kısmı açıkLamaya fazLasıyLa yetiyor
CahiLiyesinden yeni kurtuLmuş müsLüman oLmuş bir kişinin aLdığı hakLarın nasıL affediLdiğini de açıkLamış
Ama işte sizin basiretinizin nasıL bağLandığı bu noktada çıkıyor ortaya en komik haLiyLe
Kendi yazdığını kendin yine aynı yazının içinde çürütüyorsun da kibrin aLmış başını gitmiş göremiyorsun :)
50 defa yazdım sıkıntımı 51. yi yazmıyorum

Basit işLere ayıracak zamanın yok ama basit konuLarı kavrayacak eksikLiğinin de farkındasın umarım
Hassasiyet gösterenLerin gösterdikLeri hassasiyeti de biLiyoruz biz de dediğin gibi basit işLer
Biz çok saz ekibi gördük çok ekip kurduk bir o kadarını da dağıttık hadin seLametLe

Sapık adam dediğin Elmalılı mı, yoksa şu kimi okuduğumu dahi bilmeden hakaret ettiğin diğer insanlar mı bilemiyorum ama insanlara gösterdiğin saygı kadar saygı hakediyorsun.
O yüzden sözlerine hiçbir ehemmiyet vermiyorum.
Konudan isteyen istediğini alır ve gider.
 
Sapık adam dediğin Elmalılı mı,.

CahiLLiğin bu kadarı işte bende kaLktım sana burda izah vermeye kaLkıyorum
Bu kadar zekayLa ancak bu kadar yorum neye yoruyorsam kendimi
Elmalılıya o ithamı kuLLanabiLecek kadar cahiL değiLim
Ama okumadan biLmeden her önüme geLeni savunacak kadar da sapkın değiLim
SözLerime ehemmiyet verecek oLgunLuğa erdiğinde zaten herşey için çok geç oLacak
SözLerime vermediğin ehemmiyet kadar umrumdasın
 
Beraber güldüğüm beraber muhabbet ettiğim adam seçiminde bir kere yanlış yapmam seni ikinci için umutlandırmasın
Tek gülmesi daha keyifli oluyo (=
 
Vay bee...Demek vaziyet bu kadar kötü...İnsanlar daima sorun yaşar..daima birilerinden hiç istemedikleri şeylerle hitama uğrar veya bir fiil karşılaşır...Ama bu avf etmemeyi gerektirmez...Rasuullah(s.a.v) e sormuşlar içimizde hangimiz en çok seversin diye; Ali'yi demiş..Çünki siz size kötülük eden birini 3 kez bağışlarsınız üçüncü kez de takrarlarsa misliyle karşılık verirsiniz...O ise sizin iki katınız bağışlayıcıdır...BEn onu bundan daha çok severim.."...Ama görüyorum ki içinizdekileri kusma isteği veya verilen bir cevaba karşılık vermeyi daha bir arzuyla yer etmekte gönlüzünde....Biri de altta kalayım demiyor...Farkındamısın bilmiyorum..konu artık kul hakkı ile alakalı değil...Birbirinizin hitam şekilleri ve yaptıkları ile alakalı olmaya başladı....

Belkide böle davranmaya devam etmeliyiz...Belkide müslümanız deyip devam etmeliyiz birbirimizn hatalrını yüzümüze vurmaya, güzel sözler söyleme gereği duymadan, tek maksadı aklımdan geçenleri savunayım, haklı olalım yeter demeye...Bu kadar mı körüz?...Bu kadar mı mücadele hırsı bürüdü içimizi?...Artık tek isteğimiz bu mu yani...Nerde mümin insanın anlayışı...nerde güzel hitam ile yaklaşan müslüman protatipi...Saygılı din kardeşim nerdesin....Böle atışmalar mı gerçekten istediğiniz....Artık nere girsem o ona küs, o ona laf atmış, veya o ona nameli bir şekilde dokundurmuş oluyor....yada bizzat tartışılmış...Ben onları kınarken şimdi bu bölümde oluyor olması ne acı...Çok şükür küfür kıyamet gitmiyoruz...Ama şimdiye kadar hep yanıldım...bunda da yanılmış olabilir miyim...?

Üzülmemek elde değil...DAha düne kadar can ciğerdiniz bee....Olaya bak....Şimdi çıkıp da "Ettiklerini bilsen böle demezdin" demesin kimse...Bilsem kaç yazar..şu halinizi siz yakıştıryor musnuz kendinize?...Kim yakıştırabilir ki kendine...Mümin insan böle olmaz deyip ağır girmek isterdim hususa ama görülen o ki ona da ters çıkacak kadar öfke dolusunuz....Diyemiyorum da bir şey...Daha da diyemeyecek görünürüm...Şimdi döner sen nediyon bee dersiniz belki..belki diyemezsiniz postlarla, içinizden geçeni...içinizden geçirirsiniz Zırvaladı diye ya işte o daha acı...İnşallah demezsiniz...Çok değer verdiğim insanların şu hali beni ne kadar kırıyor, üzüyor ve aynı hiddette arkadaş kavramından, dost kavramından, güven kavramından soğutuyor....Kimin ne yaptığı beni ilgilendirmez beyler...RAsul'ün kedini öldürmeye gelen adamı avf edip hatasına hatayla karşılık vermeyişini hatırlayın ve peygamber kadar olmasa da sünnetine niyazen bir nemze birbirinizin hatalrını unuttuk deyin..deyiverin...Kıyamet mi kopar...
 
En İyisini (c.c) Allah Bilir Diyip Uzlaşın En Pozitif Olanı Bu =)
 
Beraber güldüğüm beraber muhabbet ettiğim adam seçiminde bir kere yanlış yapmam seni ikinci için umutlandırmasın
Tek gülmesi daha keyifli oluyo (=

boş umutLara kapıLma huyumdan vaz geçtim artık be
her ne kadar bunLarı senden duymak beni üzdü demem gereksede
sen bunLarı diyebiLiyorsan bana düşen üzüLmek oLmaz
gidene kaL deme nezaketim hiç oLmadı Allah seLamet versin

Vay bee...Demek vaziyet bu kadar kötü...İnsanlar daima sorun yaşar..daima birilerinden hiç istemedikleri şeylerle hitama uğrar veya bir fiil karşılaşır...Ama bu avf etmemeyi gerektirmez...Rasuullah(s.a.v) e sormuşlar içimizde hangimiz en çok seversin diye; Ali'yi demiş..Çünki siz size kötülük eden birini 3 kez bağışlarsınız üçüncü kez de takrarlarsa misliyle karşılık verirsiniz...O ise sizin iki katınız bağışlayıcıdır...BEn onu bundan daha çok severim.."...Ama görüyorum ki içinizdekileri kusma isteği veya verilen bir cevaba karşılık vermeyi daha bir arzuyla yer etmekte gönlüzünde....Biri de altta kalayım demiyor...Farkındamısın bilmiyorum..konu artık kul hakkı ile alakalı değil...Birbirinizin hitam şekilleri ve yaptıkları ile alakalı olmaya başladı....

Belkide böle davranmaya devam etmeliyiz...Belkide müslümanız deyip devam etmeliyiz birbirimizn hatalrını yüzümüze vurmaya, güzel sözler söyleme gereği duymadan, tek maksadı aklımdan geçenleri savunayım, haklı olalım yeter demeye...Bu kadar mı körüz?...Bu kadar mı mücadele hırsı bürüdü içimizi?...Artık tek isteğimiz bu mu yani...Nerde mümin insanın anlayışı...nerde güzel hitam ile yaklaşan müslüman protatipi...Saygılı din kardeşim nerdesin....Böle atışmalar mı gerçekten istediğiniz....Artık nere girsem o ona küs, o ona laf atmış, veya o ona nameli bir şekilde dokundurmuş oluyor....yada bizzat tartışılmış...Ben onları kınarken şimdi bu bölümde oluyor olması ne acı...Çok şükür küfür kıyamet gitmiyoruz...Ama şimdiye kadar hep yanıldım...bunda da yanılmış olabilir miyim...?

Üzülmemek elde değil...DAha düne kadar can ciğerdiniz bee....Olaya bak....Şimdi çıkıp da "Ettiklerini bilsen böle demezdin" demesin kimse...Bilsem kaç yazar..şu halinizi siz yakıştıryor musnuz kendinize?...Kim yakıştırabilir ki kendine...Mümin insan böle olmaz deyip ağır girmek isterdim hususa ama görülen o ki ona da ters çıkacak kadar öfke dolusunuz....Diyemiyorum da bir şey...Daha da diyemeyecek görünürüm...Şimdi döner sen nediyon bee dersiniz belki..belki diyemezsiniz postlarla, içinizden geçeni...içinizden geçirirsiniz Zırvaladı diye ya işte o daha acı...İnşallah demezsiniz...Çok değer verdiğim insanların şu hali beni ne kadar kırıyor, üzüyor ve aynı hiddette arkadaş kavramından, dost kavramından, güven kavramından soğutuyor....Kimin ne yaptığı beni ilgilendirmez beyler...RAsul'ün kedini öldürmeye gelen adamı avf edip hatasına hatayla karşılık vermeyişini hatırlayın ve peygamber kadar olmasa da sünnetine niyazen bir nemze birbirinizin hatalrını unuttuk deyin..deyiverin...Kıyamet mi kopar...

Konuya iLk yazış amacımın husumetLe hiç aLakası oLmasa da
Hatta eLemana uzakLığım husumete pek dönüşmese de
Kendisi açtığım konuLarda yazdığım yazıLarda husumetini pekçe diLe getirmiştir
Bana nasıL yanaşıLırsa ben aynen karşıLığını fazLasıyLa veririm
Aklımda konuya yazarken hiç husumet gibi bir duygu yoktu bunu defaLarca beLirttim
Ama ısrarLa yazmamın da bir hayrı varmış demek ki kurdeşeni oLanLar dökmüş oLdu :)
 
kusura kalmayın da
konu helallikten çıkmış,harama doğru koşar adım ilerliyor.
Bu sayfalara yakışmayacak küçük hesaplaşmalara dönüşmeden helalleşin.
Dikkat edersiniz ki;
bir çok arkadaş bu sayfalardan el-ayak çeker oldu.Kısır döngü çekişmeleri insanları çabuk bunaltır.Bazılarına abi,bazılarına kardeş nasihati;
kızdığımız insan dahi olsa küçük görmek kibir,hor görmek ise utanç vericidir.
Lütfen arkadaşlar,
biz hala uzakta ama hep buradayız.
 
Geri
Üst