Haydee, mahkemeci geldiiii!

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Haydee, mahkemeci geldiiii!

Malum PKK’lı teröristlerin karşılanması ve yarattığı tepki hafızalarımızda. Bu manzaraların dışında çok rahatsız edici bir durum da sınır kapısında mahkeme kurulmasıydı.

Kimliğini bilmediğim bir kişi bu mahkeme safahatını çok esprili biçimde yazmış.

Aşağıdaki metin internet ortamında dolaşıyor. Elbette okuyanlar vardır ama okumayanlar hem gülecektir hem de ibretle düşünecektir mutlaka:

“Otuz dört sanıklı, kırk beş avukatlı ve bolca bürokratlı seyyar mahkemede duruşma başlar. Hâkim bey yerini alır:

- On dokuz on iki bin dokuz günü mahkememize kafa atarak...

- Hâkim bey kimse mahkemeye kafa falan atmadı.

- Pardon başvurarak...

- Hâkim bey, mahkemeye kimse başvurmadı da...

- O zaman bizim ne işimiz var burada. Bunlar kim?

- Onlar konuk. Şey sanık. Size geldiler.

- Ben onları tanımıyorum. Bize niye gelmişler?

- Efendim, siz bu mahkemenin hâkimisiniz ya onun için size geldiler.

- Yatıya mı geldiler?

- Aman efendim! Yatıya olur mu? Hemen gidecekler.

- Eee o zaman hiç gelmeselerdi.

- Mahkemesiz olmaz efendim.

- Ama benim mahkemem burası değil ki! Kim getirdi beni buraya? Bunlar asker değil mi?

- Değil haki giyinmişler işte.

- De git yahu! Benimle kafa bulma. Dışarıdaki eğlenceler neyin nesi?

- Mahkeme geldi diye seviniyorlar.

- İnsan mahkeme geldi diye sevinir mi yahu! Hem sen kimsin ki, yanı başımda kazık gibi dikiliyorsun?

- Ben hükümet görevlisiyim efendim. Buradaki organizasyonu ben yapıyorum.

- Haa... Aç, aç organizatörü. Aç aç’ları organize ediyorsun. Hadi kolay gelsin. Mübaşir!

- Buyurun efendim!

- Sen kimsin yaa!

- Ben mübaşirim efendim.

- Seni kim mübaşir yaptı?

- Biraz önce konuştuğunuz beyefendi görev verdi. Paramı da peşin aldım.

- Adın ne senin?

- Vicdani Sızlar efendim.

- Peki! Buranın savcısı da var mı?

- Var efendim! Bendeniz Savcı İktidar Sesli.

- Müşerref oldum! Bu mahkemenin Yaz Kızımı da var mı?

- Var efendim, ben! Adalet Şaşkın.

- Oooo... Mahkemeye bak. Savcı İktidar Sesli, Katip Adalet Şaşkın, Mübaşir Vicdani Sızlar, Hâkim bendeniz Halim Harap. Hadi bakalım duruşmaya başlayalım. Konuklar aman! Kafa mı kaldı. Sanıklar ayağa kalkın!

- Sayın hâkim! Bize sanık diyemezsiniz?

- Pardon ben size sanık mı dedim? Sanık değilseniz üzerinize alınmayın. Mübaşir sanıklar gelsin.

- Sanıklar onlar efendim. Üzerlerinde haki elbise olanlar.

- Onlar biz sanık değiliz diyorlar.

- Efendim bizler barış elçisiyiz. Önderimizden size mektup getirdik.

- Oğlum burası Dışişleri Bakanlığı değil. Mahkeme. Siz barış elçisi iseniz bakanlığa gideceksiniz.

- Hâkim bey biz dağdan geliyoruz.

- Terörist idiniz pişman oldunuz öylemi?

- Biz pişman olmadık. Önderimiz gidin dedi geldik. Bu mektubu da getirdik.

- Ben kimi yargılayacağım şimdi. Savcı bey bu ne hal, hani iddianame?

- Hâkim bey, iddianameyi hazırlayacak polisler İstanbul’dalar buraya yetişemediler.

- Siz şey etseydiniz.

- Açılım gereği biz iddianame hazırlamıyoruz efendim. Siz karar verin ben temyiz etmem.

- Teşekkür ederim de, bu ne davası şimdi!

- Dağdan gelip bağdakini kovma davası efendim.

- Aferin mübaşir. Hakikaten ismin gibisin. Vicdanın sızladı değil mi?

- Hâkim bey siz bu mektubu alın, bizim suçsuz olduğumuza karar verin de biz gidelim. Sınırdan gireli üç saat oldu halen bekliyoruz. Daha gezecek çok yerimiz var. Otobüsler dışarıda hazır bekliyor. Boşuna para yazmasınlar.

- Yaz kızım; Terörle Mücadele Kanunlarına göre terörist iken, Terörle Müzakere Kanunu’na göre suçsuz olan otuz dört kişinin beraatına, sanıklara, konuk muamelesi yapılmasına, gezecekleri yollarda güvenlik güçlerin tarafından tedbir alınmasına, gezdikleri yerlerde kendilerinden yol ve konaklama parası alınmamasına, vicdanlarda temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verilerek hiç sıkılmadan açıkça okunarak tebliğ edilmiştir.

Mübaşir, şu hükümet görevlisini bul da beni buralarda bırakmasın.”

***


Pazar fIkraları

Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralar bu pazarı da şenlendirecek...

Golf tekniği

Joe, kötü bir golfçü, evinde mini golfünü kurmuş, topa vurmasıyla top penceresinden fırlayıp dışarı uçmuş, biraz sonra da kapı çalmış, karşısında bir

polis...

- Siz vurup golf topunu camdan dışarı mı attınız?

- Evet?

- Kardeşim, o top aydınlatma direğinin ampulünü kırmış, onun altında yatan köpek korkudan caddeye fırlamış, oradan geçen yolcu otobüsü onu ezmemek için kaldırıma çıkmış ve aniden duvara bindirmesiyle 5 yolcu ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı..

- Aman Tanrım. Şimdi ne yapmalıyım?..

- Kolay... Bak kardeşim bundan sonra hafif başını öne eğ, bacaklarını işte böyle aralayıp vur.. Bak böyle.. Tamam mı?..

Henüz gelmedi

Kızım mezun olduktan sonra mesleğine uygun iş ararken bizim büroya gidip gelmeye başladı. Bir sabah ona bir telefon geldi, ben açtım, “Henüz gelmedi. Notunuz varsa ileteyim” dedim. “Tekrar ararım” dedi ve kapattı. Öğlene doğru tekrar aradı “Yemeğe çıktığını” söyledim, son olarak öğleden sonra 16.00 da aradı “Eve gitti” dedim ve “Mesajınız varsa ben iletirim” diye ekledim. “Peki” dedi arayan, “Mesajım var. Acaba ben sizin yanınızda nasıl çalışabilirim?”

Zavallı annem

Aile yeni eve taşınınca ziyaretlerine gelen bir akrabaları küçük Timmy’e yeni evi sevip sevmediklerini sormuş. “Harika” diye cevap vermiş Timmy, “Benim ayrı odam var, kardeşimin ayrı odası, ağabeyimin de ayrı odası var. Ama zavallı annem hâlâ babamla yatıyor.”

Renkli ve sesli

Adam çok uzun aradan sonra gittiği sinemada biletin 15 lira olduğunu duyunca “Nee?” demiş şaşırarak, “En son sinemaya gittiğimde ne güzel 2.5 liraydı.” Gişedeki delikanlı “Efendim inanın simdi filmler çok daha güzel” diye nazikçe cevap vermiş, “Artık sesli ve renkli!..”

Güvenilir patron

Smith çalıştığı iş yerinde patronunun yanına çıkmış ve “Efendim yarın karım evimizde büyük bir temizlik başlatacak eğer izin verirseniz garajı tamamen benim temizlememi istiyor, bütün malzemeleri dışarı çıkartıp badanasını yapıp tekrar içeri taşıyacakmışım..” demiş. “İmkansız...” diye cevap vermiş patronu, “Çok yoğunuz.. Size izin vermem mümkün değil..” Smith, “Oh! sağolun..” diye patronunun boynuna sarılmış, “Size güvenebileceğimi biliyordum!..”

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...08.11.2009&Newsid=269534&Categoryid=4&wid=142
 
Eeee bizi acınacak hale düşünenler okusunda utansınlar biraz
 
Daha bu nekiiiii

Avrupa birliği istinat mahkemeleri kurulmasını istiyor yani eyaletlerin kendi düzenlediği mahkemeler kurulmalıymış yakında bu tip mahkemeleride göreceğiz.....
 
deniz fenerine de bir tane kurunda tahliye ediverin adamları
ne uğraştırıyorsunuzkardeşim
 
Geri
Üst