Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hadis Atlası - Haftalık Ezberlenecek Hadisler / Güncel
Sahabe efendilerimizin önde gelenlerinden Abdullah ibn Ömer’in (radıyallahü anh) rivayet ettiği bir kudsî hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
“Mü’minin şeref ve itibarı, gecelerini ibadetle geçirmesinde; izzet ve haysiyeti de, gönül tokluğu içinde bulunup insanlara el açmamasındadır.”
Şeddâd ibn Evs (radıyallahü anh) hazretlerinin naklettiği bir hadis-i şerifte, Kainatın Medar-ı İftiharı Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:
Akıllı kimse, sürekli kendi nefsini sorgulayan
ve durmadan ölüm ötesi hayat için çabalayandır.
Nefsini hevâsının peşinde koşturan
ve buna rağmen Allah Teâlâ’dan beklentileri olan kimseye gelince o zavallının tekidir.
(Tirmizi, Kıyame,25; İbn Mace, Zühd, 21; Müsned, 4/124)
Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) Hazretleri’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Hikmetin Lisân-ı Fasîhi Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Cenâb-ı Allah, ilim tahsil etmek maksadıyla yola çıkan kimseyi sonu varıp Cennet’e ulaşan yollardan birine dahil eder. Melekler, ilim tâlibinden öyle memnun olurlar ki, onun önünde kanatlarını yerlere sererler. Yerde ve göklerdeki bütün varlıklar ve hatta denizlerdeki balıklar âlim için istiğfar eder, Allah’tan rahmet dilerler. Âlimin âbide üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz, âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakmışlardır, onların mirası ilimdir. O ilimden nasibini alan insan, büyük bir bereket ve hayır kaynağına ulaşmış olur.
Hazreti Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’ın rivayet ettiğine göre,
Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Kim bir mü'minin dünyevî sıkıntılarından birini giderirse, Allah Teâlâ da onun Kıyamet gününe ait meşakkatlerinden birini giderir. Kim darda kalmış bir insana kolaylık gösterirse, Cenâb-ı Allah da onun hem dünyadaki hem de ahiretteki işlerini kolaylaştırır. Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah (celle celalühu) da onun kusurlarını gizler, onu dünyada ve âhirette rezil rüsvay olmaktan muhafaza eder. Bir mü’min, kardeşinin yardımına koştuğu müddetçe, Mevlâ-yı Müteâl’de onun yardımcısı olur.
Cenâb-ı Allah, ilim tahsil etmek maksadıyla yola çıkan kimseyi sonu varıp Cennet’e ulaşan yollardan birine dahil eder ve o yolda yürümeyi o kimseye kolaylaştırır. Bir grup insan, Allah'ın kitabını okumak, aralarında tedris etmek ve Cenâb-ı Hakk’ın kelamından O’nun marziyatını öğrenmek üzere Allah Teâlâ'nın evlerinden herhangi birinde toplanırsa, müzakere esnasında üzerlerine mutlaka sekîne iner, rahmet onları her yandan kuşatır, melekler çevrelerini sarar ve Mevlâ-yı Müteâl, huzurunda bulunan mukarreb meleklere onlardan bahseder.
Ne var ki, bir kimse amellerindeki kusurlar yüzünden yavaşlar ve ilim yolunda geride kalırsa, soyu-sopu ve ecdadının fazileti onu hızlandıramaz; öyleyse, hiçkimse nesebine güvenip de salih amelleri ihmal etmemelidir.
Hazreti Ebû Imare Berâ İbn Âzib (radıyallâhu anh)’ın rivayet ettiğine göre,
Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Ey uyumaya niyetlenen kimse, yatağına uzandığın zaman şöyle de: “Allahım nefsimi Sana teslim ettim, bütün benliğimle Sana yöneldim; işlerimi Sana emanet ettim, sırtımı Senin kudretine dayadım. Senin rahmetinden ümitvârım, gazabından da korkuyorum. Senin dergahından başka ne iltica edilecek bir yer var, ne de güvenilir bir mekan; Senin merhametine sığınıyor ve Senden eman diliyorum.. diliyor ve indirdiğin Kitab'a, gönderdiğin Peygamber'e (aleyhissalâtu vesselâm) imanımı ikrar ediyorum.”
Şayet bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere (mü’mince) ölmüş olursun; eğer sabaha erersen, hayır bulursun.
Hazreti Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte,
her ifadesi lâl ü güher Efendiler Efendisi şöyle buyurur:
İnsanın izzeti inancını hayatına yansıtmasında, kişiliği aklını hep hayra kanalize etmesinde, şeref ve asaleti de ahlakını güzelleştirmesindedir.
Sahabe efendilerimizin önde gelenlerinden Abdullah ibn-i Ömer (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
Sırf ahiret mülahazasıyla yapılması gereken bir işte dünyevî beklentilere giren kimsenin ötede o amelle elde edebileceği hiçbir kazanç yoktur.
(Müsnedü’ş-Şihab, 1/293; Ez-zühd ve sıfatü’z-zâhidîn, 1/67)
Ebû Mûsâ (radıyallahu anh) hazretlerinden rivayet edildiğine göre;
Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Saçı–sakalı ağarmış müslümana,
Kur'an-ı Kerim’i usûlüne uygun olarak okuyan, içindekiyle amel hususunda ölçüyü aşmayan ve ondan uzaklaşmayan âlime
ve herkesin hakkını gözetmeye çalışan âdil idareciye hürmet etmek,
Allah Teâlâ’ya duyulan saygı ve ta’zimden ileri gelir.
Câbir İbn Abdullah (radıyallahu anh) hazretlerinden rivayet edildiğine göre;
Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Zulümden sakınıp kaçınınız; çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlimin karşısına zifiri karanlıklar olarak çıkacaktır. Cimrilikten de sakınınız; zira, cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiş, onları haksız yere birbirlerinin kanlarını dökmeye ve haramlarını helâl saymaya sürüklemiştir.
Dahhâk bin Kays (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) şöyle buyurur:
Yaptıklarınızı Allah için yapma hususunda teyakkuz halinde olun ve bilin ki, Allah halis olmayan ameli kabul etmez.
Hazreti Ebû Hureyre (radıyallâhu anh)’ın rivayet ettiğine göre,
Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Sizden biriniz uyuduğu vakit şeytan, onun ense köküne üç düğüm atar;
her düğümün bulunduğu yere, “Haydi uyu, gecen uzun ola!” (diyerek) vurur. Eğer o kimse uyanır ve Allah’ı zikrederse bir düğüm çözülür; abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür; namaz kılarsa bütün düğümler çözülür. Böylece, o insan gönül inşirahı içinde, canlı ve hoş bir halet-i ruhiye ile sabaha erer; aksi halde, kalbi kararmış, içi daralmış ve iyice uyuşuklaşmış bir halde sabahlar.