Hafızayı kuvvetlendirmek için okunacak dua

BurakƷ5

Moderator
“Allahummerzukna hıfzal mürseliyn ve ilhamel enbiyai ve fehmel evliyai bikeramike ya ekremel ekramiyn vebirahmetike ya erhamerrahimiyn.”

Seher vaktinde 70 kere 1 ay okumaya devam edilirse Allah’ın izniyle devam edenin hafızası kuvvetli olur.​
 

YAZICII

New member
:)

Ne dediğini bilmediğin cümleleri ezberleyip tekrarlamak belki hafızayı kuvvetlendirir fakat aptallaştıracağı kesindir yani hafızam güçlensin derken aptallaşma riski var. Balık yemenizi tavsiye ederim hafıza için daha bilimsel yönü var.
 

YAZICII

New member
____________________________________

okuyun arkadaşlar:

Dine sokulan ve dinin bir parçası olarak gösterilen bu hurafeleri, bunları savunan kaynaklardan öğrenmek istiyorsanız size örnek olarak Pamuk yayınevinin “Kuran-ı Kerim’in Havas ve Esrarı” kitabı ile Kudret Şandra’nın derlediği “Dert Sizde, Derman Bende, Şifa Reçeteleri” kitabını önerebiliriz. Gerek yayınevi, gerek kitabın ismi, gerek yazarın kimliği kitapların “dini” kimlik kazanmasına sebep olmaktadır. Zaten binlerce hurafe ile dinin zorlaştırıldığı yetmiyormuş gibi, “dini özel bilgiler” gibi takdim edilen ilave hurafeler, Kuran’ın güzel dinini tanımayanların dini; saçma, mantıksız, uydurma sanmalarına sebep olmuştur ve olmaktadır. Yüzlerce hurafeyi sayamayacağımız için bu iki kitaptan yedi örnek hurafeyi yazmakla yetineceğiz. Bu hurafelerde Allah’ın mübarek kelamı, rehberimiz Kuran’ın surelerinin nasıl kullanıldığı ayrı bir ibret vakasıdır:

1. Örnek Hurafe: Sancıdan kıvranan bir hasta üzerine Mücadele Suresi okunursa sancısı geçer ve tatlı tatlı uykuya dalar. Gece ve gündüz bu sureyi okumaya devam eden kimse hırsızlara karşı korunur. Surenin tamamı bir kağıt üzerine yazılıp herhangi bir mahsul üzerine atılırsa, o mahsul her türlü haşerenin tahribatından kurtulur, bolluk ve bereket meydana gelir.

2. Örnek Hurafe: Bir kimse Maun Suresi’ni ev eşyası üzerine okuyup üfürse, o eşya kırılmaktan ve kaybolmaktan kurtarılmış olur. Bu surenin okunmasını alışkanlık haline getiren kimsenin sözü her yerde geçerli olur. Hiç kimse bir dediğini iki edemez.

3. Örnek Hurafe: Sık sık hamamcı olan kimseler, bir şap üzerine Tarık Suresi’ni okuyup, yastığın altına kor ve bu şekilde uyuduğu takdirde hamamcı olmaktan kurtulur.

4. Örnek Hurafe: Basur hastalığına yakalanan kimse, namazların sonunda Ala Suresi’ni yedişer defa okursa hastalığı geçer. Cuma ezanında yazdırıp üzerine alan kıskançlık, nazar ve sihre karşı kendini korur.

5. Örnek Hurafe: Bir çirişe 7 ilmik atılır. Birinci ilmiğe ve yedinci ilmiğe Sure-i Kevser okunur. Her düğümde şöyle denir: “Yarabbi filanın şehvetini, cinsel organını, aklını fikrini 360 beden azası ile 72 endamı ile bağladım ve düğümledim.” Bu çiriş rüzgara karşı asılır. İcap ettiğinde çözmek için kaybolmaması da şarttır.

6. Örnek Hurafe: İçinde 17 Mim harfi bulunan Ayetel Kürsi’yi yine bir çiriş alıp bakire bir kıza 17 kez düğümlenecek şekilde ilmik attırılır. Her ilmiğe 10 adet Ayetel Kürsi okunur… Kimin için niyetleniyor, ne için isteniyorsa; “Ya Rabbi falanın şehvetini, dilini ya da yolunu bağlıyorum. Ayetel Kürsi’deki İsmi Azamın ve esma-i İlahiyenin yüzü hürmetine düğümledim” diyerek, bakire kıza bir düğüm attırılıp, işaretle hiç konuşmadan 17 ilmik böylece düğümlenir ve 170 adet Ayetel Kürsi okunmuş olur. Bu okunmuş çiriş karanlık bir yerde ağır bir taş altına konarak muhafaza edilir.

7. Örnek Hurafe: Erkekliği bağlı bir şahsın çözülmesi için; temiz bir kağıda Ayetel Kürsi, diğer bir kağıda da Sure-i Haşr’ın son dört ayeti ile Amener Resuli ayeti kelime olarak ayrı harf harf yazılır. Ayetel Kürsi sağ kola, diğer yazılı Amener Resuli ve Haşır Suresi sol kola bağlanır. Sonra hiç kullanılmamış bir baltanın deliğinden bağlı erkeklik uzvunu geçirip küçük tuvaletini yapar.


KURAN ÜFÜRÜK KİTABI DEĞİLDİR KURAN’I ÜFÜRÜK KÄ°TABI YAPANLAR | Kurandaki Din
 

DeRSaaDeT

Islambol
Tevhid'in anlatılması lazım. Bunlardan önce İslam'ın amacı, misyonu, devrimsel yanı sorgulanmalı. Allah bizden ne istiyor bunlar sorgulanmalı.

Bu duanın manası da olsa güzel olurdu. Muhtemelen klasik hafızama kuvvet ver Allah'ım tarzı bir manası var. Bu dua Türkçe de edilebilir. Bir zararı yok. Sonuçta bir dua. Konuyla ilgili hadis varsa o da verilse daha güzel olurdu. Konu için yine de Allah razı olsun.

kurandakidin adlı atma kitabın yazarları bile belli değildir. Taberi tefsiri dururken israil uşaklarının ilahiyatlara gönderilip sonra baştan sona atma kitaplar yazmaları normaldir... Hayatıyla Taberi ve tefsirindeki alimlerin adları ve hayatları ortadadır. Kapılar arkasına saklanan yazarlar nasıl bir hayat yaşıyorlar, kimlerdir? O atma kitabın her konusunu da Kur'an'ı taberi tefsiri gibi iyi bir tefsirle okuyan herkes rahatlıkla çürütür. Bunlardan en barizi sadece kuran miras hukuku konusunda yetersizdir. Hadislere ihtiyaç vardır. Hadislere olan ihtiyacı kuran söyler. Hatta bazı miras meseleleri hulafa-i raşidin döneminde çözülüyor. Matematiğiniz kuvvetliyse sadece kurancı arkadaşa miras sorusu sorabilirim. Birtek kuranla çözmeye çalışsın merak ettim çözebilecek mi?...
 

YAZICII

New member
kurandakidin adlı atma kitabın yazarları bile belli değildir. Taberi tefsiri dururken israil uşaklarının ilahiyatlara gönderilip sonra baştan sona atma kitaplar yazmaları normaldir...

Ne biliyosun israil uşakları olduğunu? Ne malum senin israil uşağı olmadığın? İftira çamur atacağına doğrularını ispatlamaya çalış böylesi daha ahlaki olur yoksa bende sana yahudi uşağı demesini bilirim ve hiç ahlaki olmaz .

Hayatıyla Taberi ve tefsirindeki alimlerin adları ve hayatları ortadadır. Kapılar arkasına saklanan yazarlar nasıl bir hayat yaşıyorlar, kimlerdir? O atma kitabın her konusunu da Kur'an'ı taberi tefsiri gibi iyi bir tefsirle okuyan herkes rahatlıkla çürütür. Bunlardan en barizi sadece kuran miras hukuku konusunda yetersizdir.
Kuran yetersiz değildir sen allahtan dahamı iyi biliyorsun? Allah kuran için eksiksiz açık bir kitap diyor sen ise yetersiz diyorsun. allahı yalanlıyorsun büyük konuşuyorsun, tuttuğun yol seni doğruya çıkarmaz kendini kandırmayı bırak.

Kuran yetersiz ve eksik değildir al ayeti oku:

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?

29-Ankebut Suresi 51


Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.

6-Enam Suresi 38


Alttaki ayettede kuranın her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı doğruya iletici rahmet ve müjde olarak indirildiğini yazıyor . İyi oku ayeti yalanlama.

Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

16-Nahl Suresi 89


iyi oku tevbe et:

KURAN’IN ANLAŞILMASI İÇİN TEFSİR, HADİS, İLMİHAL GİBİ KAYNAKLARA İHTİYAÇ YOKTUR



32- Kafirler dediler ki “Kuran ona toptan, bir defada indirilseydi ya.” Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça düzenleyip okuduk.

33- Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım.

25-Furkan Suresi 32,33



Görüldüğü gibi kafirler hep Kuran ile uyarılmışlardır, bu yüzden kafirler itirazlarını da hep Kuran’a karşı yapmışlardır. Yapılması gereken tefsirler/ yorumlar da yine Kuran’ın içindedir. “En güzel yorum” ifadesinin Arapçası “ahsena tefsir”dir ve “tefsir” kelimesinin Kuran’da geçtiği tek yer yukarıda alıntıladığımız ayettir. Böylece Allah, Kuran’ın tefsirinin en güzel şekilde yine Kuran’la yapılacağının dersini vermektedir. Oysa “Kuran tefsiri” diye satılan kitaplarda, Kuran’a eş koşulan birçok hadis geçmekte ve bunlar Kuran’ın ihtiva etmediği anlamları ve hükümleri dine ilave etmekte kullanılmaktadır. Kuran en güzel yorumu içerirken, ayrıca başka yorum kitapları (tefsir kitapları), Kuran-üstü bir konumda dinin kaynağı olamaz. Dinimiz tefsir kitapları olmadan da tastamamdır. Daha evvel belirttiğimiz sarf (türlü şekillerde açıklama), fussilet (detaylandırma) tipi kelimelerin Kuran için kullanılması da; Kuran’ın hiçbir hadis kitabına, mezhep kitabına, tefsir kitabına ihtiyaç duymaksızın her detayı içerdiğini göstermektedir. Kuran üzerine düşünceleri ihtiva eden çeşitli tefsir kitapları elbette olabilir, fakat sorun, “tefsir” adı altında, Kuran’da yer almayan hükümlerin dine ilave edilmesindedir.

PEYGAMBERİMİZİN ŞİKAYETİ



Kuran’ı dinin merkezine koymalı ve Peygamberimiz’e uymanın, Kuran’a uymakla mümkün olacağını bilmeli; hem Peygamberimiz’i hem de dinimizi iftiralardan kurtarmalıyız. Peygamberimiz, Allah’ın huzurunda toplanıldığında ümmetinin bir bölümünden şöyle şikayetçi olacaktır:



Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran’ı devre dışı tuttular.

25- Furkan Suresi 30



Bu, Kuran’da geçen, ümmetinden Peygamberimiz’in yegâne şikayetidir. Gerçekten de Peygamberimiz’e uyduğunu söyleyen birçok kişinin sergilediği manzara budur: Kuran -sözde- el üstündedir, kutsaldır, fakat aslında Kuran; hayata uygulanmayan, dini tek başına belirlemeyen bir kitap olmuştur ve yüzlerce dini kitaptan birine çevrilmiştir. Kişiler dinlerini ilmihal kitaplarından öğrenmekte, Kuran ise anlaşılmak için değil, sadece seslendirilmek için okunmakta ve böylece devre dışı tutulmaktadır.

Buraya kadarki tüm bu ayetler ve açıklamalar; Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğunu, bizzat Kuran’ın kendisinin açıkladığını göstermiştir. İlerideki bölümlerde, Kuran’ın dinin biricik kaynağı olduğuna dair burada belirtmediğimiz delilleri de göstereceğiz. Peygamberimiz’e iftira edilerek uydurulan hadisler başta olmak üzere, mezhepler, tarikatlar ve gelenekleri irdeleyerek; Kuran dışında dini kaynak kabul etmenin sonunun nasıl felaket olduğunu gözler önüne sereceğiz.



Hadislere ihtiyaç vardır. Hadislere olan ihtiyacı kuran söyler. Hatta bazı miras meseleleri hulafa-i raşidin döneminde çözülüyor. Matematiğiniz kuvvetliyse sadece kurancı arkadaşa miras sorusu sorabilirim. Birtek kuranla çözmeye çalışsın merak ettim çözebilecek mi?...
Hadislere ihtiyaç olsaydı 4 halife hadisleri yasaklamazdı sen dört halifeden dahamı iyi biliyorsun ? Ayrıca kuranada iftira atıyorsun.

oku :

DÖRT HALİFE TEK BİR HADİS YAZDIRMADI



Kuran’ın dışında başka kaynakları da dinin kaynağı ilan edenlere, Kuran’ı tek başına yetersiz görenlere, Kuran’la beraber uydurmalarla dolu hadis kitaplarından da dini anlamaya çalışanların -çoğunluğu oluşturan Ehli Sünnet’in- kabulüne göre, İslam’ın en mutlu dönemi önce Peygamberimiz’in zamanı, sonra ise dört halife dönemidir. Fakat ne yazık ki bu halifelerin üstünlüğünü kabul edenlerin uygulamaları, dört halife ile çelişmiştir. Daha evvel 4. Bölüm’de Peygamberimiz’in hadisleri yazdırmadığını gördük. Dört halife de, bırakın hadis yazdırmayı, kişilerin hadis nakletmelerini engellemeye çalışmışlar ve Kuran dışında başka kaynak oluşmamasının mücadelesini vermişlerdir. Üstelik bu mücadeleyi Peygamber’in vefatından sonraki ilk yıllarda vermişlerdir; yani uydurmaların çok daha az olduğu bir dönemde. Oysa isteselerdi, Peygamber’in en azından birkaç bin hadisini toplayıp bir kitap yapabilirlerdi. Hem de Peygamber’i gören ve ona çok yakın olan dört halife, eminiz ki çok az yanlışla böyle bir hadis kitabını oluşturabilirlerdi. Bu bölümde izah etmek istediğimiz; doğru hadislerden oluşsa bile, Kuran dışında başka dini kaynak oluşturmaya karşı olmanın en güzel örneğinin, Peygamberimiz’den sonra dört halife döneminde görüldüğüdür. Onlar, doğru olan hadisleri bile toplamadılar, insanların Kuran dışına çıkmasını önlemeye çalıştılar. Oysa ünlü hadisçi Darekutni’nin ifadesine göre; “Yalan hadisler arasında sağlam hadis, siyah öküzün derisindeki tek tük beyaz kıl kadardır.” Gün gelmiş yalan hadislerin sayısı doğru olan hadisleri geçmiş ve bugünün en ünlü hadis kitapları siyasi, maddi, manevi menfaatlerin baş gösterdiği devirlerde yazılmıştır. Oysa dört halife, kendi gözetimleri de mümkünken, bırakın tek bir hadis yazmayı, kimseye de yazdırmamış, hadis naklini de kötü görmüşlerdir; üstelik doğruların yalanlardan fazla olduğu, kendilerinin ise hakem olabileceği bir ortamda. Şimdi birileri kalkıyor dört halife aşağı, dört halife yukarı, onları öve öve bitiremiyor; ama Kuran’ı dinin tek kaynağı kılmak hususunda onların bu tavırlarını uygulamaya gelince, sanki bahsettiklerimiz olmamış, sanki kendi kaynakları bile bu gerçekleri kabul etmiyormuş gibi, tarihin bu olaylarını görmezden geliyorlar. Gelin Hz. Ebu Bekir’den başlayarak sırasıyla dört halifenin, hadis toplamaya ve nakline karşı tavrını hadis merkezli bir İslam’ı benimseyenlerin de kabul ettikleri kaynaklardan alıntılar yaparak görelim:

Ebu Bekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”

Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3; Buhari l.cilt



Görüldüğü gibi ilk halife Hz. Ebu Bekir, Kuran dışında başka bir kaynak ortaya çıkmamasının reçetesini şöyle yazmıştır: “Hiçbir hadis nakletmeyin.” Dikkat edin; “Şu kadar şahit olursa, şu şu haller de olursa, doğru hadisi toplayın, yalanı şöyle atın, geriye doğrusu kalsın…” diye tarifler yapmamış, kestirme şekilde hadis nakil edilmemesini istemiştir. Hz. Ebu Bekir döneminde yaşayanların çoğunun Peygamber’i görenler olduğunu ve Peygamber’in birçok sözünün en taze dönemi olduğunu düşünürsek, Hz. Ebu Bekir’in bu konudaki tavrı daha da anlamlı olur.

DÖRT HALİFENİN HADİSLERE KARŞI TAVRI

DAHA EVVEL HİÇ KİMSE BUNLARI AKIL EDEMEDİ Mİ?



Ne yazık ki ülkemizin üzerinde bulunduğu topraklara İslam adına ilk giren ve hâlâ çoğunluğu oluşturan; kitabımız boyunca eleştirdiğimiz, mezheplerin uydurmalarla dolu dini yapısıdır. Sayısal olarak ülkemizde çoğunluğu temsil eden ve halife olan padişahlarca benimsenen de Sunni mezhepler olmuştur (özellikle Hanefilik). Bu mezhep, merkezi yönetimin politikaları sonucu kollanmış, karşıt fikirler ise bastırılmıştır. Tarihsel süreçte hadislerin dinin kaynağı ilan edilmelerine, Mutezileler ve Hariciler gibi grupların ve de birçok kişinin karşı çıktığını görürüz. Fakat ülkemizin uzun yıllar Sunni yönetimlerin egemenliğinde olması ve halkımızın tarihsel bilgisinin zayıflığı sebebiyle bu söylediklerimizi ilk duyanların çok şaşırdığını ve “Bunları daha evvel kimse akıl edemedi mi? İlk siz mi bunları akıl ettiniz?” diye tepki verdiklerini görmekteyiz. Oysa bu fikirler tarih boyunca birçok kişi tarafından ifade edilmiştir. Günümüzde de birçok kişi bu fikirleri seslendirmektedir. (Kitabımızda bu fikre yakın yazarların bir kısmından alıntılar yaptık.) Fakat mezheplerin sunduğu şekliyle İslam’ı benimseyenlerin, daha organize olması ve mezhepçilerin baskısından bazılarının çekinmesi sonucu; Kuran’da anlatıldığı şekliyle İslam’ın sesi, mezhepçilerin sesi kadar gür çıkamamaktadır. Kitabımızın bu bölümünü okuyanlar, Peygamberimiz’in vefatından hemen sonraki devirde dört halifenin, Kuran dışında dini kaynakların ortaya çıkmaması için nasıl çabaladıklarını kavrayacaklardır. Böylece “Bu söylediklerinizi ilk siz mi akıl ettiniz?” diye soranlar, bu fikirleri Peygamber’in vefatından sonraki ilk yıllarda, dört halife başta olmak üzere birçok insanın seslendirdiğini anlayacaklardır. Tüm bu fikirleri tarih boyunca akıl edenler hep vardır ama akıl etmek istemeyenlerin uyduracakları mazeretleri de hep olmuştur.

DİNİN KAYNAĞI NEDİR? | Kurandaki Din
DÖRT HALİFENİN HADİSLERE KARŞI TAVRI | Kurandaki Din
 

DeRSaaDeT

Islambol
O kitabı okudum ben. Dediğim gibi merak ediyorsan miras sorunu sorayım. Yazarı belli olmayan kitaplarla işim yok benim. Bana miras sorusuna cevap vereceksen gel. Soruyu merak edip çözmeye çalışmak yerine tartışmayı boşa aynı kitaptan copy/pastelerle uzatacaksan kolay gelsin. O kurandakidin adlı kitapta olmayan bir detaydır bu miras meselesi. Ama merak edip sormayacağına, sorsan da sadece kuranla çözemeyeceğine kesin eminim. =) Dediğim gibi her o kitabı okuyup da doğru olduğunu zanneden insanlar gibi sen de copy/paste'e devam edeceksin başka başka meselelerde aynı kitaptan. Çünkü o soruyu hiçbiriniz çözemezsiniz hadisler olmadan =). Yine de matematiğin kuvvetliyse ve bu konularda ciddi bilgi sahibiysen ve istiyorsan sorarım. Ne diyorsun?

Sen beni işe karıştırmayı boşverde yazarı bilinmeyen eserler yerine hayatı ortada alim eserleri oku. Ya da devam et kendini gösterecek bile cesareti olmayan birtakım karanlık kişilerin yazdığı kitabın sitesinden copy/paste'e.
Neyse... Bu konuda çok fazla tartıştım cevap da verdim zamanında ama sıkıldım cidden. Zekatın tafsilatı oruç, namaz, savaş ganimetleri vb. tam açık değildir. O kitapta yazan bilgilere göre (kurandakidin-yazarsız kitap) herkesin namazı ayrı biçimde çıkar ortaya. Kuranda hiçbirşey eksik değildir çünkü hz muhammed (sav)'e uyun der.

Ey Resulum De ki: "Allah'ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder".

Âl-i İmran Suresi 31. Ayet
Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab’ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.

Bakara Suresi 151. Ayet
Ey inananlar! Allah’tan sakının, dürüst söz söyleyin de Allah işlerinizi kendinize yararlı kılsın ve günahlarınızı size bağışlasın. Kim Allah’a ve Peygamber’ine itaat ederse, şüphesiz büyük bir kurtuluşa ermiş olur.

Ahzap Suresi 71. Ayet
Allah'a uymak tamam da resulullah'a uymak nasıl mümkün olabilir?

Hadis yazılmasının (ezberlenmesi değil!!) yasaklanma sebebi kuranla karışmasın diyeydi. Çünkü İslam yeniydi ve hadis kuran ayrımının idrak edilmesi gerekiyordu. Bilindiği üzere hz peygamber sav zamanında kuran hafızalarda ve birtakım yerlere not alınmış durumda, sürekli vahiy geliyor bir yandan da din hz muhammed sav'e sözlerine, devlet yönetimine bakılarak öğreniliyor. Karışık, telaşlı bir dönem. Sonradan yazılmasına izin verdi hz. muhammed (sav) hadis var. 4 halife devrinde yeni yerler fethedildi islam coğrafyası genişledi ve hz peygamber sav'ın endişeleri 4 halife devrinde de devam etti çünkü islam ta anadoluya girdi, Kuran nüshası bugünkü gibi çok değildi. kuzey afrikaya girdi birçok yeni müslüman olan kimseler ortaya çıktı ondan hadisler yazılmadı ama bizzat sahabi tarafından yeni müslümanlara hep anlatıldı. Yazılsaydı yine karışıklık olabilirdi. Bu ve benzeri birtakım engellerden dolayı yasaklandı. Nedenini bile anlamadan copy/paste yapmayın her gördüğünüz şeyi. O kitap işine gelen hadis tarihi kitaplarından ve işine gelen hadislerden kısımları alıyor diğer kısımları atıyor. Ayrıca birçok sahabi hadis yazmamış ama ezberlemiştir. Ezberlenmesi problem yaratmıyordu. Çünkü yazılmadığı için kuran zannedilip karıştırılmazdı.

Aşağıda hz muhammed (sav)'ın hadis yazılmasına sonradan izin verdiği hadis kitaplarında var. Senin kitapta sadece hadis yazılmasının yasaklandığı hadise yer veriliyor. Madem hadislere inanmıyor o zaman neden hadis yazmanın (ezberlemenin değil!!) yasaklandığı hadisleri verip, tekrar yazmanın serbest bırakıldığı kısımlar verilmiyor? Madem hadislere inanmıyorsan o zaman neden hadisi kanıt olarak veriyorsun kitapta diye sorar insan. Al sana hadis yazılmasının serbest bırakıldığına dair birkaç hadis.

4101 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işittiğim her şeyi yazıyordum. Kureyş bu işten beni men etti. Dediler ki: "Sen her (işittiğin) şeyi yazıyorsun, halbuki Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir insandır, memnun ve öfkeli halde de konuşur."
Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a anlattım. Parmağı ile ağzına işaret ederek:
"Yaz, nefsimi elinde tutan Zâta yemin olsun, ondan haktan başka bir şey çıkmaz!" buyurdu."

Ebu Davud, İlim 3, (3646).

4102 - Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ensardan bir zat Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (hafızasını) şikayet ederek dedi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! ben senden hadis işitiyorum, çok hoşuma gidiyor, ancak hafızamda tutamıyorum. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ona şu cevabı verdi:
"Sağ elini yardıma çağır!" ve eliyle yazma işareti yaptı."

Tirmizi, İlm 12, (2668).

4104 - Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh diyor ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Ashabı arasında İbnu Amr hariç, benden daha çok hadis bilen yoktu. (Onun beni geçmesi şuradan ileri geliyordu) O hadisleri yazıyordu, ben ise yazmıyordum."

Buhari, İlm 39; Tirmizi, İlm, (2670).
 
Üst