Hayır'cılar Sınırda Sandıktan Dönüyor

W

WoLF

Guest
Gümrüklerde referandum şoku. 30 yıl 40 yıl yurt dışında yaşayanların çoğu, “Senin yurt dışında kaydın yok” denilerek sandıktan çevriliyor. Bunların büyük çoğunluğunun, yurt dışında radikal örgütlere üye olmayan “Hayır”cılar olduğu dikkat çekici. YSK son andaki bu kararıyla, yurt dışı seçmeni için “evet”i garantiledi bile...

Ali Gülen yazıyor…

YÜKSEK Seçim Kurulu, haziran ayında öyle bir işe imza attı ki, sormayın gitsin...

Yayınlanan genelgeyle, “Yurtdışı Seçmen Kütüğü” oluşturulması ve herkesin adresini konsolosluğa bildirmesi istendi.

Ardından da, konsolosluğa gidip dilekçe vermeyenlerin ya da veremeyenlerin sınırlarda oy kullanamayacağı belirtildi.

Buraya kadar her şey iyi değil mi?

Öyle görünüyor ama değil...

Türkiye dışındaki gelişmiş ülkelerin hiç birinde bu tür bir oylama yoktur. Hepsi mektupla ya da bilgisayarla vatandaşına oy kullandırtır.

ABD, uzaydaki astronotuna bile aynı şekilde oy hakkını kullandırtmıştır.

Bizde ise, şüpheci ve aklıevvel bazı politikacılar sayesinde bu gerçekleşmez, sınır kapılarına sandık konur. Ancak gelen geçen oyunu versin diye...

Böylece yurt dışında yaşayan 5.000.000 kişinin iradesinin ancak yüzde 10’u sandığa yansır...

GELEN- GEÇEN DE OY VEREMEDİ

Bu referandumda da böyle oldu...

Ama, bu sefer “gelen-geçen de oy kullanamaz” oldu.

Neden mi?

Üstteki genelge yüzünden...

YSK’nın çıkardığı, “Yurtdışı Seçmen Kütüğü” oluşturma yazısı, yurt dışındaki Türkler’in büyük birçoğunun oyunu verememesine yol açtı.

YSK daha sonra bunu, “Kayıtta, adresi olmasa da olur. Kütüğünün ya da kaydının yurt dışında olduğu bilgisi yeter” diye düzeltmek istediyse de olmadı.

Çünkü, bilgisayarlara bakınca insanların nüfus kütükleri Türkiye’de görünüyordu.

Doğrusu da budur... Yurt dışında yaşayan Türkler’in büyük birçoğunun adresi halen Türkiye’dir.

Anası-babası, yeğeni- teyzesi, bilimum akrabası, evi, yazlığı, malı-mülkü oradadır çünkü.

Şimdiye kadar doğrusu buydu da zaten...

Yargıtay ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da, “Yurt dışına çalışmaya gitmiş kişilerin ve ailelerinin asıl adresi Türkiye’dir” der.

Bu kararlar, oradaki insanların birçok açıdan mağdur edilmesini, Türkiye’dekiler tarafından mağdur edilmesini önlemiştir.

Ama YSK yeni kararıyla “acayip bir mağduriyet” yarattı.

Bu mağduriyetin yan etkileri ise beklenenden çok büyük...

Öyle bir tablo ortaya çıktı ki, “Hayır”cıların birçoğu, oy veremeden yurt dışına çıkmak ya da Türkiye’ye girmek zorunda kaldı.

“ARKADAŞ, SENİNİN OY HAKKIN YOK”

İnsanlar, tatil dönüşünde gümrükteki sandığa gittiğinde büyük bir şokla karşılaştı.

Oradaki sandık görevlisi önce pasaportları aldı, ardından da T.C. Kimlik No’larını...

Ardından, “Efendim sizin kaydınız yurt dışında yok. Oy veremezsiniz” deyip gerisin geri gönderdi.

Atatürk Havaalanı’nda 6 Ağustos 2010 günü yaşanılan manzara da bundan pek farklı değildi.

Binlerce gurbetçi, tatil dönüşü için pasaporttan geçiyor ancak bir-ikisi oy kullanabiliyordu.

Onların da, örgütlü bazı cemaatlerin üyeleri olduğu o kadar açıktı ki...

Bizimle birlikte sandığa giden 4 hayırcı da “Oy kullanamazsınız. Yurt dışında kaydınız görünmüyor” denilerek geri dönderildi...

Üstelik bunların her biri en azından 20 yıldır yurt dışında yaşıyordu.

Çocukları doğru-dürüst Türkçe bile bilmiyordu.

YSK’nın, referandum için yurt dışı sandıklarının kurulmasından bir ay önce yaptığı bu “Yurt dışı seçmen kütüğü oluşturma” saçmalığı, yurt dışındaki Türkler’in çok büyük bir kısmını referandum dışı bıraktı.

Onlar bu işte bir oyun olduğunu düşünmekte de haklı...

Yurt dışında yaşayan ve “Oturma iznim ya da Alman pasaportum var, artık bu da kanıt değilse de nedir? Gidip saatlerce konsoloslukta kuyrukta bekleyip kayıt mı yaptıracağım” mantığıyla düşünenler, YSK’nın bu kararıyla darmadağın olmuş durumda.

AŞIRI UÇLAR İŞBAŞINDA

Yüzde 90’ı ‘hayır’cı olan bu kesim yerine, özellikle yurt dışında bulunan aşırı islamcı örgütlerin üyeleri “kitlesel halde kayıt yaptırma uyanıklığı” gösterdiklerinden oylarını kullanabildiler.

Zaten o örgütler, yurt dışı seçmen kütüğü olmadan da otobüsle gümrüklere adam taşır, oy kullandırtırlardı.

İşleri daha da kolaylaşmış oldu.

Şimdi birçok kişi, daha referandum takvimi bitmeden böyle bir ayrımcılığın dava konusu edilip edilemeyeceğini soruyor.

Bizce edilebilir...

Çünkü, YSK açıkça halkın iradesinin önüne ket vurmuştur.

1970’lerden beri yapılan “Oturma izinli pasaport ve giriş-çıkış damgası ile oy kullandırma” yerine, her şeyi son anda ters yüz etmiştir.

Üstelik de, kaydolma görevini vatandaşa yüklemiş ve bunu kısıtla bir zamanda yapmıştır. 22 Haziran’la sınırlayarak ayrıca bir hukuki facia daha işlemiştir...

Ve bu karar, radikal gruplara yaramıştır.

30 yıldır, 40 yıldır Almanya’da ya da Fransa’da yaşayan sıradan vatandaş ise, “Arkadaş, kaydımıza göre sen yurt dışında yaşamıyorsun. Oy veremezsin” denilerek sandıktan çevrilmiştir.

YSK’nın “Yurt dışı seçmen belirleme” yöntemine girmesinin en büyük sakıncası ise daha sonra çıkacak gibi görünüyor.

EN GİZLİ BİLGİMİZİ ALIYOR...

O da, birçok kişinin “gizli çifte vatandaşlığının yanması”dır...

Ankara, el altından yeniden Türk vatandaşlığı verdiği kişileri, bu yolla yeniden “seçmen” yani “vatandaş” olarak aldığını da, üstelik listeleyerek göstermiş oluyor.

Yani bir kurumun gizlediğini, diğer kurum yazılı olarak ortaya döküyor...

YSK için belirlenen bu listeler, günün birinde Alman makamlarının eline geçerse (ki, bizim konsolosluklar söz konusu olunca, bu hiç de uzak olmayan bir ihtimal), görün o zaman siz Avrupalı Türkler’in nasıl yandığını...

YSK’nın kısıtlı sürede oluşturmak istediği seçmen kütüğüne, biraz kafası çalışan birçok kişinin uymamasının bir nedeni biraz da bu korkudur...

O korkuyu hissedenler ise, Anayasa değişikliği ile başlarına nasıl çorap örüleceğini zaten görenlerdir.

Tüm bunlar, YSK’nın yurt dışı seçmeninden “evet”i nasıl garantilediğini de gösteriyor...

YSK’nın kararının nasıl ikili bir tuzak olduğunu anlamayan kalmadığını sanıyoruz.

İKİ ÇOK ÖNEMLİ SONUÇ...

Ankara’daki bazı aklıevvel politikacılarımız için tekrarlayalım;

1- YSK’nın yurt dışı seçmen kütüğü oluşturma kararı, yurt dışındaki Türkler’in en azından yarısının referandumda oy kullanamamasına neden olmuştur. Oy kullanamayanlar, genellikle işin hukuki yönlerini düşünen ve bilen, çoğunlukla da ‘Hayır’ oyu verecek olanlardır.

2- Yurt dışı seçmen kütüğüne kaydedip seçmen yapılan, daha önce gizlice yeniden Türk vatandaşlığı verilen kişiler de ateşe atılmıştır. İleride, bu kişilerin oy kullandığı kayıtları yaşadıkları ülkelerin eline geçerse, ikinci bir vatandaşlık iptali dalgası yaşanacaktır. Çünkü, bu durumdaki kişilerin vatandaşlık bilgileri Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gizli tutulmaktaydı. Bu kararla, bu gizliliğin de fiilen bittiği anlaşılıyor.



Alman başkan

gönderdiği

yatakta yattı...

MALATYA’yı ziyaret eden Mannheim Kenti Belediye Başkanı Dr. Kurz’un, bol kayısı ve sıcak yüzünden nasıl “cırcır” edildiğini yazmıştık.

Farklı tepkiler geldi. Kimi eleştirdi, kimi güldü, kimi bize kızdı...

Bu kadar yoğun gündem arasında, bu tür haberlerin hayatın tadı- tuzu olduğunu bilenler de oldu, bilmeyenler de...

Bazıları, “Yüzde 50 barajını Türkler’in sayılı oyuyla aştı” cümlesini yanlış anlamış, bazıları da “kebap kokulu kent” olmadığını savunmuş. Birincileri aklıselime, ikincileri de Marktplatz’a davet ediyoruz, kebap kokup kokmadığını anlamaları için...

Yine de her eleştiri herkesin görüşüdür, saygı duyarız...

Arayanlar arasında yurt dışındaki Malatyalılar’ın önde gelenlerinden Murat Alabaş da vardı...

Yazımızın Malatya basınında geniş yer bulduğunu vurguladı ve bir düzeltme rica etti.

Daha doğrusu bir anekdot...

“Tüm aksiliklere ve sözünü ettiğiniz rahatsızlığa rağmen başkanımız, Malatya’dan çok memnun ayrılmıştır. İnsanlık, sevgi ve saygının ne olduğunu görmüştür. Ayrıca o gün başkanımızı bir gece hastanede bırakmadık. Dört saat kaldı gece çıkardık. Büyük bir tesadüf Malatya’ya sağlık yardımı olarak gönderdiğimiz yatakta yatması nasip oldu” diye anlattı.

Bu görüşü iletmeyi görev biliyoruz.

MERAKLISINA NOT: Bu satırların yazarı, Deniz Feneri’nin ve bağlı kuruluşlarının ilanlarının zamanında Avrupa Hürriyet ve SABAH’ta yayınlanmasına şiddetle karşı çıkan tek kişidir. Bu ilanları yayınlayanlar halen görevinin başındadır... Eleştirilmekten de ayrıca memnun oluruz. Okuduğu yazıyı anlamayıp kasıt ve önyargıyla yorum yapanlara duyurulur...

Ali Gülen

Odatv.com

KaynaK
 
Reziller... Bunların teker teker yüzüne tükürmek isterdim ama ben tükürmekten bıkarım bunlar yüzüne tükürülmekten hiç bıkmazlar.
 
Yurtdışına çıkacak seçmenlerin tiplerine bakarak "hayır" oyu kullanacaklarını anlayıp; onlara oy kullandırmıyorlar.

Allah aşkına bu nasıl bir komplo teorisidir? YSK'yı eleştirelim yeni uygulaması nedeniyle ama her değneğin ucunuda aynı köşeye batırmayalım, suyu çıkacak.
 
Hezimetin kilifi simdiden hazir.
Gerci kaynakta oda tv imis at cope gitsin.
 
Yurtdışına çıkacak seçmenlerin tiplerine bakarak "hayır" oyu kullanacaklarını anlayıp; onlara oy kullandırmıyorlar.

Allah aşkına bu nasıl bir komplo teorisidir? YSK'yı eleştirelim yeni uygulaması nedeniyle ama her değneğin ucunuda aynı köşeye batırmayalım, suyu çıkacak.

yazının bukadarını oku anlarsın sanırım

Gümrüklerde referandum şoku. 30 yıl 40 yıl yurt dışında yaşayanların çoğu, “Senin yurt dışında kaydın yok” denilerek sandıktan çevriliyor. Bunların büyük çoğunluğunun, yurt dışında radikal örgütlere üye olmayan “Hayır”cılar olduğu dikkat çekici. YSK son andaki bu kararıyla, yurt dışı seçmeni için “evet”i garantiledi bile...
 
Benim ailem ingilterede yaşıyor ve kaldıkları bölgede 200.000 civarı türk var.Bunların neredeyse hepsi hayırcı.Ama oy kullanan kesim 30-40.000 civarında.Kemal kılıçdaroğlunun genel başkan olmasıyla birlikte yurtdışında yaşayanlarda da büyük bir hareketlilik oldu.Eminim akp memurları bu oyları çöpe atmak için yarışa girmiştir.beylikdüzü belediye seçimlerinde olduğu gibi..
 
yazının bukadarını oku anlarsın sanırım

Gümrüklerde referandum şoku. 30 yıl 40 yıl yurt dışında yaşayanların çoğu, “Senin yurt dışında kaydın yok” denilerek sandıktan çevriliyor. Bunların büyük çoğunluğunun, yurt dışında radikal örgütlere üye olmayan “Hayır”cılar olduğu dikkat çekici. YSK son andaki bu kararıyla, yurt dışı seçmeni için “evet”i garantiledi bile...

40 yıl sonra oy vermek için geliyorsa doldurmuşlardır cebini
 
Bu haber şakrabanlıktan öte gitmiyor ...
Aşırı islamcılar , radikal gruplara üye olmayanlar ...
Ne demek bu terim ler yav ... Böyle bir ayrımmı var ?
Karaktersiz Ali güven adam gibi haber yazıcaksan yaz ...
 
eeeeeeeeee yuh diyorum var mı bunun gibi birsey ya adamların yüzüne bakarak secerelerini cıkaran bir zihniyetten daha ne beklenir bana söylesenize ona bakar isen memurlara aynı durum var onlarda mı hayırcı söylesenize
 
Birbirimizi kandırmanın lüzumu yok bir insanın sıfatından şeklinden davranışından ne olup olmadığı belli oluyor.

çarşaf türban çember sakal şalvarlı parmağındaki yüzük badem bıyık ayakkabı konuşması bile bir insanın kimliğinin ortaya çıkmasına yeterlidir.

az bir yanılma ile herkes bilebilir çarşaflıların çember sakallıların türbanlıların ,badem bıyıklıların parmağında anormal yüzüğü olanların tercihini, inkar etmek karşısındakini saf yerine koymaktan başka bir şey değildir.
 
2002 ve 2007 seçimlerinde hile yapıldığı en yetkili ağızlardan söyleniyor.
beylikdüzünde akp linin hile yaptığı zaten ortaya çıktı
amerikada başkan buş u başkan yapan seçim programı bizde kullanılıyormuş.
bir başka ülke bu programdan kurtulmuş ve sonuçlar değişmiş.
vatanseverler sandığa sahip çıksın,gericilere ve bölücülere bu ülkeyi vermeyelim.
 
Akp, elinde iki sahte okeyle okeye dönüyor. Bitse de, sahte okeyi atsa da iki puan alır. Bu arada elinde gerçek iki okeyi olanlar. Adamın kafasına "TAK" diye gerçek okeyi atarlar, hem 4 puanın gider, hemde karşı taraf 4 puan alır. Yani 8 puanlık oyun. Akp hala iki puanın peşinde. Zıııır! diye telefon çalışıyor. Yada elinde bir not blokla güzel bir kız karşımıza çıkıyor. Kimdir? Neyin nesidir? Belli değil! Soruyor: " Referandumda evet mi, hayır mı diyeceksiniz?" Adam memur, işçi, esnaf yada devlet ile işi olan biri. Hayır cevabını verse işi bozuk. "Evet" diyor yada oradan hızla uzaklaşıyor veya telefonu kapatıyor. Korku imparatorluğunda referanduma gidiyoruz. Türk insanı sıkıntıyı ve zalimi sevmez. Bunu da sandıkta açık farkla gösterecek. Ankete ve yandaş veya satılmış televizyonların yorumlarına zerre kadar inanmam! Yüksek seçim kurulu evet mühürü koyacakmış. Umurumda bile değil! Oraya arapça mühür bile koysalar, basacağım yer belli.
 
Geri
Üst