1960’lı yılların başında, bir Ankara gazetesinin birinci sayfasında “üç sütun” bir başlık vardı:
“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...”
Neden, ne yapmıştı da vatan hainliğine “hâlâ” devam ediyordu?
O günlerde gazetelerde bir haber daha vardı:“Amerika, Türkiye’ye 120 milyon lira hibe etti.”
Nâzım Hikmet’in bu habere, bu hibeye tepkisi şuydu:
“Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz.”
İşte Nâzım Hikmet’in “hâlâ” devam eden vatan hainliği buydu...
* * *
Nâzım Hikmet’in cevabı şu oldu:
“Evet, vatan hainiyim!”
Ve devam etti:
“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması
topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
* * *
Nâzım Hikmet’in vatan hainliği yıllar boyu sürdü gitti...
Şimdi bir de utanmadan, onun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kabul eden AKP hükümetinin kararını “iade-i itibar” diye yorumluyorlar.
Sanki itibarına toz kondurabilmişler de...
İtibarı iade edilmiş...
Ya sizin itibarınız?
* * *
1951’de Adnan Menderes’in Başbakan olduğu hükümetin vatandaşlıktan çıkardığı Nâzım Hikmet, 2009 yılında Tayyip Erdoğan’ın AKP hükümeti tarafından vatandaşlığı onaylandı, hepsi bu kadar.
Devlet tarafından ödenen bu özür borcunun vatandaş tarafından da teşekkürü olmalı...
Hasan Pulur
Milliyet Gazetesindeki köşesinden alıntıdır...
“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...”
Neden, ne yapmıştı da vatan hainliğine “hâlâ” devam ediyordu?
O günlerde gazetelerde bir haber daha vardı:“Amerika, Türkiye’ye 120 milyon lira hibe etti.”
Nâzım Hikmet’in bu habere, bu hibeye tepkisi şuydu:
“Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz.”
İşte Nâzım Hikmet’in “hâlâ” devam eden vatan hainliği buydu...
* * *
Nâzım Hikmet’in cevabı şu oldu:
“Evet, vatan hainiyim!”
Ve devam etti:
“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması
topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
* * *
Nâzım Hikmet’in vatan hainliği yıllar boyu sürdü gitti...
Şimdi bir de utanmadan, onun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kabul eden AKP hükümetinin kararını “iade-i itibar” diye yorumluyorlar.
Sanki itibarına toz kondurabilmişler de...
İtibarı iade edilmiş...
Ya sizin itibarınız?
* * *
1951’de Adnan Menderes’in Başbakan olduğu hükümetin vatandaşlıktan çıkardığı Nâzım Hikmet, 2009 yılında Tayyip Erdoğan’ın AKP hükümeti tarafından vatandaşlığı onaylandı, hepsi bu kadar.
Devlet tarafından ödenen bu özür borcunun vatandaş tarafından da teşekkürü olmalı...
Hasan Pulur
Milliyet Gazetesindeki köşesinden alıntıdır...